Ömrü boyunca mükemmel şiir peşinde koşan ve yazdıklarını hemen yayımlamaktan kaçınan Ahmet Hamdi Tanpınar, ölümünden kısa bir süre önce bir kısım şiirlerini Şiirler adlı kitabında toplayabilmişti. Ölümünden sonra vefalı dostlarının özellikle Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın Tanpınar’ın eserleri üzerindeki çalışmaları ve öğrencilerine etkisi zamanla semeresini vermiş ve Tanpınar’ın eserleri onun öğrencileri tarafından geniş bir kitleye tanıtılmış, arka arkaya basılmıştır.
Tanpınar’ın şiirleri üzerinde kitap hacmindeki ilk geniş incelemeyi yapan öğrencisi, meslektaşı ve dostu Prof. Dr. Mehmet Kaplan olmuştur. Tanpınar’ın Şiir Dünyası’nda Şiirler kitabı ve bunun dışında kalan şiirleri tek tek ele alınmış ve böylece şairin dünyası bütünüyle gösterilmek istenmiştir.
*
İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ
Bu kitabı, yirmi yıl önce, Tanpınar’ın ölümü üzerine, yirmi yıl hemen her gün kendisini gördüğüm, büyük hoca, büyük dost, büyük şairin kaybından doğan acıyı ve yokluk duygusunu eserlerinin varlığı ile gidermek ve tadına doyum olmaz sohbeti devam ettirmek için kaleme aldım. Fakat işin içine duygularımı karıştırmamak için de, onun şahsiyeti değil, şiirlerinin yapısı ve üslubu üzerinde durmaya çalıştım. Bir sanatçının hayatı ayrı bir konu, bizim ondan duyduğumuz hisler ayrı bir konu, eseri ve tesiri ayrı bir konudur. Bir gün Tanpınar’ın aşk, istirap, düşünce, güzellik ve çalışma ile dolu hayatını vesikalara veya hayaline göre tasvir edecek yazarlar çıkabilir. İlmi veya sanatkârane biyografi saygı duyduğum ayrı bir çalışma tarzı ve kabiliyet isteyen bir iştir. Tanpınar’ın bütün dostlari gibi ben de ona dair şahsi hatıralara sahibim, bunları yazarsam belki biyografi yazarlarına faydalı olurum. Fakat bence önemli olan eserdir. Sanatçı asıl şahsiyetini yarattığı eserlerle ortaya koyar. Onu ebedileştiren de şahsî hatıra veya intibalar değil, eserleridir. Bir şairi sevme ve anmanın en güzel şekli de bence eserlerini okumak ve onlar üzerinde düşünmektir. Bunu yaparken de, doğru ve ilmî olan şahsi duygularından çok esere bağlı kalmaktır. Ben bu kitapta işte, bizde, o yıllarda pek riayet edilmeyen bu anlayış ve anlatış tarzına bağlı kaldım.
Bu araştırmada Tanpınar’ın sadece “şiir dünyası” üzerinde durulmuştur. Şiirler bir bütün olarak muhteva, yapı ve üslüp bakımından incelenmiştir. Pek zarurî birkaç zikir dışında, yazarın hayatı ile eserleri, diğer eserleri arasında bağ kurulmamış, eserlerinin kaynaklarına gidilmemiştir.
Yazarın eseri ile hayatı, devri ve beslendiği kaynaklar arasında elbette münasebetler vardır. Fakat bence su, toprak, güneş ve gübre, gülü nasıl izah etmezse; biyografi, devir ve kaynaklar da orijinal bir sanatçının eserini izah etmez. Eser, yazılırken ortaya çıkar. Yaratmanın her an değişen bir oluşumu vardır. Eser bittikten sonra. yaşama gücü varsa, kendi kendine ebedi olarak varlığını korur. Bu araştırmada gösterilmeye çalışıldığı üzere, Tanpınar, şuurlu olarak bu inanca sahipti. Hayatının müstesna anlarını, sanat eserleri vasitasıyla ebedileştirmek istiyordu.
Tanpınar’ın şiirleri ile diğer eserleri, hikâye ve romanları arasındaki münasebetleri, metne dayalı olarak araştırmanın, onu anlamak bakımından daha verimli olacağına kaniyim. Bunlar arasında tekerrür eden temler, motifler ve hayaller, onun dünyasının bilinmeyen köşelerini aydınlatırlar. Tanpınar büyük bir yazardır. Cumhuriyet devrinin en büyük yazarıdır diyebilirim. Asıl şahsiyetini otuz yaşından sonra bulan Tanpınar orijinal bir mizaca, zengin bir hayal gücüne ve geniş bir kültüre sahipti. Yahya Kemal ile beraber batının en yüksek üstadlarından ders almıştı. Edebiyatın dışında musikiye ve plastik sanatlara hayrandı. Hiç bir zaman alelāde ve basit olmadı. Türk edebiyatında eşine az rastlanır ince bir ironisi vardı. Mübalağasız denilebilir ki, bütün eserleri, batılı yazarlarla boy ölçüşebilir. Tanpınar, yaptığı işin büyüklüğünü bilmekle beraber, son derece mütevazı idi ve dürüsttü. Hayatında hiç bir propaganda veya reklama tenezzül etmedi. Kendisini anlayacak okuyucusunu bekledi.
Alelâde yazarlar tarafından kolayca alıştırılmış geniş okuyucu kütlesi için Tanpınar’ın eserleri ağır, zor, kapalı, hatta can sıkıcıdır. Bugün Tanpınar’la okuyucusu arasına bir de kalın bir dil perdesi girmiştir. Bu bakımdan Tanpınar’ı ancak hâlis edebiyata değer verenler ve belli bir seviyeye ulaşmış olanlar anlayabilirler. Tanpınar böylelerine her okuyuşta yeni ufuklar açar, insan ruhunun ve kâina-
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat İnceleme/Araştırma
- Kitap AdıTanpınar'ın Şiir Dünyası
- Sayfa Sayısı272
- YazarMehmet Kaplan
- ISBN9789759958879
- Boyutlar, Kapak16.5 x 23.5 cm, Karton Kapak
- YayıneviDergah Yayınları / 2020
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Homeros’tan Nâzım’a Şiir ve Felsefe ~ Kenan Sarıalioğlu
Homeros’tan Nâzım’a Şiir ve Felsefe
Kenan Sarıalioğlu
İnsanı saran ve sarsan o gücü, sözün büyüsünü kuşanan ilk ozan ne Homeros’tu ne de son ozan Nâzım… Ancak bu coğrafyada ve dünyada ‘dilde...
- Damdan Düşen Psikolog ~ Doğan Cüceloğlu, Canan Dila
Damdan Düşen Psikolog
Doğan Cüceloğlu, Canan Dila
Afrika kabilelerinden birinde bir bebek doğduğunda kabilenin kadınları hep birlikte ormana çekilir, o bebeğe bir şarkı yaparlarmış. Dikkatle gözlemledikleri bebeğin karakteristik özelliklerini ve gücünü...
- Bir Hiciv Ustası Şair Eşref ~ Şerife Çağın
Bir Hiciv Ustası Şair Eşref
Şerife Çağın
Bu kitapta; Şair Eşref’in II. Meşrutiyet’ten önce ve sonra olmak üzere memuriyet ve yurt dışında geçen hayatı boyunca devlet adamlarıyla olan ilişkisi, özellikle II....