“Şipşak hikâyeler nasıl mı? Sürükleyici, elden bırakılmaz, bitmesini istemeyeceğin halde akıp giden hikâyeler. Neden mi bahsediyor? Olan bitenden ya da hiç olmamış olandan. En azından komik mi? Epey bir, ama bu kesinlikle sana bağlı.”
“Hey baksana, yaklaş, sana bir şey diyeceğim!”
“Ah, neler söyleyeceğini biliyorum, yine şu insanı ayakta uyutan hikâyelerinden birini anlatacaksın! Seni bilmez miyim ben? Laf kalabalığında üstüne yok! Son sözün sana ait olacağını sanıyorsan, yanılıyorsun! Daha neler… Şimdi de surat asıyor! Gel, biraz benim şipşak hikâyelerimden dinle de eğlenmek, gülmek, şaşırmak neymiş bir gör. Hadi ama… al beni kollarına. Beni derken bu şahane kitapları kastediyorum, aman yanlış anlaşılma olmasın!”
Benim hikâyelere karnım tok deme sakın! Emin ol, böylesini okumadın. Kimisi uzun, kimisi kısa; bazısı hayatla, bazısı aşkla, ama en çok da çocuklarla ilgili. Hikâyelerde kendini bulman an meselesi…
Anlatım dili, sözcük seçimleri, olay örgülerinin gündelik hayatla ilişkisi, kahramanları ve mizahi ögeleri bakımından zihin açıcı, eğlenceli ve sıra dışı bir okuma deneyimi sunan Şipşak Hikâyeler, her yaştan okurun yaratıcılığını ve hayal gücünü harekete geçirecek bir etkiye sahip.
Unutmadan, şipşak hikâyeleri okurken ve dinlerken hayal kurmak serbest. Kim bilir, belki sen de bir şipşak hikâye yazarsın, belli mi olur?..
Hırsız
Eskiden hırsızlardan korkardım. Her gece dolaplarımı karıştırırlardı. Hemen başucu lambamı yaksam da hep geç kalmış olurdum, onları suçüstü yakalayamazdım. Uyandığımı anlayıp arkalarında iz bırakmadan kaçar giderlerdi. Babama anlatırdım anlatmasına, ama o da benimle alay ederdi. “Uydurma, hırsızlar bizde çalınacak bir şey olmadığını pekâlâ bilirler. Üstelik ben yanındayım, seni korumak için burada olduğumu unutuyorsun,” derdi bir orangutan gibi göğsüne vura vura.
Bir gece hırsızlardan biriyle karşılaşmayı başardım. Elim lambanın düğmesindeydi, geldiğini duyar duymaz ışığı açıp onu yakaladım. En az benim kadar korkmuştu. Pijama yerine iskelet kostümümü giydiğimi belirteyim de neden korktuğunu anlayın. “Dinleyin,” dedim hırsıza, “burada size göre bir şey yok, ama babamın odasına giderseniz orada bir cüzdan bulacaksınız. Cüzdan babamın yastığının altında.”
Hırsız önce sersemlemiş bir ifadeyle bana baksa da sonradan sözümü dinlemeye karar verdi. Gerçi odamdan ayrılmadan önce masamdaki kumbaramı almayı ihmal etmedi, ama bu çok umurumda değildi, nasılsa içinde tek kuruş yoktu. Kumbaramda çiğnenmiş cikletlerimi ve kurumuş sümük toplarımı biriktirmeyi hep daha çok sevmişimdir. Hırsız arkasını döner dönmez pencereye koştum ve duvarıma dayadığı merdiveni birkaç santim yerinden oynattım, sonra da gidip babama ne yaptığına baktım. Gözümü anahtar deliğine dayayıp gösteriyi seyretmeye koyuldum. Babam ellerini havaya kaldırmış, jöle gibi titriyordu. Dişlerinin korkunç bir biçimde takırdadığını çok net duyuyordum.
“Cüzdanını uzat!” diye emretti hırsız. “Sakın uyanıklık edeyim deme, yastığının altında olduğunu biliyorum.” Babam uslu uslu cüzdanını çıkarıp hırsıza uzattı. Var gücümle odama koşup yatağıma gömüldüm. İki saniye sonra hırsızın pencereden çıkmak için yanımdan geçtiğini gördüm. Korkudan ölüyormuş numarama devam ettim. Bacağını pencereden dışarı attı, ayağını merdivenin bir basamağına koydu ve paldır küldür aşağı düşüverdi. Hemen panjurları kapattım ve yatağıma geri döndüm. Sanırım hayatımda hiç o geceki kadar iyi uyumamıştım. O günden beri, tuhaftır, hırsızlardan hiç korkmuyorum. Ama babamın ödü patlıyor. En ufak bir ses duyar duymaz yataktan fırlıyor ve bütün gece gözünü kırpmıyor. İyi günlerimde odamda yatmasına izin veriyorum. Ama yerde.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çocuk Kitapları Roman (Yabancı)
- Kitap AdıŞipşak Hikâyeler - 2 Anlatsam, İnanır Mısın?
- Sayfa Sayısı80
- YazarBernard Friot
- ISBN9789944699624
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
- YayıneviTudem Yayınevi /
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Arsenyev’in Yaşamı ~ İvan Bunin
Arsenyev’in Yaşamı
İvan Bunin
Kimi ve neyi seversek sevelim bu aşkın içinde sevdiğini sonsuza kadar yitirme korkusunun verdiği bir acı vardır. Rus bozkırlarında kaygısız geçen çocukluk yılları, Arsenyev’in...
- Mahallede Kaybolma Diye ~ Patrick Modiano
Mahallede Kaybolma Diye
Patrick Modiano
Yazar Jean Daragane, Paris karmaşasını ardında bırakıp inzivaya çekildiği bir hayat yaşar. İnsanlardan mümkün olduğunca uzak durduğu, nadiren dışarı çıktığı bir düzen kurmuştur kendine....
- Labirent: Ölümcül Kaçış ~ James Dashner
Labirent: Ölümcül Kaçış
James Dashner
Thomas bir asansörde uyandığında hatırlayabildiği tek şey ismidir. Ailesini, evini veya oraya nasıl geldiğini anımsamamaktadır. Zihni bomboştur. Asansörün kapıları açıldığında Thomas kendini Kayran isimli,...