Bildiği doğruları konuşan, konuştukça nefsini doğrultan, doğruldukça doğruları çoğaltmaya çalışan fertler, bu fertlerden oluşan güzide bir toplum olabilmek için sana, bana, hepimize görevler düşüyor. Birbirimize hatırlatma ve uyarmakla mükellefiz. Bu düşünceler ile kaleme alınmış bu kitabı siz dostlarımız ile paylaşmak istedim. Nedense seccadelerimiz ıslanmıyor, hayatımızı, yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı sorgulayamıyoruz. Hatalarımızı eskiltmeye çalışıp, doğruları bulmaya yeterince gayret etmiyoruz. Dünya için çalışmaya dalmışken, yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olmayı aklımızdan çıkartıyoruz. Güzellikler ve doğruluklar paylaşıldıkça dağılmaya ve artmaya devam eder, necis ve yanlış işleruyarıldıkça ve üzerine gidildikçe yok olur. Ben de bildiğim doğruları şiir tadı ile sizlere aktarmaya gayret ettim. Rabbim hepimize bildiklerimizle amel etmeyi ve bilmediklerimizi öğrenmeyiş, konuştuklarımızı önce nefsimize daha sonra da ihtiyacı olan dostlarımızın hayatında yaşamayı nasip etsin.
SECCADEM ISLANMIYOR
Huzuruna gelip, tekbir aldığımda,
Bel büküp, secdeye vardığımda,
Kıraat edip, dualara daldığımda,
Bende bir eksik var, seccadem ıslanmıyor.
İşimin en yoğun ânında,
Namazların, vakitlerin en son zamanında,
Uğraşlar tüm vaktimi aldığında,
Secdelere vardığımda, seccadem ıslanmıyor.
Her türlü işi üzerime alıp,
Dünyalık işlerin içine dalıp,
Tüm eğlencelere vakit ayırıp,
Karşına geldiğimde, seccadem ıslanmıyor.
Tüm hatalarımı bir bir bilip,
Nasılsa vakit var, daha sonra, deyip,
Vakitleri sıkışırsa biraz erteleyip,
Namaza durup tekbir aldığımda, seccadem ıslanmıyor.
Hatamı eksiğimi, nasıl itiraf edeyim,
Sen affetmezsen ben nereye gideyim,
Dertlerimi sıkıntımı kime diyeyim?!
Kendimi hesaba çektiğimde, seccadem ıslanmıyor.
25/06/2010
“Dua ve yalvarış tek çarem,
Günahsız yanına gelmek gayem,
Resulün sancağı benim himayem,”
KÜÇÜK BİR KARIŞ
Emekleyerek başlıyor bu zor yarış,
Güzel bir ömür geçirmekle bitiyor varış,
Ömrüne bakarsan, küçük bir karış,
Her sıkıntının çözümü, tek bir yalvarış.
“Ömür” denen oyun, kısa bir süre,
Nerde hata yaptık, haydi söylesene!
Bitmez sandığın gün, an gibi süre,
Nasıl hesap veririm, haydi söylesene!
Aklımı bazen yoldaş edindim,
Her şeyi bilmiyormuş, er geç öğrendim!
Yardım ve dua ile, nefsimi yendim,
Rabb’im beni kabul et, huzuruna geldim.
Dua ve yalvarış tek çarem,
Günahsız yanına gelmek gayem,
Resulün sancağı benim himayem,
Temiz bir kul olmak, benim son gayem.
10/07/2010
“Söyle, anlat, yaz, çiz, nakşet ve sonra,
Ellerini başının arasına al ve düşün,
Ateşim güzel, altlarından ırmaklar akan,
Cennet bahçelerimi, karar senin.”
AMAN SÖYLEMEYİN DOSTLAR!
Aman ha söylemeyin, ağzınızı sıkı tutun, kilitleyin!
Gözleriniz bile sizi ele vermesin!
Sizde olan hazineyi, kuytularda, gece karanlıklarında gizleyin.
Hiç kimsenin duyamayacağı, bilemeyeceği yerlerde gizleyin.
Yaptıklarınızı, iyiliklerinizi, güzelliklerinizi, hayırlarınızı,
Harcamayın, heba etmeyin, iflasa uğramayın.
İçinizi kemiren nefsinize fırsat vermeyin.
Bir çuval hasadı, bir kıvılcıma teslim etmeyin.
Ben şunu yaptım, ben bunu yaptım.
Ben gönlü zenginim, ben hayrı severim.
Ben böyle yazarım, ben böyle söylerim.
Ben yoksulu doyurur, ben… ben, ben… derim.
Yok dostum yok, saklamadın ya.
Hazine herkes bilsin istedin ya.
Herkes görsün, söylesin dedin ya.
Ben olmaya çalıştın ya, bitti!
Bir damla su idin, şimdi toprak olacaksın.
Sana bunları vereni unuttun.
Alkışlar duymak, adını duyurmak istedin.
Herkes parmakla göstersin istedin.
Şimdi onlar ne oldu? Senin gibi toprak!
Herkes hak ettiği yeri buldu.
Sadece Sonsuz Adalet Sahibi’nin elindeyiz,
Verdiği hesabı bekliyoruz.
İçindekini, elindekini, dilindekini,
Ben olmadan, sadece kâtip olarak, hatip olarak,
Duyurmak mı istiyorsun?
İçinde seni kavuran koru dışarı vurmak mı istiyorsun?…
Faydalanmak ve faydalandırmak mı istiyorsun?
Çorbada bir parça tuzum da benim olsun mu istiyorsun?
Durma, al kalemi eline, çek Besmele’ni ve bekle,
Parmakların ne yazıyorsa, dök kâğıtlara.
Duyur tüm insanlara, sen nasılsa bir hiçsin ya,
Sadece bir kâtipsin ya,
Seni yaratanı ve akıl vereni biliyorsun ya,
İsmin Ahmet olmuş Mehmet olmuş, ne fark eder?!
O zaman herkes, asıl kalem ve hüküm sahibini bilsin,
Yazanı değil yazdıranı, söyleyeni değil söyleteni.
Yapanı değil yaptıranı, göğsünün arasında kalp taşıyan
Akıl sahibi herkes bilsin.
Söyle, anlat, yaz, çiz, nakşet ve sonra,
Ellerini başının arasına al ve düşün.
Ateşi mi güzel, altlarından ırmaklar akan
Cennet bahçeleri mi?
Karar senin.
07/2007
EDEP VE ADAP
Kurallar bize nereden geliyor?
Nasıl yaşayacağımızı kim söylüyor?
Bizi yaratanı kim dinliyor?
Bu güzel kuralları kimler biliyor?
Selam vermek, davete icabet,
Öğüt vermek, rahmet dilemek,
Ziyaret etmek, cenazesine gitmek,
Üzerimizde hakkımızı bilmek.
Güler yüzlü olursan,
Kusurları korursan,
Ahlakını bulursan,
Doğru yolu bulursun, tüm insanlığa örnek olursun.
08/2008
GIYBET VE HASET
Gıybet yaparak, yakıyoruz tüm hasatı.
Israrla devam ediyoruz, bekliyoruz vuslatı.
Yalan ve dolanla bazen süslüyoruz sözleri.
Benzetme, abartma ile kandırıyoruz bizleri.
Elbet güzel olan şey, güzelce söylenmeli
Tebrik ve takdirler her zaman yücelmeli.
Vaktimizi hasetle geçirdiğimiz an,
Elbette kalmaz güzelliklere zaman.
Haydi hep birlikte, hakkı söyleyelim!
Allah’ın arzında doğruları belleyelim.
Sanma bu devran hep lafla döner.
Elbette söylenen sözler aleyhine döner.
Tatlı bir hayatı hep beraber yaşayalım.
Hayır ve güzel ile Yaradan’a varalım
“Seccadem Islanmıyor” için 2 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) İslam Şiir
- Kitap AdıSeccadem Islanmıyor
- Sayfa Sayısı88
- YazarSadettin Turhan
- ISBN9944995535
- Boyutlar, Kapak13,5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviELİT YAYINLARI / 2010
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Mavi Çizgili Atkım ~ Emrah Özdemir
Mavi Çizgili Atkım
Emrah Özdemir
Ne zaman bir bütün oldu yıllardır içimde biriktirdiğim sözcükler bilemiyorum ama bildiğim bir şey var. Hiç üşenmeden, hiç sıkılmadan her zaman büyük bir hevesle...
- Tanrılar İstedi Savaşı ~ Mehmet Yaldız
Tanrılar İstedi Savaşı
Mehmet Yaldız
Önsöz’den… Şiir, şiir yazanın kendini anlatması olduğu kadar okuyanın da kendini okuması, bir bakıma kendini anlaması,araması ve bulma çabasıdır. İşte,bu nedenle de yalan götürmez....
- Sokağın Zulası ~ Ahmet Ümit
Sokağın Zulası
Ahmet Ümit
Sokağın Zulası, Ahmet Ümit’in şiir dilinde okunuşudur. Gün gelir anımsar bizi bu sokaklar. Dar kaldırımların gölgelerimizi özleyeceği tutar. Ağaçların gövdelerindeki o eski yara depreşir....
http://www.facebook.com/home.php#!/video/video.php?v=170861289642996&comments
çok güzel bir kitap, Namaz şiirlerini sevdim.