Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Seyir Defterleri
Seyir Defterleri

Seyir Defterleri

Kristof Kolomb

Kristof Kolomb (1451-1506): Marco Polo’nun anlattığı zenginliklere ulaşabilmek için Pierre d’Ailly, Toscanelli, Ptolemaios gibi birçok kişinin çalışmalarından da yararlanan ünlü kâşif, batıya doğru gitmek…

Kristof Kolomb (1451-1506): Marco Polo’nun anlattığı zenginliklere ulaşabilmek için Pierre d’Ailly, Toscanelli, Ptolemaios gibi birçok kişinin çalışmalarından da yararlanan ünlü kâşif, batıya doğru gitmek suretiyle doğuya ulaşmayı hedefledi. Sunduğu keşif projesi Portekiz kralı tarafından reddedildi, sonunda bunu Kastilya Krallığı’nın genişlemesi için bir fırsat olarak gören Kral Fernando ve Kraliçe Isabel’in desteğiyle dört keşif gezisine çıktı. Hint ülkelerini değil ama Amerika’yı buldu. Bu dört yolculuğun hikâyesi Seyir Defterleri’nde bir araya gelmektedir. İlk yolculukta Kolomb’un tuttuğu notlar Bartolemé de las Casas’ın kaleminden çıkan bir özet halinde günümüze ulaşmıştır. İkinci yolculuğa dair bilgiler Kolomb’un Antonio de Torres’e gönderdiği bir mektuptan, üçüncü ve dördüncü yolculukların ana hatları da kral ve kraliçeye yazdığı mektuplardan edinilmiştir.

Sait Maden (1931-2013): Şair, çevirmen, fotoğrafçı, ressam ve grafik tasarımcısı. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi mezunudur. Kitap ve dergi kapağı, tiyatro dekoru, sinema afişi tasarımlarının yanında, logo, ambalaj ve etiket tasarımlarıyla da bilinir. Bir süre gazetecilik yaptıktan sonra kendi atölyesini kurdu. Grafik Sanatçıları Derneği’nin kurucularındandır. 1950 yılında Varlık dergisinin düzenlediği çeviri yarışmasından Baudelaire’den yaptığı “Moesta et Errabunda”çevirisiyle birinci oldu. Lorca, Neruda, Aragon, Paz, Mayakovski, Eluard, Saint-John Perse’nin şiirlerini Türkçeye kazandırdı. 1996’da Çekirdek Yayınları’nı kurdu. Maden’in tüm çalışmalarında, birbirini tamamlayan iki ayrı ilham kaynağının, edebiyat ve grafik sanatının izleri sürülebilir.

*

BİRİNCİ YOLCULUK 

(1492-1493)

 

Bu yolculuk Amiral Don Kristof Kolomb’un Hint ülkelerini keşfederken izlediği yol ve bu yöndeki ilk yolculuğudur. Öykünün Katolik Krallar’a gönderilen önsöz dışında tümü özetlenmiş ve olduğu gibi buraya aktarılmıştır. Şöyle başlar:

In Nomine Domini Nostri Jhesu Christi1

Pek Hristiyan ve pek yüce, pek saygın ve pek kudretli hükümdarlar, İspanya’nın ve deniz adalarının kral ve kraliçesi, efendilerimiz.

Bu 1492 yılında siz yüce efendilerimiz Avrupa’yı egemenlikleri altına alan Mağriplilere karşı sürdürülen savaşı iyi bir sonuca ulaştırdınız, pek ünlü Granada kentinde sona erdirdiniz. Aynı yılın Ocak ayında siz yüce efendilerimizin krallık bayraklarının söz konusu kentin kalesi olan Elhamra’nın kulelerinde yükseldiğini gördüm. Ayrıca siz yüce efendimizle hükümdar efendimizin güzel ellerinden öpmek için Mağrip kralının kent kapılarına çıkışında hazır bulundum. Bunun ardından yine Ocak ayı içinde siz yüce efendimize Hint ülkesi ve Büyük Hakan denilen bir hükümdarla ilgili bir yazı sundum (“büyük hakan” bizim halk dilindeki “krallar kralı” demektir; kendisi tıpkı öncelleri gibi birçok kez Roma’ya haber salmış, kutsal dinimizi öğrenmek için bilginler istemişti. Ama kutsal peder, birçok kişi putlara taptığı ve çürük inanışları benimsediği için yok oluşa doğru gittiğinden buna yanaşmamıştı). Siz yüce efendimiz Katolik Hristiyan oluşları nedeniyle, kutsal dinimize ve onun savunmasına gönül vermeleri, Muhammed inanışına ve her türlü zındıklıkla putperestliğe düşman olmaları nedeniyle beni, ben Kristof Kolomb’u adı geçen hükümdarlarla ülkelerini ziyaret edip durumlarını ve bütün başka ayrıntıları incelemek ve onları kutsal dinimize döndürmek için kullanılması uygun düşecek yöntemi araştırayım diye oralara göndermeye karar verdiler. Karadan doğuya doğru gitmememi, bunun alışılmış bir yol olduğunu, ama bugüne değin kesin tek bir bilgi edinemediğimiz, bunun da hiç kimsenin gitmemiş olduğunu gösterdiği batı yolunu tutmamı buyurdular; yine o Ocak ayında, beyliklerinizden ve topraklarınızdan bütün Yahudileri sürdükten sonra yeterli sayıda gemiyle adı geçen Hint ülkelerine gitmemi istediler.

Yüce efendimiz bu amaçla bana çok büyük ödüller verdiler; bundan böyle bana “don” denilerek Okyanus’un Büyük Amirali, bulup ele geçirebileceğim ve daha sonraları bulunup ele geçirilecek bütün karalara ve adalara kral naibi ve değişmez vali olmamla, ayrıca aynı sanları kuşaktan kuşağa sonsuza dek geçerli olmak üzere oğluma da aktarma hakkını vermekle beni pek onurlandırdılar.

Böylece 1492 yılı Mayıs ayının 12’sine rastlayan bir Cumartesi günü Granada kentinden yola çıktım. Palos kentine gittim. Denize bakan bir limandır burası. Böyle bir girişime elverişli üç gemi donattım orada. Aynı yılın 3 Ağustos’unda, bir Cuma günü, yeterli yiyecek ve bir hayli adamla gündoğumundan yarım saat önce denize açıldım.

Önce adı geçen Okyanus’ta siz yüce efendimizin elçisi olarak kendimi o yörelerin hükümdarlarına takdim etmek ve böylece görevimi yerine getirmek için aralıksız yol almayı

düşündüm. Yine bu amaçla bütün bu yolculuğun öyküsünü dakikası dakikasına, günü gününe yazmaya ve ileride görüleceği üzere yapacağım, göreceğim, karşılaşacağım ne varsa hepsini kâğıda dökmeye karar verdim.

Ayrıca hükümdar efendilerimiz, gündüzleri olan şeyleri geceleyin, gece olan şeyleri de gündüz yazmak dışında başka bir şeyi daha, yeni bir deniz haritası geliştirmeyi de düşündüm. Okyanus’taki bütün karalarla denizleri, en doğru konumları ve yollarıyla bu harita üzerinde belirtmeyi amaçlıyorum. Bundan başka, her şeyi aynı yoldan, ekvator çizgisinden enlem çizgilerine, batıdan boylam çizgilerine oranlayıp çizimlerle göstereceğim bir kitap hazırlayacağım. Özellikle uykuyu unutmam ve yolculuğun bütün girdi çıktısını yakından gözetlemem gerekiyor. Çünkü muvaffak olmak için gereken bu, ayrıca önemsiz bir çalışma da sa-yılmaz.

3 Ağustos, Cuma 1492’nin 3 Ağustos Cuma günü sabahın saat sekizinde Saltes’teki kum setinden2 yola çıktık. Açıktan esen sert rüzgârla güney yönünde gün batıncaya dek ilerledik ve altmış mil yaptık. Altmış mil on beş fersah3 ediyor. Sonra da güneybatıya ve Kanarya Adaları’nın yolu olan güneybatının çeyrek güneyine yöneldik.

4 Ağustos, Cumartesi Güneyin çeyrek güneybatısı yönünde ilerlediler.

5 Ağustos, Pazar Gündüz ve gece boyunca aynı yönde kırk fersahlık yol aldılar.

6 Ağustos, Pazartesi Martín Alonso Pinzón’un bindiği Pinta karavelasının dümeni ya yerinden kurtuldu ya da yuvasından çıktı. Olay Gomes Rascón adında biri ve karavela…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur