“İleride şöyle olacaksınız, böyle olacaksınız.”
Biz ne olacağız ilerde? İleri denilen yer nerede? Bunu bilmek için şifreyi bilmek gerek. Ama kimse bize şifreyi söylemiyor işte.
Levo, kitapta yazılanları okuyor, ama aklı almıyor; okuduğunu anlamakta güçlük çekiyor. Tembel ya da kalın kafalı değil; sadece uygun koşullara sahip olamayan bir çocuk. Okulda öğrendiklerinin, okulun kendisinden istediği şeylerle hiç örtüşmediğini düşünüyor. Yalnız da değil; Levo’yla aynı kaderi paylaşan mahalleden başka çocuklar da var. Sınıfın en arka sıralarına oturtulan, hor görülen, dalga geçilen, değişsin diye okula yollanan…
İleride çocukları kendileri gibi olmasın diye hayalleri uğruna, ait oldukları topraklardan ülkenin en batısına, İzmir’in küçük bir kasabasına yerleşen Diyarbakırlı ailelerin çocukları onlar. Levo ve dostları, uyum sağlamaya çalıştıkları bu yeni dünyada âdeta çıkmaz bir sokağa sapmış gibiler. Ama hayat onlardan cesur adımlar bekliyor. Başka bir dilin içine doğan fakat bambaşka bir dille büyümeye ve çevrelerini anlamlandırmaya çalışan bu çocukların, sınıf arkadaşlarıyla eşit olabilmeleri için önce içlerindeki yarayı iyileştirmeleri ve hayata başkalarının değil, kendi pencerelerinden bakmayı öğrenmeleri gerekiyor. Bunun da tek yolu okumaktan, anlamaktan ve anlatmaktan geçiyor…
Özgün hikâyeleri ve çarpıcı karakter tiplemeleriyle çocuk ve gençlik edebiyatımıza pek çok sorun odaklı eser kazandıran Miyase Sertbarut’tun Sınıfta Kalanlar Okul Açtılar isimli romanı, eğitim sistemimizdeki fırsat eşitsizliğine dem vururken, eğitim ve öğretimdeki iyi ve kötü örnekleri kıyaslayarak birbirinden farklı çocukların iç dünyalarına ayna tutuyor.
Yunus Nadi Ödüllü karikatürist Hicabi Demirci’nin resimleriyle canlanan bu etkileyici kitap, güvercinlerini ninelerine emanet ederek evinden kilometrelerce uzakta yaşamak zorunda bırakılan bütün çocuklara küçük de olsa bir umut ışığı yakıyor.
Bölümler
Siz Bizim Gibi Olmayacaksınız!……………………..7
Büyük Hayaller…………………………………………………….10
Şifreli Konuşmalar………………………………………………17
Veli Toplantısına Kim Gidecek?……………………24
Celo Kalın Kafalı mı?…………………………………………31
Karne Günü …………………………………………………………..41
Yarasalı Okul…………………………………………………………57
Futbol Maçı……………………………………………………………72
İçimizdeki Renkler……………………………………………. 90
Bana bu kitabı yazdıran ülkemin çocuklarına ve
Barbiana öğrencilerine sevgiyle
1. Bölüm
SİZ BİZİM GİBİ OLMAYACAKSINIZ!
Burada da güvercinler var. Kanat seslerini duyuyorum, aynı ses; bizim eski avlumuzdaki gibi, bizim eski çatımızdaki gibi. Başımı kaldırıp bakıyorum. Aynı yelpaze kuyruk, aynı beyazlık, aynı gri. Birlikte havalanıp birlikte iniyorlar, parçalanıp yeniden birleşen bulutlar gibi. Onlar buğday peşinde, bizim de halimiz öyle. Babam diyor ki: “Ekmeğimizin peşinden geldik bu yere.” Benim adım Levent ama kimse böyle söylemez. Mahallede Levo, okulda ‘çaycının oğlu’yum. Arkadaşlarım Levo diye seslendiğinde hoşuma gider, çünkü yakınlıktır, sıcaklıktır. Ama seslenişlerdeki farkı bilirim, annemin Levo deyişi ile okul müdürünün Levo’su arasında uçurum vardır. Bazen küfür gibi olsa da, bazen dalga geçilse de Levo benim adımdır; onu sahiplenirim.
Adlarımız kısaltılıp sevimli hale getirilse de biz şımartılmadan büyüyen çocuklardık. Oğlum büyüyünce şu olacak, kızım büyüyünce bu olacak yoktu çevremizde. Başka bir şey vardı: “Siz bizim gibi olmayacaksınız!” Babam kasabanın okuluna kaydımı yaptırıyordu. Burada dördüncü sınıftan devam edecektim. İlk üçü geride bırakmıştım, Diyarbakır’da. “Oğlanın adı ne?” dedi masada oturan adam. Kaşları çatık, sesi azarlar gibi ve sanki biz masanın karşısında değilmişiz de taaa bahçedeymişiz gibi yüksek sesle. Bizden önceki kadına böyle sormamıştı.
“Oğlunuzun adı nedir?” demişti gülümseyerek. Sen ve siz arasındaki farkı anladım, bizimle onlar arasındaki farkı o gün aklıma yazdım. Masadaki isimlikte acayip harflerle müdür yardımcısı yazıyordu. Yardımcısı böyle sertse müdür kim bilir nasıldı? Top peşinde koşmadan da insanın sırtının nasıl terlediğini işte o odada anladım. Babam fark etmemişti iki soru arasındaki başkalığı. Belki alışmıştı, belki de umursamıyordu, belki de dalgındı, belki de yoksulluğun ‘susan insan’ anlamına geldiğini sanıyordu. “Levo,” dedi. “Oğlumun adı Levo Cangüven.”
Adam dik dik baktı babama, kafasını bir o yana bir bu yana çevirdi. “Levo ne demek? Levent mi demek istiyorsun? Nerde nasıl konuşacağınızı öğrenemediniz gitti!” Babam utanmıştı. Elindeki belgeleri evirip çevirdi. Beni gösterdi. “Biz bilemesek de bu çocuk öğrenecek sayenizde.” Evet, öğrenecektim; ilk dersimi o gün almıştım, kimlere ‘siz’ denir, kimlere ‘sen’; kimlere gülümsenir, kimlere çıkışılır o gün öğrendim ben. İçimde öfke vardı, beni ne yana savuracağını bilemediğim bir öfke. Belki de geride bıraktıklarımı özlediğim için öfkeliydim. O uzak suları, toprakları, ağaç gölgelerini terk edip neden buraya gelmiştik?
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Çocuk Kitapları Roman (Yerli)
- Kitap AdıSınıfta Kalanlar Okul Açtılar
- Sayfa Sayısı96
- YazarMiyase Sertbarut
- ISBN9786059493017
- Boyutlar, Kapak13,5x19,5, Karton Kapak
- YayıneviTudem Yayınevi /
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Kıyamet – Şeytanın Ordusu ~ Zafer Avşar
Kıyamet – Şeytanın Ordusu
Zafer Avşar
MUHTEŞEM BİR KIYAMET DESTANI… İYİYLE KÖTÜNÜN SAVAŞINI HİÇ BÖYLE OKUMADINIZ… Yeryüzünün dört bucağındaki ulusları Gog’la Magog’u saptırmak, savaş için bir araya toplamak üzere zindandan...
- Lahitteki Sır – Kızıl Kule ~ Bekir Sert
Lahitteki Sır – Kızıl Kule
Bekir Sert
“Her varlık bir gün ölür ama kimilerinin ismi çağlar boyunca hatırlanır. Ölümsüzlüğün kapısına hoşgeldin Kayra” Birden bire gelişen sürpriz olaylarla hayatı değişen Kayra’nın Ejder...
- Düş Kırıklıkları ~ Dila Emral Aydın
Düş Kırıklıkları
Dila Emral Aydın
“Aradığınız kişiye ulaşılamıyor lütfen daha sonra yeniden arayınız.” “Bu nasıl bir şey ya, bu nasıl bir kaygısızlık?” diye yeniden söylenmeye başladı; bir yandan da...