Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Yalnızsam Düzelt
Yalnızsam Düzelt

Yalnızsam Düzelt

Ceyhun Yılmaz

Yalnızsam Düzelt’de Ceyhun Yılmaz’ın twetter’da 1 Milyon takipçiye ulaşmasını sağlayan tweet’lerinden bir seçme bulacaksınız. Ekim 2009’da “Hayatı anlamama sebep olanlara ve tüm anlamaya çalışanlara…

yalnizsam-duzelt-ceyhun-yilmaz-parante-yayinlariYalnızsam Düzelt’de Ceyhun Yılmaz’ın twetter’da 1 Milyon takipçiye ulaşmasını sağlayan tweet’lerinden bir seçme bulacaksınız. Ekim 2009’da “Hayatı anlamama sebep olanlara ve tüm anlamaya çalışanlara selam olsun” diye başlayan, şiirlerle, güzel sözlerle, sevgiliye seslenişlerle, aşklarla, özlemlerle, ayrılıklarla dolu bir kitap.

İnsanım; nerede bir yalnızlık görsem…
Ucundan alırım bir parça
Sahibine ağır gelmesin diye

***

ÖNSÖZ

Tvvitter kullananların dikkat etmesi gereken iki husus

1 – Okuduğunuz tweet sizin okuduğunuz an yazılmamış ola­bilir (sağ altta tweet saatine bkz.)
2- Bir kullanıcıyı bir konuyla ilgili tweet atmamakla suçlar­ken dikkatli olunuz. Çünkü yazmış olabilir. Düne dönemezsiniz ama Twitter’da aşağı doğru her “düne” bakabilirsiniz.

İlk tweet (8 EKİM 2009)

Genç kızların gizli saklı tuttuğu günlükten…
Şu an ne yaptığımı bile herkes bilsin denilen yeni Dünya düzeni Twitter’a merhaba…

İşte bu ilk tweet önce tespit sonra tanım içeriyor. NTV Spor kanalındaki Spor Servisi programında değerli dostlarım Fuat Akdağ ile Mehmet Demirkol’dan duyduğum Twitter, duyup da başlarda hiç ilgilenmediğim facebooktan elbette farklı etkiledi beni. Facebook biraz daha bir kişinin özel bahçesi gibi görünür­ken Twitter’ın yayıncılık hayatımda eş zamanlanabileccğini ön­gördüm elbette hâlâ yanılma payım olabilir ama şu an tahmin ettiğim gibi gidiyor. Twitter kullananlara da ilk tavsiyem Twit- ter‘ı kendileri için tanımlamaları, çünkü benim anladığım Twitter’ın direk tarifi değil elbette. Yapısı itibariyle Twitter; herke­sin “kendi baktığı pencereden” başka bir şekilde anlamlandırılabiliyor.

Bu kitapta anlama yolculuğuna şahit olacaksınız. Gündemin ve dönem etkilerinden çıkardıklarımı tweet tweet yazdım; tek başlarına bir şey ifade etmeseler dahi dönemiyle beraber düşündüdüğünüzde size mutlaka bir alternatif düşünce sunacaktır. (Daha sonra yayıncımız ile fikir alış-verişi yaptık ve “sadece” anları ilgilendiren tweetleri çıkarttık)

“Böyle Milyon Olduk” alt başlığı esasında Twitter’ın kimli­ğini de yansılan bir gönderme içermekte. Bu kitabı yazdığımda 1 milyon bile değildik ama işte Twitter bu akan bir bant şu anda bunu okuyan bir genç beni milyon olarak görecektir tahminim.

“Hayatı anlamama sebep olanlara ve tüm anlamaya çalışan­lara selam olsun.”

Tweetleri ‘ç’almak serbesttir vicdan azabı yaşamadan kop­yalayıp yapıştırabilirsiniz (ctrl+c) ve yapıştırırken zaten (ctrl+v).

Radyo ve televizyonun yanı sıra sosyal medya alanında da asistanlık yapan, artık aile gibi olduğumuz “ekibime” bin teşek­kür. Ama 16 yaşındaki Mithat Taş bu kitapta bana çok yardım etti. Ekibin en genç üyesine özel teşekkür.

EKİM 2009

*”Hayatı anlamama sebep olanlara ve tüm anlamaya çalışanlara selam olsun.”

*Güneş uzaktan bakıyor sanki…
Bu saadetten kovulmuş üçüncü şahıs gibi… Yağmurun hükmü var İstanbul’da Günaydın. Saat 12’de yayındayız.

*Dün geceden meteoroloji uyardı yağmur dedi fırtına dedi. Sabah uyandım gözlerim hepsi yalan dedi.

*Cumartesi herkese başka güzel… Kimine cumartesi bile değil Ulus balkon… Etraf gri…
Yine değişmiş denizin rengi.
Ve uyku beni yine sevmedi

*Birilerine mutlaka yalan söylediğimiz şu dünyada… Her şeyi söyleyebildiğim sen ol istedim.

*O beni arayınca hayat daha güzel… Maviyken gökyüzü, birden her yer kırmızı

*Bu hayatta. Ne önemi var ki? Ve ne gerek var ki? Zaten gideceksem?
Sen niye bırakıp gittin önceden? Beraber kalkardık…

*Uyurken de o kadar güzel ki…
Makyaj yaparak daha da güzel olmak için gözlerini açması yeterli…

*Sabah uyanıyorsan eğer
her şeyin yine olması kuvvetle muhtemel.

*Oluyor da… Gitmişti yoktu ayrılık neyse yaşanmıştı… İnanmamak lazımmış, günaydın

*Yine akşam yine balkon akşamın yavaş yavaş gündüzün kanına girmesi ve her defasında mağlup bi ifadeyle güneşin gidişini izlemek.
Hoş bi emek

*Olmadı yine yapamadım gece hayatı bana göre değil döndüm saksıma…
E böyle mutluyum

*Günaydın.
Bana el feneri yeterdi oysa güneş pek cömert…

*Hem bi kadını severler evlenirler baba olurlar mutlu olurlar sonra başka bir kadına aşık olurlar. Bu ne akbabalık?

*Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak En çabuk unuttuğumuz şey yaşamak

*Ben de bi genç kızın hayatında sonsuza kadar kalıp o’nun tüm rekorlarının sahibi olmak istiyorum

*Güzel bir şey yazınca
hemen bir çok insan kelimelerle mutlu ediyorlar beni.
Ben bir cümle kuruyorum
yüzlerce kelime olarak geri dönüyor.

*Ne diyor şair…
İşte aşk’ın son sözü… Benim için tek ışık var… Sadece O’nun yüzü

*Hayatınız hangisi diyor şair… Trajedi mi yoksa komedi mi? Nasıl anlar un diye sorma Trajedi ölümle biter Komedi evlilikle…
Bi de kendime pay çıkarayım…

*Demiş ki ben:
belki de sadece bir ilkbahar yağmuruyum senin için… Şemsiye bile almıyorsun yanma beni göriince

OCAK 2010

*Kerizantem çiçeği: Bin kere aldatılsa bile, Çağrıldığında giderken alman çiçeklerin genel adı.. Manası bu olsun öyle karar verdim

*Ne diyor Sunay Akın… Pulsuz zarf gibisin… Üstünde adresi Evde Kaldın… N’aber Kız Kulesi…

*Boğaz’a kurduğu asma köprüde bebeğini sallayan bir Annedir İstanbul, ve O’nun biberonudur…
Soğusun diye denize koyulan kız kulesi (Sunay Akın)

*Önümde deniz arkamda orman ve elbette ayaklarımda kum…
Ormanı kokluyor gözlerim denizin tuzu kulaklarımda… Kum’a basmıyorum bile.
Günaydın

*Uyudum uyandım…
Bir şiir cümlesi bırakmış bana Peri’m.
Her tanıdığımda memnun oluyorum seni Her fotoğraf karesinde iki kere güzelsin…

*En büyük isteğimdi…
Seni severken beni sevmen
ve cenazeme katılmak kadar mümkündü bu… Biliyordum…

*1986 yılıydı. Annemin gözünün içine bakarak noooolur dedim…
‘noolur anne 5 dk oyniim’.
On yaşındaydı gözlerim ve şu an ki kar… Tanıdım seni

*Hayatımdaki her şeyi sessize alıyorum… Gelmediğin her an Geldin mi diye sıçrayıp…
Yüreğim ağzıma gelsin diye

*Yoksun diye yok olurum sanma… Senden önce de kalbim vardı.
Ben bu kardan adam olmadım

*Biz hep
ne kadar duracağımızı bilmediğimiz yerde kaldık… Gidemedik.

*Herkese yalan söyledin Ben de öyle…
Ama yalan söylemediği biri kalmalı insanın kim olduğunu unutmamak için…
Ben seni seçtim…
Sen de gittin

*…işim çok zor benim…
Her sabah erkenden kalkıp… Seni seviyorum

*Okyanusları bilmek mutlu etmez artık Akvaryumdasın sevgilim Dokunduğumda öleceksin biliyorum…
O yüzden seni bir camın arkasından seviyorum

*Her uyanış yeniden doğmak her sevmek aldanmaya namzet. Koşmaya başladığım yer aynı.
Yorgunluk aynı
Ve her seferinde daha acı sonu… Günaydın.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Edebiyatın Kadıköyü ~ Taner AyEdebiyatın Kadıköyü

    Edebiyatın Kadıköyü

    Taner Ay

    BİR SEMTİ ARAMAK, BULMAK, BELKİ DE KAYBETMEK Bu yazılar İstanbul’a dair Taner Ay tarafından yapılan kültürel tarih okumalarının ilk halkasıdır. Geleneksel olarak üç bölge...

  2. Yaratma Tehlikesi ~ Albert Camus Yaratma Tehlikesi

    Yaratma Tehlikesi

    Albert Camus

    Sanat salt estetik bir mesele değil, aynı zamanda bir direniştir. Camus’nün 1957’de gerçekleştirdiği Nobel konuşması ile Uppsala Üniversitesi’nde verdiği konferansı bir araya getiren bu kitap...

  3. Uzun Hikaye ~ Mustafa KutluUzun Hikaye

    Uzun Hikaye

    Mustafa Kutlu

    Ben o zamanlar on altı yaşındaydım, lise birde. İnce uzun bir oğlan. Saçlarım kirpi gibi dik duruyor; ne yana, ne geriye taranmıyor, beni deli...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur