Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyaya nam salmış sultanı Kanuni, hicretin onuncu asrının başında doğdu. Eski doğu inanışına göre 10 sayısı uğurlu sayıldığı için, onuncu Osmanlı padişahı olması iyi bir lider olacağına işaret olarak görülmüştü. Bu yorumu yapanlar, bu devlet adamının Osmanlı’nın kaderini belirleyecek ve Osmanlı adının bütün cihan âleminde saygıyla anılmasına yol açacak icraatlarına tüm dünya ile beraber şahit olacaklardı. Üç Kıtanın Hâkimi Muhteşem Sultan Süleyman’ın saltanatı, Osmanlı tarihinin en parlak devrini başlatmıştı.
Kanuni, fetihleri, devlet idaresi ve imparatorluğun sınırlarını muazzam ölçüde genişletmesinin yanı sıra, kişiliği, askerliği, sanatseverliği, ileri görüşlülüğü, hoşgörüsü ve dehasıyla sadece Osmanlı tarihine değil, dünya siyaset ve tarih sahnesine damgasını vurdu.
Ayşenur Ergün’ün bu kapsamlı derlemesi, Kanuni’nin liderlik, yöneticilik ve askerlik niteliklerinin yanı sıra, özel yaşantısından Hürrem ile arasındaki entrikalarla yüklü ilişkiye dek uzanıyor; bu efsanevi padişahın içinde yaşadığı çağı nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor.
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ.
KANUN! SULTAN SÜLEYMAN’IN HAYATI
VE İLK İCRA ATLARI
FRANSA’YA VERİLEN
KAPİTÜLASYONLAR
KANUNNAME.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’IN
HÜRREM SULTAN İLE EVLİLİĞİ.
KANUNİ SULTAN
SÜLEYMAN’IN KİŞİLİĞİ.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
DÖNEMİNDE İMAR ÇALIŞMALARI.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
DÖNEMİNDE MİNYATÜR VE HAT SANATI
KANUNİ SULTAN
SÜLEYMAN’IN SEFERLERİ
SOKULLU MEHMET HAŞA
KANUNİ DÖNEMİ DENİZCİLİĞİ
VE DENİZ SEFERLERİ.
FETİHNAME
HİNT OKYANUSU SULARI.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİNDE İÇ OLAYLAR VE ŞEHZADELER
ARASINDAKİ MÜCADELELER
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
DÖNEMİ KRONOLOJİSİ
GİRİŞ
Yavuz Sultan Selim’in oğlu olan Kanuni Sultan Süleyman, Osmanlı Devletinin onuncu padişahı ve bu isimdeki padişahların ilkidir. Osmanlı kaynakları, kanun koyucu vasfından dolayı onu genellikle “Kanuni Sultan Süleyman” olarak isimlendirirken; Batılılar, kudretinden dolayı kendisini “Muhteşem ve Büyük Süleyman” olarak anmışlardır.
Kanunî Sultan Süleyman’ın, 1520’deki cülusu esnasında Osmanlı Devleti, Türk tarihinde eşine kolay kolay rastlanmayan bir kuvvet ve kudrete sahipti. Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren gerçekleştirilen fetihler, Kanuni’yi doğuda ve batıda rakipsiz, bir duruma getirmişti. Doğuda Memlukiler yıkılmış, Safeviler ve Venedikliler sindirilmişlerdi. Babası Yavuz Sultan Selim’in, doğu ve güneye doğru iki büyük hamlesi, Osmanlı Devletinin şeklini temelden değiştirip hakimiyetindeki toprakları neredeyse iki misline çıkarmıştı. Bu arada İran Safevi Devleti, ağır bir darbe yemiş, Memlûk Devleti ise yok edilmişti. Bu devletin bütün toprakları ile birlikte Kudüs, Haremeyn. Şam ve Kahire gibi Önemli merkezler Osmanlı hâkimiyetine girmişti. Müslüman Türkler, Afrika’nın büyük bir kısmını ele geçirmiş, Cezayir Osmanlı’ya boyun eğmiş ve Barbaros kardeşlerin mücadeleleri, Osmanlıları, Batı Akdeniz’in en güçlü kuvveti haline getirmişti. Müslüman Türk nüfuzu, güneyde Mozambik’e kadar uzanıyordu. Kısaca siyası, iktisadi ve askeri bakımdan rakipsiz olan Osmanlı Devleti, üç kıta üzerinde güçlü bir hâkimiyet kurmuş, bir “Cihan Devleti” haline gel misti. Bütün bu gelişmeler, Yavuz’un vefatından sonra, onun yerine geçen oğlu Süleyman devrinin, son derece parlak geçeceğinin müjdecisiydi.
Kanunînin şahane talihi, tahtını Yavuz gibi ender yetişen bir harp dehasından ve bir ıslahatçıdan devralmış olmasıyla başlar.
Kendisinden önce oluşturulan bu avantajlı durumu çok iyi kullandığından. Sultan Süleyman devri döneminde gelişen büyük olaylar dolayısıyla Yeniçağ tarihinin en dikkate değer safhalarından birini oluşturur.
Kanuni devri, devlet, kudret, yeni fetihler, kanun ve mimari eserler açısından Osmanlı’nın en önemli devridir. Fiilen on üç sefere katılan, döneminde 300’den fazla kalenin fethedildiği Kanuni döneminde Osmanlı Devleti, fütuhatta, idare, siyaset ve medeniyette, zirve noktasına ulaşmıştır. Asya’da Kafkas dağlarından, İran’ın içlerine, Yemene, Aden’e, uçsuz bu caksız Arabistan çöllerine kadar uzanmış, Afrika’da Habeş, Mısır, Tunus, Fas ve Cezayir’i almıştır.
Avrupa’da ise Macaristan’ı hâkimiyeti altına almış, Erdel Krallığı, Eflâk, Bogdan Beylikleri, Kırım Hanlığı İle Lehistan arasındaki geniş stepleri ele geçirmiş, Avusturya Devleti ve Venedik Cumhuriyeti muayyen vergiler ve peşkeşler ödemeye mecbur edilmiş, Fransa, İtalya, Lehistan dize getirilmiştir.
Kanuni Sultan Süleyman yaptığı icraatlardan dolayı, Osmanlı liderlerinin en büyüklerinden, hatta dünyanın en büyük liderlerinden biri olmuştur. Bunun en güzel kanıtı ise bugün Birleşik Amerika Temsilciler Meclisi salonunda mermer plakasının bulunmasıdır.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN’IN HAYATI VE İLK İCRAATLARI
Kanunî Sultan Süleyman 27 Nisan 1495 Pazartesi günü Trabzon’da doğduğunda, Osmanlı tahtında Fatih Sultan Mehmet’in oğlu ve halefi İkinci Sultan Bayezid oturuyordu. Eski doğu inanışına göre 10 sayısı uğurlu sayıldığı için, hicretin onuncu asrının başında doğmuş olan Sultan Süleyman’ın onuncu Osmanlı padişahı olması, saltanatının parlaklığına ve iyi bir lider olacağına işaret olarak görülmüştür.
Babası Yavuz Sultan Selim, tek oğlu olan Sultan Süleyman’ı küçük yaşlardan itibaren çok titiz bir şekilde yetiştirmeye başladı. Benzeri görülmemiş bir terbiye ve tahsil gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun’dan aldı. Yedi yaşına gelince tahsil için istanbul’a, dedesi Sultan İkinci Bayezıt’ın yanma gönderildi. Şehzade Süleyman, burada Karakızoğlu Hayrettin Hızır Efendi’den tarih, fen, edebiyat ve din dersleri alırken, savaş teknikleri konusunda da öğrenim görüyordu. Geleneklere göre Osmanlı şehzadelerinin bir sanat dalıyla uğraşması gerektiğinden, Süleyman’a da dönemin önemli kuyumcularından bir hoca tutuldu. Faka! Şehzadenin ilgi alanları çok farklı olduğundan bu durumdan pek memnun kalmadı. Kendisi daha çok tarih ve savaş konularına yoğunlaşmak istiyordu. Bunun üzerine hocası. Şehzadenin bu ilgisizliğini annesi Ayşe Hat’sa Hatun’a bildirdi. Hafsa Hatun, oğlunun iyi yetişmesine önem verdiği için, ileri gitmemek şartıyla hocaya ceza uygulaması konusunda izin verdi. Sonuç olarak Süleyman, ayaklarına sopa ile vurularak uyarıldı ve böylece Şehzadenin kuyumculuğu önemsemesi sağlandı. Öyle ki Süleyman devrinin en usta kuyumcularından biri oldu,
1509 yılında, on dört yaşına geldiğinde, Şebinkarahisar (Şarki Karahisar) sancakbeyliğine gönderildi. Birkaç ay sonra,babası Yavuz.tekoğlu Süleyman için Sultan Bayezid’den Bolu Sancakbeyliği’ni istedi ve aldı. AmasyaTokat sancakbeyi olan Veliaht Şehzade Sultan Ahmet, yeğeninin Bolu’ya tayinini bir tehdit unsuru olarak gördüğünden bu duruma, ”Bu oğlan (Şehzade Süleyman) benim yolum üzerinde neyler?” diye itiraz etti çünkü II. Bayezid öldüğü takdirde Süleyman tahta oldukça yakın olacaktı. Bunun üzerine Bolu’ya bir birlik yollayarak Şehzade Süleyman’ı Trabzon’a babasının yanına gönderdi. Torununun haklarını korumadığı için, Yavuz’un Sultan Bayezid’e çıkması üzerine. Sultan Bayezid, torunu Şehzade Süleyman’ı Kırım’da Kefe sancakbeyliğine tayin etti. Şehzade Süleyman, yanında annesi ve kalabalık mai yeti esliğinde gemiyle Kırım’a gidip sancağını teslim aldı. Şehzade burada üç yıla yakın bir süre sancakbeyliği yaptı ve bu süre zarfında hem Osmanlı politikası hem de Yakın Doğu politikası için önemli gelişmeler oldu.
….
“Üç Kıtanın Hakimi Kanuni Sultan Süleyman (Cep Boy)” için 2 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Türk-Osmanlı
- Kitap AdıÜç Kıtanın Hakimi Kanuni Sultan Süleyman (Cep Boy)
- Sayfa Sayısı250
- YazarAyşenur Ergün
- ISBN9752542792
- Boyutlar, Kapak 10,5x17 cm, Karton Kapak
- YayıneviNeden Kitap / 2009
Kanunî Sultan Süleyman; H. 10. asrın başında değil, H. 11. asrın başında doğmuştur. Doğum yılı olan M. 1594’ün hicrî karşılığı olan 1003 tarihini 10. asır zannetmenizden kaynaklanan bir hatâlı söyleyişte bulunmuşsunuz! Hicretin üzerinden hicrî 1000 yıl geçtiğinde (1000 bölü 100) = 10 asır geçmiş oluyor. 1000 yılın üzerine 3 yıl daha geçmiş ki H. 11. asrın 3. yılına tekâbül eder.
H.1-100 > 1. yy.
H. 101-200>2. yy.
…………………………….
…………………………….
…………………………….
H.501-599>6. yy.
…………………………….
…………………………….
…………………………….
H.901-1000>10. yy.
H.1001-1100>11. yy.
Tarih öyle bir şeydir ki; gerçekleri yazar ancak yorum yapıldığında Kanuni gibi adamların Muhteşem olduğunu düşündürür…kendisini Kanuni yapan yakınlarını öldürten ,evladını boğdururken seyredebilen , beş yaşını geçmemiş yeğenlerini öldürten bu adamı karşımızda büyük bir padişah olarak bulunuyor…