Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Sokağın Zulası
Sokağın Zulası

Sokağın Zulası

Ahmet Ümit

Sokağın Zulası, Ahmet Ümit’in şiir dilinde okunuşudur. Gün gelir anımsar bizi bu sokaklar. Dar kaldırımların gölgelerimizi özleyeceği tutar. Ağaçların gövdelerindeki o eski yara depreşir….

Sokağın Zulası, Ahmet Ümit’in şiir dilinde okunuşudur.

Gün gelir anımsar bizi bu sokaklar.
Dar kaldırımların gölgelerimizi özleyeceği tutar.
Ağaçların gövdelerindeki o eski yara depreşir.
Lambaların ölgün ışıkları biraz daha kederlenir.

Bir kız yürür yanı başımda
Seke seke bulutların üzerinden.
Bir serçelerde vardır bu telaş,
Bir de onun küçük ellerinde,
Bizim işimiz deniz mavisi çakıp,
karanlık yakmak.

İçindekiler

Antep’e Veda • 9
Alacakaranlık • 15
Günün Kuralı • 16
İstanbul’da Sıradan Bir Gün • 17
Moby Dick • 18
Sokak Şövalyesi • 24
Diyar-ı Kan • 26
Teröristin (!) in Ölümü • 27
Beşinci Mevsim • 28
İçkievi • 29
Madam Manjosina • 30
Ölüm Sıradan Bir Duygu • 31
Yatak Odaları Tekin Değil • 32
Felsefe • 33
Fırtına • 34
İhanet • 35
Kara Yağmur • 36
Çarmıh • 37
Bahar • 38
Kurumuş Karanfil • 39
Fotoğraf • 40
Sokağın Zulası • 43
Yaşam Döngüsü • 45
Öğrenmek İsteyenlere • 46
Yaşamı Sevmek Diye Bir Şey • 47
Açlık Grevi • 48
Suphileri Aramak • 49
Karanlığın Soldurduğu Yedi Gelinciğe • 52
Deniz’i Anımsamak • 53
Seni Seviyorumun Şiir Dilinde Söylenişidir • 54
İsimsiz Bir Aşk Şiiri • 55
Küçük Kız • 57
Bir Erkeğin Özeleştirisi • 58
Kar Yağarken • 59
Sayrılık • 60
Bir Gün Gelecek Misin? • 61
İlkbahara Doğru • 62
Günbatımı • 63
Aşk Bitti Mi? • 64
Ayrılık Kavuşmanın Başlangıcıdır • 65
Yokluğunda Üşümek • 66
Hasret • 67
Doğayı Katık Ettim Hüznüne • 69
Sevişmek • 70
Sonbahar • 71
Sarı Kıza • 72
“Kuzgun”a Nazire • 75

Annem yeni gömlekler dikmişti bana,
kumaşa sinen kokusunu topladım.

ANTEP’E VEDA

Koşuşturma son buldu,
gar şimdi bir güz bahçesi.
Mavi neonların altında gölgem,
loş sularda bir ağaç gövdesi.
Bavulların hüznüne çoktan aşinayım,
avuçlarımda uzayan yollar.
Bir ürperti duyuyorum;
kentin iç çekişi mi,
karanlığın şarkısı mı?
Rüzgâr değil, fısıltı değil;
sokaklarda yalınayak bir anı

Valizlerimi topladım.
Annem yeni gömlekler dikmişti bana,
kumaşa sinen kokusunu topladım.

Babamın saçlarında gümüş çizgiler vardı,
dedemin mezarında sessizlik.
Çiçeklerimizin renklerini,
ağaçlarımızın esintilerini topladım.
Bir çocuk dolaşırdı karlı bostanlarda,
kimse silemeyecek ayak izlerini.
Sapanlarımızın menzilinde sığırcıklar.
Unutulmuş kulübelerde ateşler yanardı,
ıslak çalıların dumanı gözlerimizi yakardı;
donmuş parmakların acısını,
özgürlüğün ilk bedelini topladım.

Yaz bulutu gibi geçti çocukluğum.
Saçlar alabros, boynumda kravat;
zorlu bir yarıştı delikanlılık,
yumruklarım, yara izlerim.
Sarı ampullerle aydınlanırdı genelevin kapısı;
çıplak duvarlarda kızaran yüzüm,
damağımda kahverengi bir parfüm tadı;
ruhumu kemiren açlığı topladım.

Ağustos’un erişmediği bahçelerde
tavla şakırtıları, türkülere karışırdı;
kırık zarları topladım.
Bir kız vardı; gözleri zehir yeşili,
saçının her telinde bir düş asılı;
gecenin sularında yüzmeyi ondan öğrendim.
Yasaktı ay ışığının tenine dokunmak,
dokunulmamış ay ışığını topladım.

Şarkıların yetmediği bir an vardır;
şefkatli odaların, terbiyeli derslerin,
yıldızlarla göz göze sigara içmenin,
aşk kederiyle yücelmenin yetmediği bir an:
Büyüme sancısı, kimim ben?
Bana yetmeyen anları topladım.

Sesimle kanatlanan kalabalıklara
soluğum tükenene kadar şiirler okurdum.
En duru aynalar işçilerin gözleriydi;
“Gökyüzünü fethe çıkan” gençliğim,
işçilerin gözlerinde gülümserdi;
kısılmış seslerimi topladım.

“Herkes okulda bilsin bizi”
Ölümle tutukevi arasında geçerdi günler:
Fabrikalar tapınaklarımızdı,
barikatlar sınav salonlarımız.
Adanmış bir kuşağın karatutkusunu,
parçalanmış ütopyamızı topladım.

Kaç arkadaş bıraktık,
bu kentin kırmızı topraklarında?
Kaç gülüş söndü yüzümüzde?

Bir ömürdü sokaklarında, birkaç yıla sığan;
güneşinin altında dövüşmek,
taş duvarlarının gölgesinde gizlenmek;
birken bine, hiçken bize dönüşmek;
inkâr etmiyorum, en güzel yıllarımdı;
en güzel yıllarımı incitmeden topladım.

Başını kaldırma!
Gittiğimi bil yeter.
Uzaklarda uluyan bir deniz var;
gri saatler, kirli geceler beni çağırıyor.
Ardımdan su dökmesen de olur;
yalnızca affet beni,
seni yine terk ediyorum
çocukluğumun büyük kenti.

ALACAKARANLIK

Ve düştü günlerin nabzı,
sabah vardiyalarında çoğalmak yok;
çocuk düşlerimizi renklendiren
gece nöbetleri bitti.
Gökyüzüne uzanan yumruklarımızın gölgesinde
neşeyle kıpırdanan al bayraklarımız,
susuz ekinler gibi büktüler boyunlarını.
Düşmanın çarmıhında değil,
karar masalarımızda yitirdik gülümsemeyi.
Ekim’in tutkusuyla unutunca
İhtilal-i Kebir’in belgilerini,
tarih afaroz etti bizi.
Yarıldı yıldızlara döşediğimiz yol,
kırıldı yelkenlilerimizin direkleri.
Güzelliğimizi bileyen türküler,
şımarık esintilerin sığıntısı şimdi.
Kocaman bir vitrine dönüşen bu kentte
duymamak için çırılçıplak haykıran insanı,
gözlerimizle tıkadık kulaklarımızı
kilitledik ellerimizi ceplerimize,
hayallerimizi bağladık dilimizle
ve sokaklar ağlarken halimize,
sarhoş bir suratla izliyoruz,
kafatasımızın kireçli toprağında
zafer naralarıyla ilerleyen karamsarlığı.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Şiir
  • Kitap AdıSokağın Zulası
  • Sayfa Sayısı96
  • YazarAhmet Ümit
  • ISBN9789750845871
  • Boyutlar, Kapak13,5 x 23 cm, Karton Kapak
  • YayıneviYapı Kredi Yayınları / 2023

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Aşk Köpekliktir ~ Ahmet ÜmitAşk Köpekliktir

    Aşk Köpekliktir

    Ahmet Ümit

    “Aşk Köpekliktir” Ben de en az aşk kadar saçmayım… Aşkın kaç yüzü, kaç hali vardır? Stefan’la Ayşe’nin aşkı gibi bir çeşit köpeklik midir, yoksa...

  2. Kayıp Tanrılar Ülkesi ~ Ahmet ÜmitKayıp Tanrılar Ülkesi

    Kayıp Tanrılar Ülkesi

    Ahmet Ümit

    Kayıp Tanrılar Ülkesi “Babasız çocuklar tanrıya sığınırdı ama o tanrı olmayı seçti.” Ahmet Ümit’ten polisiyeyi arkeoloji ve mitolojiyle harmanlayan usta işi bir roman. Berlin...

  3. Kar Kokusu ~ Ahmet ÜmitKar Kokusu

    Kar Kokusu

    Ahmet Ümit

    “Kar Kokusu” Dünya fikirlerle bölünmüş bir halde. Derin bir şüphe, korku, ajanlar, köstebekler, yasaklanmış fikirler… Hayallerinin ülkesinde acı bir gerçekle karşılaşan idealist insanlar. Devrim...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Hüsn ü Aşk ~ Şeyh GalipHüsn ü Aşk

    Hüsn ü Aşk

    Şeyh Galip

    Klasik şiirimizin tekrara düştüğü, ihtişamlı devrini günden güne kaybettiği, mazmun zenginliğinin son bulduğu bir devirde yazılan, son büyük mesnevilerinden biri olan Hüsn ü Aşk’ı, Orhan...

  2. Yağmur ~ Nurullah GençYağmur

    Yağmur

    Nurullah Genç

    Nurullah Genç, Yağmur′la Gelen Adam… Ona bu sıfatı kazandıran 1990 yılında yazdığı ve birincilik ödülü aldığı Yağmur isimli şiirdi. YAĞMUR′ Nurullah Genç′e 1990 Türkiye...

  3. Sevdaya mı Tutuldum? ~ Orhan Veli KanıkSevdaya mı Tutuldum?

    Sevdaya mı Tutuldum?

    Orhan Veli Kanık

    “Sevdaya mı Tutuldum?” Orhan Veli’nin Nahit Hanım’a verdiği bir çift şiir defterinden oluşuyor. Bu iki deftere baktığımızda, şairin 1942 yılına kadar yazdığı şiirleri, muhtemelen...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur