Bir kitabın adı “Tekerleksiz Bisikletler” olabilir ama kitapta bir kez olsun tekerlekli ya da tekerleksiz bisikletlerden söz edilmeyebilirdi; yine de kitap, ancak bu başlıkla bütünlüğe kavuşabilir, gerçek anlamını bu sayede, gökyüzünde uçan, tekerlekler yerine kanatları olan ve eksik tekerleklerini asla aramayan, hatta tekerleklerin gereksizliğini kanıtlayan bu imge sayesinde kazanabilirdi.Bir öyküden neler çıkarıldığında hala öykü olmayı sürdürür? Yüklemsiz öykü olur mu? Sıfatsız zarfsız öykü olur mu? Bir romanın belirli sayfalarından seçilecek cümlelerle romanın özünü yansıtan bir öykü yazılabilir mi? Bir öykü ne kadar yoğunlaştırılabilir? Tekerleği olmayan bir bisiklet “gider” mi?Cem Akaş, Tekerleksiz Bisikletler’de bir araya getirdiği eksiltmeli öykülerinde deneysel arayışlarını sürdürüyor.
İçindekiler
Halı Nerde, Dedi …………………………………………………11
Bir Gün Hepiniz ………………………………………………….17
H. Niyazi Pötürge’nin Aşk Şarkısı …………………………..27
Hangi Tarafa? ………………………………………………………33
Genç Kız, Kapıda …………………………………………………39
Feniks’in Külleri …………………………………………………..45
Dört Yıldızlı Otel …………………………………………………53
GIUSEPPE CUSANO’NUN EKSİLTİLMİŞ
DUYGULAR KÜTÜPHANESİ’NDEN
Emma Bovary’nin Çizmeleri Çamurluydu ……………….61
Thérèse Raquin İyi Görünüyordu …………………………..69
103. …………………………………………………………………..73
117. …………………………………………………………………..75
186. …………………………………………………………………..77
KISA, ÇOK KISA
Mahallenin Bıçkınları ……………………………………………81
Tepegöz’ün Şatosu ……………………………………………….83
Devrimden Önce ………………………………………………..85
Elem Gelmiş Cihane …………………………………………….87
İçleri Sıcakken …………………………………………………….89
Bir Gece, Ansızın …………………………………………………91
Yeni Geriatri Servisi ……………………………………………..93
Ruh, İnsanlar ……………………………………………………….95
Ayakta Kalmak …………………………………………………….97
Serçe ………………………………………………………………….99
Aynı Gözlerle ……………………………………………………101
ROMAN EKSİLTMELERİ
Malone Ölüyor ………………………………………………….105
Saydam Şeyler …………………………………………………..115
HALI NERDE, DEDİ
Herşey tamam mı, dedi Sinan.
Mürtefiye’nin meydanı bu gece yükünü almıştı.
Tamamdır abi, dedi Sabri. Sırıttı.
Al anahtarı, dedi Sinan. Araba sizin evin önünde.
Sen burda mısın abi, diye sordu Sabri.
Nerde olacağım ulan, diye terslendi Sinan. Kardeşinin sünnetine gelmedik mi.
Eyvallah, dedi Sabri. Bagaja mı koyayım, diye sordu.
Sığmaz, dedi Sinan. Arka koltuğa koy. Görünmesin
ama. Önce birşeye sar.
Emrin olur abi, dedi Sabri. Gitti.
Sinan Hayriye’yi gördü.
Nasılsın oğlum, dedi Hayriye. Sinan’ın kolunu tuttu.
İyiyim teyzecim, dedi Sinan. Dergiyi gösterdi. Mürtefiye dosyası çok güzel oldu, dedi. Dergiyi Sinan çıkarıyordu.
Hayriye, mahallesinin fotoğraflarına baktı. İyi mi yaptık, dedi.
Mürtefiye, İstanbul’un polis girmeyen mahallelerinden biriydi. Derginin dosyası olay olmuştu.
İyi yaptınız teyzecim, dedi Sinan. Herkes halıyı soruyor.
Yedi yüz yıllıktı halı. Mürtefiyelilerin halısıydı. Nereye göç etseler götürürlerdi. Halı Hayriye’nin evindeduruyordu.
Ömer nasıl, diye sordu Sinan. Kestiler mi?
Yok, dedi Hayriye. Şarkı söyleyeceğim diye tutturdu. İçmiş biraz.
Koca adam, dedi Sinan. Kaç oldu?
On altı, dedi Hayriye.
Koca adam valla, dedi Sinan. Daha beklemezmiş.
Beklemezmiş ya, diye yankıladı Hayriye. Anca gücümüz yetti oğlum, ne yapalım.
Bir kadın Hayriye’ye seslendi. Kusura bakma oğlum,
dedi Hayriye. Düğün sahibi olunca.
Ben buralı sayılırım artık, dedi Sinan.
* * *
Oğuz, Sinanlara kahvaltıya gitti. Eda da vardı. Balkonda oturdular. Deniz görüyordu balkon.
Sinan kahve koymaya gitti. Eda Oğuz’un kucağına
oturdu. Boynundan öptü.
Yapma, dedi Oğuz.
Sevmiyor musun, dedi Eda. Yalandan somurttu.
Gelir şimdi, dedi Oğuz.
Gelsin, ne var, dedi Eda.
Hadi kalk, dedi Oğuz.
Var mı bir hareket, dedi Sinan. Yerine oturdu.
Ne manada, diye sordu Oğuz.
İş güç be oğlum, dedi Sinan. Piyasa ağlıyormuş.
Haa, dedi Oğuz. Bir bok yok, dedi. Ama sıkı bir dolap peşindeyiz Necdet Abi’yle.
Necdet kim, diye sordu Sinan.
Bir abimiz, dedi Oğuz.
Dolap ne, dedi Sinan.
Mevlanakapı’ya antika bir halı düşmüş, dedi Oğuz.
Birlikte alıyoruz. Necdet Abi Almanya’ya çıkarıyor halıyı. Ben müşteri buluyorum.
Sinan işkillendi. Ne halısıymış bu, dedi.
Mürtefiye dediler, dedi Oğuz.
Bulaşma, dedi Sinan.
Niye be, dedi Oğuz. Temiz iş.
Mürtefiye’den temiz iş çıkmaz oğlum, dedi Sinan.
Yumurtasını yarım bıraktı.
Niye çıkmaz, diye sordu Eda.
Yavrum, dedi Sinan. Sen karışma iki dakika.
Oğuz kafasını salladı, belki der gibi.
* * *
Oğuz o gün Mevlanakapı’ya gitti. Bedri Bey tok satıcıydı. Halıyı ona satmak istemedi. Sonra sattı.
Halıyı Oğuz’un evine Bedri Bey’in oğlu götürdü. Yanındaki Sabri’ydi.
Kanepenin arkasına, şöyle duvara asacaksın abi bu
halıyı, dedi Sabri.
Bakacağız, dedi Oğuz. Tanımadığı insanların lafını
dinlemediği belliydi.
Duvarda şahane durur abi, dedi Sabri. Manitalar bayılır.
Bakalım, dedi Oğuz.
* * *
Oğuz evinin kapısını açtı. Eda’ya yol verdi.
Antrede öpüştüler.
Eda salon pencerelerini açtı. İçeriye biraz Cihangir
havası girdi.
Yatak odasına gitti Eda. Pornoyu koydu. Soyunup
yatağa girdi.
Oğuz tekila getirdi mutfaktan. O da soyundu. Filmi
başlattılar.
Sinan seni nerde biliyor, dedi Oğuz.
Aslı’da, dedi Eda. Oğuz’un şeyini tuttu.
Bitti mi tekilan, dedi Oğuz.
Bitti, dedi Eda. Koysana.
Olur, dedi Oğuz. Güldü.
* * *
Halı nerde, dedi Sabri.
Ne arıyorsun ulan sen burda, dedi Oğuz. Eda’nın
üstünü örttü.
Halı nerde, dedi Sabri. Tabancasını gösterdi. Kafası
iyi gibiydi.
Hangi halı, dedi Oğuz.
Ebeni sikerim senin lavuk, dedi Sabri. Eda’nın üstünü açtı.
Eda Oğuz’a sarıldı.
Karıda sağlam göt varmış, dedi Sabri. Sırıttı.
Eda pikeyi çekiştirdi. Siktir git manyak, dedi.
Oğuz Eda’ya baktı. Tabancaya baktı. Yatağın altında, dedi.
Sabri Oğuz’a baktı.
Gel lan Ömer, diye bağırdı.
Ömer geldi. Bacaklarını aça aça geldi.
Şu yatağın altına bak, dedi Sabri.
Ömer eğildi. Kimse konuşmadı. Takırtılar oldu.
Ömer halıyı çıkarıp ayağa kalktı.
Polisi arayın istiyorsanız, dedi Sabri.
Kendinize iyi bakın, dedi Ömer.
Sabri balkondan atladı. Ömer halıyı sarkıttı. Ömer
de atladı, ama sakınarak.
* * *
Kapı çaldı.
Polistir, dedi Oğuz.
Eda tuvalete gitti. Oğuz kapıyı açtı.
Aradım kaç kere bugün, dedi Sinan. Açmadın. Ne
haltlar karıştırıyorsun, dedi.
Oğlum hırsız girdi eve, dedi Oğuz.
Hassiktir, dedi Sinan. Çok götürmüşler mi, diye sordu. Antreye girdi.
Mürtefiye halısını, dedi Oğuz. Dün aldık daha Sinan, dedi. Sinan’ı yüksek sesle söyledi.
İyi bok yediniz, dedi Sinan.
Eda tuvaletten çıktı. Sinan Eda’yı gördü. Eda Sinan’ı
gördü. İkisi de şaşırdı.
Sen ne yapıyorsun burada, dedi Sinan.
DVD almak için uğradım, dedi Eda. Aslı’yla seyrederiz dedik.
Bu saatte mi, dedi Sinan.
Ben de öyle dedim, dedi Oğuz. Bu saatte ne filmi
dedim.
Film mi çeviriyorsunuz lan burda, diye bağırdı Sinan.
Abi apartmandakiler, dedi Oğuz.
Sikerim seni de apartmanını da, dedi Sinan.
Yahu bir gir içeri, dedi Oğuz. Konuşalım. Böyle kapının ağzında, dedi.
Hadi bu herif götverenin evladı, dedi Sinan. Sen nasıl yaptın bu orospuluğu, dedi.
Eda birşey demedi.
Ne bakıyorsun suratıma, dedi Sinan. Ne zamandır
ulan, ne zamandır sikiyorsunuz beni, dedi.
Oğuz birşey demedi. Eda da demedi.
Götünüzü sikeyim, dedi Sinan. Kapıyı sert açtı. Merdivenlerden inmeye başladı. Döndü.
Kaç para saydın halıya, diye sordu.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü
- Kitap AdıTekerleksiz Bisikletler
- Sayfa Sayısı128
- YazarCem Akaş
- ISBN9789750757914
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2022
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Hayalet Şehir ~ Patrick McGrath
Hayalet Şehir
Patrick McGrath
Aslında hiçbir şehir bugün gördüğümüz şehir değildir. Her şehrin, tüm yaşanmışlıklarıyla, geçmişinden bugününe uzanan bir ruhu vardır. Ünlü Ameerikalı romancı Patrick McGrath, üç anlatıdan oluşan Hayalet Şehir’de, New York’a ruhunu veren üç dönemden birer öykü anlatıyor.
- Kirlendik ~ Erdal Bila
Kirlendik
Erdal Bila
“Kan davası yerine aşk davası olsa da, herkes birbirini öldüresiye sevse.” – Özdemir Asaf * “Kirlendik be Mansur. Ne gülüşümüz çocukluk gülüşleri kadar sahici,...
- Fil Kazası ~ Şiir Erkök Yılmaz
Fil Kazası
Şiir Erkök Yılmaz
Şiir Erkök Yılmaz’dan yepyeni öyküler: “Fil Kazası” Yazarın toplu öyküler kitabı “Eşekarısı”ndan on yıl sonra yayımlanan kitapta dokuz öykü yer alıyor. Şiir Erkök Yılmaz,...