Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Uzanma Sanatı / Yatay Yaşamın Elkitabı
Uzanma Sanatı / Yatay Yaşamın Elkitabı

Uzanma Sanatı / Yatay Yaşamın Elkitabı

Bernd Brunner

Şu anda uzanıyorsanız, o zaman doğru pozisyondasınız; zira hepimiz belli aralıklarla ve de büyük bir zevkle uzanırız. Uzanırken dinleniriz; vücudun en çok gevşediği, en…

Şu anda uzanıyorsanız, o zaman doğru pozisyondasınız; zira hepimiz belli aralıklarla ve de büyük bir zevkle uzanırız. Uzanırken dinleniriz; vücudun en çok gevşediği, en az güç harcadığı pozisyondur yatıp uzanmak. Uzanırken bir sürü şey yaparız: Uyuruz, düş görürüz, sevişiriz, düşünürüz, kendimizi melankolik bir ruh haline bırakırız, hayal kurarız ve acı çekeriz.

Bernd Brunner’in tarihsel ve kültürel yönleriyle enine boyuna incelediği Uzanma Sanatı, yatay pozisyonda zaman geçirmenin farklı biçimlerine odaklanan keyifli bir çalışma. Günümüz toplumlarında çoğu zaman tembelliğin, aylaklığın ya da hastalığın ifadesi olarak yorumlanan uzanmanın kıymeti pek bilinmese de, varoluşumuza içkin bir hareket aslında uzanmak: Hepimiz uzanırız ne de olsa. Yine de uzanmak, kötü şöhretli bir eylem olarak bilinir. Hatta eylem bile sayılmaz.

Ama siz durmayın, bu kitabı okurken güzelce uzanın. Zira Groucho Marx’ın da dediği gibi, “Yatakta yapılamayan şeyler, yapılmaya değer değildir.”

“Yatakta yapılamayan şeyler, yapılmaya değer değildir.”
GROUCHO MARX

İçindekiler

Şu Anda Uzanıyor musunuz?………………………………………11
Yatay Yönelimin Grameri …………………………………………..14
Dünyanın Merkezine Çekilmek …………………………………..17
Chesterton ve Michelangelo’nun Sırrı…………………………..19
Uzanmanın Geçirdiği Toplumsal Değişim……………………..21
Uzanmanın Sıradan ve Sıra Dışı Biçimleri……………………..24
Doğada Uzanmak………………………………………………………27
Güneşe Tapanlar……………………………………………………….30
Doğru Uzanmak………………………………………………………..32
Kişiliğin Anahtarı Olarak Yatış Pozisyonu……………………..37
Çocukların Yatış Biçimi ……………………………………………..39
Birlikte Uzanmak ………………………………………………………42
Yatmak, Uyumak, Uyanmak ……………………………………….45
Uyanmak, Kestirmek, Uyumak ……………………………………53
Uzanarak Yemek Yemek mi? ………………………………………57
Yatay Pozisyonda Çalışmak…………………………………………61
Şiltenin Doğuşu ………………………………………………………..68
Uzanmanın Arkeolojisi……………………………………………….74
Uzanma Sanatının Kökeni Şark……………………………………87
Yatak Odası ve Yatma Alışkanlıkları Üzerine Alan
Araştırmaları………………………………………………………..91
Sıradan Yatak……………………………………………………………95
Seyahatlerde Yatıp Uzanmak ………………………………………99
Strange Bedfellows…………………………………………………….104
Mekanikleştirilmiş Uzanma……………………………………….111
Yatay Şifa……………………………………………………………….116
Süzülmek, Sallanmak, Salınmak, Zıplamak………………….120
Şezlong Meselesi ……………………………………………………..124
Yatağın Konumu ve Odanın Işığı ……………………………….127
Uzanma Üzerine Düşler ve Kâbuslar…………………………..131
Uzananlar Müzesi ……………………………………………………136
Hâlâ Uzanıyor musunuz? ………………………………………….138
Seçme Kaynakça ……………………………………………………..143
Dizin……………………………………………………………………..147

ŞU ANDA UZANIYOR MUSUNUZ?

Şu anda uzanıyorsanız, o zaman doğru pozisyondası- nız; zira hepimiz belli aralıklarla ve de büyük bir zevkle uzanırız. Uzanırken dinleniriz; vücudun en çok gevşediği, en az güç harcadığı pozisyondur yatıp uzanmak. Uzanırken bir sürü şey yaparız: Uyuruz, düş görürüz, sevişiriz, düşünürüz, kendimizi melankolik bir ruh haline bırakırız, hayal kurarız ve acı çekeriz. Sadece bir tek şeyi yapmayız uzanırken: Hareket etmeyiz. Nedense hareketsiz kalmak denen duruma en çok da yatay pozisyonda yaklaşırız.

İnsanların azim ve kararlılıklarını derhal harekete geçerek, çalışkanlıklarını devamlı masabaşında ve bilgisayar karşısında oturarak kanıtlamaya çalıştığı, hızlı başarılara programlanmış toplumumuzda uzanmanın kıymetini anlatmak hiç kolay değildir. Daha da kötüsü: Uzanmak tembelliğin bir ifadesi, hızla değişen bir dünya karşısındaki âcizliğin işareti olarak görülür. Yatıp uzanan kişinin hayata ayak uyduramadığı, atalet içinde olduğu, kısıtlı zamanını iyi kullanamadığı düşünülür. Oysa yoğun siste yürüyüş yapmaya benzer uzanmak, biraz uzanıp kalktıktan sonra düşüncelerimiz çoğu zaman daha berraktır. Her yerde karşılaştığımız zaman baskısından ve verimli düşünme zorunluluğundan uzaklaşmanın bilinçli bir yoludur uzanmak; ederi yoktur ama yine de, değerlidir.

Çoğu zaman amaçsızca dolaşan melankolik flâneur’ ün düş benzeri gezintilerinin yatay muadilidir uzanmak. Fakat uzanan kişi zihniyle kentlerde ve kırlarda gezinirken hayal gücünü çok daha fazla harekete geçirmek zorundadır çünkü bu hayalî gezintilerinde düşüncelerini uyaran gerçek yüzler ve yerlerle karşılaşmaz.

Sırtüstü uzanıp odanın tavanına ya da dışarıdaki gökyüzüne baktığımızda, etrafımızdaki somut şeylerle iliş­ kimiz kesilir, kafamızda düşünceler uçuşur. Duruşumuzla birlikte ruh halimiz, algımız da değişir. Daha az önce dikey pozisyondayken verdiğimiz tepkilerden farklı tepkiler veririz. Daha az önce kafamızı kurcalayan sorular, yatay perspektiften bambaşka görünür gözümüze. Sesleri, hatta telefonun zil sesini bile aynı yoğunlukta duymayız. Yatay pozisyonda kesin kanaatler daha kolay sarsılır. Bazen bir şeylerle baş etmekte zorlanıp uzanıverdiğimizde, üstümüzden adeta bir yük kalkar.

Uzanmak üzerine kafa yorduğumuzda fizyoloji, psikoloji ve yaratıcılık gibi alanlara da gireriz; ama zaman ekonomisi gibi derin kültürel meselelerle, Amerikalı psikolog Robert Levine’in “kadanslardan, devamlı değişen ritim ve sekanslardan, tonlar ve fasılalardan, çevrimler ve esintilerden oluşan karmakarışık bir düzen” diye bilgece tasvir ettiği yaşam ritmimizle de ilintilidir uzanmak. Uzanmanın ne vakit hangi bağlamda kabul gördüğü, davranışlarımızı sessiz bir dil gibi yönlendiren zamanla ilgili genel kanıya bağlıdır. Devamlı hareket halinde olmayı içselleş- tirerek yaşamın tüm alanlarına yansıyan bir huzursuzluk yaratan bizimki gibi bir kültür ve dönemde, zamanın vidalarını birazcık gevşetmekten, ritmin ölçüsünü hafifçe değiştirmekten fazla bir şey gelmez elimizden. Bizimkinden farklı, belki daha yavaş bir ritmi olan; hayatın kafalardaki planlara göre değil, o anki duruma göre yaşandığı bir ülkede bulunduğumuzda, bambaşka yasalara göre işleyen bir zamanda yaşamanın ne anlama gelebileceğini sezer gibi oluruz. İlk bakışta hiçbir şey olmuyormuş gibi görü- nen bir zaman dilimi, başka toplumlarda zaman israfı olarak algılanmayabilir, hatta böyle bir şey kimsenin aklına bile gelmez muhtemelen, “boş” zaman bir hoşluk, hayatın önemli bir parçası olarak görülür. Yatay dünyaya bir keşif gezisine çıkmamızın bir nedeni de budur.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Başıboş Köpek – Commissario Morello Venedik’te ~ Wolfgang Schorlau, Claudio CaioloBaşıboş Köpek – Commissario Morello Venedik’te

    Başıboş Köpek – Commissario Morello Venedik’te

    Wolfgang Schorlau, Claudio Caiolo

    Venedik dekoru önünde, İtalya’nın ve çağımızın hemen bütün siyasal sorunlarına bulanmış heyecanlı bir polisiye… Wolfgang Schorlau, bu defa İtalyan yazar Claudio Caiolo ile beraber...

  2. Güvercin ~ Patrick SüskindGüvercin

    Güvercin

    Patrick Süskind

    Düzenli bir yaşam süren, içine kapanık, sıradan biri olan Jonathan Noel, yıllardır bir bankanın bekçiliğini yapmaktadır. Bütün işi banka müdürünü karşılayıp arabasının kapısını açmaktan...

  3. Ecinniler ~ Fyodor Mihayloviç DostoyevskiEcinniler

    Ecinniler

    Fyodor Mihayloviç Dostoyevski

    Hayat acı vericidir, hayat korku doludur ve insanoğlu mutsuzdur. İnsanoğlu hayatı seviyor. Acıyı ve korkuyu sevdiği için hayatı seviyor. Yaşamak, acı ve korkunun karşılığında...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur