Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize.
Bir kemiğin ardında saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize.
Gidiyorum: Gönlümde acısı yanıkların…
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda.
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
Yalnız bir hâtırası kaldı artık yanımda.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz;
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağı’na.
Halbuki yoldaşını bırakıp dönenlerin
Değişilir topu da bir sokak kaltağına.
İÇNDEKLER
Yolların Sonu ve Atsız’ın Şiir Dünyası / Dr. Sakin Öner • 11
YOLLARIN SONU
Yakarış • 43
Yolların Sonu • 47
Topal Asker • 49
Kahramanların Ölümü • 54
Toprak – Mazi • 55
Sarı Zeybek • 60
Davetiye • 63
Yarının Türküsü • 67
Türk Kızı • 69
Kömen • 70
Selâm • 74
Kahramanlık • 78
Bahtiyarlık • 79
Türklerin Türküsü • 80
Macar İhtilâlcileri • 81
Unutma! • 82
Dün Gece • 83
O Gece • 85
Eski Bir Sonbahar • 87
Karanlık • 88
Özleyiş • 89
Türk Gençliğine • 90
Türkçülük Bayrağı • 95
Koşmalar • 96
I: Ağıt • 96
II • 97
III • 98
IV • 99
V: Sesleniş • 100
Varsağılar • 102
I • 102
II • 103
III • 104
IV • 106
Gel Buyruğu • 107
Hâtıralar • 108
Ayrılık • 109
Yalnızlık • 111
Korku • 113
Ay Yüzlü Güzel Konçuy • 114
Geri Gelen Mektup • 115
Yaşayan Türkçülere Ağıt • 117
Dörtlükler • 118
Kader • 124
Afşın’a Ağıt • 125
Sona Doğru • 126
EKLER
Editoryal Not • 129
İnkıraz • 131
Son Mektup • 132
Gözlerim • 134
Sakarya • 135
Gel, Beni Râm Et! • 139
Hicran • 140
Liseli Kız • 142
Girdap • 143
Türkistan İhtilâlcilerinin Türküsü • 144
“Şehvet denilen…” • 145
“Ey gözlerinin…” • 146
“Ey, ömrü…” • 147
“Kâfirde yiğit…” • 148
“Gönül, kader…” • 149
“Hey bre…” • 150
“Şu dağların…” • 151
“Aşkınla bunca…” • 152
“Göğsünde vurup…” • 153
“Sevdâ gibi…” • 154
Minimini Mâviş Cin Kerata • 155
“Can bebeğim…” • 156
Nejdet Sançar’a Ağıt • 157
YOLLARIN SONU VE ATSIZ’IN ŞİİR DÜNYASI
Dr. Sakin Öner
Hüseyin Nihâl Atsız (1905-1975), Türk milletinin tarihiyle eşit bir yaşa sahip olan Türk milliyetçiliği fikrinin, yirminci yüzyılda Ziya Gökalp’tan sonraki en kuvvetli temsilcisidir. Türkçülük fikrini ve Türk ülküsünü yayma gayesi peşinde kalemi ile yaptığı yarım asırlık mücadelesi onu, Türkçülük fikrinin Cumhuriyet dönemindeki önderi yapmıştır. İlim, fikir ve aksiyon planında Türk ülküsünün kavgasını veren Atsız, bir Türkçü ilim, fikir ve kültür adamı, tarihçi, Türkolog, şair ve yazar olarak çok değerli eserler vermiştir. Özellikle millî aşk ve heyecanla yazdığı fikir yazıları, tarihî romanları ve şiirleriyle, yayımlandıkları tarihten günümüze kadar yetişen bütün nesiller üzerinde etkili olmuştur. Bunun sonucunda millî şuur ve ruh sahibi milliyetçi ve ülkücü bir aydınlar kadrosunun yetişmesine büyük katkı sağlamıştır. Atsız, ömrü boyunca inandığı dava ve bağlandığı ülküler yolunda yılmadan ve yorulmadan cesaretle mücadele etmiştir. Bu mücadeleyi verirken sürekli mağduriyete uğramış, fakat davasından ve ülküsünden asla taviz vermemiştir. Atsız’daki bu mücadeleci ve savaşçı ruhun, bir asker çocuğu oluşundan, kendisinin de Askerî Tıbbiye’den isteği dışında uzaklaştırılmasından kaynaklandığını düşünüyorum.1 Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun bu konuda “Atsız asker değildi, fakat bir asker gibi yaşadı, asker gibi öldü,” demektedir.2 Atsız, yayımladığı dergiler ve yazdığı eserlerle Türkçülük fikrine ve Türk ülküsüne açıklık getirerek belirli prensipler ve hedefler koymuştur. Türk seciyesini ve Türklüğü bozmaya yönelen, millî şuura cephe alan düşünce ve ideolojilere karşı aralıksız mücadele etmiş ve Türklüğü kendisini bekleyen tehlikelere karşı daima uyanık tutmaya çalışmıştır. Ona göre Türk milletinin en büyük düşmanları; komünizm, Sovyet yayılmacılığı, siyonizm ve masonluktur. Hayatı boyunca “Moskof” adı ile ifade ettiği komünizmle mücadele etmiştir. “Gövdesini elbette döndürürüz kalbura /Bir geçerse Moskofun elimize yakası.” (“Yakarış”). Fikirlerini yayma ve etkili olmadaki başarısı, sadece kaleminin ve ideallerinin gücünden değil, aynı zamanda savunduğu değerlere uygun yaşayışından da kaynaklanmaktadır. Atsız, tarihçi, Türkolog, şair, romancı ve mütefekkir yanlarını, sahip olduğu yüksek insanî ve ahlakî vasıflarla ve inandığı değerler uğrunda verdiği tavizsiz mücadele ile bütünleyen mümtaz bir şahsiyet abidesidir. Atsız, yazıları ve eserleriyle Türk toplumuna ve özellikle de gençliğe millî ruhu, şuuru ve ülküyü aşılamayı hedeflemiştir. Ona göre, milletin temeli ahlaktır. Yüksek ahlak milliyetçiliğin de en başta gelen prensiplerinden biridir. Bu sebeple, Türklüğün etrafını sarmış düşman milletler ve kuvvetler karşısında ancak yüksek ahlaklı, disiplinli, millî tarih şuuruna sahip, millî kimlik ve karakterini kozmopolitlikten koruyabilen bir millet olarak ayakta kalabileceğimizi ifade etmiştir. Milletin mukadderatı söz konusu olduğunda en büyük görev gençliğe düştüğü için, gençliğin ahlaklı yetiştirilmesi çok önemlidir. Bu konuda en büyük görev, öğretmenlere düşmektedir.
“Türk Ülküsü”ne ömrünü adayan Atsız, Türkçülerin bu ülküyü millete hâkim kılmak için, en çok Harp Okulu’na, Mülkiye’ye ve öğretmen okullarına girmelerini istemiştir. “Öğretmenlerin öğrencilere yapacakları milliyetçilik telkini ile memleketin geleceğine nasıl hâkim olduklarını söylemeye lüzum yoktur. Subaylar da kısmen öğretmendir. Mülkiye’den çıkarak kazaların, vilayetlerin başına geçmek, Türkçüler için önemli bir hizmet fırsatıdır.”4 Bu düşüncenin Atsız’ın bütün fikrî muhtevalı nazım ve nesirlerine hâkim olduğunu görüyoruz. Türk dili, edebiyatı ve tarihine son derece vâkıf olan Atsız’ın eserlerini; genel olarak ilmî eserler, edebî ve fikrî eserler olmak üzere iki gruba ayırabiliriz. İlmî eserlerini; tarih, bibliyografya ve edebiyat tarihi sahalarındaki çalışmaları olarak gruplandırabiliriz. Ayrıca Türk Ansiklopedisi için yazdığı 38 maddeyi de bunlara ilave edebiliriz. Atsız’ın yazdığı bu maddeler Ötüken Neşriyat tarafından Türk Ansiklopedisindeki Yazıları adıyla kitap hâlinde yayımlanmıştır. Atsız’ın edebî ve fikrî eserlerini; fikrî yazıları, romanları, hikâyeleri ve şiirleri teşkil etmektedir. Bunları, birbirini bütünleyen eserler olduğu için birlikte ele almak gerekir. Atsız, çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan fikrî yazılarını, tarihî romanlarını ve şiirlerini, Türkçülük ve Türk ülküsü konularındaki fikirlerini yeni nesillere aşılama konusunda bir telkin vasıtası olarak kullanmıştır. Edebiyatın fikirlerin topluma taşınmasında bir vasıta olarak kullanıldığına, Tanzimat ve İkinci Meşrutiyet dönemlerinin milliyetçi ve Türkçü şair ve yazarlarında, hatta bağımsız edebiyatçılar olarak ele alabileceğimiz Tevfik Fikret ve Mehmet Âkif Ersoy’da da tanık oluyoruz. Atsız, fikirlerini yaymak amacıyla 1931-1975 yılları arasında çeşitli dergiler yayımlamıştır. Ahmet Bican Ercilasun Atsız’ın, “Türk Ocaklarının kapalı olduğu 1931’den sonraki dönemde boşluğu dolduran gayriresmî, bir ba….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Şiir
- Kitap AdıYolların Sonu - Yeni Bulunan Şiirlerle Genişletilmiş
- Sayfa Sayısı157
- YazarHüseyin Nihal Atsız
- ISBN9786254081767
- Boyutlar, Kapak13,5 X 21,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviÖtüken Neşriyat / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Ölü Kırlangıçlar ~ Nazım Payam
Ölü Kırlangıçlar
Nazım Payam
İlham ve öğreti/fikir söz konusu olduğunda filozoflar ile şairleri özlenen değerlerin sivri uçlarında dolaştırabiliriz. Değerler kalıtımı böylesi bir özgün damarın teşvikçisi olabilir. Kimilerinin mizaç...
- Çılgın Orlando – 2 ~ Ludovico Ariosto
Çılgın Orlando – 2
Ludovico Ariosto
Ludovico Ariosto (1474-1533): Ünlü İtalyan şair. Hukuk öğrenimi görmüş, kalabalık ailesine bakmak için Ferrara dukalarının yanında çalışmak zorunda kalmıştır. Çağdaşı Machiavelli gibi Hümanizma-Rönesans’ın temelini...
- Elif Gibi Sevmek ~ Hikmet Anıl Öztekin
Elif Gibi Sevmek
Hikmet Anıl Öztekin
Sen yoktun o zamanlar, çocukluğumda en çok yağmuru severdim ben… Ne zaman bir dert gelse bana, yağmur yağar, dinler, dokunur, ve topraktan kalkan o...