Yapı Kredi Kültür Sanat tarafından Burcu Çimen ve Didem Yazıcı küratörlüğünde 6 Eylül 2024 – 30 Mart 2025 tarihleri arasında düzenlenen “YERYÜZÜ HALLERİ” sergisindeki eserleri ve küratöryel yaklaşımı inceleme şansı sunan bu kitap, yeryüzünde özenle, dikkatli ve nazikçe yaşamanın önemini vurguluyor. Kitapta küratörlerin metinlerine akademisyen Ezgi Hamzaçebi’nin makalesi, küratör Chus Martínez’in yazısı ve Didem Yazıcı’nın Yapı Kredi Kurumsal İletişim Direktörü Arda Öztaşkın’la yaptığı söyleşi eşlik ediyor. İsmini, Birhan Keskin’in insan dışı canlıları merkeze alarak yazdığı şiir kitabından alan “Yeryüzü Halleri” güncel sanat ve ekoloji ilişkisi üzerine düşünmek isteyenlere…
This book provides an opportunity to explore the artworks and curatorial approach of the “STATES OF EARTH” exhibition—organized by Yapı Kredi Culture and Arts under the curation of Burcu Çimen and DidemYazıcı from September 6, 2024, to March 30, 2025 while emphasizing the importance of living on earth with care, attention, and gentleness. Featuring texts by the curators, the book includes an article by academic Ezgi Hamzaçebi, a text by curator Chus Martínez, and an interview with Yapı Kredi Corporate Communications Director Arda Öztaşkın, conducted by Didem Yazıcı.Named after Birhan Keskin’s poetry book of the same title, which centers on non-human beings, “States of Earth” is for those interested in contemplating the relationship between contemporary art and ecology…
İçindekiler Contents
Yeryüzü Halleri
States of Earth
Burcu Çimen – Didem Yazıcı
Ekolojik Düşüncenin Çatallanan Yolları
Forking Paths of Ecological Thought
Ezgi Hamzaçebi
Eser Metinleri
Texts on Artworks
Lubitsch ve Okyanuslar
Lubitsch and the Oceans
Chus Martínez
Söyleşi: İyileştirilmiş Bir Dünya İçin
Conversation: For an Enhanced World
Didem Yazıcı – Arda Öztaşkın
Yeryüzü Halleri
Burcu Çimen – Didem Yazıcı
Yeryüzünde özenle, dikkatli ve nazikçe yaşamak belki de hiç olmadığı kadar önem taşıyor. Bu yüzden milyonlarca canlı türünün paylaştığı dünyada karşıtlıklardan ve hiyerarşiden beslenmeyen ilişki yapılarının peşine düşmeliyiz. İsmini, Birhan Keskin’in insan dışı canlıları merkeze alarak yazdığı şiir kitabı Yeryüzü Halleri’nden alan sergi, ekolojiye dayanan eserler üreten, on bir güncel sanatçıyı bir araya getiriyor. Araştırma ve süreç temelli eserlerle birlikte biçimsel estetiği de önceleyen çalışmalardan oluşan sergi, resim, performans, fotoğraf, video, vitray, heykel ve yerleştirme gibi çeşitli mecraları içeriyor. Sanatçıların yaklaşımları, malzeme seçimleri ve araştırma konuları canlılarla eşitlikçi bir tahayyül üzerinden kurulan ilişkilere dayanıyor. İnsanın doğayla ilişki kurma biçimlerini sosyopolitik ilişkiler ve gündelik yapılara dair gözlemler üzerinden kavramayı amaçlayan sergi sürdürülebilirliğin sosyal adalet ve hak temelli yaklaşım üzerine etkisini düşündürmeyi amaçlıyor. “Yeryüzü Halleri” yaşamsal kaynaklar üzerindeki topluluk haklarının korunması gerekliliği, sömürgeci yaklaşımın eleştirisine duyulan ihtiyaç ve bunların yarattığı sonuçların yeniden düzenlenmesine duyulan gereksinimler etrafında şekillenir.
Çevre felaketlerinin insan ve insan olmayan varlıklarda yarattığı tahribat etrafında şekillenen ekoloji odaklı sanat, siyaset, kültür, ekonominin yarattığı koşullardan bağımsız düşünülemez. Bu tahribatı belgeleyen ve bu gidişatın değişimi konusunda hareket etmeyi öneren işlerin yanı sıra, insan ve doğa temasını farklı sanatsal teknik ve yaklaşımlarla kavramsallaştıran çalışmalar da bu alanda kendini gösterir. Sergi, ekoloji düşünürü, çevre aktivisti ve araştırmacı Vandana Shiva’nın Yeryüzü Demokrasisi adlı kitabında anlattığı, hiçbir ayrımcılığa yer vermeyen türden bir ‘bir aradalığa’ inanıyor. “Yeryüzü Demokrasisi, insanları rekabet ve çatışma, korku ve nefret yoluyla bölmek yerine, onları ilgi, işbirliği ve şefkat çemberleri içinde birleştirir” (Shiva 2010: 22-24). Ekoloji ve sanatın kesiştiği yerlere bakan sergi, heterojen gerçekliklerden oluşan ve eklektik bir terim olan ekoloji kavramının (Guattari 2021) anlaşılması ve daha geniş kitlelerce benimsenmesi gerektiğini savunuyor. “Yeryüzü Halleri” izleyiciyi ekoloji temelli dünya görüşünden hareketle, doğanın ve insanların sömürüden uzak olduğu, ihtiyaç olandan fazlasının tüketilmediği bir dünya hayaline davet ediyor. Sergide bu hayali betimleyen
States of Earth
Burcu Çimen – Didem Yazıcı
It has perhaps become more important now than ever before to live on this earth with care, attention, and kindness. Because of this, we need to seek structures that do not feed from oppositions and hierarchy in a world where millions of living beings cohabit. Titled after Birhan Keskin’s poetry book Yeryüzü Halleri [States of Earth], this exhibition brings together 11 contemporary artists whose works revolve around ecology. Featuring research and process-based works along with others which prioritize formal aesthetics, the exhibition compiles various media including painting, performance, photograph, video, stained glass, sculpture, and installation. The artists’ approach, choice of material, and research subjects are based on the relationships built on an equitable imagination with living beings. By exploring how human beings relate to nature through observations around socio-political relationships and everyday structures, the exhibition requests that we think about the impact of sustainability on social justice and a rights-based approach. “States of Earth” is shaped around the requirement to protect people’s rights over vital resources, the need for colonial critique and the requisites for reorganizing their results.
Ecological art revolving around the damage that environmental disasters have caused humans and non-human living beings, cannot be considered separate from political, cultural, and economic conditions. The works that conceptualize the human and nature theme through various artistic methods and attitudes also reveal themselves in this field, along with those that record this damage and urge us to act to change the course of things. This exhibition believes in a kind of unity that does not allow any discrimination, as explained by ecological thinker, environmental activist, and researcher Vandana Shiva in her book Earth Democracy. “Earth Democracy connects people in circles of care, cooperation and compassion instead of dividing them through competition and conflict, fear and hatred.” (Shiva 2010: 22-24). The exhibition looks at the intersections of ecology and art and defends that the concept of ecology which is made up of heterogeneous realities and is an eclectic term (Guattari 2021), needs to be understood and embraced by a larger audience. Moving from an ecological worldview, “States of Earth” invites the audience
çalışmalardan biri sanatçı Rozelin Akgün’ün sergi için ürettiği Pîne (Yama) (2024) isimli yerleştirmesi. Yama metaforunu kullanarak iyileştirme ve yeniden yapılandırmaya işaret eden bu eser, sanatçının geri dönüşümle ürettiği çeşitli doku ve renklerden oluşan biyoplastik ve biyoderiden yapılmış. Hem ekolojik hem de toplumsal düzeyde onarımı ve iyileştirmeyi temsil eden yama, doğaya ve topluma karşı sorumluluklarımızı hatırlatıyor; daha adil, sürdürülebilir bir dünya için çaba göstermeye teşvik ediyor. Doğa ile insanlar arasındaki ilişkinin, sürdürülebilirlik ve karşılıklı bağımlılık üzerine kurulması gerektiğini savunan ekofeminist bir yaklaşımla çalışan Rozelin Akgün’ün sergideki ikinci eseri İstanbul’da ilk defa sergilenen Yabani Otlar (2024). Bu yerleştirmede Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki otlarla yapılan yemekler, ilaçlar, şifacılık ve toplayıcılık gibi gelenekler konu ediliyor. Sürdürülebilirliğin yeni bir kavram olmadığını, aslında kuşaklar boyu devam eden yöntemlerin bütünü olduğunu izleyiciye hatırlatıyor. Sergide doğal malzemelerle üretilen bir diğer eser ise Berna Dolmacı’nın Sisli Mavi (2022) isimli kahve, kına, çay, kil ve tohum kullanarak yaptığı resimsel yerleştirmesi. Rozelin Akgün’ün araştırma tabanlı çalışmalarının aksine, Berna Dolmacı eskizler ve manzaralar üzerinden daha biçimsel düşünüyor. Çıkış noktaları ayrı olan iki sanatçı da doğal malzeme ile yeni dokular elde ediyorlar. Berna Dolmacı’nın hurda kâğıdı kullanma biçimi deniz tasvirindeki dalgaları şekillendiriyor dağlara hacim, gökyüzüne derinlik veriyor. Kurguladığı manzaraları boya yerine hurda kâğıdı ve doğal malzemelerle şekillendiren sanatçı, birçok çalışmasında olduğu gibi Sisli Mavi’de de aromatik yağ kullanarak izleyicinin koklama duyusunu da harekete geçirmeyi amaçlıyor. Böylece izleyiciyi manzaranın kokusuna da yaklaştırarak ona çok yönlü bir deneyim sunuyor ve belleğinde kalıcı bir iz oluşturmayı hedefliyor.
Orta alanda sergilenen Müge Yılmaz’ın Umay Ixa Kayakızı (2021- 24) yerleştirmesi, sanatçının doğanın kendi başına bir varlık olarak algılanması üzerine düşündüğü işlerinden biri. Sanatçı dinler tarihi ve sanat tarihi üzerinden kurulan ilişkiyi feminist bilimkurgu ile birleştirirken disiplinlerarası bu süreçte kavramların kesişimlerini de gözler önüne seriyor. Müge Yılmaz, Çatalhöyük’te ve Göbeklitepe’de yer alan duvar resimlerindeki doğum sahnelerine ve Anadolu kültüründeki çeşitli sahnelere gönderme yapıyor. Müge Yılmaz’ın doğa üzerinden kurduğu yakın ilişkiyi Gözde Mimiko Türkkan (kendini) Seine Nehri’ne vermek (2024- devam ediyor) isimli yerleştirmesinde dalgalar
to envision a world where nature and humanity are free from exploitation, and where nothing more than necessary is consumed. Pîne (Yama) (2024) is a site-specific installation by artist Rozelin Akgün that depicts this vision. This work points to healing and restructuring through the metaphor of a patch, and it is self-made out of recycled bioplastic and bioleather that consist of various textures and colors. Representing repair and healing on both ecological and social levels, the patch reminds us of our responsibilities towards nature and society and urges us to make an effort for a more just and sustainable world. Another work by Rozelin Akgün, who works with an ecofeminist attitude that requests the relationship between nature and humans to be built on sustainability and interdependence, is called Weeds (2024). This installation is about the food and medicine made with weeds from the Southeast Anatolia region, as well as the traditions of healing arts and foraging. It reminds the audience that sustainability is not a new concept but an entirety of methods practiced for generations. Berna Dolmacı’s Sisli Mavi / Foggy Blue (2022) is another work from the exhibition made of natural materials; it is an installation that combines painting with coffee, henna, tea, clay, and seeds. In contrast to Rozelin Akgün’s research-based works, Berna Dolmacı approaches her art in a relatively more formal manner through sketches and landscapes. Both draw from different reference points yet create new textures through natural materials. Berna Dolmacı’s way of using scrap paper gives form to the waves in her sea depictions and provides volume to the mountains and depth to the sky. Forming the scenes, she sets up with scrap paper and natural materials instead of paint, the artist intends to activate the audience’s sense of smell by using aromatic essential oils in Foggy Blue like many of her other works. Bringing the viewer to the smell of the landscape, she offers them a multifaceted experience and aims to leave a permanent trace in their memory.
Müge Yılmaz’s installation Umay Ixa Kayakızı (2021-24) exhibited in the central room, is one of the artist’s works in which she explores the perception of nature as a being on its own. The artist weaves the relationship built on a history of religions and art history together with feminist fiction and throughout this interdisciplinary process, the artist highlights the intersections of the concepts. Müge Yılmaz gives references to the birth scenes in the wall paintings from Çatalhöyük and Göbeklitepe as well as other Anatolian scenes. The intimate relationship that Müge Yılmaz builds with nature, is also traceable
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Sanat Sergi Kitapları
- Kitap AdıYeryüzü Halleri / States Of Earth (Türkçe – İngilizce)
- Sayfa Sayısı104
- YazarDidem Yazıcı, Burcu Çimen, Ezgi Hamzaçebi, Chus Martínez, Arda Öztaşkın
- ISBN9789750863875
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2024