Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yeni Hayat
Yeni Hayat

Yeni Hayat

Orhan Pamuk

“Yeni Hayat özel bir vaka.” THE GUARDIAN Orhan Pamuk’un tuhaf, şiirsel ve başdöndürücü bu romanı 1994 yılında yayımlandığında, tıpkı anlattığı sihirli kitap gibi esrarlı…

“Yeni Hayat özel bir vaka.”
THE GUARDIAN

Orhan Pamuk’un tuhaf, şiirsel ve başdöndürücü bu romanı 1994 yılında yayımlandığında, tıpkı anlattığı sihirli kitap gibi esrarlı havasıyla kült roman olmuş, bir anda yüz binlerce okura ulaşmış, kırkı aşkın dile çevrilmişti.

“Yeni Hayat insana Walter Benjamin’in, ‘Bütün büyük edebiyat eserleri bir biçimi ya sona erdirir ya da bir yenisini başlatır, yani özel vakalardır’ sözünü hatırlatıyor. Yeni Hayat özel bir vaka.”
THE GUARDIAN

“Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.” Orhan Pamuk’un coşkulu, lirik ve sihirli romanı Yeni Hayat bu sözlerle başlıyor. Okuduğu bir kitaptan sarsılarak etkilenen, sayfalardan neredeyse fışkıran ışığa bütün hayatını veren ve kitabın vaat ettiği yeni hayatın peşinden koşan genç bir kahramanın olağanüstü hikâyesi bu. Kitabın etkisiyle âşık oluyor, üniversite öğrenciliğinden uzaklaşıyor, İstanbul’dan ayrılıyor, bitip tükenmeyen otobüs yolculuklarına çıkıyor, taşra şehirlerine doğru savruluyor. Onunla birlikte ve aynı hızla sürüklenen okuyucu, kahramanın okuduğu kitabı değil, başından geçenleri izleyerek bize özgü bir hüznün ve şiddetin ta kalbinde buluyor kendini. Siyah-beyaz televizyonlu kahvelere, video seyredilen otobüslere, trafik kazalarına, siyasi kumpas ve cinayetlere, bayi örgütlerine, paranoyakça kuramlara, saat kadar dakik muhbirlere, kaybolan eski eşyaların şiirine ve taşranın öfkesine uzanan bu harikulade yolculuk, Orhan Pamuk’un çağdaş dünya romanının en özgün yaratıcılarından biri olduğunu bir kere daha kanıtlıyor. Bir yandan Hayat’ın, Eşsiz Anlar’ın, Ölüm’ün, Yazı’nın, Kaza’nın sırlarına, bir yandan da çocukluğun resimli romanlarına, bir belirip bir kaybolan arzu meleğine ve Dante’nin, Rilke’nin şiirlerine açılan benzersiz bir roman. Hayatla okumanın kesiştiği alanda seyreden ve her sayfada katman katman genişleyen sarsıcı bir yol hikâyesi.

*

Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti. Daha ilk sayfalarındayken bile, kitabın gücünü öyle bir hissettim ki içimde, oturduğum masadan ve sandalyeden gövdemin kopup uzaklaştığını sandım. Ama gövdemin benden kopup uzaklaştığını sanmama rağmen, sanki bütün varlığım ve her şeyimle her zamankinden daha çok sandalyede ve masanın başındaydım ve kitap bütün etkisini yalnız ruhumda değil beni ben yapan her şeyde gösteriyordu.

Öyle güçlü bir etkiydi ki bu, okuduğum kitabın sayfalarından yüzüme ışık fışkırıyor sandım: Aynı anda hem bütün aklımı körleştiren hem de onu pırıl pırıl parlatan bir ışık. Bu ışıkla kendimi yeniden yapacağımı düşündüm, bu ışıkla yoldan çıkacağımı sezdim, bu ışıkta daha sonra tanıyacağım, yakınlaşacağım bir hayatın gölgelerini hissettim. Masada oturuyor, oturduğumu aklımın bir köşesiyle biliyor, sayfaları çeviriyor ve bütün hayatım değişirken ben yeni kelimeleri ve sayfaları okuyordum.

Bir süre sonra, başıma gelecek şeylere karşı kendimi o kadar hazırlıksız ve çaresiz hissettim ki, kitaptan fışkıran güçten korunmak ister gibi bir an içgüdüyle yüzümü sayfalardan uzaklaştırdım. Çevremdeki dünyanın da baştan aşağıya değiştiğini o zaman korkuyla fark ettim ve şimdiye kadar hiç duymadığım bir yalnızlık duygusuna kapıldım. Sanki dilini, alışkanlıklarını, coğrafyasını bilmediğim bir ülkede yapayalnız kalmıştım.

Bu yalnızlık duygusunun verdiği çaresizlik bir anda beni kitaba daha sıkı sıkıya bağladı. İçine düştüğüm yeni ülkede yapmam gereken şeyleri, inanmak istediklerimi, görebileceklerimi, hayatımın alacağı yolu bana bu kitap gösterecekti. Sayfaları tek tek çevirirken kitabı şimdi bana vahşi ve yabancı bir ülkede yol gösterecek bir rehber gibi de okuyordum. Yardım et bana, demek geliyordu içimden, yardım et ki kazaya belaya uğramadan yeni hayatı bulayım. Bu hayatın da, ama, rehberinin kelimeleriyle yapıldığını biliyordum. Kelimeleri tek tek okurken, bir yandan yolumu bulmaya çalışıyor, bir yandan da yolumu büsbütün kaybettirecek hayal harikalarını hayretle tek tek ben kuruyordum.

Bütün bu süre boyunca kitap masamın üzerinde duruyor ve ışığını yüzüme saçarken, odamdaki öteki eşyalara benzer bildik tanıdık bir şey gibi gözüküyordu. Bunu, önümde açılan yeni bir hayatın, yeni bir dünyanın varlığını hayretle ve sevinçle karşılarken hissettim: Hayatımı böylesine değiştirecek olan kitap aslında sıradan bir eşya idi. Aklım pencerelerini kapılarını kelimelerin bana vaat ettiği yeni dünyanın harikalarına ve korkularına ağır ağır açarken, bir yandan da beni bu kitaba götüren rastlantıyı yeniden düşünüyordum, ama bu aklımın yüzeylerinde, derine gidemeyen bir hayaldi.

Okudukça bu hayale dönmem bir çeşit korkudandı sanki: Kitabın bana açtığı yeni dünya o kadar yabancı, o kadar tuhaf ve şaşırtıcıydı ki, bu âlemin içine bütünüyle gömülmemek için şimdiki zamanla ilgili bir şeyler hissetme telaşı duyuyordum. Başımı kitaptan kaldırıp odama, dolabıma, yatağıma bakarsam ve penceremden dışarıya bir göz atarsam, dünyayı bıraktığım gibi bulamayacağım korkusu içime yerleşiyordu çünkü.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıYeni Hayat
  • Sayfa Sayısı248
  • YazarOrhan Pamuk
  • ISBN9789750826481
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Masumiyet Müzesi ~ Orhan PamukMasumiyet Müzesi

    Masumiyet Müzesi

    Orhan Pamuk

    “Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.” Nobel ödüllü büyük yazarımız Orhan Pamuk’un üzerinde altı yıldır çalıştığı harikulade aşk romanı bu sözlerle başlıyor… Masumiyet Müzesi’ni okurken...

  2. Babamın Bavulu ~ Orhan PamukBabamın Bavulu

    Babamın Bavulu

    Orhan Pamuk

    “Yaşadığı kent İstanbul’un hüzünlü ruhunun izlerini sürerken, kültürlerin birbiriyle çatışması ve kaynaşmasının yeni simgelerini buldu.” 2006 yılının Aralık ayında Nobel Edebiyat Ödülü’nü alırken sözlerine...

  3. Benim Adım Kırmızı ~ Orhan PamukBenim Adım Kırmızı

    Benim Adım Kırmızı

    Orhan Pamuk

    Orhan Pamuk’un “En renkli ve iyimser romanım” dediği “Benim Adım Kırmızı”, yazarın dünyada şimdiye dek en çok satan romanı oldu; Fransa ve İtalya’da yılın...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Hortlaklar Geçidi ~ Hanzade ServiHortlaklar Geçidi

    Hortlaklar Geçidi

    Hanzade Servi

    “Doksan dokuz kişiyiz. Yüz olduğumuzda, bir daha buradan kurtulamayacağız.” Vampirleri âşık olunacak müthiş varlıklar, kurt adamları insanoğlu için hayatlarını tehlikeye atan olağanüstü koruyucular olarak...

  2. Salkım Sokak No: 3 ~ İclal AydınSalkım Sokak No: 3

    Salkım Sokak No: 3

    İclal Aydın

    Her şeye güldüğümüz mutlu yıllardı. Biz çocuktuk, anne babalarımız da gençti. Başkaları yaşlanır, başkaları eksilir sanırdık. Biz değil, başkaları… Salkım Sokak ve “bizimkiler” dokunsam...

  3. Unutma Dersleri ~ Nermin YıldırımUnutma Dersleri

    Unutma Dersleri

    Nermin Yıldırım

    “Hayat dediğin neydi ki zaten; bitecek diye korktuğun kısıtlı vakti, bozuk para gibi harcama telaşı.” Aşk acısıyla baş edemeyen Feribe, Mazi İmha Merkezi’ne başvurur....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur