Gerçek Kadın: Seni sevmek, kadınlığımı bedenimi ve hazzı ilk defa seninle keşfetmekti. Her dokunuşunda kutsal bir ayinin o sıcak o tatlı şarabını yudum yudum içer gibi.
Gerçek Adam: Hayır acımıyorum sana! Sendeki kendimi özlüyorum en çok. Sendeki o çocuk cesaretini, o çıplak sevgiyi
özlüyorum. Sendeki o kanayan, o kimsesiz ama saf, o tepeden tırnağa, sevgiye inanan kendimi özlüyorum.
Gerçek Kadın: Seni sevmek, aşkın uğruna ama senden izinsiz başka bir kentteki hayatımı sıfırlayıp yaşadığın kente, yaşadığın göğün altına, ısladığın yağmurların altına gelip yerleşmekti.
ŞİZOFREN AŞKA MEKTUP (OYUN)
Uyarlayan: YELDA KARATAŞ
“Şizofren Aşka Mektup”un oyun uyarlaması “Devlet Tiyatroları Rertuvar Kurulu” tarafından oybirliği ile sahnelenmeye hak kazanmıştır.
Ortadan ikiye bölünmüş bir mekân. Ama iki mekân arasında geçiş açık.
İki mekânı ayıran her iki yüzü de parlak büyük bir ayna.
Sol taraf sürekli değişen bir mekândır. Sağ tarafta adamın hem çalışma hem de yatak odası olarak kullandığı mekân vardır. Son derece sade döşenmiş geniş bir odadır.
Koro çift sayı olmalı, yarısı kadın, yarısı erkek.
Sağ tarafta: Yatakla paralel çalışma masası sandalye, kitaplar. Biraz dağınıktır. Dip tarafta pencere vardır.
Sol Tarafta: Bir otel odasını bütün kuruluğu ile görürüz. Bir yatak, bir duş kabini.
1. Perde 1. Sahne
Müzik: Tango
Gerçek Kadın ve koro birliktedir. Sol tarafta yer almışlardır. Giderek sahneye yayılırlar.
Yatakta bir karaltı vardır.
Koro: Yalnızım
Gerçek Kadın: Bunca acı tek bir söze nasıl sığabiliyordu… Aldım bu sözü dudaklarınızdan, saplayıp onu kalbimle parçaladım… O söz ki rengi yarım kalmış aşkların tarifsiz esmerliğine kaçıyordu… O söz ki saplandıkça kalbimin her parçasına yüzünüzü yeniden çiziyordu… Şimdi içimde binlerce yüz oldunuz… Şimdi içimde binlerce siz oldunuz…
Koro: Yalnızsınız…
1.Kadın: Bilseniz ne kadar suçluyum bunun için… Bilseniz ne kadar acı çekiyorum… Çünkü sevgim, çekip alamıyor sizi derin ıssızlığınızdan.
Oysa ben sizi, sizden önce, gözlerinizdeki o ıssızlıktan dinledim. Sözlerinizden de önce… Benimle ölmeye hazır sesinizden bile önce…
Koro: Yalnızsınız…
2.Kadın: Bilseniz ne kadar da çaresizim buna çare olamadığım için… Oysa en çok siz de soluk alıp veriyorsunuz diye sevdim ben bu yaşamı. Vitrinlerde unuttuğunuz dalgınlığınızı, hiç tanımadığım bir kızın su yeşili gözlerinde bıraktığınız mısralarınızı… Bir bunlara, bir de her ‘sevgilim’ deyişinizde, içimde binlerce çiçek açtıran o büyülü sesinize sarılıp uyuyabildim ancak, düşlerime dar gelen tek kişilik yatağımda
Gerçek kadın yatağa girer üstüne örtüyü çeker altında kaybolur. Yanındaki karaltıya döner.
Soluğumu yalnızca sizin için içimde saklıyorken düşlediğim yarınlara, siz nasıl da ben hissetmeden soluksuz kaldınız…
Koro: Yalnızsınız…
Gerçek kadın yataktan çıkar, yatağın öbür tarafından Hayal Kadın da çıkar, onun izlerini takip ederek yürür ardından. Ortalarındaki yatan karaltı kalmıştır yatakta.
Koro kadının anlatımlarını oynar. Ağır hareketlerle. Hayal kadın arkasında onu dinler gölgesi gibi.
Gerçek Kadın: İlk kez o otel odasında hissettim bunu. Yalnızlığınız elleriniz olmuştu ve artık sığmıyordu ellerime. Kaçırdıkça benden ellerinizi, yaşam da kayıp gidiyordu avuçlarımdan. Ne zaman gözlerinizi yumsanız, sizin suretinizde sevdiğim binlerce yüz de aynı anda kapatıyordu bana gözlerini. Her uykuya dalışınızda içinizdeki o derin yalnızlık duygusunun sizi uyandığınızda beni asla hatırlayamayacağınız kadar uzak yerlere götürmesinden korkarak bekliyordum uyanmanızı. Gözlerimi kırpmadan, özlemle bekliyordum.
Koro: Bekliyordum.
Gerçek Kadın: İşte bu çocuksu korkuydu, o sabah sizi böyle aniden uyandırmamdaki sebep. Belki de haklıydınız ‘ bencillikti’ bu korkunun adı.
Koro tangoya başlar.
Hayal Kadın, yatakta uyuyan Gerçek adamı kaldırır. Adam şaşkındır. Gerçek kadına bakar şaşkınlıkla.
Gerçek kadın adama bakarak konuşur
Gerçek Kadın: Oysa o gece, ne büyük bencilliklerin kıyısından döndüğümü hiç bilmediniz. O gece sizden gizlediğim tarifsiz acılarla lime lime olmuş bedenimi saatlerce soğuk suyun altında gözyaşlarımla yıkamak yetmeyince uyuşturmaya, o kapıdan içeri ölümün süzülüp girdiğini bilmediniz. Bana,
Gerçek Kadın ağlamaktadır. Adam ayağa kalkar ona bir mendil bulup uzatır.
Işıklar morarır.
Gerçek Erkek: Şaşırma, beni sen çağırdın
Hayal Kadın: Dediğini…
Gerçek Erkek: Şimdi benim olursan yaraların iyileşir; diner acıların; ancak bunu için bir şartım var; aşkını, bu odada, bu bedende bırakıp öyle gelmelisin benimle; ölürken yalnız kendini sevmelisin; seçimini yap
Hayal Kadın: Dediğini…
Gerçek Kadın: Asla çözemediğim kurallarıyla, beni hep dışına sürükleyen hayata yeniden tutunmaya çalıştığım tek yerin, size duyduğum bu derin aşk olduğunu bilmediniz hiç… Kendimi değil sizi seçtiğimi bilmediniz.
Koro: Bilmediniz.
Hayal kadın duşun altına girer. Yıkanıyormuş gibi yapar. Kısa bir süre sonra
Hayal kadın havluya sarılır kurulanır… Gerçek kadın yıkılmış bir haldedir. Son sözlerle yatağına yatıp sırtını dönen adamın koynuna girer. Hayal kadın izler.
Hayal Kadın (fısıltıyla): Korkuyordum çok korkuyordum
Gerçek kadın adama sarılmıştır yatakta.
Gerçek Kadın: N’olur, sıkı tut ellerimi; beni o soğuk rüzgârın kollarına bırakma sakın…
Hayal Kadın: Gözyaşlarım içime sızıyordu
Gerçek Adam: Git.
Hayal Kadın: Gözyaşlarım…
Kapıya kadar gider dönüp yalvararak bakar.
Gerçek Adam: Gitme kal!
Yatakta Gerçek Kadın, Gerçek Adam’a sarılır.
Gerçek Kadın ( Yatakta boğuk sesiyle) :Hiç farkında olmadan, bir tek sözünüzle ittiğiniz o uçurumdan.
Hayal kadın, pencereyi açmış dışarı bakar, tango durmuştur, sessizlik…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat Oyun-Tiyatro
- Kitap AdıŞizofren Aşka Mektup (Oyun)
- Sayfa Sayısı96
- YazarCezmi Ersöz
- ISBN9789944610407
- Boyutlar, Kapak14x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviTekin Yayınevi / 2011
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Komşu Köyün Delisi ~ Üstün Dökmen
Komşu Köyün Delisi
Üstün Dökmen
Hamdi: Bugün 53 Kasım Perşembe. Deliniz hayırlı günler diler. Osman: Vay anam vay, banka reklamı gibi. Hasan: Demir Hamdi bu. Demir gibi maşallah. Hamdi:...
- Sıkıyönetim Bütün Oyunları 4 ~ Albert Camus
Sıkıyönetim Bütün Oyunları 4
Albert Camus
Susmak haksızlık karşısında, kaybetmek demektir zeytin ekmeği ve yaşama hakkını! Ekmeğinize sahip çıkmak için dahi yenmeye mecbursunuz bugün korkunuzu! Uyan ey İspanya, uyan artık! Cádiz şehri kaderini tayin ediyor.
- Karagöz İle Hacivat ~ Kolektif
Karagöz İle Hacivat
Kolektif
Yüzyıllarca canlı kalmayı başarmış Türk gölge oyunu, toplumsal dokumuzu yansıtan en önemli sanat dallarındandır. Çünkü bu oyunlar Osmanlı İmparatorluğu´nun geniş sınırları içinde hoşgörü içinde...