Bu kitabı hem Aikido’ya yeni başlayanlar, hem de uzun yıllar çalışmış ve öğretmen sıfatına ulaşmış olanlar için yazdım.
Burada bir detaya özellikle işaret etmek istiyorum; o da Aikido’nun insanları bir araya toplanmasıdır. Bu da onun son derece basit ve insancıl tarafıdır. Eğer insanlar Aikido’yu bir üstün güç olarak görmeye başlarlarsa benim gibi sıradan bir hocanın durumu oldukça gülünç olacaktır. “Yaşam için Aikido” kitabımda okurlar, Aikido’yu basitçe zihnen ve vücutça çalışmak ve solumak olarak bulacaktır. Gerçek şudur ki zihin, vücut ve nefes çalışılmadıkça birbirleriyle bir uyum sağlayamaz. Aikido’ya başlayan hemen herkes başlangıçta bundan doğan güçlüklerle karşılaşır. Bu kitabın bu güçlükleri aşmakta öğrencilere büyük fayda sağlamasını temenni ediyorum.
İçindekiler
Türkçe Çeviri İçin Bir Kaç Söz.
Ön Söz.
1. BölümHayatınız Dojonuzdur
2. Bölüm “Ki” Nerededir?
3. Bölüm Kapınızı Çalan Ben Değilim.
4. Bölüm Vücudunuzu Kafanız Yönetir
5. Bölüm Düşmanınız Kendinizsiniz
6. Bölüm Sizden îki Tane Var.
7. Bölüm iş Dünyasını Gende Bırakın
8. Bölüm Ellerinizi Avuçlarınızı Açın.
9. Bölüm Bazı Şeylerin Pek Çok Yönü Vardır
10. Bölüm Düşmek Doğaldır
11. Bölüm Partneriniz Düşmanınız Değildir
12. Bölüm Partneriniz Bir Sivrisinek.
13. BölümAkan Damdan Bir Şeyler Öğrenmek.
14. Bölüm Partneriniz Bir Kukla Da Değildir
15. Bölüm Ressam Gözlerden Başlamaz
16. Bölüm Durağan Bir Resmi lirken Yargılamayın
17. Bölüm “Biip” Diye Yaşamak
18. Bölüm Hata Yok
19. BölümResmi Boy.
20. Bölüm Sana Söylemeyeceğim.
21. Bölüm Hızla Giden Trenin Penceresinden Manzaralar
22. Bölüm Tabağınızdaki Yemeği Bitirin.
23. Bölüm Pirinç Yemeği.
24. Bölüm Siz 40 S’sınız.
Teşekkürlerimle
Ön Söz
Colorado Denver’daki dojoma açalı yedi yıl olda Çok şanslıyım kî bugün mükemmel asistanlarım var, ABD’ye ilk geldiğim ve kendimi ifade etmekten aciz olduğum zamanlardaki gibi insanlarla konuşmakta, onları anlamakta zorlanmıyorum. Hâlâ iyi İngilizce konuşamıyorum ve pek fazla param da yok. Katettiğim yola şöyle bir dönüp baktığımda şaşkına dönüyorum. İngilizce kelime haznem son derece dardı ve öğrencilerim beni anlamakta, ben istediğimi onlara dilediğim gibi anlatmakta son derece zorlanıyordum. O dönemlerimde öğrencim olanlara gösterdikleri sabır ve anlayıştan dolayı minnettarım.
Tabii ki duygularını gizlemeyenler de vardı… “Ne anlatmaya çalışıyor bu oryantal adam yahu” diyorlardı. Haklıydılar… Bu güçlüklerin üstesinden gelmenin yolunun ne demek istediğimi anlatmaya çalışmak yerine birebir göstermek olduğunu keşfettim. Aksiyon yoluyla haberleşme benim felsefem oldu ve böylece kendi öğretim metodumu da bulmuş oldum.
Bugün ben kâr amacı gütmeyen kendi kültürel kuruluşumu, NIPPON KAN organizasyonunu yönetiyorum. Bu organizasyonla Japon kültürü tanıtımları, kültürel gösteriler, seminerler düzenliyor ve katılıyoruz Aikido Japon kültürünün sadece bir parçası. İnsanların bunu anlamalarını, kültürün diğer parçalarını da görerek, Aikido’nun fonundaki diğer öğelerin de farkına vararak onu daha iyi anlamalarını istiyorum.
1982’de açılan merkezimize şimdiye kadar 5.000 kişi değişik aktiviteler için katıldı. Esas aktivitenin Aikido olduğu merkez, artık bir Amerikan Japon kültür alışveriş merkezi haline geldi. Sadece Colorado’dan değil Japonya’dan dahi İnsanlar karşılıklı kültür değişimi için merkezimize başvurmaktadırlar
Aikido’da tenkan denilen bir hareket vardır. Vücudunuzu döndürmek ve çevrenizdeki durumu kontrol etmek anlamındadır. Aynı zamanda bakış açınız da değişmektedir bu hareketle. Aikido çalışan biri daima tenkan hareketini de tekniklerine eklemelidir. İşte ben de bunu Aikido’nun Ötesinde hayatıma uyguladığıma inanıyorum.
Her gün, benîm İçin yeni bir mücadele getiriyor ama ben hırsla onları yenmeye çalışıyorum. Bir proje tamamlandığında, bir yenisine başlıyor bu arada kendimi de ihmal etmiyorum. Beslenmeme dikkat ediyor ve vakit buldukça da şarkılar söylemekten geri durmuyorum. Sonuç ortada… N1PPON KAN.
Bu ülkeye İlk geldiğimde kötü bir mahallede bina yöneticisi olarak çalışıyordum, büyük zorluklarla karşılaştım Hatta iki kez vuruldum, hayatta kaldım. Zengin mutfaklarının artıklarıyla beslendiğim günler bile oldu ama bütün bunlar bir trenin penceresinden dışarının görünümü gibi. Hepsi geçmişte kalıyor bir anda… NIPPON KAN işte bu mücadele içinde doğdu ve gelişti ki benim İçin en önemli ayrıntı budur.
Benim bütün korkum günün birinde Aikido’ya bağımlı kalmaktı. Evet o benim hayatım belki ama onsuz da yaşayabilme gerçeğini kabul etmek zorundayım. Hayatta kalmak İçin her şeyi yapabilmeli bir insan. Şu anda benim yapmak İstediğim Aikido’nun gelişmesi. serpilip güçlenmesi…
Bir hoca Aikido tekniklerinde mükemmelleşmiş olabilir ama Aikido’yu hayatına maletmemiş, günlük yaşantısının bir parçası haline getirmemişse onunla Aikido çalışmak bir işe yaramayacaktır.
Ben ABD’de herhangi bir Aikido organizasyonuna bağlı değilim. Bir savaş sanatçısı için organizasyonlar güçlü bir savunma sağladığı gibi büyük bir tembelliğe de yol açıyor. Organizasyondan aldığı güçle şımaran insan başkalarını da bu güçle kullanmaya başlıyor. Sonuçta organizasyon bu şahsı zayıf bir savaş sanatçısına dönüştürüyor.
Bir gül ve bir karanfil hem aynı hem farklıdır… Her ikisi de çiçektir ama yine de farklıdır. Yan yana gördüğünüzde aralarındaki farkları tek tek sayabilirsiniz. Ama sonunda her ikisinin de çok güzel iki çiçek olduğunu kabul edersiniz. Aikido’yu “sevgi ve uyumun yolu” olarak anlayabilmek için işte bu bakış açısına gerek duyarsınız. Kurucu Ueshiba “Bu dünyanın güzelliği, tanrı tarafından yaratılmış bir ailedir.” demiş, farklılıkları aşmış ve ötesindeki ilişkiyi bize işaret etmiştir.
Savaş sanatçısı esasında bir Samuray’dır ve doğrusu yalnız yaşamalıdır. Ve yalnız yaşayıp hayatını sürdürebilmesi İçin ise insanlarla çatışmaktan uzak durmalıdır. Kısaca uyum ve dinginlik içinde diğer insanlarla çatışmaksızın sürdürülen bir hayattır onunki. Bir insanı ya da küçük bir organizasyonu ezip sindirmek, yok etmek bir savaş sanatçısının davranışı olamaz. Benim dojomaa kapısı dünyanın neresinden gelirse gelsin, hangi organizasyona ait olursa olsun bütün Aikido çalışanlara açıktır.
Bu arada, bu kitabı yazan ve böyle başarılı bir organizasyona ulaşan şahsın lüks bir hayat içinde olduğunu düşünmenizi istemem. Ben hâlâ «iyonun İkinci katında yaşıyorum, beş yıldır hiçbir yerden maaş almadım ve hâlâ bir kredi kartım yok. Bunun anlamını sanırım bilirsiniz… Benim bütün hayatım Aikido.
Bu kitabı hem Aikido’ya yeni başlayanlar, hem de uzun yıllar çalışmış ve öğretmen sıfatına ulaşmış olanlar için yazdım. Kitap başlangıç seviyesi çalışmalarını takip eder ama verebileceğimiz bununla sınırlı değiL Çocuklar ve ilerlemişler için de kurslarımız var. Bu kurslarda bokken ve jo (tahta kılıç ve uzun sopa) ile de çalışıyor, Aikido’nun en eski formlarına dönüyoruz Bir kitapçık halinde çocukların duygusal eğitiminde Aikido’nun etkisi ve olumlu yönlerini de anlatıyoruz.
Yukarda modem Aikido sosyetesi ve politikalarından bahsettim kısaca, burada bir detaya özellikle işaret etmek istiyorum; o da Aikido’nun insanları bir araya toplamasıdır. Bu da onun son derece basit ve insancıl tarafıdır. Eğer insanlar Aikido’yu bir Üstün güç olarak görmeye başlarlarsa benim gibi sıradan bir hocanın durumu oldukça gülünç olacaktır.
“Yaşam için Aikido” kitabımda okurlar, Aikido’yu basitçe zihnen ve vücutça çalışmak ve solumak olarak bulacaktır. Gerçek şudur ki zihin, vücut ve nefes çalışılmadık;a birbirleriyle bir uyum sağlayamaz. Aikido’ya başlayan hemen herkes başlangıçta bundan doğan güçlüklerle karşılaşır. Bu kitabın bu güçlükleri aşmakta öğrencilere büyük fayda sağlamasını temenni ediyorum.
Gaku Homma
Nisan 1988
Denver, Colorado, ABD
1. Bölüm
Hayatınız Dojonuzdur
Sıcak ve pırıl pırıl bir sonbahar günüydü. Kışa girmeden önce insanların dışarı çıkıp havanın güzelliğinin keyfine vardığı günlerden biriydi. Küçük bir tepecikte oynayan iki çocuk dikkatimi çekti. Bir tanesi elinde tuttuğu çubuğu yarım ay şeklinde çeviriyor ve gökkuşağı renginde balonlar oluşturuyordu. Sonra bir ara gayet ciddi bir İfadeyle çubuğunu yine sabunlu suya daldırdı ve kocaman güzel bir balon yaptı… Sonra diğeri de ona katıldı ve birlikte bir sürü balon yapmaya başladılar… Gülüyor, eğleniyorlardı Balonlara dikkat etmeye başladım. Bazıları hemen patlayıp yok oluyor, bazıları birleşip yan yana yapışık iki balon gibi gidiyor, bazıları İse hayret edilecek şekilde birleşiyor ve tek bir balon haline gelerek havaya yükseliyordu.
Çocukları izlerken önemli bir gerçeğin farkına vardım. Bu narin balonlar gökyüzüne yükselirken değişik formlar alıyordu ama hepsi aynı malzemeden, sabunlu sudan ibaretti. Orada net bir şekilde savaş sanatları ve hayatın bu çocuk oyunuyla nasıl biraraya geldiğini kavradım.
Aikido’nun yolu, bu balonların hikâyesinde bulunabilirdi; özellikle iki balonun birleşip tek bir vücut haline gelmesi ve tek başına yoluna devam etmesinde görülebilirdi. Ciddi ve kararlı bir çocuk, gerekli İşlemi üfleyerek yerine getiriyor ve kendi basma uçabilen güzel bir balon üretiyor. Bizlerde ailelerimiz tarafından yetiştiriliyor, besleniyoruz. Ta ki kendi başımıza ayakta durana kadar. Aynı bu balonlar gibi değişik şekillerde, değişik yollarda yolumuza devam ediyoruz ama temelde hepimiz aynıyız.
Monhei Ueshiba, kurucumuz şöyle der: “Aikido uyum. barış ve karışımın, bir araya gelişin, bileşimin yoludur” Aikido hareketleri birbirine çarpıp patlayan balonlar gibi güce karşı gücün bir araya gelmesi değildir. Bileşimin yoludur, aynı iki balonun bir araya gelip yollarına devam etmesi gibi.
Aikido çalışmasında ister başlangıç, ister hoca seviyesinde olsun bütün Aikidocular kalplerinde Aikido’ya yer ayırmalı ve onu hayatlarmm bir parçası haline getirmelidir. Haftada kaç saat Aikido çalışabilirsiniz ki? Belki ikiüç saat Hepimizin aileleri görev ve sorumlulukları var. Modem hayatta Aikido çalışmaya çok az bir zaman kalıyor.
Savaş sanatlarında hocaya shihan diyoruz, ki “örnek teşkil eden insan” anlamına gelir. Yıllarca shihan olabilmenin anlamını kavramak için kendimle mücadele ettim. Bir hoca mükemmel teknikler biliyor, uyguluyor, bütün hareketleri harikulade güzel yapıyor olabilir. Ama bunun anlamı nedir? Aikido çalışmak ve teknikleri mükemmel öğrenmenin anlamı onları gerçek hayata uygulamaktır, uygulamadıkça pek bir şey ifade etmiyor. İşte shihanın sorumluluğu Aikido’nun günlük hayata uygulanmasında, felsefesinin anlaşılmasında, yol gösterici olması ve kendi yaşamıyla örnek teşkil etmesindedir. Hiçbir zaman sadece dojodi teknik öğreten eğitmen durumuna düşmemelidir.
Çalışma hiçbir zaman birkaç kare minderle sınırlı olmamalıdır. Eğer zihnimizi açar, dünyaya bu açıdan bakarsak Aikido çalışma ve uygulama alanının zaman ve mekanla sınırlı olmadığını görürüz. Ancak bu şekilde bakarak gerçek Aikido ruhunu yakalamak mümkündür oralarda gördüğüm sorgusuz sualsiz boyun eğme ve kabul beni endişelendiriyor doğrusu.
Zen rahiplerinin bir deyişi vardır. “Hobo köre dojö” derler. Bu, “hayatınız dojonuzdur” demektir. Birkaç minderle sınırlı değildir ve hayatınız değiştikçe siz de uyum sağlayacak, onunla bir armoni içinde olacaksınız.
Aikido çalışırken pek çok sorularla karşılaşırsınız, özellikle yeni başlayanların masum ve basit soruları aslında en zor olanlardır. Örneğin Aikido çalışırken, bir teknik partnerinizin sizin bir kolunuzu tutmasıyla başlıyor, böyle bir teknik gösteriyorum, bu sırada bir öğrenci sordu “Hocam, ya partner saldırının ortasında vazgeçer de kolunuzu bırakırsa ne olur?”
Benim cevabım “Sadece gülerim ve tekniği bir daha çalışırız” şeklindeydi.
Ama bu sorular günlük hayatta karşınıza çıktığında böyle kolay yanıtlanmıyor. Bir diğer soru “Neden başlamadan önce eğilip selamlıyoruz?” şeklinde. Basit soru, basit bir yanıt… “Kurucuya saygımızı gösteriyoruz da ondan.” Bu gerçekten öyle, ama aslında biz bir fotoğrafa eğilip selam veriyoruz. Kurucu çoktan öldü. Bu soru benim aklımı yıllardır kurcalar.
Bir diğer bakış açısı ise şöyle olabilir. Eğilip selam verdiğimiz duvarın ardında dojonun yer aldığı binanın sahibinin ofisi var. Her seferinde ona saygılarımızı iletiyor, ay sonunda da kiramızı ödüyoruz.
Bunlara rağmen selam veriyoruz, vereceğiz. Masum ve içten duygularla Ueshiba’nm fotoğrafının asılı olduğu duvara dönüp reverans yapacak, selam vereceğiz. Şimdi bakalım bu duvarın bizim günlük yaşantımıza etkisi ne olacak…
Günlük hayatımızda pek çok “duvar”la karşılaşırız. Bunlar karşımıza çıkan engeller ve problemlerdir. Bunlarla samimi olarak “yüzleştiğimizde”, aynı partnerimizle selamlaşırcasına selamlaştığımızda büyük bir ihtimalle onları kolayca aşarız. Eğer aşamazsak da ondan bir şey öğreniriz. Açık kalple bu duvarı bir hoca olarak kabul ederseniz, hayatınız dojonuz olmuş demektir. Hayat bu bakış açısıyla sakin, huzurlu ve geniş bir görüş getirecektir size.
“Hobo köre dojo” “Hayatınız dojonuzdur” bu demektir işte. Eğer hayatı bu şekilde görmeyi başarırsanız artık umutsuzca mücadele, engeller karşısında tükenme açısından feraha kavuşacaksınız Sabun balonu gibi, kibarca hava akımlarıyla uçacaksınız İşte bu Aikido’nun sevgi ve armoninin, uyumun yolu olarak işaret ettiği yoldur. Kendi hayatınızı kendiniz yaratacaksınız
Eğer görebilirseniz Aikido her yerdedir.
En korktuğum şey, Aikido’nun hayattan ayrılarak dojo içi çalışmalarla sınırlı kalmasıdır. Aikido bir “üstün güç” değildir. Bu bir yanılsama. Bu kitabın “Ki nerededir?” kısmını yazarken…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Doğu Düşüncesi Spor Uzak-Doğu Öğretileri
- Kitap AdıYaşam İçin Aikido
- Sayfa Sayısı134
- YazarGaku Homma
- ISBN9756081129
- Boyutlar, Kapak 14x22 cm, Karton Kapak
- YayıneviMVT YAYINCILIK / 2008