Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yok Yolcu
Yok Yolcu

Yok Yolcu

Kâmil Erdem

Kâmil Erdem öyküleri bir akarsu gibidir, bir akarsuyun gereğini yapar, öyle olması, akması gerektiği için akar. Suyun uzunluğu, derinliği, içinde mi kıyısında mı, neresinde…

Kâmil Erdem öyküleri bir akarsu gibidir, bir akarsuyun gereğini yapar, öyle olması, akması gerektiği için akar. Suyun uzunluğu, derinliği, içinde mi kıyısında mı, neresinde durmak gerektiği kararını ise okur vermek durumundadır; bu sakin, sessiz, keyif çatılan bir dere kenarı da olabilir, köpürtülü, gürültülü ve tekinsiz bir çağlayan da.

Üçüncü öykü kitabı Yok Yolcu da böyle müphem öyküler barındırıyor; sonsuz bir sonsuzluktan, derin düşüncelerden, koca bir hayat boyu yaşananlardan, çıkarımlardan, süzülenlerden, öyle kendince akanlardan ve dökülenlerden dileyen dilediği kadarını alıyor. Bütün caddeleri, sokakları, evleri, evlerinin içindeki insanları, insanlarının arasındaki ilişkilerin yıkıldığı ve yeniden kurulduğu, bozunuma uğradığı ve onarıldığı, duvarlar ya da sular altında kaldığı Beyoğlu’na da incelikli bir ağıt yakıyor.

Sıradan Bir Akşam 

Patateslerin kabuklarını mümkün olduğunca ince soymalıyım diye geçiriyordum aklımdan, aramızda süregiden anlaşmazlığı pek dert edinmeyen, iriyarı, ehl-i zevk denebilecek parmaklarıma bakarak. Sonra şu akşam vaktini çabuklaştıran kara bulutların kızgınlığı, homurtusu, kendiliğinden geçiverirdi belki. Belki içerideki odadan sesi gelen ikna aracı bir radyoda karcigar faslını icra eden, ilkeleri sıkıca belirlenmiş “erkekler topluluğu”ndaki koristlerden biri azıcık aykırı bir do sesi çıkarmak için başını hafifçe yana eğerdi. Bütün bunlar bir bilinmezler silsilesi olarak kafamda gidip geliyordu. Hayır kafamdaki bu kargaşa bıçağı kaçırıp o beklediğiniz mahut ve makus kazanın olmasına yol açmayacaktı.

Dünyada bıçak gibi herhangi bir tehlike varsa, bu tehlikeyi bertaraf edebilecek daha etken şeyler de her zaman vardır: Örneğin ininde saklanmış, ölmek için kendini olgunlaşmaya bırakmış, gençliğimden beri biriktirdiğim mütevekkil sabır gibi. Gürgen kesme tahtası tarazlanmıştı. Yıkanma sürecine fazla özen gösterilmemiş olduğu anlaşılan tava ocağın üstüne konmuştu. Yanmış yağlar yapışa çoğala, tavanın dış kenarlarını, sapına yakın yerlerini karartmıştı. Ülkede kıyamet kopmuştu. İnsanlar küçük deliklerde kaybolmuştu. Sabır demişken, tahammülü de katmalıydım deminki cümlenin sonuna ki böyle betimlemelere kimilerinin hiç dayanma gücü yoktur. Öykümü, patates soyma biçimimi, kafamdaki kargaşayı okumak istemezler. Kimi basit bulur bunları, gereksiz. İsterler ki bir eylem anlatayım. Meraklansınlar, öfkelensinler kahramanlara acısınlar, nefret etsinler, kendilerini onların yerine koysunlar. Ama işte ne yazık ki şu anda, patates soyma işiyle meşgulüm. Hayatımda başka bir şey yok. Parmaklarıma, ellerime methiye düzmekten de kimse beni alıkoyamaz. Çünkü kendilerinin var kalma savaşında önemli görevleri bulunmakta ve bu görevler başarıyla yerine getiriliyor. Şimdi, en yaygın ucuzcu marketlerden birinin markasını taşıyan, mutlu günebakan etiketli plastik yağ şişesinin dibinde kalmış son birkaç damlayı tavaya dökmek ve düzgün patates dilimlerini kızartmak göreviyle başbaşayım.

Ve Sefer’i, Yeter’i, Durmuş’u, gündüzleyin o günebakan tarlalarında ter döken, geceleyin dümbelek keman eşliğinde oynayan diğer bütün Nadirleri, As’manları, Tahirleri anmak zorundayım. Bir kale kalıntısından denize inmek, bir uçurumun önce yanında durmak, sonra uçuruma sırtımı dönmek, her şeyin bireyin içinde olup bittiğine karar vermiş kırgın bir on dokuzuncu yüzyıl filozofunun yolunu kesip sorularımla biraz sıkıştırmak, sonra ondan bir cigara istemek zorundayım. Kızartma işlemine başlamak için ocağın bozuk ateşleme düğmesine bastım. Ocak yanmadı. Düğme ne zamandır bozuktu ve bozuk olduğuna beni bir türlü inandıramamıştı. Cebimden çakmağımı çıkarıp ocağı yakmalıyım, patateslerin kızarmasına nezaret etmeliyim. Bu gecenin istihkakı olan yedi sigaramı dolabın üstünden alıp tekrar saymalı, durumdan emin olmalıyım. Ne işim var günebakan tarlasıyla, tarlanın kara kargalarıyla, soğuk profesörle, Samuel’in esin perilerinden birinin ishalden ölmesiyle.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Öykü
  • Kitap AdıYok Yolcu
  • Sayfa Sayısı110
  • Yazar Kâmil Erdem
  • ISBN9786257370301
  • Boyutlar, Kapak13,5*21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviSel Yayınları / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

  1. O Sonbahar, O Kış ~ Kâmil ErdemO Sonbahar, O Kış

    O Sonbahar, O Kış

    Kâmil Erdem

    Varışsız yollar, yok yolcular, yarım kalan yarınlar, kırık segâhlar, acı ve kahır dolu bir geçmişten süzülerek gelen zamanın ağır aktığı deltalar… Kâmil Erdem her...

  2. Şu Yağmur Bir Yağsa ~ Kâmil ErdemŞu Yağmur Bir Yağsa

    Şu Yağmur Bir Yağsa

    Kâmil Erdem

    Şu Yağmur Bir Yağsa tam da umutsuzluğun, iç hesaplaşmanın, bocalamanın ya da tökezlemenin içinde yeşeren umudu resmediyor. Eksiğini, olumsuzunu, kötüsünü görmeye aşina gözlerin tam...

  3. Bir Kırık Segâh ~ Kâmil ErdemBir Kırık Segâh

    Bir Kırık Segâh

    Kâmil Erdem

    Gündelik hayatın nobranlığına karşı nahif ama güçlü bir başkaldırıya kulak kabartıyoruz bir kez daha. Her şeye rağmen gülümsemeyi elden bırakmayan bir umutla… İlk kitabı...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Alacakaranlık ~ Sadık HidayetAlacakaranlık

    Alacakaranlık

    Sadık Hidayet

    “Aylak Köpek” ve “Üç Damla Kan”la beraber Sâdık Hidâyet’in öykülerini bir araya getiren kitaplardan biri olan “Alacakaranlık”ta, modern İran edebiyatının kurucularından bu en gizemlisinin...

  2. Bir Papatya Şarkısı ~ K. Kübra BerkBir Papatya Şarkısı

    Bir Papatya Şarkısı

    K. Kübra Berk

    Büyük bir hayran kitlesi, sevdikleri şarkıcıya en fazla ne yapabilirdi? Papatya Parlar, sahne ışıklarının altında parlamaya alıştığı bir hayata sahip olan, para ve popülarite...

  3. Şişe ~ Orhan DuruŞişe

    Şişe

    Orhan Duru

    Orhan Duru’nun beşinci öykü kitabı “Şişe”… “Şişe”, klasik öykünün kalıplarını bozarak başka bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru’nun...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur