Birazoku

“Kafanızı yukarıya kaldırıp yükselişi insan ırkına sadık ve itaatkar olanlara barış ve huzur getiren Parlak Seher Yıldızına bakın.”

Birleşik Devletleri’nin ilk başkanı George Washington’un adını taşıyan şehir çok sayıda gizeme sahiptir. Bu gizemleri keşfetmek için yola çıkan Robert Lomas, şehrin ismini çevreleyen safsataları ve boş inançları çürüterek şehrin tasarımındaki Masonik öğelerin mantıklı ve bilimsel açıklamalarını sunuyor. Böylece Kral Süleyman’a kadar giden bir gizemi açığa çıkartıyor. Süleyman’ın Anahtarı, Dan Brown’un dünya çapında çok satan kitabı Kayıp Sembol’de geçen simgelerin ve gizemlerin arkasındaki gerçek tarihi keşfetmek isteyenler ya da Kral Süleyman’ı keşfetmek isteyenler için olmazsa olmazdır.

Sunuş

“Karanlık ve fırtınalı bir geceydi…” Bu siteler, alışıldık bir gerilim romanı girişi gibi dursa da. aynı zamanda Kral Pribram ve benim, Robert Lomas ile tanıştığımız günün hava durumunu da çok iyi bir şekilde anlatmaktadır. O akşam, Orkney’deki Kırkwall Oteli’nin restoranında rahat koltuklara gömülmüş halde, bardaktan boşanırcasına yağan yağmurdan ve hemen dışarıda patlayan öfkeli dalgalardan bihaber, dört saatimizi beraber yemeli yiyerek ve hoş sohbet ederek geçirmiştik. Bizimle beraber Slovenyalı başarılı fizikçi, eski dost Andres Detela ile Robert’ın ilk kitaplarını beraber yazdığı Christopher Knight da vardı.

Beşimiz de, Orkney Bilim Fuarı’nda konuşma yapmak üzere, yine çok iyi bir insan olan fuar yöneticisi Howie Firth tarafından konuk edilmiştik. Kendisi üç porsiyonlu güzel yemeğimizin hesabını ödemek için dışarıdaki tufanda uzun bir yolculuk yapmıştı! Profesör Firth’in en ayırıcı özelliği ve amaç  her sene bir haftalığına, bir çok farklı alandan bilim adamlarını ve zanaatkarları, eski ve yeni bilimlerde yaptıkları keşifleri sunmaları için bir araya getirmesiydi.

Konuşmasında, Ka’l beynin işleyişi konusunda altmış yıldan fazla süredir yaptığı araştırmaları sayesinde bu zaman diliminin iki ucunu da konu edinebilmişti. Bir roman yazan olarak ben de, Kuzey Denizi Adaları hakkında eski efsanelerle ilgili bir konuşma yapmayı seçmiştim; bu öyküler benden önce gelen Sir Walter Scott gibi kurgu yazarları tarafından çokça işlenmişti  korsanlar. Mısırlılar ve Druidler. Tabii ki, Orkney’in ilk kontu Prens Henry Sinclair’i de unutmamak lazım: bu kişinin torunu, günü geldiğinde bir çok kitaba ve tartışmaya konu olan ünlü Roslin Şapelini yaptıracaktı.

O geceki uzun yemeğimiz sırasında, hepimizin pek çok ortak noktası olduğunu öğrendik: Örneğim hem Andres hem de Robert  ünlü bilim adamı ve mucit Nikola Tesla hakkında kitaplar yazmıştı Tesla aynı zamanda Büyü Çemberi adlı romanımda da ana karakterlerden biridir. Robert ve Chris’in yayımlanan kitaplarından ikisini Hiram Anahtarı ve İkinci Mesih  okumuştum ve söylenenlerin gizemli ve eski gelenekler hakkındaki kendi araştırmalarımla büyük oranda örtüştüğünü fark etmiştim. Robert aynı zumunda bir bilim insanı ve Hür Mason olarak Karlın hafıza ve bilinç konusunda yıllardır yaptığı araştırmalarla yakından ilgilenmişti, Robert. Karlın bulgularının Mason törenlerinde hâla İzlerini görebildiğimiz. giriş ritlerinin kadim kökenlerini anlamamıza yardımcı olabileceğini düşünüyordu. (Birkaç yıl sonra bu fikir Hiram Anahtarını Çevirmek adlı kitabın İlk kıvılcımlarına dönüşecekti.)

Orkney’de neredeyse gece yarısı olmuştu ve biz hâlâ tatlılarımızı yiyor, yemek sonrası içkilerimizi içip sohbet ediyorduk: Dışarıda fırtına dinmişti. diğer müşterilerin hepsi gitmişti ve garsonlar açıkça bizim uzadıkça uzayan yemeğimizden rahatsız olmaya başlamışlardı.

Sonunda “pekala” diye başladı Robert: “Sanırım yavaş yavaş yola koyulsak iyi olur. Gideceğimiz yer. bizim gibi kalabalık bir gurubu gece yarısından sonra içeri almayabilir.”

Andres böylesine küçük bir adada, böylesine geç bir saatte nerede açık bir yer olabileceğini sordu; ” Ljubljana da, akşam 10’da her yer kapanıyor” dedi.

Chris şöyle açıkladı; “Gittiğimiz yer Dünya üzerinde bulunan el değmemiş en eski localardan birisi ve çoğu kişiye göre bir Locaya ait gelmiş seçmiş en eski tarihi eserlerden birine ev sahipliği yapıyor.’

Kimse ne tür bir “Locadan” bahsettiklerini sorma gereği duymadı, çünkü İki yazar da yüksek dereceli birer Hür Masondu, Çok az kişinin gördüğü birşeyi görme düşüncesi beni heyecanlandırmıştı. Aynı zamanda. Kari küçük gurubumuzda bir kadın olduğu gerçeğine dikkat çekmeme inceliğini gösterdiği İçin içten içe Tanrı’ya şükrediyordum. Amerika’da, bir Mason Locasının “en mahrem yerine” bir kadının gece yarısı gitmesine izin verilmeyebilirdi.

Böylece gecenin bir yarası neşeli bilim İnsanı topluluğumuz yoğun bir siste yola koyuldu. Kirkwall’ın taş döşeli dar sokaklarından geçerek yerini söylememin hâlâ yasak olduğu bir yere vardık; gizli bir kapıya üç kez vurulduktan ve otuz iki merdiven beraberce çıkıldıktan sonra gizli bir odaya geldik. Sonra bir anda kendimi çok az insanın görmesine izin verilen, eşsiz ve kadim Kirkwall parşömenine bakarken buldum. Büyük ihtimal de onu son görenlerden biriydim, zira şu an bir kasada kilitli halde duruyor.

O geceki ziyaret, filmlerde denildiği gibi “güzel bir arkadaşlığın başlangıcı” olmuştu. Hıram Anahtarını Çevirmek adlı kitabında Robert bu olaydan bahsediyor, gizemli Kirkwall Parşömenini anlatıyor, resimlerini gösteriyor ve yaşı ile önemi hakkında tahminler yürütüyordu.

Hıram Anahtarını Çevirmelim hediye nüshasını almamın üzerinden pek bir zaman geçmemişti ki daha onu okuma fırsatı bulamadan acil bir işim çıkmıştı. Rica üzerine diğer otuz yazar ile birlikte. İngiliz Amerikan Uluslararası Gerilim Yazarları topluluğu tarafından yayınlanan Birinci Gerilim hikayeleri Antolojisine katkıda bulunmayı kabul etmiştim.

Hikayem Salı Günü Kulübü (Tuesday Club) Benjamin Franklin. John Adams ve Thomas Jefferson’un Fransa’da diplomatik bir görev İcabı bulundukları sıra, Paris’te buluştuklar günü konu alıyordu ve ardından gizemli olaylar vuku buluyordu. Fransızların, Dokuz Kız Kardeş Locasında (Logerfes Neuf Soeurs) Saygıdeğer Üstat Hür Mason olan Ben Franklin’in fahri doktor ünvanını İskoçya’da St.Andrews’de aldığını biliyordum ki. buranın İngiltere öncesi Masonluğun merkezi olduğuna inanılmaktadır.

Eski İskoç Hür Masonluğu konusunda çok az kişi yazı yazmıştır ve dolayısıyla araştırılması oldukça zor bir konudur hatta bugün bile Amerika’da Masonlar. Eski İskoç Hür Masonluğunun varolup varolmadığını hararetle tartışmaktadır. Bunun farkındaydım. zira Washington D.C.’nin Masonluk tarihi hakkında, kentin Locaları tarafından düzenlenen bir dizi konuşmaya katılmıştım. Bu organizasyon çerçevesinde Washington’daki Masonlukla ilgili mekanlara düzenlenen gün boyu süren otobüs turlarına katılıp, Alexandria’yı. Virginia’yı ve George Washington’ın ilk Saygıdeğer Üstat olduğu Loca 22yi “Deniz Feneri” görmüştüm. Yine de, modern Washington’da yapılan bu konuşmalar ve egzoz dumanları ile klima seslerinin içinde geçen otobüs turları, gece yarısı Kirkwall ziyaretimizde hissettiğimiz dolaysız, heyecan verici tarih duygusundan yoksundu.

İskoç Hür MasonIuğun un ilk dönemleri üzerine yakın zamanda ayrıntılı bir kitap (Hür Masonluk ve Modern Bilimin Doğuşu) yazmış birini tanıdığım aklıma geldi. Bu kitap, Christopher Wren. Robert Böyle ve Royal Societynin kuruluş tarihi hakkında pek az bilinen gerçeklerle doluydu. Bu kitabın yayınlanması, dostum Robert Lomas’ı, şu ana kadar kitaplan en çok satan Masonluk yazarı yapmıştı.

Robert’ın ilk kitaplarındaki bulgularının, benim gibi romancıları sıkça etkilediğini biliyordum. Arkadaşım Steve Berry. Turin Kefeni’nin kendi romanı Tapınak Şövalyelerinin …