Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Taş Devri
Taş Devri

Taş Devri

Ali Teoman

Ali Teoman’dan “yeni” bir öykü kitabı: Taş Devri Taş Devri, Ali Teoman’ın beşinci öykü kitabı. Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı (1991), İnsansız Konağın İkonu…

Ali Teoman’dan “yeni” bir öykü kitabı: Taş Devri

Taş Devri, Ali Teoman’ın beşinci öykü kitabı. Gizli Kalmış Bir İstanbul Masalı (1991), İnsansız Konağın İkonu (1993), Pervaneler (1998), Aşk Yaşama Çok Uçuk (2006) ile kendi çizgisini derinleştiren Teoman, ustalıkla kullandığı bilinçakışı teknikleri ve söz oyunlarını bu kitapta iyiden iyiye üç boyutlu, plastik bir yapıya kavuşturuyor.

Ali Teoman, biçimle dili, sözle anlamı, işitsellikle görselliği, acıyla alayı kaynaştırarak öykücülüğümüzün yenilikçi damarını kabartıyor.

*

“Roma Hamamları” adlı öyküden…

Şimdi düşününce anlıyorum ki, sen de sikkeye hile kattın.

Sen ki gölgen hep çevremde bulunur, fakat ne öyle zarara ve ne de mahcubiyete fazla cinayetler işlediğin için bağlısın.

Eğer yalan söylemiyorlarsa, bu iblisler bizim yüzlerce kez işlediğimiz günahlar için gelmişlerdi. Pek gazaplanmış olsalar gerek.

Gerileyecek denli çevik olsa ve cinayetlerini artırsa, tavşan gibi kaçıp giderdi. Ama uzunluğu bir mil ve genişliği yarım mil olan bir çemberle yakalandığında, dininden dönmüştü.

Hepimize mücazat olsun! Herkes bizi menfur sürünün içinde aramak için üzerimize saldıracaktır.

Oysa ben kalkmış olurdum. Şimdi ise saçlarımı korkudan dikilten bir susuzlukla karnımı içeriye katlanmış buluyorum. Arkama bakarak diyorum ki: Bulut gibi yükselen bu müteaffin suları bastıran onlardır. Üstat, ben ki ikimizi mel’unlardan korkarım, peşlerine sıkı sıkı sarılmış yatan da yine benim.
Bununla öyle meşguldü ki, kötü söz söylemek için dumanlar çıkar gibi tüten iki safradan şişmişti. Bana, kafan ateş gibi yanıyor, dedi.

Bu gayyaya düştüğüm zaman keşke bir ayna olsaydım. Fakat onlar çehrene yalatmak için fazla yalnızdırlar. Üstelik öyle olmasa bile, ebediyen bu kadar süratle aksettiremezdim.

Bir tanesi Yusuf’a töhmet altındaki gecelerini anlatırken, aynı şekilde ayrı odalarda onları dinliyordum. Üstadımı öteki Truvalı müverrihlerin arasında buldum. Bunlardan Had, bir hummalıydı. Şayet yamaç biraz sağa ötelense, inmek üzereydim. Hendeğe inebilirsek, bize korktuğumuz gibi hitap ettiğini işitince yaklaşmakta olan felakete uğradığımızı görüp belki isminin bu derece yüzülmüş kanatlarını açarak yumruk vururdu. Ama ben onu kof bir davul gibi patlattıklarını gördüm. Üstadım her şeyin rüyadan ibaret olması hususunda ona alevin etrafını sardığı bir şeye sanki mevzunlaşan bir tokat atarak durmadan kaçan kendinden bir kimse gibi ben de sözümona bir gömlek giymeyi bile unutarak öylece duruyordum. Önden hiç kımıldamıyordum, ama birden kollarımın arasına aldığımda, filhahika bilmeden özür dileyene kadar serbesttir, diye düşündüm.

Tepenin zirvesinde etrafını kapayan sarp kaya boyunca kolu bu kadar atik değildi. Bir su hendeğinden akan ağrıları daha az utandırıcıydı şimdi. Hatta su beni bir arkadaş gibi seviyordu. Onun için müteselli ol, dedim kendi kendime. Şayet sırf bu yamaçtan aşağı kavga eden insanların arasına düşersen, çark kanadına asla dökülmeyenin bulunduğunu aklından çıkarma.

Fakat Truva’da sorulduğunda, henüz ayak basmıştı ki, zebanileri dinlemek arzusuyla bayılana kadar iyi şehadet etmediydi. Onlarsa dağın zirvesinde gözüktüler, fakat mülevves gözlerini asla unutamıyordum. Üstat, zannedersem, ağaç ve saraylarda hüküm süren bu seslerin biz yaklaşınca önümüzde öyle aldatıldıklarını ve bütün kalpleri aleyhime çevirdiğimi tahmin etti ve dedi ki: Onlar lanete uğradılar ve tahrik ettiler. Şerefliyse bu ağaçların birinden gelecektir. Eğer hiddet kötü niyete veya mateme dönerse, fikrini hemen değiştirir. Havlayan köpek onu dişlediği zaman, bu halden ıstırap duyacaktır. O zaman elimi biraz uzağına büyük bir tevehhürle kaldırdığım nefretten ölüm sayesinde bir dal kopardım. Ağ beni haklı benliğime karşın tuzağa düşürmüştü. Beni niye kırıyorsun, diye inlediğini hissediyordum. Ağacın yeni köklerinin hakkı için, diye feryat etti. Sonra efendimin aslan kesilerek itimadını haykırmasını şöyle ya da böyle gizlemekte gecikirsen, heyhat, ikimizden biri yeryüzüne inecektir.

Beni niçin paralayorsun?

Peşimizden geliyorlar bile.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Öykü
  • Kitap AdıTaş Devri
  • Sayfa Sayısı128
  • YazarAli Teoman
  • ISBN9789750819803
  • Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2011

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Karadelik Güncesi ~ Ali TeomanKaradelik Güncesi

    Karadelik Güncesi

    Ali Teoman

    Ali Teoman’dan, zaman ötesi bir İstanbul’da cereyan eden, yeraltı dünyasının sırlarının anlatıldığı grotesk atmosferiyle çarpan, fantastik kişilerle şaşırtan, gerçeküstü olaylarla güldüren, ironiyle kara mizahın...

  2. Gezgin Günce – Britanya Defterleri, 2008 ~ Ali TeomanGezgin Günce – Britanya Defterleri, 2008

    Gezgin Günce – Britanya Defterleri, 2008

    Ali Teoman

    Gezgin Günce, Ali Teoman’ın 2008 yazında eşi ve arkadaşlarıyla birlikte gittiği Edinburgh ve Londra seyahatinin izlenimleri ve gözlemlerinden oluşuyor. Ancak, bir gezginin değil, bir...

  3. Eşikte ~ Ali TeomanEşikte

    Eşikte

    Ali Teoman

    Ali Teoman’ın ilk romanı “Bu kitabı er ya da geç mutlaka yazacağını biliyordun. Denebilir ki, bilmenin de ötesinde, bir uğursuzluğu önsemek, tedirgin edici bir...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Keje: Bir Gecede Büyümek ~ Emine Uçak ErdoğanKeje: Bir Gecede Büyümek

    Keje: Bir Gecede Büyümek

    Emine Uçak Erdoğan

    Güneydoğuda Çocuk Olmak Bir Gecede Büyümek Demek Bütün çocuklar kadar mutlu, bütün çocuklar kadar tasasızdılar. Kasabanın bütün bağlarına girebilir, bütün bahçelerinden yiyebilir, meyve ağaçlarına...

  2. Sarıyaz ~ Mahir Ünsal ErişSarıyaz

    Sarıyaz

    Mahir Ünsal Eriş

    Şimdilerde o günleri ananlar hep “Sarıyaz” diyorlar adına. Haziranın gevreyen toprak üstünde buram buram tüttüğü son demlerinde, topu topu on iki günlük bir zamandı...

  3. Kendini Arayan Çocuk ~ Hamdullah KöseoğluKendini Arayan Çocuk

    Kendini Arayan Çocuk

    Hamdullah Köseoğlu

    Hayal mi, Gerçek mi? Hayal kurmadan yaşanır mı hiç? “Hayallerinizi kovmayın; çünkü onlar gittiler mi siz kalırsınız belki, fakat artık yaşamıyorsunuz demektir.” demiş Mark...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur