New York Times çok satanlar yazarı Victoria Alexander’dan umut dolu, vaatlerle süslü, kusursuz bir hikaye…
Arzu ve katıksız şehvetin cezbedici, büyüleyici ve gizemli daveti…
Hiçbir erkek keni isteği ile evlenmez ama her dük, kont ya da vikont bu görevi bir gün yerine getirmek zorunda olduğunuz bilir. Londra’nın el üstünde tutulan dört beyefendisi bir bahse girerler… ödül en uzun süre evlenmeden ayakta kalmayı başarana gidecektir. Warton Wikontu Gide on Pearsall ödüle giden yolda en şanslı kişinin kendisi olduğunu düşünmektedir. Bugüne kadar rahibin yağlı ilmeğini boynuna geçirmeden pek çok kadınla birlikte olmayı başarmıştır. Yolu Londra’nın skandallara imza atmış olan ismi Leydi Chester ile kesiştiğinde onu yatağına atacağına ama asla evlenmeyeceğine dair kendi kendine yemin eder. Güzel ve biraz yaramaz olan Judith ise oyunu kendi kuralları ile oynarken bile saygınlığını korumayı başarmıştır. Tecrübeleri ona evlilikten uzak durması gerektiğini öğretmiştir. Warton’ın öpücüklerine karşı koymak gibi bir niyeti yoktur, onun baştan çıkaran dokunuşlarını göz ardı etmesi ise imkansızdır. Fakat bir süre sonra ikisinin de cevabını merak etmeden duramadığı bir soru ortaya çıkar. Hem yaramaz olup hem de yüreğin gösterdiği yoldan gitmek mümkün müdür?
ÖNSÖZ
Londra Şubat 1854
“Pekâlâ.” Vikont Cavendish’in tek oğlu olan saygıdeğer Nıgel Cavendish oklukça sağlıklı görünüyordu ve önünde yaşanacak uzun yıllar vardı. Kadehini kaldırdı. “Aşka içelim.”
“Aşka.” Norcroft Kontu Olıver Lcighton onun sözlerini destekledi.
Dört adam en sevdikleri özel kulüple toplanmış, arkadaşları Helmsley Markisi Jonath on Ettington’ın Oliver’ın kuzeni Fiona ile birkaç saat önce yapmış olduğu evliliği kınlamak üzere kadeh kaldırıyorlardı. Kadeh sesleri birden ortalıkta yankılandı. Hepsi kadehlerini aşk için kaldırmıştı ama bakış açıları ve coşkuları oldukça farklıydı. Bunun sebebi aralarında aşka inanmayan birinin olması değildi, tam aksine Olıver orada bulunan herkesin kalbinde romantik bir yer olduğunun üzerine bahse bile girebilirdi, bir ihtimal Danıel Sinclair bunun dışında kalabilirdi. Bu Amerikalı aralarına yeni katılmış olan ilginç bir adamdı. O… Hepsinin Amerika’da yeni yapılanmakta olan demir yollarından büyük Ur etme umutlarını gerçekleştirecek olan kışıydı
“Ve .ışkın sebep olduğu yoğun arzuların sonucunda kaçınılmaz olarak yerine getirilen göreve…” diye ekledi Warton Vikontu Gidcon Pcarsall.
Sinclair tek kaşını kaldırdı. “Kaçınılmaz olarak yerine getirilen görev evlilik mi?”
Warton omu? silkti. “Başka ne olabilir ki?”
Warton aralarında evliliği tatmış olan ve gördükleri kadarıyla aşkı da tanıyan bir istisnaydı. Evliliğinin kısa sürmesine bakılırsa aşkın da evliliğin de onun için yolunda gitmemiş olduğunu anlamak için alim olmaya gerek yoktu. Gerçi o bu konudan hiç bahsetmemişti ve arkadaşları da ona lıiç soru sormamıştı
“Bence de.” Cavendish başıyla onayladı
Cavendısh tımarımın çoğunu farklı kadınlarla geçirmekle meşguldü, henüz tüm ilgisini tek bir kadın üzerinde yoğunlaştırmaya hazır değildi Aşk şu an onun için son derece külfetli bir duyguydu
Olıver aşka ya da evliliğe karşı değildi, fakat bu işlere balıklama dalmak gibi bir niyeti de yoktu.
Yeniden iskemlelerine yerleştiklerinde Olıver etrafına bakındı. “Bahis koşullan hakkında herhangi bir soru olduğunu sanmıyorum ”
“Sözleşme,” diye düzeltti Sinclair.
“Sözleşme…” Cavendish kaşlarını çattı. “Karanlıkta kalan noktalardan pek hoşlanmam.”
“Ve…” diye mırıldandı Warton.
Cavendish onun sözünü kesti. “Miktarı belirlemeli
“Bit şilin diyelim,” dedi Oliver.
“Bunun sunulan koşullar için çok belirsiz bir durum içine. “Gerçi şu an için önemli değil. Kazanan, yani kutsal
evlilik bağından kaçmayı başaran kişi…”
“Kölelik kelimesi bağ kelimesinden çok daha uygun olacaktır”.” dedi Warton buruk bir sesle.
Sinclair sırıttı. “Ben buradaki en önemli kelimenin kaçmak olduğunu düşünmüştüm.”
“Güzel konuştun.” Warton gülümseyerek kadehini Amerikalıyla tokuşturdu.
Cavendish gözlerini kıstı. “Anladığım kadarıyla sonuna kadar dayanmayı batıran dört şilin kazanacak.” Cavendisih başını iki yana salladı. “Gerçi ben hâlâ dört şilinin yeterli olacağını sanmıyorum.”
“Burada paranın pek önemi yok.” Oliver omuz silkti. “bu sembolik bir rakam.”
“Yine de…” diyen Sinclair düşünceli bir tavırla sözlerini sürdürdü. “Çok doğru bir noktaya değindiğini düşünüyorum Sembolizmi bir tarafa bırakırsak, dört şilin belirsiz bir süre evlilikten kaçmak için yapılan bir sözleşmede yeterli bir ödül gibi görünmüyor.”
“Belki de değil.” Warton konuyu tekrar gözden geçirdi. “Ne kadar dayanıklı adamlar olduğumuzu düşünürsek, sona kalan kişi bastonla yürüyor ve viskisini dudaklarına hemşire eşliğinde götürüyor olabilir.”
“Brendi,” dedi Oliver süratle, ardından diğerlerine baktı “Konyak daha iyi olur. Sona kalan kişi ben olursam dört Şilinlik bir serveti konyak içerek kutlamaktan çok hoşlanacağım. Sözleşmeye konyağı da eklemeliyiz.”
“Yüz yıllık ya da daha da eski bir konyak olmalı.” Warton’m tonlaması hayranlık yüklüydü.
“Mükemmel bir fikir.”
“Dört şilinden çok daha iyi.” Cavendish tatmin olmuştu. “Anlaştık mı? Sözleşmeye1 en iyisinden bir şişe konyak ekleyeceği? ve sona kalan bununla gereken kutlamayı yapacak.
“Ya da avunacak,” dedi Sinclair gülerek.
“Saçmalık.” Cavendish sırıttı. “O gün geldiğinde bana iyi davranmış olanlar eşlerinden kaçıp konyağımı paylaşmaya gelebilirler”
“Tabii konyak benim olmazsa,” diye kıkırdadı Oliver. “Paylaşıp paylaşmayacağıma henüz karar vermedim.”
Warton hafifçe güldü. “Benim kimseyle paylaşmak gibi bir niyetim yok”
Dürüst olmak gerekirse Oliver parasını Warton’a yatırabilirdi, aralarında uzun süre evlenmeyecek kişinin kesinlikle o olacağını düşünüyordu. Günün birinde hepsi unvanlarını ve servetlerini bırakacak birer vârise ihtiyaç duyacak ve evlenmek zorunda kalacaktı. Amerikalı bile evlenmesi için ailesinden baskı görecekti. Warton ise aşka ve onun getirdiklerine inanan bin değildi, bu konuyla hep alay ederdi.
Günün birinde evlenmeye karar verirse seçtiği kadın ailesine ve servetine en uygun olan kişi olacaktı, Oliver bundan emindi. Warton kesinlikle sona kalacaktı.
Asıl soru ilk gidenin kim olacağıydı.
BİRİNCİ BÖLÜM
Bu çok büyük bir fırsattı ve sadece bir aptal bunu ilinden kaçırabilirdi….
“Sonunu Bile Bile” için 3 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıSonunu Bile Bile
- Sayfa Sayısı328
- YazarVictoria Alexander
- ISBN9944822787
- Boyutlar, Kapak13,5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviEpsilon / 2010
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Uyanmış ~ P. C. Cast - Kristin Cast
Uyanmış
P. C. Cast - Kristin Cast
Yıkımın eşiğindeki çaresiz bir genç kız, kalbinin kırılmaması için ne yapabilir? Karanlığın gözlerinizi bağladığı yerde, kalbinize güvenmekten başka çareniz yoktur. Arkadaşlığın sınırları nereye kadar...
- Kupa Kraliçesi ~ Akira Mizubayashi
Kupa Kraliçesi
Akira Mizubayashi
1939 yılı. Paris Konservatuarı’nda öğrenci olan Jun, Çin-Japon Savaşı patlak verince Japonya’ya dönmek zorunda kalır. Sadece Fransa’yı değil, “Kupa Kraliçesi” dediği büyük aşkı Anna’yı...
- Deniz Tanrıçası ~ P. C. Cast
Deniz Tanrıçası
P. C. Cast
GECE EVİ SERİSİNİN YAZARI P.C. CAST’TAN TUTKUNU OLACAĞINIZ YEPYENİ BİR SERİ TANRIÇA SERİSİ’NİN BİRİNCİ KİTABI DENİZ TANRIÇASI “Kim bir tanrıça olmak istemez ki?.. Buradaki...
Bu kitabı gördüm, annemin almasını sağlayamadım ama ne yazık ki… Okumak istiyorum hem de çok…
şuan bu serinin diğer bir kitabını okuyorm çk hoşuma gitti :)
hmm güzeL bir kitaba benziyor.. elinde bu kitabı olan varsa bana mesaj atabilir mi lütfen=)