Bilge Karasu’nun 50’li ve 60’lı yıllarda, özellikle Frederico Garcia Lorca’da yoğunlaşarak yedi şairden, İngilizce ve İspanyolca iki dilden yaptığı ve çeşitli dergi ve gazetelerde yayımladığı şiir çevirileri, araştırmacı Tunç Tayanç’ın emeği sayesinde ilk defa bu kitapta bir araya geliyor. Okur ve araştırmacıların, büyük bir dil ustasının şiir çevirisi konusundaki yaklaşımını daha iyi değerlendirebilmeleri için şiirlerin orijinalleri de kitaba eklendi.
İÇİNDEKİLER
Sunuş Tunç Tayanç
Gustavo Adolfo Bécquer
Rimas
Rima
Federico García Lorca
Uykuda Gezenin Türküsü
Romance Sonámbulo
Kayıt Düşürün
Poema Memento
Lola Kız
La Lola
Uzanmış Bir Kadına Kaside
Casida de la mujer tendida
Nişanlanma
Desposorio
Gül Kasidesi
Casida de la Rosa
Acı Köke Gazel
Gacela de la raiz amarga
De Profundis
De Profundis
Küçük Ölümün Türküsü
Canción de la muerte pequeña
Ağıt
Casida del Llanto
Ağıt-Kaside
İşeyen Kalabalığın Görünümü
Paisaje de la multitud que orina
(Nocturno de Battery Place)
Yalnızlık Şiiri
Poema de la soleá
Kaçış Gazeli
Gacela de la Huida
Karanlık Güvercinler Kasidesi
Casida de las Palomas Oscuras
Kuba’lı Zencilerin Türküsü
El poeta Llega a la Habana. Son de Negros en Cuba
Ezra Pound
Resim
The Picture
Jacopo del Sellaio Üzerine
Of Jacopo Del Sellaio
Mezar Yazıtları
Epitaphs
Irmak Boyu Tüccarının Karısı: Bir Mektup
The River Merchant’s Wife: A Letter
Wıllıam Shakespeare
Kral V. Henry, 4. Perde, 3. Sahne.
Bir Savaş Sabahı Demeci
King V, Act IV, Scene III, The English Camp
T. S. Elıot
Oruç Çarşambası
Ash Wednesday
B[alachandra]. Rajan
Eksiksiz Ülke
A Perfect Country
Srınıvas Rayaprol
Hummadan Ölen
The Man Who Died of a Fever
“Yunan Güldestesi” Epigramlarından Dört Mezar Yazıtı
Four Epitaphs from the “Greek Anthology”
***
Sunuş – Tunç Tayanç s. 11-16
Bilge Karasu’nun”şiir çevirileri”, Bilge Karasu’nun imzasını taşıyan bütün çevirileri, özgün dildeki metinlerle birlikte vermeye yönelik çok daha kapsamlı bir çalışmanın sadece”şiir çevirileri”ni içeren parçasını oluşturmaktadır.
İtiraf edeyim: Internet diye bir şey olmasaydı böylesine bir işe girişmeyi aklımdan bile geçiremezdim. Burada birkaç cümleye sığdırılmaya çalışılan sürecin nasıl zaman ve emek tükettiğini sözcüklerle anlatmanın zor olduğunu düşünüyorum: Önce aranan şiir, öykü, deneme, her neyse özgün adını bulmaya/kestirmeye çalışacaksınız, doğruysa sorun yok, kısa sürede buldunuz demektir; yanlışsa, hele söz konusu olan İngilizce, Fransızca, İspanyolca ve İtalyancadan oluşan dört dil ise, işiniz iş… Hele bir de Türkçe çeviride”dizgi hatası” da varsa – ki, 1950’li yılların ortasından, yaklaşık 60 yıl öncesinden başlayan bir süreçten ve o günlerdeki”teknoloji”den söz etmekteyim. Tutturamazsanız, metinde geçen özel adlarla yazarın adını vb eşleştirmeler yaparak Internette gezinmeye başlamaktan başka çözüm kalmıyor.
Sözü uzatmanın gereği yok: İki yıla yakın süren yorucu bir süreç sonunda ortaya çıkan ürün –şimdilik sadece şiirlerle sınırlı olsa da– artık gün ışığında, her türlü eleştiriye/katkıya açık.
Değindiğim süreçte,”şiir çevirileri” konusunda değerli katkılarını esirgemeyenleri de burada anmak isterim: Cevat Çapan, Yenilik’te yayımlanan (Ağustos 1955) Ezra Pound çevirilerinin hangilerini Bilge Karasu’nun yaptığı bilgisini iletmekte hiç zaman yitirmedi. Arkadaşım Candan Göksenin, The Atlantic Monthly’de yayımlandığını öğrendiğim ama ulaşamadığım özgün metinleri kitaba ekleyebilmeme ABD’ den katkıda bulundu; Onur Kaya da Milli Kütüphane’de zaman geçirdi. Faruk Eczacıbaşı, Vatan’ın San’at Yaprağı’nı bulabilme umuduyla yaptığım ricaya kayıtsız kalmadı ve Şakir Eczacıbaşı’nın kitapları/dosyaları arasında olup olmadığına baktırma inceliğini gösterdi. Oğuz Onaran, elinde bulunan, daktiloya çekilmiş bir tomar Lorca çevirisini getirdi; içlerinde”Kuba’lı Zencilerin Türküsü” de vardı. Dipnot Yayınları’nın editörü Emirali Türkmen, taramaları Ünal Kendirci’nin yapmasına olanak sağladı; o da metinlerin büyük bölümünü özenle tarayıp bana görece az iş bıraktı.
Hareket noktası, neredeyse Bilge Karasu üzerine yazan herkesin de bir hareket noktası olarak aldığı bir kaynakça: Cemal Güzel’in hazırladığı”Bilge Karasu Kaynakçası”.[1] Gerçi Cemal Güzel, söz konusu kaynakçayı nasıl hazırladığını belirtmemişse de, özellikle süreli yayınlarda yayımlanan yazıların künye bilgilerinin yeterince verilememiş olmasından ötürü”Kaynakça”da yer alan bütün kitapları ve yazıları elinden geçir(e)mediği düşünülmektedir; yanılıyorsam, kendisinden peşin peşin özür dilerim. Cemal Güzel’in”Kaynakça”sının biraz daha güncelleştirilmişini de Cem İleri’nin kitabında bulmak mümkündür: Yazının da Yırtılıverdiği Yer. Bir Bilge Karasu Okuması.[2] Öte yandan, internet ortamında da Hacettepe Üniversitesi Felsefe Bölümü’nün web sayfasında bir”Bilge Karasu Kaynakçası” yer almaktadır.[3]
Söz konusu kaynakçalar hazırlanırken, yer verilen kaynakların tamamının (ya da tama yakınının) görüldüğü/elle tutulduğu düşünülmemektedir. Bu nedenle de, ilerde sadece çevirilerle ilgili olarak değinilecek olan birtakım eksiklikler, daha da önemlisi biri tarafından yapılan ve diğerleri tarafından da yinelenen hatalar da bulunmaktadır.[4] Elinizdeki çalışmanın öncekilere göre”özgün” olduğunu düşündüğüm yanlarından biri de budur: Burada yer alan bütün metinler tek tek görülmüştür.
Daha önce de belirtildiği üzere,”iz sürme süreci”, ister istemez, yayımlanmış çevirilerle sınırlanma durumunda kalmıştır. Bir başka sınırlama daha söz konusudur: Bilge Karasu’nun”çeviren” olarak adının yer almadığı çeviriler. Özellikle Akis, Forum vb. süreli yayınlarda Bilge Karasu’nun yaptığı ama imzasını atmadığı birtakım çeviriler olduğu yazılanlardan anlaşılmaktadır.
Bu iki sınırlama dışında, belki biraz iddialı olacak ama, Bilge Karasu imzasını taşıyan şiir çevirilerinin neredeyse tamamına ulaşıldığı ve kapsandığı düşünülmektedir. Cümledeki”neredeyse”, ne olur ne olmaz diye konmuş bir”ihtiyat payı”dır. Yerli ve yabancı birçok yazarın ölümünden yıllarca sonra yazdıklarının ortaya çıka(rıla)bildiği göz önüne alınacak olursa, böyle bir”ihtiyat payı”nın hoş görülmesi gerekmektedir. Bilge Karasu’nun sıkça yazılarını/çevirilerini yayımlayan süreli yayınların yanı sıra, hiç akla gelmeyecek süreli yayınlarda da ürünlerinin zaman içinde ortaya çıkması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.
Önce de değinildiği üzere, çevirinin, yapılmış olduğu”özgün metin” ile ilişkilendirilmesinde farklı iki boyut söz konusu olmuştur. Birincisi, bütün çevirilerin yapıldığı özgün metinlere ulaşılmış ve gerek metin içinde, gerek kaynakçada gerekli ilişkiler kurulmuştur. İkincisi, Enis Batur’un yapmış olduğu öneri doğrultusunda”iki/çok dilli” bir metin ortaya çıkartabilmek amacıyla, çevirinin yapıldığı dildeki özgün metinlerle birlikte verilmiştir.
“Çeviren: Bilge Karasu”, genellikle 1950’li yılların ilk yarısında süreli yayınlarda görünür olmuştur. 1930’da doğduğu düşünülürse, 23 yaşında Lorca’dan yaptığı şiir çevirileriyle zamanın edebiyatla ilgili süreli yayınlarının önde gelenlerinden Seçilmiş Hikâyeler Dergisi’nde (SHD)[5] adını görmeye/göstermeye başlamıştır.[6] 1995’te öldüğü, ulaşılabilen son çevirisinin de Argos’ta (Aralık 1990) yayımlandığı düşünülecek olursa, 42 yıllık bir”serüven”dir söz konusu olan.
Şöyle düşünmek yanıltıcı olmayacaktır: Bilge Karasu, 1953 yılında, Federico Garcia Lorca’nın”Toplu Yapıtları”nı (Obras Completas de Federico Garcia Lorca) okumakta ve hoşuna giden şiirleri de çevirmektedir. Böylece Lorca’nın şiirleri birbiri peşi sıra Seçilmiş Hikâyeler Dergisi’nde”çeviren: Bilge Karasu” notuyla yayımlanmaya başlamıştır: İlk çevirdiği olmayabilir; ama ilk yayımlanan”Uykuda Gezenin Türküsü”dür. Seçilmiş Hikâyeler Dergisi, başta çizdiği”sadece öykü yayınlama” çizgisinden daha geniş bir yelpazeye dönüşürken 1957’de adını da Dost’a çevirmiştir. Yenilik’i, Yeditepe’yi, Yücel’i de unutmamak gerekir; elbette Türk Dili’ni de… Öte yandan, Demokrat Parti’nin giderek vaat ettiği demokrasiden uzaklaşma eğilimleri göstermesi karşısında yayınlanmaya başlanan Forum ve Akis de 1950’li yılların siyaset ağırlıklı olan ama sanat ve kültür yazılarına da yer ayıran süreli yayınları olmuştur. Bunlara, belki de”siyaset” ile”sanat ve kültür”ün arasında bir yerlerde konumlanan, önceleri”sanat ve kültür”e, zamanla da”siyaset”e ağırlık veren Pazar Postası’nı da eklemek gerekmektedir. Vatan gazetesinin yayınladığı Vatan’ın San’at Yaprağı7[7] da eklendiğinde, 1950’li yıllarda Bilge Karasu’nun çevirilerinin yer aldığı süreli yayınlar büyük ölçüde tamamlanmış olmaktadır.
Önce Federico Garcia Lorca’nın, İspanyolcadan çevirdiği dört şiiri, 1953 yılı içinde Seçilmiş Hikâyeler Dergisi’nde yayımlanırlar:”Uykuda Gezenin Türküsü”,”Kayıt Düşürün”,”Lola Kız”,”Nişanlanma”. Araya Yeditepe’de yayımlanan”Uzanmış Bir Kadına Kaside” sıkışır.
Forum ile birlikte Bilge Karasu’nun çevirileri de şiir, öykü ve romandan eleştiriye, sanat tarihine, felsefeye, bilime doğru bir evrilme gösterecek, bu eğilim 1960’lı yıllarda daha da belirginleşecek, özellikle ilk”göz ağrısı” olan şiir çevirilerine neredeyse hiç rastlanmayacaktır.
Bilge Karasu’nun”şiir çevirileri”nin yedi şairden yaptığı çevirilerle sınırlı kaldığı görülmekle birlikte, birer şiirini çevirdiği Gustavo Adolfo Bécquer, Shakespeare, T. S. Eliot, Balachandra Rajan ile Srinivas Rayaprol, hatta birkaç şiirini çevirmiş olduğu Ezra Pound da bir yana bırakılacak olursa, şiir çevirmeye ayırdığı zamanın, verdiği emeğin büyük bölümünün Federico Garcia Lorca üzerinde yoğunlaştığı açıktır. Gerçi, 1950’li yılların edebiyatla ilgili süreli yayınları tarandığında, o yıllarda Lorca’nın şiirlerine”özel” bir ilgi olduğu da gözlemlenmektedir; Lorca çevirilerinin altında birçok tanınmış imzaya rastlamak olasıdır.[8] Aynı gözlem, bir ölçüde, Ezra Pound ile T. S. Eliot için de geçerlidir.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat Şiir
- Kitap AdıŞiir Çevirileri
- Sayfa Sayısı116
- YazarBilge Karasu
- ISBN9789753429474
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviMetis Yayınları / 2014
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Tuzlu Fıstık ~ Sertap Yar
Tuzlu Fıstık
Sertap Yar
BİR KADIN AĞLIYOR AYNADA! Hatırı sayılır tarçın kokulu gecelerin rengi vardı teninde. Ellerinde ise kırmızı güllerin izleri.Yitik bir aşk bakışlarında tuzla buz olmuş sanki....
- Dağ ~ Murathan Mungan
Dağ
Murathan Mungan
Dağ Murathan Mungan´ın 2005 ile 2007 arasında seçilmiş bir bağlam ve akraba izlekler çevresinde yazdığı 72 adet şiirden oluşuyor. Mungan´ın bir önceki şiir kitabı...
- Kemik İnadı ~ Asuman Susam
Kemik İnadı
Asuman Susam
amaçsızlığını seviyorum sokakların her şey içimizden geçiyor Kemik İnadı, her şeyden önce çağına hayretle tanıklık etmek zorunda kalan bir insanın şiiri sürdürme kararlılığı. Tanıklıkla...