Deneme türünün en yetkin kalemlerinden Salâh Birsel, Sivil Haklar Hareketi’nin (Civil Rights Movement) kıvılcımlarının alevlendiği, ırkçılığın ve toplumsal adaletsizliğin ülkeyi keskin bir çizgiyle ayırdığı 60’lar Amerikası’nda bir yolculuğa çıkarıyor.
Şişedeki Zenci, yalnızca bir dönem anlatısı ya da denemeden ibaret değil; Birsel, geçmişin kulaklarını muzipçe büküyor, kusursuz üslubuyla Harlem sokaklarında, protesto yürüyüşlerinde, karanlık ghetto’larda, “Zenci” üniversitelerinin bahçelerinde dolaştırıyor, “belleğinin buyurduklarını ortalığa saçıyor.” Yılgın kitleleri dizginlenemez bir güçle harekete geçiren ve ırkçılıkla savaşımın neferleri haline gelen Siyahi Önderlerin hikâyelerini çevik ve nüktedan dokunuşlarla kaleme alarak, Beyaz kutuplu Amerikan tarihine “karambol” çekiyor.
Beyaz adamlar ile efendilerin sultasının nasıl yıkıldığını okumak isteyenlere…
İÇİNDEKİLER
İlk Karambol ……………………………………………………….7
Birmingham Protestosu……………………………………..10
Karaların Kısa Tarihi………………………………………….28
Washington Yürüyüşü……………………………………….54
Harlem ………………………………………………………………57
Kara Müslümanlar…………………………………………….65
Broadway…………………………………………………………..84
Montgomery Otobüs Boykotu………………………… 113
Harlem’de Bir Türk………………………………………….129
Kara Panterler………………………………………………….140
İlk Karambol
Ey okur denememizin ağzında sana ilk karambolümüzü fırlatalım ki bu kitabın bir karamboller galerisi olduğundan hiç kuşkun kalmasın. Bilmek gerektir ki derili insanlar arasında Karalardan daha zifiri, daha parlağı yoktur. Onların hamuru yürek yarası, sabır, yiğitlik, mesir macunu, ata dede görgüsü, babahindi guluklaması, sinirsiz yaprak otu, Cim Londos gücü ve çeşmibülbülle dökülmüştür ki çıtır-pıtır Beyazlar onlardan kağış kağış kaçmayı yeğ tutmuşlardır. Diyeceğimiz, 1957 yılında Little Rock’ta öyle bir oyun sahnelenmiştir ki guguğa getirilen Karalar olduğu halde Beyazlar üç kat yorgan altında titremişlerdir. Başrol Eyalet Valisi Faubus’tedir. Hazret, altı kez üstüste vali seçildiği için de oyun uzun yıllar afişte kalmıştır.
Öteki roller de kolej öğrencileri, tebeşir beyazı kalabalık, erler ve de yargıçlar arasında paylaştırılmıştır. Başkan Eisenhower bile bir ara görünüp kaybolmuştur. Doğrusu, oyun, öyle sıradan bir şey değildir. Oynanması büyük ustalık istemektedir. En büyük zorluk da –buna en büyük tuhaflık da diyebiliriz– Vali Faubus’ün kendini Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi’nin üstünde görmesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü, üç yıl önce, 1954’te, Yüksek Mahkeme okullarda ırk ayrımı yapılmasının Anayasaya aykırı olduğunu belirten bir karar almıştır. Altı kasaba ve kent, patırtı ve şamataya meydan vermeden boyunlarını kararın bıçağı altına uzatmışlardır. Little Rock’lular da aynı yolda yürüdüklerini anlatmak üzere, 1957 yılında ırk ayrımı gözetmeyen bir kolej açarlar. İşte Vali Faubus’ün sahneye antresini yaptığı an da o andır.
Vali Hazretleri ortalıkta yalnız da görünmemiştir. Yanında, yani elinde bir de şakşağı vardır ki sahnede üç kez döndükten sonra onu şaklatmış ve Zenci öğrencilerin koleje alınmayacağını ilan etmiştir. Seyirciler ilkin bunun herhangi bir tiyatro sözü olduğunu sanarak alkış tutmuşlarsa da kolejin açılış günü gelince Faubus’ün okula yazılmış dokuz Siyah öğrenciyi içeri sokmadığını görerek şapalaklaşmışlardır.
Oyunun ikinci perdesi de şöyledir: 22 Eylül’de bir yargıç, okulu kıskaç içine alan erlerin geri çekilmesine karar verir. Ne ki, bu kez de başıbozuk ve bağnaz Beyazlar çocukların önünü kesmiştir. Bunu işiten Başkan Eisenhower da –burada oyuncular yeniden alkış alır– şehre bin kişilik bir birlik göndererek öğrencilerin derse alınmasını sağlar. Gelgelelim ki gelgelelim, durumun yatışmasıyla erler yerlerine döner. Ortalık da yeniden karışır. 1958 yazında da –Aralıkta Faubus ezici bir çoğunlukla üçüncü kez vali seçilmiştir– Kolej Yönetim Kurulu okulun 30 ay süre ile kapatılmasına karar verir. Yüksek Mahkeme buna karşı çıkarsa da Vali Hazretleri bu kez de özel bir konferans toplar.
Üyelere ırk ayrımını tezgâhlayan bir sürü karar aldırır. Little Rock’taki tüm liselerin kapatılması da bu konferanstan sonra olur. Öğrenciler artık, ya öğrenimlerine ara verecek, ya da başka kentlerdeki okullara gideceklerdir. Vay beni, ayrılıkçı politika yıllarca sürgit olur. Eğitimde bütünleşmeye, Beyazlarla Karaların kaynaşmasına ancak Vali Faubus’ün emekliye ayrılmasından sonra geçilir. Buraya şunu da kıstıralım ki ilerde belki vaktimiz olmaz Amerikan hükümetleri boyuna Karalardan yana olduklarını belli ediyorlardır. Ne var, yasalar çokluk birbirleriyle çelişiyordur. Devlet okullarında* ırk ayrımına paydos çeken Yüksek Mahkeme kararından az-biraz sonra yeni bir yasa (Pupil Placement Law) ırk ayrımını yeniden devreye sokmuştur. Bununla yerel yönetimlerle aileler çocukları –yeteneklerine bakarak– istedikleri okula gönderme hakkı elde ediyorlardır.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Deneme Edebiyat
- Kitap AdıŞişedeki Zenci - 1001 Gece Denemeleri
- Sayfa Sayısı167
- YazarSalâh Birsel
- ISBN9789755707754
- Boyutlar, Kapak13,5*21, Karton Kapak
- YayıneviSel Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Yarın Yeniden ~ Sertap Yar
Yarın Yeniden
Sertap Yar
Her aşkın sonu hayal kırıklığı olabilir, Umutla atılan her adımın sonu hüsran, yeni bir sabaha uyanmanın bedeli kederin ağırlığıyla geçen karanlık geceler de olabilir....
- Millete Mektuplar ~ Ufuk Cavlı
Millete Mektuplar
Ufuk Cavlı
Bak herkes kendi rolünü oynuyor, kaybolup gitmiş dünleri, yarındanve kendisinden bile habersiz. Okul bitsin iş bulayım derken evlilik gelir, hele bir büyüsün çocuklar.Şu emeklilik bir gelsin gör bak neler yapacağım.Yani olmuyor işte öyle.Bugün çocuğunu severken keyif al, bırak onlar için kaygılanmayı.
- Fırtınayı Kucaklamak ~ Mustafa Kutlu
Fırtınayı Kucaklamak
Mustafa Kutlu
Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok. Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıkarak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri...