Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Tutsaklar Şehri
Tutsaklar Şehri

Tutsaklar Şehri

Ali Metehan Şimşek

Amerika Birleşik Devletleri’nde günden güne artan hükümlü mevcuduna çöken ekonomik sistemden dolayı inanılmaz boyutlara ulaşan suç oranları da eşlik edince, cezaevlerinin kapasitesi yetersiz hale…

Amerika Birleşik Devletleri’nde günden güne artan hükümlü mevcuduna çöken ekonomik sistemden dolayı inanılmaz boyutlara ulaşan suç oranları da eşlik edince, cezaevlerinin kapasitesi yetersiz hale gelmiştir. Tüm kurulu düzenin tepetaklak olduğu ve hükümetin çaresiz kaldığı bir sırada, William Walker adında bir düşünür, kadın erkek gözetmeksizin, tüm suçluların bir şehre kapatılması şeklinde bir öneri atmıştır ortaya. Kimsenin beklemediği bir biçimde halkta öyle bir karşılık bulmuş, öyle bir coşkuya yol açmıştır ki bu, kendisi bile şaşakalmıştır. Siyasilerse halktan gelen bu yoğun öneriyi görmezden gelemezler ve çaresiz Tutsaklar Şehri’ni kurmak için kolları sıvarlar.

Öykü, Tutsaklar Şehri’nin kurulmasından 3 sene sonra, yani Kaan adında bir Türk’ün malum şehre düşmesiyle başlar. Kaan bir akşam iş çıkışı eve geldiğinde, eşiyle patronunu aynı yatakta yakalar. Aslında hiç niyeti yokken birdenbire rakibine baskın çıkamayacağının korkusu düşer içine ve sadece korkutma amaçlı baba yadigârı tüfeğe sarılır. Ancak olaylar beklediği gibi gitmez ve rakibiyle bir arbede patlak verir aralarında. Bu sırada karısı kaçmak için kapıya doğru hamle eder ve tüfek birdenbire parlayıverir. Amanda’nın (karısının) boynuna isabet eden saçmalardan ötürü kafası bedeninden savrulur.

Bir anda eli kana bulanan ve kendini Tutsaklar Şehri’nde bulan Kaan, kendini tam bir ölüm dirim savaşının ortasında bulur ve bir medeniyetin kendine has kurallarıyla en başından kurulduğuna şahitlik eder.

*

Son yıllarda, hapishanedeki yığınlar ve cezası bitip de saliverilen suçlular, çözümü olmayan ulusal bir kördüğüm halini almıştı.

Ülkedeki mevcut hükümlü sayısı irili ufaklı birçok devletin nüfusunu aşmış, alelacele hapishaneye çevrilen yüzlerce tesis dahi yetersiz kalmış, bu iflah olmazları demir parmaklıklar ardında tutmanın külfeti her geçen yıl katlanarak artmıştı. Buna bir de tepetaklak olan ekonomik şartların yol açtığı darboğaz eklenince, suç oranları birdenbire körüklenmiş, gardiyanlardan yakayı kurtarıp şehirlerde başıboş kalan bu güruh için hayat sürdürebilmek büsbütün çetrefilleşmişti. Hatta iş öyle bir aşamaya gelip dayanmıştı ki, çetelerden bıkıp usanan kimi iş insanları, tüm mal varlıklarını da yanlarina katarak, daha iyi durumda olan Avrupa ülkelerine yoğun bir göç dalgası başlatmışlardı. Üstelik cezası biten suçluların azımsanmayacak kısmı, dışarıdaki hayata ayak uyduramayıp, akıbetinin demir parmaklıklar olacağını bile bile, entipüften bir meseleden cürüm işleyip neredeyse güle oy. naya dönüyordu ait olduğu yere. (Nicesi için, dışarıda gün boyu yemek parası için didinip durmaktan ve zekâyla irade gerektiren ekmek kavgasının çapraşık yollarında bocalamaktansa, hiçbir çaba sarf etmeksizin üç öğün yemek yiyip tok karnınaona buna sataşabildiği hapishaneler nimet bile sayılırdı.)

İşte bu çalkantılı dönemde, bir adam çıktı ortaya; William Walker. Ortaya attığı teori, suçlular için vergi ödemek istemeyen ve can güvenliklerinden endişe duyan insanlarda öyle müthiş bir coşkuya yol açtı ki, işin doğrusu kendisi bile şaştı bu işe. Siyasilerse, halktan gelen bu yoğun talebi görmezden gelemeyerek, teorinin alabildiğine şüpheli ve eksik, ortaya çıkacak sonuçların da beklenenden dahi vahim olacağı uyarılarına kulak tıkayıp, çoğunluğun ferasetine boyun eğdiler. En nihayetinde, kapanan maden ocakları nedeniyle nüfusun seyrek, arazinin çorak olduğu bir bölgede söz konusu şehrin kurulması için gereken izni verdiler. Hükümetin Tutsaklar Şehri adını verdiği, halkın ise ileride Suçlular Şehri olarak telaffuz edeceği dünyadan soyutlanmış böyle bir şehrin kurulacağı yaygarasının bile suç oranlanna eksi yönde katkı sunması… Dahası, en kaşarlanmış suçluların bile gardiyanlarla demir parmaklıkların olmadığı ve sadece mahkûmlardan oluşan bir şehirde yaşamaya yanaşmayıp eskiye oranla durulması, siyasiler arasındaki son arbedeleri de noktalayarak her şeyi kaçınılmaz kıldı.

Amerika Birleşik Devletleri, 2043

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yerli)
  • Kitap AdıTutsaklar Şehri
  • Sayfa Sayısı341
  • YazarAli Metehan Şimşek
  • ISBN9786258208924
  • Boyutlar, Kapak14 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviMythos Kitap / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Canistan ~ Yusuf AtılganCanistan

    Canistan

    Yusuf Atılgan

    Yusuf Atılgan’ın tamamlamadan bıraktığı üçüncü romanı Canistan, ölümünden çok sonra, ilk kez 2000 yılında yayımlandı. Romanın coğrafyası yine Manisa; ama bu kez dönem farklı. Anadolu’nun işgal edildiği, direniş çetelerinin kurulduğu yıllar, anasını bırakıp köylere, çiftliklere çalışmaya giden çalışkan, işbilir köylü çocuğu Selim…

  2. Belki Sonra Başka Şeyler de Konuşuruz ~ Semih GümüşBelki Sonra Başka Şeyler de Konuşuruz

    Belki Sonra Başka Şeyler de Konuşuruz

    Semih Gümüş

    “Aşk, insanın mutluluk nedenlerinin aynı zamanda mutsuzluk nedenleri olması.” Semih Gümüş, bu kez bir romanla okurunun karşısında. Belki Sonra Başka Şeyler de Konuşuruz, insanın...

  3. İskender ~ Elif Şafakİskender

    İskender

    Elif Şafak

    Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir âşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur