Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Şu An Neredesin?
Şu An Neredesin?

Şu An Neredesin?

Mary Higgins Clark

Amerika’nın macera roman Kraliçesi Mary Higgins Clark’tan genç bir kadının kendi aile dramının sırrını çözmeye çalıştığı sürükleyici ve muhteşem bir hikaye. Yirmi bir yaşındaki…

Amerika’nın macera roman Kraliçesi
Mary Higgins Clark’tan
genç bir kadının kendi aile dramının sırrını çözmeye çalıştığı sürükleyici
ve muhteşem bir hikaye.

Yirmi bir yaşındaki Charles MacKenzie Jr. (Mack) ortadan kaybolduğundan beri aradan on yıl geçmiştir. Columbia Üniversitesi’nde son sınıfı gelmiş, Duke Hukuk Fakültesi’ne kabul edilmişken, bir gün kimseye bir şey söylemeden Manhattan’daki evinden öylece çıkıp gider ve o günden sonra kendisinden haber alınamaz.

Bununla birlikte her yıl bir kere arar: Anneler Günü’nde ve her seferinde ailesine iyi olduğunu bildirip, telaş içinde sorulan soruları yanıtsız bırakıp telefonu kapatır. Baroda avukatlık yapan babasının, 11 Eylül saldırılarında hayatını kaybetmesi bile onu eve döndürememiş, dahası o günden sonra tekrar aramaya devam etmiştir.
Carolyn ise ağabeyini bulmak için var gücüyle çalışmakta ve arayışlarını sürdürmektedir. Bu heyecanlı arayış onu aslında çok yakın birine götürecektir. Ama kime?

Mary Higgins Clark’ın “Şu an Neredesin?” kitabı elinizden bırakamayacağınız, bir solukta okunacak bir roman

Saatin on ikiyi vurmasıyla Anneler Günü başladı. Geceyi annemle birlikle çocukluğumdan beri yaşadığım Sutton Place’deki dairemizde geçirdim. Annem aşağıda ve birlikte Anneler Günü yortusunu karşılıyoruz. Kardeşim Charles Mackenzie, kısaca “Mack” on yıl önce Colombia Üniversitesi’nde okuyan iki son sınıf öğrencisi ile birlikte yaşadığı evinden çıktı ve o günden sonra onu bir daha gören olmadı. İşte o günden heri bütün Anneler Günü aynı geçiyor. Fakat her Anneler Günü’nde iyi olduğunu bildirmek için annemi arar. Ona, “Beni merak etme, bir gün bir bakmışsın kapı açılmış ve evdeyim” der ve telefonu kapatır
Sonraki yirmi dört saat içinde tekrar ne zaman arayacağını hiç bilemeyiz. Geçen yıl gece saat on ikiyi tam beş dakika geçmişti ki, Mack aradı. Ve tam nöbetime başlanırken sona erdi. İki yıl önce ise aramak için son saniyeyi beklemişti. Annem hu konuşma için bir yıl boyunca beklemişti ve bu kadar kısa sürdüğü için çılgına dönmüştü.
Mack babamın İkiz Kulelerdeki saldırı sonucu öldüğünden haberdar edilmiş, olmalı. İki eli kanda olsa gene eve döneceğinden emindim. Ama dönmedi. Sonraki Anneler Gününde, yani yıllık olağan arama gününde telefon acı acı çalmaya başladı ve güçlükle ağzından şu kelimeler döküldü; “Babam için çok üzgünüm, gerçekten de çok üzgünüm” ve bağlantı koptu.
Ben Carolvu. Mack ortadan kaybolduğunda on altı yaşındaydım. Ben de onun izinden gidip Columbia Üniversitesi’ne yazildim. Fakat sonra Duke Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam ettim. Mack da kaybolmadan önce buraya kabul edilmişti. Geçen yıl Baro sınavını geçtikten sonra aşağı Manhattan’daki Centre Caddesindeki adliye sarayında sivil mahkeme hakimi için sekreterlik yaptım. Hakim Paul Huot emekli olunca beni de işten çıkardılar. Ben de Manhattan’da Bölge Başsavcı Yardımcılığı’na başvurmayı planlıyorum ancak hemen değil.
Öncelikle kardeşimin izini bulmanın bir yolunu bulmalıyım. Ona ne oldu? Neden böyle sebepsiz yere ortadan kayboldu? Suikasta uğradığına dair hiçbir belirti yok. Kredi kartları kullanılmamış. Arabası apartmanın yanındaki garajda. Başlarda anne ve babamın gölde balık avlarken ya da kazada ölen kimliği belirlenemeyen kişileri teşhis etmeleri işlendiyse de, kardeşimin tarifine uyan birine morgda rastlanmadı.
Yetişkinliğe adım atarken, Mack benim en iyi arkadaşım, dostum ve sırdaşımdı. Kız arkadaşlarımın yarısı ona aşıktı, O mükemmel hir evlat, harika bir kardeşti. Yakışıklı, kibar ve espriliydi, ayrıca çok başarılı bir öğrenciydi. Peki simdi ona karşı ne mi hissediyorum? Artık hiç bilmiyorum… Onu ne kadar çok sevdiğimi hatırlıyorum, ama şimdi sevginin yerini neredeyse tamamen öfke ve kırgınlık aldı. Keşke onun yaşadığına ve bize acımasız bir oyun oynadığına dair şüphem olsaydı. Ama hu konuda en ufak bir şüphem yok Yıllar önce telefon konuşmalarının birinde onun sesini kaydettik ve bunu evdeki video çekimleriyle karşılaştırdık. Sesler tıpatıp aynıydı.
Bütün bunlar şu anlama geliyor: annem ve ben rüzgarda oradan oraya yaprak misali savrulduk ve babam da o korkunç cehennemde alevlerin arasında can vermeden önce bizden farklı durumda değildi. Aradan geçen onca zamanda, bir an olmadı ki bir restorana ya da tiyatroya gittiğimde, olur da şans eseri onu görürüm diye gözlerim onu aramasın. Ne zaman ona benzeyen ve saçları saman sarısı olan birini görsem dönüp bu kişiye bir kez daha bakıyorum, hatta bazen yakından inceliyorum.
Hatırlıyorum da. sırf sonunda yabancı olduğunu anladığım birine yaklaşmak için, kaç kere insanlara çarptım ve az kalsın onları düşürüyordum.
Bütün gün telefonun sesini en yüksek ayarına aldıktan sonra yatağa girip uyumaya çalıştığım sırada aklımdan geçiyordu. Sanırım telefonun sinir bozucu sesi yataktan fırlamama ne den olduğu için huzursuz bir uyku çektim. Kadrandaki ışıktan gördüğüm kadarıyla saat üçe geliyordu. Bir elimle gece lambasının düğmesine bir hışımla basıp diğer elimle de telefonun ahizesini kaptım. Annem benden önce davranmıştı, sesi geliyordu, nefes nefese kalmıştı ve endişeliydi “Merhaba Mack”.
“Merhaba Anne, Anneler Günün kutlu olsun, seni seviyorum Sesi çınlıyordu, kendinden emindi. Sanki bu dünyada hiçbir derdi yokmuş gibi, diye düşündüm için için
Her zamanki gibi sesini duymak annemi maliyetti. Ağlamaya hakladı. “Mack seni seviyorum, seni görmeye ihtiyacım var” diye yalvardı. “Babanı hangi derde soktuğun, hangi sorunlarla baş etmek zorunda olduğun umurumda değil, sana yardım edeciyim Mack. Allah aşkına, on yıl oldu. Artık bana bunu yapma. Lütfen… lütfen…’
Hatta hep bir dakikadan az kalırdı. Kardeşinin telefondan yerini tespit etmeye çalışacağımın haberi  yoktu, fakat teknoloji sayesinde artık hep kontorlü cep telefonundan arıyor biri.
Uzun zamandır ona ne söyleyeceğimi planlıyordum, hayır den telefonu kapatmadan beni dinlemesi için hızla telefonu aldım. “Mack seni bulacağım”. “Polisler denediler ama başaramadılar, özel dedektifler de öyle ama ben başaracağım, Yemin ederim vazgeçmeyeceğim”. Ses tonumla da planladığım  gibi sakin ve kararlıydı. Ama sonradan annemin ağlaması beni çileden çıkardı. “Seni yakalayacağım, serseri” diye bağıldım, “birden “Çıt” sesini duyduğumda bağlantının kesildiğini anladım. Keşke dilim tutulsaydı da ona serseri demeseydim, ama artık çok geç.
Mack’e bağırdığım için annemin bana kızgın olacağını düşünerek, sabahlığımı giyip bir uyanıktılar anne ve babamın paylaştıkları odaya indim.
Sulton Place Doğu Nehri’de akan apartmanları ve evleriyle Manhattanda zengin bir muhit Babam kendini çok zor bir isin altına sokup forkham Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni başarıyla tamamladı ve hukuk anonim şirketinin ortağı olarak bu evi aldı. Bizim çocukluğumuzda diğer çocuklara oranla ayrıcalıklı olmamız onun zekası ve kendisine annesi tarafından aşılanan katı iş disiplininin bir sonucuydu. Büyükannem Kuzey İrlanda’ya yerleşmiş bir İskoç aileden geliyordu ve eşini kaybetmişti. Babam annesinden kalan tek bir kuruşun bile hayatımın etkilemesine hiçbir zaman izin vermedi.
Kapıyı yavaşça çalıp içeri girdim. Annemi Doğu Nehri’ni kuş bakışı gören pencerenin yanında duruyordu. Odada olduğumu bildiğim halde arkasını bakmadı. Bulutsuz bir geceydi ve Que-ensboro Köprüsünün ışıklanın süzebiliyordum. Gün ağarmak üzereydi, ama köprüdeki trafik akış.gün içindeki kadar hareketliydi. Kafamda Mack in de yıllık telefon konuşmasını yaptıktan sonra bu arabalardan birinde uzak bir yere doğru yol alabileceğine dair garip bir düşünce dolaşıyordu.
Mack seyahat etmeyi hep sevmiştir. Seyahat etmek onun kanında var. Annemin babası william O’Comıell, Dublin’de doğup Trinity Koleji’nde eğitim gördü, Amerika’ya geldiğinde zeki, iyi eğitimli ama beş parasızdı. Beş yıl içinde Long Islandda şimdilerde patates tarlalarına sahip olacak zenginliğe kavuştu. Palm Beach C’ountry de ve Üçüncü Bulvarda araziler aldı. Gerçi Üçüncü Bulvar’da aldığı bakımsızdı, üstelik üzerinden geçen köprülü kanyonun gölgesi buraya karanlık yapıyordu. Tabii bunlar Trinity’de okurken tanıştığı İngiliz kızla, yani büyükannem İp evlendiği zamandı.
Annem Olivia tam bir İngiliz güzeliydi. Altmış iki yaşında hala dal gibiydi, saçları ağarmıştı, gri mavi gözleri ve klasik hatları vardı. Görünüşte Mark ona ikiz kardeşi olsa bu kadar benzerdi.
Bense kırmızımsı kahverengi saçlarım, ela gözlerim ve sert çenemle babama benziyordum. Annem topuklu giyince babamdan biraz uzun oluyordu. Ben de babam gibi çok uzun değildim. Odada anneme doğru yürüyüp ona sarılınca babamı ne kadar çok özlediğimi far ettim.
Bu hareketim üzerine benden kurtulmak istercesine şöyle bir döndü, etrafına saçtığı öfkeyi hissedebiliyordum.
Carolyn nasıl olur da Mack ile bu şekilde konusabilirsin Gözleri adeta kıvılcımlar saçıyordu, kollumu sıkıca göğsünde birleştirdi. “Onun bizden uzaklaştıran çok önemli bir sorunu olmalı, bunu anlayamıyor musun? Korkuyor ve çaresiz, bu aramalar onun yardım çığlıkları anlamıyormusun
babam ölmeden önce. ikisi sık sık böyle duygusal sohbetler ederdiler. Annem hep Maek’i korurdu, babamsa sorumluluktan kurtulmaya hazır bir şekilde ve endişeden uzaktı. Annemi ters-lercesine.”Tanrı aşkına, . Sesi iyi geliyor. Belki de bir kadına gönlünü kaptırdı ve onu etrafa göstermek istemiyor. Ya da bir aktör olmayı istiyor. Çocukken olmak isterdi, hatırlasana Belki onu yazın çalıştırarak çok seri davrandım. Kim bilir?’
Bu tartışmanın sonunda annem ağlar, babamsa onu üzdüğü için kendine kızar ve atı çekerdi. Sonra ikisi de birbirinden
özür dilerdi.
Kendimi haklı çıkarmaya çalışarak ikinci bir hata yapmayacaktım. Bunu yerine üzgün bir şekilde, Anne beni dinle. Maek’i şimdi bulamadığımıza göre. benim söylediklerini onu endişelendirmiyor. Birde meseleye bu yönünden bak. Ondan haber alıyor…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıŞu An Neredesin?
  • Sayfa Sayısı316
  • YazarMary Higgins Clark
  • ISBN9759962180
  • Boyutlar, Kapak13,5x21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviMAVİ AĞAÇ / 2009

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Sahtekâr ~ Mary Higgins ClarkSahtekâr

    Sahtekâr

    Mary Higgins Clark

    Burada olmamalıydım. Adımdan, sosyal sigorta numaramdan, kızımın doğum tarihinden ve saatinden ne kadar eminsem burada olmamam gerektiğinden de o kadar emindim.

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Goebbels’in Propaganda Orkestrası ~ Demian LienhardGoebbels’in Propaganda Orkestrası

    Goebbels’in Propaganda Orkestrası

    Demian Lienhard

    Devasa propaganda makinesinin müzikle ve cazla imtihanı! Demian Lienhard’ın İkinci Dünya Savaşı’na dair alışılmışın dışında bir hikâye anlattığı Goebbels’in Propoganda Orkestrası, kurmaca ile gerçekliğin iç içe geçtiği...

  2. Nehrin Dönemeci ~ V.S. NaipaulNehrin Dönemeci

    Nehrin Dönemeci

    V.S. Naipaul

    Bana dükkânı ucuza satan Nasreddin, işi devraldığımda kolayca üstesinden gelebileceğime ihtimal vermemişti. Afrika’daki diğer ülkeler gibi, bizimki de bağımsızlığın ardından birtakım sorunlar yaşamıştı. İçerilerdeki, büyük nehrin dönemecindeki kasaba hayatiyetini kaybetmiş gibiydi; Nasreddin de her şeye sıfırdan başlamam gerekeceğini söylemişti.

  3. Colombre ~ Dino BuzzatiColombre

    Colombre

    Dino Buzzati

    Colombre, dünyanın tüm denizlerindeki tüm denizcilerin, tüm balıkçıların en korktuğu yaratıktır! İnsanoğlundan çok daha kurnaz, korkunç ve gizemli bir köpekbalığıdır Colombre! Musallat olduğu denizciyi...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur