Türk hikâyeciliğinin usta kalemlerinden Mustafa Kutlu, Tirende Bir Keman adlı son kitabıyla okurlarıyla buluşuyor.
Kimi zaman güldüren çoğu zaman da hüzünlendiren musikişinas bir baba-oğulun hikâyesi, okuyanların yüreğine dokunacak türden… Her hikâyesinde olduğu gibi Türk toplumunun duygu ve düşüncelerine ayna tutan Kutlu, hayat verdiği karakterlerle bize insanlık hâllerini anlatıyor.
Hayal kırıklıkları karşısında sonu gelmeyen tiren yolculuklarına çıkan Kenan ve yolculukta onu yalnız bırakmayan oğlu Sadullah… Gerisi ise istasyonları doldurup boşaltan yolcular misali hayatlarına girip çıkmış insanlar… Değişmeyen şeyler de var elbette: Yanlarından ayırmadıkları keman ve dillerinden düşürmedikleri şarkılar. Bir de hasret ve gurbet…
Ellili yılların havasını taşıyan bu şarkılarla yürüyen duygusal hikâyeyi Mustafa Kutlu’nun kaleminden okuyacaksınız.
*
Keman sanatçısı Kenan Sönmez, Cibali’de oturuyor. Babadan kalma ahşap küçük bir evde. Bir yaşlı anası var bir de kedisi. Kedi erkek, adı Keş. Kafasına göre takılan bir kedi. Babası onu bir kış günü kapı önünde bulmuş. Siyah-beyaz alaca. Beyzade gibidir. Yemeği az gecikse annenin eteklerini tırmalayıp hırlamaya başlar. Sedirin başköşesindeki mindere kıvrılıp uyur. Sıkıysa yerinden kaldır, hemen hırlamaya başlar. Canı isterse gelir, kucağına yatar, okşatır kendini; canı istemezse hiç oralı olmaz. Rahmetli babası alkolikti Kenan’ın. Bu kediyi rakı masasına oturtup çok rakı içirdiği olmuştur. Bu sebeple tekin değil.
Dedesi de musikişinas.
Oğluna ünlü bestekâr Sadullah Ağa’nın adını koymuş. Ama oğlan pek hayırlı çıkmadı. Küçük yaşta alkole dadandı, bir yerde dikiş tutturamadı. Oysa telli sazların hepsini çalar. İşte meyhanelerde, pavyonlarda çalıştı. Sahnede uyuduğu olmuştur. Bu yüzden kimse ona iş vermek istemez, o da zaten iş bulduğu yerde fazla kalmazdı.
Kötülüğü kendine.
Ne oğluna ne karısına ne kimseye bir fenalığı dokunmuştur. Karıncayı incitmez. Kimi dertten, kimi neşeden denilmiş. Bununkinin sebebi meçhul. Kara sevda diyorlar, gerisini getiremiyorlar. Kimseye açılmaz, aç kalır kimseden beş kuru istemez. Gece yok, gündüz yok, doğru-dürüst beslenme yok Rakıyı sünger gibi çekiyor. Ne olur bu işin sonu?
İnce hastalık.
Çalgıcı Sadullah genç yaşta kediyi geride bırakıp Eyüp Sultan mezarlığına yatıverdi. Kenan o sıra orta sonda.
Daha dört beş yaşında babasının rakı sofrasında musikiye başladı. İlkokulu bitirdiğinde bayağı keman çalıyordu, orta okulda babasıyla beraber sahneye çıktı.
Çıkış o çıkış.
Ortaokulu zar-zor bitirdi.
Anası, babanın tam tersine elinden tesbih düşmez, bir tarikata mensup, mümin-müslim tertemiz bir kadındı. Sarhoş derdi çekmek kolay değil, genç yaşta ihtiyar oldu.
Bir de kızı var, bu Kenan’ın ablası, Balat’ta oturuyor. Dört çocuk, bir de manifaturacı kumarbaz bir koca.
Kenan çocuk yaşta hem evi geçindirdi hem ablasına yardım etti.
Askere gitti geldi, anasının tüm ısrarlarına rağmen evlenmedi. Yakışıklı bir adamdı ve peşinden koşan çok oldu. Gür siyah saçlar, briyantinli ve daima taralı. Hilkatten sürmeli gözler, boy pos yerinde. En iyi terzilere elbise diktirir. Avrupa pardösü-palto giyer, otuz yaşından sonra bir de fötr şapka edindi. Kıravatsız sokağa çıkmaz, ayakkabılar ayna gibi. Clark Gable bıyıkları ile tanındı. Ayhan Işık bir yana, Kenan öte yana. En iyi gazinolarda çalıştı, dönemin en ünlü sanatçıları için çaldı. Çuvalla para kazandı. Yedi, yedirdi,
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Hikaye
- Kitap AdıTirende Bir Keman
- Sayfa Sayısı152
- YazarMustafa Kutlu
- ISBN9789759955533
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviDergah Yayınları / 2023
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Aşka Dönüş ~ Mauro (Mevlud) Martino
Aşka Dönüş
Mauro (Mevlud) Martino
Modern zaman muhaciri Mauro (Mevlud) Martino, on binlerce kişinin okuduğu Rücu isimli romanının ardından yine çok beğenilecek bir romanla okurunu mistik bir yolculuğa davet...
- Ada, Adam ve Kadın ~ Gültekin Emre
Ada, Adam ve Kadın
Gültekin Emre
Edebiyat, evreni yeniden kurmaktır biraz da… Yoktan var etmek değil de, parçaları yeniden dizmek… O nedenle öyküler başka öykülere açılır sürekli, çünkü elde artan...
- Benyusuf ~ Sezgin Kaymaz
Benyusuf
Sezgin Kaymaz
“İlk başta dilenci midir nedir diyorduk. Adammış, nerden bilelim? Neredeyse sürüne sürüne yürürdü, acı çektiğini düşünürdük ya inadına güleç, ille de güleçti. Bizim gibi...