Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Zafer Yahut Hiç
Zafer Yahut Hiç

Zafer Yahut Hiç

Mustafa Kutlu

Makedonya kralı İskender, Dara’yı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Dara’nın hızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşber’in sarayına sığınır. Eşber’in kızkardeşi Sumru, İskender’i gömeden ona…

Makedonya kralı İskender, Dara’yı yendikten sonra doğuda ilerlemektedir. Dara’nın hızı Rukzan hüviyetini gizleyerek Pencap hükümdarı Eşber’in sarayına sığınır. Eşber’in kızkardeşi Sumru, İskender’i gömeden ona aşık olmuştur. Gizlice buluşan ve şevişen Sumru ile İskender arasında gidip gelirken Rukzan da İskender’i sever. İskender Sumru’nun bütün ricalarına rağmen Pencap ülkesine yürür. Sumru sevgilisine söz geçiremeyince ağabeyini bu savaştan vazgeçirmek ister ancak Eşber halkına karşı sorulu olduğunu bilir. Savaşır ve bir hain sandığı Sumru’yu öldürür. Bu haber İskender’e ulaşınca kıral kendisine engel olmak isteyen Rukzan’ı atıyla çiğneyerek geçer. Pencap düşer, Eşber zincire vurulur. Eşberin kahramanlığına hayran kalan İskender onu serbest bırakır ve kılıcını geri verir. Kılıcı alan eşber intihar eder etrafı Eşber’in, Sumru’nun ve Rukzan’ın cesetleriyle çevrili olan İskender, bunun manasını hocası Aristo’ya sorar. Eser Aristo’nun cevabı ile biter:
– Zafer yahut hiç!

*

Gide gide şehir bitti.

Döküntü minibüs şehrin eteğine yapışmış yaşayan gecekondu mahallesine daldı. Sokakta hortumla kilim yıkayan, yün çırpan, çamaşır asan şalvarlı kadınların; küfür günah top oynayan çocukların, işporta arabalarının arasından geçip bir ufak meydana vardı. Meydanı firdolanıp bir köşeye park eden öteki minibüslerin yanına yanaştı, durdu.

Kahve az ilerde salkım söğütlerin gölgesindeydi. Dışa- nya atılmış masalarda tavia oynayan, altikol iskambile dalan şoförler, muavinler, yolcular vardı. Döküntü minibüsün şoförü de arabadan atlayıp onların yanına gitti. Garson delikanlı nasıl bir alışkanlıkla soğuk gazozu açıp hazır etmişti ki şoförün eline tutuşturdu. Haftalık tıraşı, ağzına dolan bıyıkları, kocaman kara elleriyle karayağız şoför ayakta bir dikişte gazozu sonuna kadar içip şişeyi garsona verdi. Elinin tersiyle ağzını sil- di, bir sandalye çekip tavlacılara yanaştı.

Sıcak, tozlu, yapış yapış bir gün.

 

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Hikaye
  • Kitap AdıZafer Yahut Hiç
  • Sayfa Sayısı200
  • YazarMustafa Kutlu
  • ISBN9789759953492
  • Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDergah Yayınları / 2011

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Sel Gider Kum Kalır ~ Mustafa KutluSel Gider Kum Kalır

    Sel Gider Kum Kalır

    Mustafa Kutlu

    Benim Dergâh dergisinde yazdıklarım ihtiyaca mebnidir. Yani esasen ben bir münekkit değilim. Bir okuyucunun intibalarıdır yazdıklarım. Yayımlanan şiir, hikâye, roman gibi eserler üzerine gerçekten tenkit yazıları...

  2. Mavi Kuş ~ Mustafa KutluMavi Kuş

    Mavi Kuş

    Mustafa Kutlu

    Sıcaktan dili dışarı düşmüş bir köpek sarsak, ağır ve bezgin adımlarla meydanı bir baştan ötekine geçip köşedeki kasabın önünde durur. Oracıkta dikilen kıdemli sokak...

  3. Hesap Günü ~ Mustafa KutluHesap Günü

    Hesap Günü

    Mustafa Kutlu

    “Musallada bir tabut, yeşil örtü üstünde, yapayalnız… İkindi okunmuş, namaz kılanlar camiye girmiş, kılmayan kalabalık cami duvarına yanaşıp saçak altına sığınmış. Alafranga bir muhit;...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Peruk Gibi Hüzünlü ~ Yalçın TosunPeruk Gibi Hüzünlü

    Peruk Gibi Hüzünlü

    Yalçın Tosun

    Dostluk, arkadaşlık, sevgi, tutku, bağlılık ve keder… Bu duygular arasında mekik dokuyan, gönül kırıklıklarını ustalıklı bir sevecenlikle onarmaya çalışan bir kitap, Peruk Gibi Hüzünlü....

  2. Valeria Bunu Anlayamaz ~ Dilek YılmazValeria Bunu Anlayamaz

    Valeria Bunu Anlayamaz

    Dilek Yılmaz

    Dilek Yılmaz ilk öykü kitabında ahenksiz bir koro içindeki farklı seslere kulak kabartıyor. Okurun karakterler arasında gezinirken yakınında duyabileceği, yükselip alçalarak dalgalanan bir ses...

  3. Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra ~ Barış BıçakçıBir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra

    Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra

    Barış Bıçakçı

    “Bir şey sunulmuştu bana, bir hediye, bir meyve. Ama ben o meyveden tadamadım, gök erik gibi kaldı avcumda dünya. Şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur