Bütün gemileri açık denizlerde dolaşan ve nakit sıkıntısında olan Antonio, Venedik’teki itibarını kullanarak, arkadaşı Bassanio’yu sevgilisi Portia’ya gönderebilmek için Yahudi tefeci Shylock’tan üç bin düka borç alır. Antonio’nun bir zamanlar hakaretleri yağdırdığı Shylock, bur fırsatı iyi değerlendirir ve imzaladıkları senette Antonio’nun borcu ödeyememesi halinde vücudundan bir parça etini kesmeyi şart koşar. Antonio’nun işleri kötü gider, gemileri batar ve işler düğümlenir.
Adalet sisteminin, hukuk felsefesinde kanunların yorumlanması mevzusunun mizahi mercekten incelendiği bir oyundur Venedik Taciri. Beklenmedik anlar, şaşırtan diyaloglarla trajikomik bir hikayesi olan bu Shakespeare komedisi, ünlü yazarın en sevilen eserlerindendir. Fatma Çolak’ın İngilizce aslından yaptığı yetkin çevirisiyle adeta şiir gibi bir eser okuyacaksınız.
ŞAHISLAR
VENEDİK DÜKÜ
FAS PRENSİ, ARAGON PRENSİ Portia’nın talipleri
ANTONIO
Venedikli bir tacir
BASSANIO
Antonio’nun dostu, Portia’mn talibi
SALANIO, SALARINO, GRATIANO, SALERIO Antonio ve Bassanio’nun arkadaşları
LORENZO
Jessica’nın sevgilisi
SHYLOCK
Zengin bir Yahudi
TUBAL
Shylock’un dostu bir Yahudi
LAUNCELOT GOBBO
Bir maskara, Shylock’un hizmetçisi
İHTİYAR GOBBO Launcelot’un babası
LEONARDO
Bassanio’nun hizmetçisi
BALTHASAR, STEPHANO Portia’nın hizmetçileri
PORTIA
Miras sahibi bir genç kız
NERISSA
Portia’nın hizmetçisi
JESSICA
Shylock’un kızı
Venedikli asilzadeler, Mahkeme Üyeleri, Gardiyan, Portia’nın hizmetçileri ve diğer hizmetkârlar.
[Sahne: Kısmen Venedik, çoğunlukla Portia’nın oturduğu Belmont ve Avrupa.)
I. Sahne
[Venedik. Bîr sokak.]
[ANTONİO. SALARINO ve SALANIO girerler]
ANTONIO
Kederimin menşei olmasa böyle meçhul Efkârlıyım, dahası sizi de bunaltıyor Bu kara yas nereden geldi de buldu beni Nasıl çöktü bağrıma yeisin zalimliği Derdimin aynasında tanınmaz oldum, neden?
SALARINO
Kulaç atıyor aklınız şimdi okyanuslarda Değilmi ki orada büyük gemileriniz Şişmiş deli rüzgârla heybetli yelkenleri Emsalsiz dalgaların şatafatlı beyleri Yahut denizlerin namlı prensleriymiş gibi Salınarak giderken sulan yara yara Reveransla önünde eğilen teknelerin Dokuma kanatlarla uçuşur etrafında.
SALANIO
Ben olsaydım yerinizde bunca riske alılan Kaygım denizaşırı ot yolardım boyuna Ne yandan esecekmiş bilmek için rüzgârlar Gözümü dört açardım içimde kumkumalar Nerde sakin limanlar hangisi emin rota Bulmaya çalışırdım haritalara baka baka Duyduğum her havadis lanet bir ihtimalin Endişesiyle beni kıvrandırırdı kesin.
SALARINO
Şuncacık nefesim dahi soğuturken çorbamı Tahayyülü bile elem, kudurgan rüzgârların Denizlerde ne yaman fırtına çıkaracağını. Çıldırırdım meraktan engini kura kura Yüklü gemimin kumlara pare pare dağılıp Öper gibi kabrinin toprağını kederle Başını hazin hazin derine daldırdığını. Kara kara düşünür saatlerce dalardım Can yongamı mahvedecek sıg kayalıkları. Kiliseye gidip de degiverince gözüm O ilahi mabedin yontulmuş taşlarına Acep böyle mi derdim gemimi tokatlayıp Bordasında nice kapanmaz yara açan Çözerek top top ipek kumaşlarımı Mütecaviz dalgalatın gerdanına dolayan Yüklü anforalanmı hak ile yeksan edip Baharat kokularını kıyıya dek savuran Ah biliyorum ben, bu kederin sebebi Antonio’nun sefere gönderdiği o gemi.
ANTONIO
Dostlar yanılıyorsunuz, bel bağlamam ben asla Ne tek bir gemiye ne de bugünkü durumuma Ne abat eder ne de iflas ettirir beni Sefere gönderdiğim birkaç ticari gemi Bu yılki kazancımı belirlemez gelirleri Ondan değil kederim.
SALARINO
Öyleyse âşıksınız.
ANTONIO Ayıp, ayıp!
SALARINO
Ya nedir aşk değilse? Belki şöyle demeli: Kederiniz neşenize mani. Gülüverseniz şöyle bir Deriz keder ne gezer, bal gibi de neşeli. janus’a and olsun ki garip mahlûktur insan Kimi gülmekten çatlar gaydanın ezgisine Kimi tebessüm eder dişini göstermeden Nestor2 bile yemin etse fayda vermez bazısına Yüzleri sirke satar hangi komedi olsa.
/BASSANIO, LORENZO ve GRATİANO girerler.
SALANIO
İşte asit dostunuz Bassanio geliyor Arkadaşlarınız Gratiano ve Lorenzoyla birlikte Bize müsaade, esen kalın tatlı sohbetinizle.
SALARİNO
Ahdetmiştim efkârınızı dağıtmaya Eğer bu güzel dostlar gelmemiş olsa.
ANTONIO
Gözümde kıymetiniz kelama gelir değil Elbet meşgaleniz var, müsaade beklemeyin.
SALARİNO
Gününüz aydın olsun saygıdeğer lordlar.
BASSANİO
Dostlarım biz ne zaman güleceğiz dünyada Çetrefilleşiyor iş, keşke böyle olmasa.
SALARİNO
Yine görüşeceğiz, hoşçakalın.
İSALARINO ve SALANIO çıkarlar.l
LORENZO
Sinyor Bassanio, madem buldunuz Antonio’yu Biz de gitsek fena olmaz lakin akşam yemeğinde Dilerim unutmazsınız buluşacağız yine.
BASSANİO
Unutmam, tasalanma.
GRATIANO
Sizde bir hal var bence Sinyor Antonio Tevessül mü ediyorsunuz bu köhnemiş dünyaya İnanın ona yüksek ücret ödeyenlerin sonu Perişanlık olmuştur, şaşırmamalı yolu.
ANTONİO
Pahada ağır değil dünya, bence layığı kadar Bir sahne ki Gratlano, herkes cürmünce oynar Hüznün muhafızlığı: Bana düşen rol de bu!
GRATIANO
Varsın benim rolüm de hepten delilik olsun İnleyen bir kalptense buz gibi pişmanlıkla Kahkahalar çizgiler çizsin yanaklarıma Ciğerlerim mest olsun şarabın ateşinden. Kanımız kaynıyorken gencecik yaşımızda Mermer heykeller gibi olursak ayb’olmaz mı? Hem karamsar hem mahmur dolaşmayın ne olur Söyleyiniz Antonio, derdiniz nedir kuzum? Sevgimdir bana böyle acı sözler söyleten Düşünice nice adam buruş buruş çehreyle Durgun göllerden beler hayatı tüketirler Güya zekâ onlarda ve dinginliğe ermiş Derin tefekkürlere dalmış bilge edalarında Hâl diliyle derler ki: “Ne sırlar var içimde Haddinizi bilin de havlamayın önümde” Ah Antoniom, bilirim ben onların içini Sûküt altındır diyen meselin hürmetine Sırf sustukları için itibar görürler de Hele bir konuşsalar yufka akıllarıyla Seyreyle gümbürtüyü yazık olur kulağa Budala yerine korlar işitenleri güya Fazlasıyla su kaldırır bu bahsi kapatalım Benden bir rica size, melankolik olmayın Gidelim biz Lorenzo, şimdilik hoşçakalın Akşam yemeğinde de sürecektir vaazım.
LORENZO
Bize yol görünüyor, görüşürüz yemekte Konuşturmuyor madem Gratiano beni
Dilsiz akıllılardan olayım hiç değilse.
GRATİANO
Arkadaşlık edersen benimle iki yıl daha İhtimal unutursun sesini ağzında.
ANTONIO
Uğurlar olsun, eğer uzar giderse konu Ben de bir geveze olurum enikonu.
GRATİANO
Ne âlâ! Sükût iki şeye yaraşır bana kalsa Pişmiş sığırdiline ve de kız kurusuna.
GRATİANO ve LORENZO çıkarlar.}
ANTONIO
Bu fuzuli laflar da ne?
BASSANIO
Venedik’te Gratiano’ya bulunmaz hiçbir emsal Ne mahir lafazandır durmadan okur gazel Sözleri iki kile samanda iki dane Koca gün ararsın da onları bulmak için Bulduğunda anlarsın fuzuliymiş zahmetin.
ANTONIO
Bana sözünüz vardı sırrınızı vermeye Hani ant içmiştiniz gizlice ziyarete Anlatınız ey dostum kimin nesi bu kadın?
BASSANIO
Malumunuzdur dostum nasıl müsrif olduğum Servetimin imkânlarını aşarak sürdürdüğüm Şatafatlı hayatın bedeli geldi çattı. Sızlanmıyorum şimdi az ile geçinmekten Eski bir soylu iken alçağa düştüğümden Asıl derdim savurgan tutumumdan ötürü Sırtıma bindirdiğim inanılmaz borç yükü En çok size borçluyum paraca ve sevgice Dostluğunuzdan aldığım teminatla gizlice Plan yaptım nasıl ererim selamete Öderim borçlarımı, nefes alınm diye.
ANTONIO
Lütfen dostum Bassanio, açıkça söyleyiniz Planınız benim için en az siz kadar aziz Kesem ve bütün ruhum yoluna baş koymuşuz.
BASSANİO
Bilir misiniz Antonio, küçük bir çocuk iken Kaybetsem bir okumu, daha bir titizlikle Aynı yüne ve hızla başka ok atardım ben Eğer her ikisini de riske atarsam birden Bulacağıma inanırdım benden öte gideni…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Oyun-Tiyatro
- Kitap AdıVenedik Taciri
- Sayfa Sayısı168
- YazarWilliam Shekespeare
- ISBN9944184892
- Boyutlar, Kapak 13,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviAntik Kitap / 2009
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Adiller Bütün Oyunları 5 ~ Albert Camus
Adiller Bütün Oyunları 5
Albert Camus
Camus 1949 yılında kaleme aldığı ve tarihî bir hadise üzerine inşa ettiği Adiller’de, yirminci yüzyıl başında, Moskova’da, devrimci bir örgütün Grandük Sergey’e suikast girişimini konu alır.
- Oyunlarla Yaşayanlar ~ Oğuz Atay
Oyunlarla Yaşayanlar
Oğuz Atay
Tanzimat’tan bu yana sürekli değişen politik ve toplumsal değerler karşısında tutunmaya çalışan Türk okur-yazarının kara güldürüsü. Eylemsizlikle geçmiş bir yaşamın getirdiği beceriksizlik ve gülünç...
- Versailles Tuluatı ~ Molière
Versailles Tuluatı
Molière
Orhan Veli Kanık – Azra Erhat çevirisi ve Dikmen Gürün’ün açıklayıcı sunuşuyla…” Moliere’in bu klasik oyunu ilk kez 1944 yılında Orhan Veli Kanık ve...