Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Scarlet ve Ivy 6 / Son Sır
Scarlet ve Ivy 6 / Son Sır

Scarlet ve Ivy 6 / Son Sır

Sophie Cleverly

Son Sır Scarlet and Ivy serisinin altıncı ve son kitabı. Scarlet ve Ivy tatilden sonra okula döndüklerinde okulun tehlikede olduğunu çabucak anlarlar. İkizlerin hayatta…

Son Sır Scarlet and Ivy serisinin altıncı ve son kitabı. Scarlet ve Ivy tatilden sonra okula döndüklerinde okulun tehlikede olduğunu çabucak anlarlar. İkizlerin hayatta kalma şansları varsa, geçmiş ve şimdiki düşmanlarıyla yüzleşmeleri gerekecek. Rookwood’daki son sır, onu alt eden sır olabilir mi? Yoksa Scarlet ve Ivy onu kurtarmak için ipuçlarının ve kırmızı ringaların izlerini zamanında çözebilecekler mi? Scarlet ve Ivy serisininheyecan verici finalini okumaya hazır mısınız?

*

BÖLÜM BİR 

IVY

Son sır babamızın çalışma masasının alt çekmecesindeydi.

Noel tatili için babamızın bizi eve çağırması sürpriz olmuştu. En son eve gittiğimizde üvey annemiz hiçbir şekilde evlerine adım atmamızı istemediğini söylemişti ama babamız o soğuk aralık ayında Rookwood Okulu’nun yeni müdiresini arayıp Phoebe Teyze’nin yerine, bizi kendisinin alacağını söylemişti.

İkizim Scarlet’le beraber babamızın arabasından indik. Soğukta ejderhalar gibi ağzımızdan buhar çıkartarak evimize baktık.

Parlak taşlardan ve sazlıktan yapılmış mükemmel çatısıyla masal evlerine benziyordu. Phoebe Teyze’nin yerleri çamurla kaplı ve tozlu paltolar asılı eviyle karşılaştırılınca burası yaşamak için değil de güzelliğini izlemek için yapılmış gibiydi. Eve bakarken içim buz kesiyordu. Demir bir kapı el değmemiş çimenlere açılıyordu. Bu çimenlerde valizlerimle oturduğumuz günü hatırladım. Scarlet Rookwood’a gitmeyi, bense Phoebe Teyze’ye gitmeyi bekliyordum. O günün üzerinden sanki bin yıl geçmişti. Duvara sarılmış ve buz tutmuş güller çok güzel görünseler de solmaya ve renkleri koyulaşmaya başlamıştı. Dikenleri de çok sivri görünüyordu.

Mevsimlerin bu kadar hızlı değişmesi ilginçti. Cadılar Bayramı’nda yaşadığımız korkunç gün, sonbahar yapraklarının üzerinde yürüyerek Guy Fawkes gecesi ateşine doğru gidişimiz daha dün yaşanmış gibiydi. Şimdi Noel’e sadece iki gün kalmıştı ve bir daha hiç görmeyeceğimizi düşündüğümüz evimizdeydik.

Babam valizlerimizi ön kapıya götürürken kendi kendine bir şeyler minldanıyordu. Scarlet’le birbirimize gergin bakışlar atarak onu takip ettik. İçeride neyle karşılaşacağımızı merak ediyorduk. Üvey annemizin babamızın onun isteğini göz ard) edip bizi eve getirmesinden hoşlanmayacağına emindim.

Babamız kapıyı açıp bizi içeri soktu ve evin, içinde hiç kimse yokmuş gibi soğuk ve sessiz olduğunu fark ettik

Scarlet “Edith nerede?” diye sordu.

Babamız valizleri yere bırakıp kapıya yaslandı. Nefes ne fese kalmıştı. “Ah, şey… Herhalde alışverişe gitmiştir,” dedi

Bu pek mantıklı bir cevap değildi. Yakınlarda alışveriş yapabileceği bir dükkân yoktu ve araba bizdeydi yani arabayla da alışverişe gitmiş olamazdı. Peki nasıl gidecekti? Eğer babamız onu alışverişe bırakıp orada unutmadıysa bu pek mümkün değildi.

Oturma odasına ve mutfağa baktım ama ikisinde de şöminelerdeki küllerden başka bir şey yoktu. Köşede bir Noel ağacı duruyordu. Üzerinde gösterişli ama ucuz süsler vardı ve altına hediye paketi yapılmış kutular konmuştu. Şöminenin üzerine çoraplar asılmıştı ama sadece üç çorap vardı ve üzerlerinde üvey kardeşlerimiz Harry, Joseph ve John’un isimleri işlenmişti. “Peki oğlanlar?” diye sordum. Bize tuzak kurarak üzerimize bir şeyler atmalarını bekliyordum. “Onlar nerede?”

Babamız gözlerini eliyle kapadı. Pek iyi görünmüyordu. Cildi garip bir renk almıştı. “Herhalde… herhalde dışarıda oynuyorlardır.” Başını salladı ve bizi holde bırakıp gitti.

Çok garipti. Öğleden sonranın kalan kısmını ısınmak için kıyafetlerimizi üst üste giyerek eski odamızda geçirdik.

Scarlet zıplayarak ve ellerine hava üfleyerek ısınmaya çalışıyordu. “Sence bu yıl güzel bir hediye alma şansımız var mı?” diye sordu.

Kafamı iki yana salladım. “Büyük ihtimalle yine çoraptır.” İkizim ayaklarına baktı ve “Şu anda fazladan bir çift çorap beni mutlu eder,” dedi.

Akşam olurken bir gürültü ve alt kattan gelen ayak sesleri duyduk. Herhalde üvey annemiz ve oğulları gelmişti. Kafamı okuduğum kitaptan kaldırınca Scarlet’in yüzündeki ifadeyi gördüm. Benim gibi onlarla ilk karşılaşmamızın nasıl olacağını hayal ediyordu.

Bir süre sonra Harry’in aşağıdan “İkizler! Yemek!” diye bağırdığını duydum.

Scarlet odadan bir hışımla çıktı. “Biliyor musun? Bizim isimlerimiz var,” diye bağırdı. İsteksizce kitabımı bıraktım ve Scarlet’i takip edip aşağı indim. Kendimi üvey annemizle yaşayacağımız karşılaşmaya hazırlamıştım. Üvey annemizin bizi görür görmez evden atacağına emindim.

Ama içeri girdiğimizde bizi neredeyse görmezden gelince çok şaşırdım. Gözlerini kıstığını görebiliyordum ama hiçbir şey söylemedi. Sadece bize normal bir şekilde turta ve püre ile doldurulmuş tabaklar verdi. “Hadi başlayın,” dedi ve bize masayı gösterip arkasını döndü.

Rahatlamıştım bir oh çektim. Belki de işler bizim düşündüğümüz kadar kötü gitmeyecekti. Mutfakta ateş çıtırdiyordu ve ortam biraz ısınmaya başlamıştı.

Üvey annemizin bizi hemen evden atmasını engelleyen sihir her neyse bunu bozmamak için sessizce yemeğimizi yedik. Oğlanların ağzı ise hiç kapanmıyordu (arada bir ağızlarını yemek içinde de açıyorlardı). Sonunda babamız geldi ve Edith ona tabağını vermek için ayağa fırladı.

Sadece babamızla konuşurken kullandığı sesle “Buyur canım,” dedi. “Bu tabak senin. Bizi bıraktığın için teşekkür ederiz.”

Babamız şaşkın bir şekilde bakarak “Ha,” dedi. “Evet. Teşekkür ederim.” Tabağını alıp masaya koydu ve yemeğe başladı.

Babamız da Phoebe Teyze gibi dalgın mı olmuştu, diye düşündüm. Dalgınlığı artmış gibiydi. Eğer üvey annemiz yalan söylemiyorsa onları bir yere bıraktığını unutmuştu. Bu düşünceleri aklımdan çıkarıp fena olmayan yemeğimin keyfini çıkarmaya çalıştım.

Yemek bitince oğlanlar hemen koşup gitti. Yan odadaki Noel ağacının yanına gittiklerini ve hediyeleri salladıklarını duyabiliyordum.

Babamız tabağından başını kaldırdı. “Kızlar,” deyince hiç ilgi görmeyi beklemediğim için şaşkınlıktan hafifçe yerimden zıpladım. “Bir şey buldum. Size göstermek istiyorum.” Çatahını ve bıçağını bırakıp ayağa kalktı. “Hadi gelin.”

Onu takip ettik. Tabaklarımızı bırakıp giderken Edith’in kaşlarının daha da çatıldığını gördüm. Bu beni gülümsetmişti. Babamız bizi götürmeseydi bize bulaşıkları yıkamamızı emretmek üzere olduğunu biliyordum.

Koridordan babamızın odasına doğru giderken Scarlet bana “Sence ne gösterecek?” diye fısıldadı.

“Hiçbir fikrim yok,” diye yanıtladım.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Scarlet ve Ivy 3 / Karanlıkta Dans ~ Sophie CleverlyScarlet ve Ivy 3 / Karanlıkta Dans

    Scarlet ve Ivy 3 / Karanlıkta Dans

    Sophie Cleverly

    İkiz kardeşler Scarlet ile Ivy, yeniden Rookwood Okulu’ndadırlar. Müdür Bay Bartholomew’un hapse girip yerine Bayan Knight’ın geçmesiyle okulda her şey yoluna girmiş gibi görünür....

  2. Scarlet ve Ivy 4 / Gölün Altındaki Işıklar ~ Sophie CleverlyScarlet ve Ivy 4 / Gölün Altındaki Işıklar

    Scarlet ve Ivy 4 / Gölün Altındaki Işıklar

    Sophie Cleverly

    Yerliler, sular altında kalan eski mezarlığa gömülü ruhların artık huzur içinde yatmadıklarını söylüyor. İkiz kardeşler Scarlet ve Ivy Gray, okul gezisine kaydolmak ve birkaç...

  3. Scarlet ve Ivy 2 / Duvardaki Fısıltılar ~ Sophie CleverlyScarlet ve Ivy 2 / Duvardaki Fısıltılar

    Scarlet ve Ivy 2 / Duvardaki Fısıltılar

    Sophie Cleverly

    Duvarlar konuşmaya başladığında, söyleyeceklerini duymazdan gelmek mantıksızdır. İkiz kardeşler Scarlet ve Ivy, kötü kalpli üvey annelerinin isteğiyle bir yıllığına Rookwood Okulu’na gönderilir. Bu tüyler...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Kum Adam ile Kaplumbağalar ~ Michael MorpurgoKum Adam ile Kaplumbağalar

    Kum Adam ile Kaplumbağalar

    Michael Morpurgo

    Yılbaşı tatilleri, bayramlar, doğum günleri sizin olsun. Benim için yılın en güzel günleri her zaman Treginnis’te, Rob amca ile Eleri yengenin çiftliğinde geçer.

  2. Clarissa ~ Stefan ZweigClarissa

    Clarissa

    Stefan Zweig

    Edebiyat tarihinin büyük isimlerinden Stefan Zweig, gözlemleri ve acı dolu geleceği öngören duyarlılığıyla 20. yüzyıl Avrupasına damgasını vurmuş bir aydındı. “Şimdi başka bir yüzyıldan...

  3. Yüreğe Söz Geçmiyor ~ Julia QuinnYüreğe Söz Geçmiyor

    Yüreğe Söz Geçmiyor

    Julia Quinn

    Kadere inanır mısınız? Peki ya kader bir gün yolunuzu aşkla keserse… Tutkuyu ilişkilerinizde hissederken aşktan korkup her şeyden vazgeçmek zorunda kalırsınız… Bazen imkansızlıklar geçicidir,...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur