Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Tanrı
Tanrı

Tanrı

Marie-Frédérique Pellegrin

Plotinos’tan Ricoeur’e Spinoza’dan Weil’e Tanrı’nın Öyküsü “Tanrı’nın özü, hayalgücünün nesnelleştirilmiş özüdür. Tanrı kalbin arzuladığı ve heves duyduğu her şeydir.” Feuerbach “Tanrı ya vardır ya…

Plotinos’tan Ricoeur’e Spinoza’dan Weil’e Tanrı’nın Öyküsü

“Tanrı’nın özü, hayalgücünün nesnelleştirilmiş özüdür. Tanrı kalbin arzuladığı ve heves duyduğu her şeydir.”
Feuerbach

“Tanrı ya vardır ya da yoktur. Hangi tarafa yöneleceğiz? Çekinmeden Tanrı’nın var olduğu üzerine bahse girin!”
Pascal

“Gerçekten de biz filozoflar ve ‘özgür ruhlar’, ‘yaşlı tanrı’nın ‘öldüğü’ haberi karşısında yeni bir şafağın ışıklarıyla uyanmış gibi hissediyoruz: Kalbimiz minnettarlıkla, şaşkınlıkla, önseziyle, bekleyişle dolup taşıyor…”
Nietzsche

“Sen, Tanrım, öylesine gerçek bir şekilde varsın ki, var olmadığın düşünülemez bile ve doğru olan da budur. Çünkü senden daha iyi bir şeyi düşünebilecek bir zihin olsaydı, yaratılmış olan yaratıcısından üstün olurdu.”
Canterburyli Anselmus

“Senin için sessizlik övgüdür.”
Musa Bin Meymun

“Şeyler Tanrı tarafından meydana getirildikleri biçim ve düzenden başka hiçbir biçim ve düzende meydana getirilemezlerdi.”
Spinoza

Tanrı kimdir? Her şeyden daha üstün olan ve varlığı hiçten yaratan bir Tanrı mı? Evreni yaratıp köşesine çekilen bir varlık mı? Yoksa kuluna şah damarından daha yakın olan bir dost mu? Felsefenin merkezî sorularından olan Tanrı’nın neliği sorusu bu kitapta filozofların temel metinleriyle ele alınmaktadır.

İçindekiler
13 Giriş
Birinci Bölüm
Tanrının Özü
50 1. Ksenophanes
bir olan tanrı
54 2. Aristoteles
düşünce-tanrı
58 3. Plotınos
düşüncesiz tanrı
62 4. İbn Sina
zorunlu varlık olarak tanrı
68 5. Cusalı Nikolaus
sonsuz tanrı
İkinci Bölüm
Tanrı’nın Varlığı
73 6. Canterburyli Anselmus
ontolojik kanıt
78 7. Thomas Aquınas
beş kanıt
89 8. Descartes
mükemmellik yoluyla kanıtlama
94 9. Pascal
bahis
100 10. Kant
tüm tanrı kanıtlamalarının eleştirisi
109 11. Hegel
kanıtın spekülatif içeriği
Üçüncü Bölüm
Tanrı’ya Giden Yollar
115 12. Pseudo-Dionysos
sessizlik
121 13. Musa Bin Meymun
olumsuzlama
127 14. İbn Rüşd
akli kıyas
133 15. Thomas Aquınas
kavrayış
137 16. Bataille
iç deneyim
Dördüncü Bölüm
Tanrı ve Dünya
142 17. Platon
demiurgos
147 18. Epikuros
duyarsız tanrılar
152 19. İbn Meymun
yaratıcı tanrı
157 20. Spinoza
doğa tanrı
164 21. Malebranche
yasakoyucu tanrı
Beşinci Bölüm
Sorgulanan İyilik
168 22. Lactantıus
tanrının öfkesi
173 23. Augustınus
iyilik tanrısı
180 24 .Leıbnız
dünyaların en iyisinin tanrısı
186 25. Rıcoeur
kötü tanrı
190 26. Weıl
efendi tanrı
Altıncı Bölüm
İnsanın Tanrı İmgesi
194 27. Spınoza
insanın hizmetinde olan tanrı
198 28. Feurbach
tanrının özü, insanın özü
204 29. Nıetzsche
tanrı’nın ölümü, insanın ölümü
210 30. Freud
baba imgesi olarak tanrı
217 31. Kojeve
teist ve ateist
223 Sözlükçe
250 Dizin

Giriş
“Tanrı, mucizelerini anlatmak için gösterdiğimiz
çabalardan hoşnut olur.”
Malebranche

Felsefenin Tanrı hakkında konuşmak zorunda olup olmadığı veya bu konudaki yeterliliği kesin değildir. Teorik bir konu olarak ‘Tanrı’ kavramı, gerçekten de kendiliğinden teolojiye ait, yani etimolojik açıdan tanrısal şeyler üzerine konuşmalara ilişkin gibi görünür. Tanrı hakkında hocası ve öğrencileri olan belirli bir öğreti varsa, felsefeden bunu ele almasını talep etmenin ne gibi bir yararı olacaktır? Bununla birlikte, bu teologia terimi ilk kez Platon’un Devlet (II, 379a) diyaloğunda görülür ve diyaloğun kahramanları ‘tanrılar hakkında konuşmak’ (age.) hususunda hemfikirdir. Felsefe teolojiyi, tanrısal olan üzerine konuşmayı bir bakıma bu şekilde icat eder. Mademki sorun, Tanrı’nın felsefi bir kavram olup olamayacağı, daha geniş olarak ise felsefenin Tanrı’yı düşünmeye uygun olup olmadığıdır, sorgulanması hatta inşa edilmesi gereken şey felsefenin Tanrı hakkında konuşmasının meşruiyeti olacaktır. Bu nedenle, her şeyden önce, bütünüyle dinsel bir bağlam içinde görünen (geleneksel toplumların tanrıları olan) figürlerle değil, felsefe aracılığıyla analiz edilen tanrısal figürlerle ilgileneceğiz.

Teoloji ve felsefe, Tanrı üzerine konuşmaya ilişkin kendilerine özgü haklarını sürekli tartışma konusu etmiş ve öne sürmüş gibi görünürler; bu da söz konusu kavramın her türden teorik sahiplenişinin zorluğunu gösterir. Sıklıkla çarpışmaya dönüşen bu yüzleşmede felsefenin en iyi şekilde silahlanmadığı görülür. ‘Tanrı’ nosyonu kendiliğinden aklın eseriyle ilgili değildir ve Tanrı doğrudan doğruya bir kavram olarak ortaya çıkmaz. Ayrıca, onu anlamak için harekete geçirilmesi gereken yetilerin hangileri olduğu bilinmediğinden dolayı, Tanrı ‘kavramı’ ya da ‘idesi’nden çok Tanrı ‘fikri’ üzerine konuşmanın daha doğru gibi görünmesi bundan dolayıdır.

Bu açıdan söz konusu Tanrı nosyonu, felsefi analizin özel bir zorluk olmaksızın kavrayabileceği bireysel ve kolektif, psikolojik ve kültürel bir fenomen olan din nosyonundan oldukça farklıdır. Çünkü Tanrı’ya dair bütün düşünümler bağlılık gerektirmez mi? Doğrusu, ateist olunduğunda dahi, insan hakkında konuşmak olduğu için din üzerine konuşmanın felsefi bir yararı olacağı kadar söz konusu nosyonun tüm gerçekliği ve değeri inkar edilmesi durumunda Tanrı üzerine düşünmek o denli saçma görünecektir. Bundan dolayı Tanrı öncelikle kabul edilmeyi gerektirir gibi görünüyor. Bu açıdan din ve Tanrı, felsefi bakımdan aynı zorlukları göstermeyen iki nosyondur. Kutsal fikri, insan ve ayinleri ele alındığında hemen felsefi bir alaka bulur. Bu fikir, onu kendi içinde düşünür gibi yapılması hâlinde, açık bir biçimde daha sorunlu bir hâl alır. Dahası, felsefe hakikati araştırmaktadır, dolayısıyla Felsefe konusunun varlığını ve yararını sorgulamaktan kaçınamaz, ki bu dini ele alırken kolay olurken Tanrı’yı ele alırken zordur.

Öyleyse ona inanmadan Tanrı üzerine konuşamayız gibi görünsek de ondan bir inancı kendimize temel alarak felsefi olarak konuşamayız; Tanrı üzerine felsefe yapmak isteyen hem inançlı hem de inançsız kimseyi men eden bir kısır döngü bu. Sorun şu şekilde ortaya serilebilir: İnançsız kimse açısından Tanrı’yı düşünmekte bir yarar bulunmamaktadır; inançlı kimse için ise Tanrı hakkında felsefi olarak konuşmakta bir yarar söz konusu olmayacaktır. Bu alternatif içinde, felsefi söylem, var olmayan bir nesneye gösterilen ilgisizlik ile söz konusu nesneye rasyonel olmayan bağlılık arasında nefessiz kalır ve kuşkusuz bu, ‘Tanrı’ kavramını…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Düşünce-Genel Felsefe
  • Kitap AdıTanrı
  • Sayfa Sayısı256
  • YazarMarie-Frédérique Pellegrin
  • ISBN9786258411591
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviFol Kitap / 2022

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur