Birazoku

Türkiye’nin İlk Kadın Fütüristi Forbes Magazine’in “En Etkili 50 Fütürist Kadın” listesinde yer alan tek Türk Gelecek Tasarımcısı, Planlamacısı ve İş Fütüristi UFUK TARHAN diyor ki;

Geleceğinizi, yarınlarınızı kendi haline bırakamazsınız! Onu başkası değil, kendiniz şekillendirmelisiniz! Ve bunu yapmak zorundasınız! Başarılı, mutlu olmak istiyorsanız başka seçeneğiniz de yok zaten!

“İyi de nasıl yapacağız?” diyenlere yanıt:

Geleceğin başarılı insan modeli: T-İNSAN ve
(3T + HOK = 5Y) formülü ile…

Bu kitap ve T-İnsan modeli size hayatı yeniden anlamlandırıp, gelecek kaygısı ile başa çıkıp, geleceğinizi tasarlamanız için yeni çıkışlar, çareler, ipuçları ve çok somut, uygulanabilir bir bireysel gelişim, değişim, dönüşüm, modeli sunuyor.

Pek çok kişinin uyguladığı ve çok başarılı sonuçlar aldığı T-İnsan Modelini ve (3T + HOK = 5Y) formülünü mutlaka deneyin… Göreceksiniz, olacak, olduracaksınız…

ÇÜNKÜ;

“Daha zeki ya da güçlü olanlar değil, değişime en fazla ayak uyduranlar ayakta kalır”

Charles Darwin – 1809

Gelecek endişesi,

sürdürülebilir kariyer, iş ve para kazanma kaygısı bu çağ insanlarının ortak duygusu…

Şimdi ve gelecekte

başarılı, varlıklı ve mutlu olmak için herkes arayışta!..

Bireyler gelecekleri konusunda tedirgin…

İşte bu kitap, insanların

“gelecek kaygısını” yenmelerine, daha iyi bir gelecek için dönüşmelerine, başarılı, mutlu olmalarına yardımcı olmak amacı ile yazıldı.

Size söz veriyorum; önerileri, ipuçlarını kolaylıkla kavrayacak ve rahatlıkla uygulayacaksınız!..

Çünkü pek çok kişi uyguladı… Çok başarılı sonuçlar aldı. Lütfen siz de mutlaka deneyin… Göreceksiniz, olacak…

“Daha zeki ya da güçlü olanlar değil, değişime en fazla ayak uyduranlar ayakta kalır”

 – Charles Darwin -1809

T-İNSAN’I NEDEN YAZDIM?

Gelecek planlaması, para kazanma ve giderek güçleşen kariyer edinme, eğitim, aile kurma, aileyi devam ettirme, çocuk yetiştirme ve yaşam kaygılarıyla mücadele ederken…

Ben de ancak 40’lı yaşlarımda ufkumu açan T-İnsan Modeli ile Çıkış yolunu keşfedebildim.

Herkes, özellikle de gençler, o kadar debelenmeden, daha ileri yaştakiler treni kaçırdım sanmadan,

fark ettiklerimi, öğrendiklerimi, denediklerimi hemen, çabucak öğrensin istedim…

Üşenmedim, bildiklerimi kendime saklamadım ihtiyacı olanlara da ulaşsın, onlar da yararlansın diye büyük bir heyecanla,

keşfettilerimi paylaşmak için derledim.

Kitabı dikkatle okumanızı ve fazla zaman kaybetmeden:

Keyifli, kazançlı, mutlu, huzurlu olacağına yüzde yüz inandığım yeni, pırıl pırıl yaşamınızı heyecanla yaratmak üzere harekete geçmenizi,

+ Kendine faydası olmadığı halde sizi yönlendirmeye çalışanlara, +Yardım ediyormuş görüntüsü altında aşağı çekenlere, + Cesaretinizi kırıp, kendinizi zayıf, çaresiz, beceriksiz hissettirenlere Kulaklarınızı sıkıca tıkamanızı, dimdik durmanızı, cesaret ve coşkuyla, geleceğinizi kendi kararlarınızla, severek ve isteyerek şekillendirmenizi öneririm.

Yapabilirsiniz! (kesin bilgi, yayalım…)

İmza:

Kendini T-Insan’a dönüştürerek

daha mutlu, huzurlu olmayı, kazançlarını artırmayı başarmış olan

Fütürist Ufuk Tarhan

Şimdi hayatta en çok istediğim şey;

Kitabınızı okudum, önerilerinizi kolayca ve azimle takip ediyor, T-Insan Modelini uyguluyor “başanlı ve mutlu bir insana” dönüşüyor: geleceğe güvenle, coşkuyla, huzurla ilerliyorum.

lyi ki yazmışsınız! demeniz…

Hayatımdaki en değerli insanlara;

Biri can, biri hayat parem olan; Ayşem’e ve Levom’a Sevgili, güçlü, muhteşem anneme, bana algoritmik düşünmeyi öğreten doyamadığım rahmetli babama,

canımm kardeşlerim Füsun ve Sadık’a, Biricik yeğenim Can’ıma…

Teşekkür yetmez… Onlarsız olmazdı, olmazdım!

Özel bir teşekkürüm daha var… O da Sevgili Enver Yücel’e. İlk o fark etti!..

Ve tabii ki Atatürk…

Minnettarlığımı ifade edecek kelime bulamadım. Teşekkür ederim Büyük Fütürist…

“ARTIRILMIŞ OKUMA- AUGMENTED READING” TEKNİĞİ İLE YAZDIĞIM KİTABIMDAN DAHA FAZLA YARARLANMAK İÇİN, ÜSLUBU UE STİLİ HAKKINDA BİR KAÇ NOT:

+ Kitabı, zamanı az/canı dar, bıkkın/yorgun zamane insanı çabuk, akıcı okuyup takip edebilsin diye konuşma dili ile ve klasik yazım kurallarını da pek fazla dikkate almadan, bunlara fazla takılmadan yazdım. Ancak sakın ola bu sizi kitabın içeriğindeki ağırlık ve derinlik, yapılan araştırmaların kapsamı, çabanın yoğunluğu konusunda yanıltmasın! Çabarnı, içeriği hafife almayın.

+ Dilbilgisine hassas okuyucularımdan peşinen özür dilerim. Ben de eskiden bir virgül için çok can yakanlardan, dahi anlamındaki “de-da ayırımına, büyük-küçük harf kullanımına, üstten virgülle ayırma meselesine kafayı fena takanlardan-dim… Ufuk cuğum yerine Ufukcum yazanları ayıplardım. Şimdi “virgüllü ciğim, cuğum yerine “virgülsüz cim, cum” ve tmm diyenlerden, sim çakanlardan, bir yerine bi yazanlardan oldum. Koyverdim gidiyor artık… Ohh! rahat ettim! Affedin ve anlayın. hatta siz de azıcık salıverin, gevşeyin lütfen.

+ Öztürkçe yazayım, yabancı dil kullanmayayım vb. kaygısı da taşımadım. Taşıyamıyorum. Çünkü bu artık bana samimiyetsiz, umutsuz, nafile bir çaba gibi geliyor. Ayrıca ve zaten anadil, başkadil aynımını sosyal medya ile mobil/akıllı telefon- larla, tabletlerle bezenmiş “feysinde gördüm, tivitine baktım, selfi çektim, snep koydum, instada gördüm, fotoşoplanmış gibi yaneaaa, favladım” diyen yeni nesil insanlar anlamıyorlar…

Diller bu kadar birbirine girmiş, İngilizce, emoji, görsel sembol ve şekiller, vb. dünyanın ortak dili olmuşken, kökeni belirsiz ya da yeni türemiş bir sürü sözcük bu kadar her yere sinmiş, ilerlemişken, “asıl olan, iletişimdir, beyinden beyine, yürekten yürege bağ kurabilmek ve ne dediğimizi birbirimize anlatabilmektir” diyor; renkli, matrak, esnek, karman çorman yenidünya dili ve jargonlarıyla ilerliyorum. Dileyen kitabı burada bıraksın:) İnadım inat, kararım karar Bu şekilde devam ediyor, özellikle Harvard Business Review’daki yazılarımı edit ederken terler döken gençlere selam çakıyorum

…