Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yoksulluk Kitabı
Yoksulluk Kitabı

Yoksulluk Kitabı

Mustafa Kutlu

“…Siz ey sağlıklı ve varlıklı olanlar. Ey işleri tıkırında gidenler. Ey karnı tok, sırtı pek, yüzü gülenler. Ey seçim kazananlar ve koltuğa kurulanlar. Ey…

“…Siz ey sağlıklı ve varlıklı olanlar. Ey işleri tıkırında gidenler. Ey karnı tok, sırtı pek, yüzü gülenler. Ey seçim kazananlar ve koltuğa kurulanlar. Ey dolar uçuranlar ve muslukların başını tutanlar. Siz ey güç odakları, silah sahipleri, söz ustaları. Beş vakit namazını cemaatle kılanlar. Gece teheccüte kalkanlar. Zikir ile coşup nara atanlar. Defalarca hacca gidenler. Bir koyup beş kazanan tüccar, yağlı müşteriye yaltaklanan esnaf; aracılar, tefeciler, bankerler. Ey mangalda kül bırakmayan siyasiler. Bilim babaları, akademisyenler. Emirle demiri kesebilenler. Unutmayın. Önümüz kış ve yoksullar sizi bekliyor.”

*

FARKETMEZ

Ülke nüfusunun neredeyse yarısı yoksulluk sınırında yaşıyor. Artık enflasyondu, işçiydi, memur maaşıydı, ortadirekti, emeklilerdi, dul ve yetimlerdi, esnaftı, köylüydü, işsiz kitlelerdi bunları bir bir sayıp dökmüyorum. Zaten millet “nutuk” dinlemekten bıkmış durumda.

Boş gözlerle bakınıyor etrafına, çaresiz bir dalgınlık içinde. Farketmiyon onun için, ne vitrinlerin fiyakası, ne kürsülerin şamatası…

Açlığı, yoksulluğu, acıları dahi bir “meta” gibi ekranların malzemesi oluyor.

Siyasete boş gözlerle bakıyor, verdiği oyun nereye gittiği farketmiyor artık, hukuk ona raslayınca görmezlikten geliyor. Düzen nedir, kararlar ve kanunlar kime çalışıyor, bankalar ve reklamlar ne diyor, farketmiyor…

Söz de gücünü yitiriyor.

Şu sütunda hangi kelimeleri yan yana getirsem, hangi cumleleri kursam farketmiyor, ha bir hikâye yazmışım, ha bir slogan atmışım, farketmiyor.

Bir umutsuzluk-çaresizlik edebiyatı kastında değilim. Bunun tam karşısında bir aslanlar-kaplanlar söylemi de bana boş gözüküyor. Peki kardeşim, nedir derdin diyeceksiniz.

Şu: gözünü, kulağını kendinden ötede duran ve muhtemel, muğlak bir gelecek için vaadler, teoriler üreten kişi ve kurumlardan çekip, kendine ve en yakınında bulunan kişilere, objelere çevirmek.

Kendi iradesine, potansiyeline, inanç ve gücüne yaslanmak. Bir fidan dikip onu sulamak. Besmeleyi çekip adımı atmak. Bu bir özel girişim teklifi değil. Bir teori, bir ütopya değil. Sade vatandaş için yapılacak işler de o kadar uzun boylu, karmaşık ve anlaşılmaz değil. Varsın fırtınalar essin, boralar kudursun. Sen arkadaşına, akrabana, ailene, mahallene, sokağına ve bahçene, köyüne ve tarlana, dükkânına, pazarına, geçip gittiğin yola, çocuklara ve yaşlılara, düşküne ve garibe sayamayacağımız kadar elinin erdiği her unsura nasıl yaklaşıyorsun? Yoksa buna hiç niyetin yok mu? Her işi kurumlara, başkalarına, devlete, senden irak bir merkeze mi havale ediyorsun, ona bak. Ne yaptığına bak, nasıl yaptığına bak. Günün ve gecenin muhasebesini yap. Helali, haramı gözet; mazlumun yanında dur, elinden tut.

Modern ve karmaşık bir toplumda yaşıyoruz, düzen ve sistem izin vermez, kişi söylediğin adımları atmak konusunda hür ve güçlü değildir, dünya kadar kumpas, organizasyon, engel bilmem ne var, deme…

Şu gökkubbenin altından geçip giderken, hayır hanesine yazılacak bir işi işlemekten bizi kim men edebilir? Engeller her devirde olmuştur, farketmez. Kazanmak ve kaybetmek, farketmez.

Hesap günü başımız öne eğilmesin yeter ki. Yeter ki bir iyilik yap, at suya…

 

ÇARE: HEMEN, ŞİMDİ

Burada sürekli yoksulluktan dem vuruyoruz ya; Ekmek Teknesi’nin “kil”ı gibi biri çıkıp:

“İyi de aga, care ne?” diye sorabilir.

Cevaben “care bizi aşar, babaya gidelim” diye konuşacağım ama bu biraz da ipe un sermek oluyor.

Elbette ki başımızda oy verip seçtiğimiz bir hükmet var. İlgili bakanlıklar, bunlara bağlı çalışan bir sürü kuruluş var. Bu memlekette tonla üniversite ve bilim adam var. Danışmanlar, uzmanlar, yetkili ağızlar var.

Yetmedi mi!

IMF var AB var, Kopenhag kriterleri var.

Çareyi bulmak bana mı düşüyor sayın okur.

Yahu şurada oturmuş konuşuyoruz, lafina kira mı istiyorsun, sen de bir-iki cümle söyleyiver; diye israr ediyorsanız, bak ona dayanamam.

İşte çare:

Çare sizsiniz hocam!

Hiç o yana, bu yana bakıp kıvırtmayın.

Çare sizsiniz!

Yok ya, nasıl oluyor da böyle oluyor?

Şöyle oluyor hocam: Bak anlatıyorum, dinle:

Şimdi benim bahsettiğim yoksullar akşamdan sabaha çıkamayacak haldedir. Adam diyor ki, iş aramaya gideceğim dolmuş parası, otobüs parası yok (inanmıyor musunuz?). Yürüyorum, öğlene doğru şehrin belli yerlerine ulaşıyorum, yoruluyorum, yarım ekmek helva ile açlığımı bastırıyorum, sağa-sola bakıyorum, iş yok, cepte para yok, geri dönüyor, başım önümde tek odalı gecekonduya geç vakit varıyorum. Varsa makarna bulgur, yoksa domates ekmek yiyip yatıyoruz. Bakkala yirmi milyon borcum var. Veremedim, kirayı veremedim, elektirik kaçak kullanıyorum, suyu komşulardan alıyoruz, çocuk küçük ne süt alacak para var ne mama. Adamın derdi anlatmakla bitmez.

Yani şimdi şu adama kafadan bir yiiz, ikiyüz milyon versen bir Hac sevabı kazanacaksın (Rakamların ufaklığına dikkat). Yahut çocuk okula başlayacak, forma yok, çanta yok, kitapkalem-defter-beslenme çantası yok, olsa bile içine koyacak bir şey yok. Bu yavrunun arkadaşları sabah güle-oynaya okul yolunu tutuyor, çocuk arkalarından baka baka ağlıyor. Şimdi ben bunları yazıyorum, duygu sömürüsü mü yapıyorum.

Şu çocuğu giydirseniz, donatsanız, ayağına ayakkabı alsanız size kaça patlar?

Durum budur hocam, durum çok açık ve çok acıklıdır.

Çok bilmişler şöyle diyor: Böyle tek tek insanlara yardım ederek mesele çözülmüş olmaz; açlara balık vereceğinize onlara balık tutmayı öğretin.

Ey çok bilmiş arkadaş. Şunu da bil ki bu adama balık tutmayı öğretinceye kadar iş işten geçer. Öğrense bile köşeler tutul-

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Deneme
  • Kitap AdıYoksulluk Kitabı
  • Sayfa Sayısı186
  • YazarMustafa Kutlu
  • ISBN9789759953683
  • Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDergah Yayınları / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Kapıları Açmak ~ Mustafa KutluKapıları Açmak

    Kapıları Açmak

    Mustafa Kutlu

    Eserin kahramanı Zehra olmaz denilen şeyi oldurmak üzere, büyük şehir batağından kaçıp evine, baba ocağına döner. Orada yeni ve temiz bir hayat kurmak için...

  2. Sır ~ Mustafa KutluSır

    Sır

    Mustafa Kutlu

    Kitapta yer alan hikâyeler tek başlarına müstakil birer hikâye olmakla beraber, aynı zamanda bir bütünün parçalarıdır. Kitabın bütünü bir şeyhin dramını yansıtmaktadır. Şeyhin dergâhında...

  3. Tirende Bir Keman ~ Mustafa KutluTirende Bir Keman

    Tirende Bir Keman

    Mustafa Kutlu

    Türk hikâyeciliğinin usta kalemlerinden Mustafa Kutlu, Tirende Bir Keman adlı son kitabıyla okurlarıyla buluşuyor. Kimi zaman güldüren çoğu zaman da hüzünlendiren musikişinas bir baba-oğulun...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Dişilik mi Kişilik mi? ~ Seda AkgülDişilik mi Kişilik mi?

    Dişilik mi Kişilik mi?

    Seda Akgül

    Bir kadın olarak önce dış görünüşümüzle masaya oturur, aklımızla kalkmaya çalışırız. Bedenimiz ve ruhumuzun nadirdir aynı fikirde olduğu. Bir adamla tanışırız, aklımız “kaç!” derken...

  2. Bir Gecelik Aşklar Nereye Gider ~ Mehmet AltanBir Gecelik Aşklar Nereye Gider

    Bir Gecelik Aşklar Nereye Gider

    Mehmet Altan

    “Geçen akşam bir ateşböceği gördüm. O, ışıklarını çakarak ‘eşini’ ararken onun kıvılcımlı ışığı benim geçmişimi aydınlattı. Ve çok şeyi farkına bile varmadan yitirdiğimizi düşündüm....

  3. Faydasız Yazılar ~ İsmet ÖzelFaydasız Yazılar

    Faydasız Yazılar

    İsmet Özel

    İdeolojiler müşterek bir aldanış olmaksızın ayakta duramazlar, düşünce ise müşterek bir aydınlanmayı gözetir. Faydasız Yazılar adını verdiğim bu yazılar kümesini kendi aydınlanması peşinde giden...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur