“Dersim ile ilgili çok sayıda kitap bulunmasına rağmen, ben burada bir ilki gerçekleştirmeye çalıştım. Dersim’e ve o yıllara ait resmi yazışmalar üzerindeki gizliliğin kaldırılmasıyla birlikte, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ndeki belgelerden en geniş biçimde yararlandım. Dersim bir zamanlar gizli ama şimdi gün yüzüne çıkan belgeler ışığında tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriliyor.
Benim yapmaya çalıştığım, dönemin siyasal gerçeklerini öncesi ve sonrasıyla olduğu gibi ve çok yönlü yansıtmak, o gerçeklerle yüzleşmek. Gizliliği kaldırılan belgeler, Meclis’e yapılan başvurular ve yaşanmış öykülerle birlikte ortaya bir “belgesel roman” çıktı diyebilirim.
Bugüne kadar Dersim ile ilgili bilinenlerin yanı sıra, bilinmeyenlerin ağırlık taşımasına özen gösterdim. Özgün ve kaynak bir kitap olmasına çalıştım.
Kızların kaybolmadığı, bebeklerin süngülenmediği, insanların mağaralara sığınmak zorunda kalmadıkları, bombalanmadıkları, sürgüne gönderilmedikleri, özgür ve korkusuz yaşanan bir dünyayı bizden sonraki kuşaklara bırakabilecek miyiz?
Hep birlikte bu umudu paylaşmak istiyorum.”
Savrulanlar-Dersim 1937-1938 Hatta 1939, araştırmacı gazeteci Yalçın Doğan’dan yakın tarihimizin acılı sayfası Dersim’le ilgili pek çok gizli kalmış bilgiyi ve tanıklığı da içeren kapsamlı bir çalışma.
Önsöz 9
Yüzleşmek 13
BÖLÜM I: Bayar’ın ve Orbay’ın Evlatlıkları 15
Huzurevinde Bir Kız 23
Evlatlık mı, Kölelik mi 27
BÖLÜM II: Dik Yamaçlarda Kürt Yok 29
Vurur, Kırar, Parçalar 32
Gümüş Kapı, Sancılı Kapı 34
Bir Gerekçe: Gasp ve Soygunlar 37
Varsa Islahat, Yoksa Islahat 44
BÖLÜM III: Kardeşlerin Buruk Buluşması 45
Biz İleriyiz, Asimile Ederiz 50
Genelkurmayın Dersim’i 51
Tarih 1896, Yine Islahat 62
BÖLÜM IV: Seyit Rıza 73
Devlet Cephanesi Bize Helaldir 77
BÖLÜM V: Sıkıyönetimin Yeni Adı: Umumi Müfettişlikler 83
Sık Dişini Ömür Boyu 86
Eyvah, Kürt Nüfus Artıyor 90
Bir, İki, Üç Yetmez, Dört Olsun 93
Rapor Dizisi 97
Bu Sene “Ma” Yok 100
BÖLÜM VI: Türk Önde, Türk İleri 105
Ortam Tedibe Uygundur 107
1924 Anayasası 108
Yerde Spor, Gökte Spor 113
Şu Ünlü 141,142 115
150’liklere Af 115
Başbakan Bayar Kürsüde 118
Aynı Gün Dersim 120
1704’ten Bu Yana 124
BÖLÜM VII: Munzur’a Taş Atmak 126
Bir Şeker, Bir Keçe, Bir Lokma 130
Kadınlara Muayene 131
Seyit Rıza Devletle Buluşuyor 135
Ya Türkistan’a ya Suriye’ye 136
Bu Senin Baban Olsun 138
Devletin İyiliği Sizin İçindir 140
Bir Mektup ve İhanet ve Casusluk 142
Şair Bir Eylemci 148
BÖLÜM VIII: Köyümüz Zirüzeber Halde 152
Sürüldük Ey Halkım 154
Altmış Köy Yaktık Ama Yüz Otuz Dört 159
Şark İslahat Planı 161
İsyan ve İsyan 163
BÖLÜM IX: 1937 Tedibi 164
Kaç Fotoğrafçı Var 165
Kemal Paşalı Kabul Etmez 167
Tayın Kuvvetli Olsun 169
Türk’ün Kanatlı Amazonu 172
Tedipte Sıra Basında 174
Ama Dış Basın Var 177
Şükrü Kaya-Seyit Rıza Buluşması 177
Atatürk-İnönü, Sen ve Siz 180
Ali Fuat Cebesoy’dan Taktik 184
Sovyetler: Feodalizme Karşı Zafer 185
Teslim Ol 187
Seyit Rıza Kendi Geliyor 190
Başbakan İnönü: Ankara Sokakları Gibi 193
Sehpada Yedi Kişi 195
Kılıçdaroğlu’nun Çağlayangil Röportajı 202
Trende İnönü Gitti Bayar Geldi 208
BÖLÜM X: Gümüşpala’ya Kürt Merhemi 210
İstihbaratçı Görgü Tanığı 217
Şifrelerde 38 Savaşı 219
Yakılan Amutka Köyü’nde Sevinç 225
Bu Fırsat Kaçmaz 228
Zini Gediği İnsanlık Gediği 230
Çavuş Mehmet Ali Oradaydı 235
İki Tanık Daha 236
Son Emirler 237
BÖLÜM XI: Harp Hükümleri 240
Bir Günlük Bebek 242
BÖLÜM XII: Neden Hâlâ 1938 ve Hatta 1939 250
Dağ İnsanlarına Uygarlık 252
Zorunlu Seferden Dönüş 254
BÖLÜM XIII: Alevileri Unutmak Yok 257
Kemiklerini İstiyoruz 265
Unutulan Tuvalet 269
Türk-Kürt Kardeşiz 272
Müziği Koparmak 273
Kaynakça 277
Dizin 281
ÖNSÖZ
Dersim ile ilgili çok sayıda kitap var. Bunların bir bölümü doğrudan 1937-38 Dersim Tedibini, askeri harekâtı, bir bölümü de o sırada Türk ailelerine verilen evlatlık kızların hayatlarını anlatıyor.
O kızların dramı Nezahat Gündoğan yönetiminde İki Tutam Saç filminde dile getirildi. Ayrıca öyküleri Dersim’in Kayıp Kızları adı altında bir kitapta toplandı. Hepsi kendi içinde ayrı bir öykü, yürek parçalayan sahnelerle dolu. Hayat onlar için baştan sona dram.
O filmi yapan ve bu yönde çok uğraş veren Kâzım Gündoğan bu kitapta da bana çok yardım eden en önemli kişi. Kendisine nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Kitapta yer alan evlatlık kızların öyküleri, onlarla röportajlar doğrudan doğruya Kâzım Gündoğan’ın katkılarının sonucudur. Tıpkı ilk kez gün yüzüne çıkan Ragıp Gümüşpala’nın başından geçen tutsaklık ve devamındaki pek ender görülebilecek olayların aktarılması gibi. Kâzım Gündoğan ile hem belgeler üzerinde durduk, hem de sık sık bir araya gelerek görüş alışverişinde bulunduk. Gündoğan, bir anlamda bana danışmanlık yaptı.
Dersim ile ilgili çok sayıda kitap bulunmasına rağmen, ben burada bir ilki gerçekleştirmeye çalıştım. Dersim’e ve o yıllara ait resmi yazışmalar üzerindeki gizliliğin kaldırılmasıyla birlikte, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’nden yardım aldım. O nedenle Genel Müdür Uğur Ünal ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ederim.
Dersim Arşivi’ni içeren 1.389 belgeyi tek tek taradım. O belgelerin bazıları bazı kitaplarda var. Ben bu kitapta o belgelerden en geniş biçimde yararlandım. O belgelerin bir bölümünü olduğu gibi kitaba aktardım. Dersim bir zamanlar gizli ama şimdi gün yüzüne çıkan belgeler ışığında tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriliyor.
Belgelerden bazı örneklerin yer aldığı, 2012 yılında yayınlanan birkaç kitap dışında, Dersim’le ilgili gizliliği kaldırılan devlet belgeleri bir bütün halinde, ayrı bir kitapta toplanmış bulunuyor. Serap Yeşiltuna tarafından Devletin Dersim Arşivi başlığı ile yayınlanan kitap o belgeleri içeriyor. Yeşiltuna herhangi bir yorumda bulunmadan, o belgeleri orijinal haliyle kitabında topluyor. Bin yüz sayfayı aşan kitabın girişinde Dersim’de tedip öncesi ve sonrasında ne olup bittiğine ilişkin yirmi beş sayfalık bir özet var. Orijinal arşivi anlamaya kolaylık sağlayan bir özet.
Benim yapmaya çalıştığım, taradığım devlet arşivinden yola çıkarak dönemin siyasal gerçeklerini öncesi ve sonrasıyla olduğu gibi ve çok yönlü yansıtmak, o gerçeklerle yüzleşmek.
Gizliliği kaldırılan arşivin ötesinde, Meclis Dilekçe Komisyonu’ndan yararlandım. Bu komisyon Dersim’le ilgili bir Alt Komisyon oluşturdu. 2012 başından itibaren oraya insanlar başvurmaya başladı. O başvurular tasnif ediliyor. Ben onların bir bölümünden yararlandım. Daha önce yayınlanmamış o başvurular da ilk kez bu kitapta yer alıyor. Komisyon üyesi CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ile yardımcısı Kâmil Canbaz’a yardımlarından dolayı teşekkür ederim.
Bunun dışında dönemin Meclis tutanakları ile gazeteleri taradım.
Gizliliği kaldırılan belgeler, Meclis’e yapılan başvurular ve yaşanmış öykülerle birlikte ortaya bir “belgesel roman çıktı diyebilirim. Kitapta bazı bölümleri roman (öykü) üslubuyla, bazı bölümleri en katı gerçekler diliyle kaleme almaya çalıştım. Belli bir kronolojik sıra hem var, hem yok. özellikle insan öykülerini yerine göre vurgulamaya özen gösterdim.
İnsan öyküleri, Dersim’in Kayıp Kızları aslında Türkiye’ye özgü bir olay değil. Benzer uygulama Avustralya’nın Aborjinleri asimile etme, soylarını değiştirme politikasında görülüyor. Avustralya öyle ileri gitmiş ki, bu konuda bilimsel çalışmalar yapıp yaklaşık yedi kuşak sonra, bir çocuğun kanının temizlenebileceği kanaatine varmış.
Avustralya, Dersim’deki gibi, Aborjin kız çocuklarını toplayıp götürüyor, Avustralyalı beyaz ailelere veriyor ve onlarla evlendiriyor.
On yıl önce Çit diye bir film yapılıyor. Bu filmde iki Aborjin kız çocuğunun toplama kampından kaçma ve ailelerini bulma öyküsü anlatılıyor. Bu film yapıldıktan sonra yaşananlar, yok sayılan Aborjin meselesini Avustralya’nın gündemine getiriyor. Uzun tartışmalar sonrasında Avustralya devleti Aborjinlerden özür diliyor.
İki Tutam Saç filmini yapan Kâzım Gündoğan ve eşi Nezahat Gündoğan için Çit filmi esin kaynağı oluyor. Dersim’den öyküler toplamaya başlıyorlar. O öykülerden bazıları yayınladıkları filmde, bazıları bu kitapta var. O öykülerden bir değil, birkaç film çıkar.
Uzun yıllar kitap yazmadığım için değerli meslektaşım ve aramızdaki ciddi dünya görüş farkı saklı kalmak üzere, ki demek farklı siyasal görüşler dostluk kurulmasında, her zaman olmasa bile bazen önem taşımıyormuş, değerli dostum Taha Akyol beni yeni bir kitap yazmam konusunda ısrarla hep teşvik etti. 2012 Şubat ayında, kitap yazacağımı kendisine söylediğimde, “Nihayet, senin yeni bir kitap yazmanı bekleye bekleye saçlarım ağardı,” diyerek, bu yöndeki uyarılarını espriyle dile getirdi. Taha Akyol özellikle Meclis tutanaklarının bana ulaşması konusunda da yardım etti. Kendisine çok teşekkür ediyorum.
Gizliliği kaldırılan resmi belgeler, Meclis’e ulaşan ve o yıllara ilişkin gerçekleri başka yönden aktaran dilekçeler, Meclis tutanakları ve “Kayıp Kızlar”, röportajlar ortaya bu kitabı çıkardı.
Pek çok kitapta yayınlanan o döneme ilişkin çeşitli raporlara burada çok az yer verdim. Buna karşılık, 1937-38 Tedibini hazırlayan siyasal ortamın önemli kilometre taşları farklı bir perspektifle bu kitapta ele almıyor. Örneğin, 1924 Anayasası, 150’liklerin Affı ve Spor Yasası burada Dersim Tedibi açısından yorumlanıyor.
Seyit Rıza’nın idamım izleyenlerden biri de, o sırada memur olarak Elazığ’a gönderilen, 1960Tı, 70’li yılların ünlü Dışişleri Bakam İhsan Sabri Çağlayangil. Çağlayangil o güne ilişkin gözlemlerini iki yerde anlatıyor.
Biri anılan, ki ben burada onu Tanju Cılızoğlu’nun kaleme aldığı kitabından aktardım. İkincisi de, Dersim üzerine bir ara araştırmalar yapan, CHP Genel Başkam Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çağlayangil ile yaptığı röportaj. O röportajın bir bölümü bazı yerlerde yayınlandı. Ama, tamamı ilk kez bu kitapta yer alıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’na katkısından dolayı teşekkür ediyorum.
Bugüne kadar Dersim ile ilgili bilinenlerin yanı sıra, bilinmeyenlerin ağırlık taşımasına özen gösterdim. Özgün ve kaynak bir kitap olmasına çalıştım.
Varsa, hatalar elbette bana aittir.
Kızların kaybolmadığı, bebeklerin süngülenmediği, insanların mağaralara sığınmak zorunda kalmadıkları, bombalanmadıkları, sürgüne gönderilmedikleri, özgür ve korkusuz yaşanan bir dünyayı bizden sonraki kuşaklara bırakabilecek miyiz?
Hep birlikte bu umudu paylaşmak istiyorum.
Yalçın Doğan
Levent, Eylül 2012
YÜZLEŞMEK
Dersim’le ilgili pek çok kitaptan biri, 2012 Mayıs ayında yayınlanan Bir Dersim Hikâyesi.
Dersim’de yaşananların tanıklıklarını, duyumlarını, düşüncelerini içeren kitap “Murathan Mungan’ın Seçtiklerinden” oluşuyor. Mungan o kitabın önsözünde şöyle yazıyor:
“İyi edebiyat özcü değildir. Olguları öze, töze bağlamaz. Olup bitenler için bir ırkı, bir ulusu, bir halkı suçlamaz. Süreci belgeleyip anlamlandırır. Bu nedenle elinizdeki kitabın bir edebiyat kitabı olduğu unutulmamalıdır. Edebiyat kin tazelemek için değil, hafıza tazelemek için yapılır.
İyi edebiyat insanlara gerçekleri algılama, hakikatleri üstlenme, sorumluluk alma, gerçeğe dayanma gücü kazandırmak ister.
Kırımları, kıyımları, katliamları halklar yapmaz, zihniyetler yapar. Barbar olan iktidarlar ve onun kurumlandır. (…)
Bu nedenle mücadele edilmesi gereken halklar, uluslar değil, zihniyetlerdir. İyi edebiyat bunu bilir, bunu gösterir.” (Bir Dersim Hikâyesi, Murathan Mungan, Metis Yayınları, 2012, s. 12)
Mungan çok iyi ifade etmiş. Gerçi, elinizdeki bir edebiyat kitabı değil ama, edebiyata yatkın bölümler içeriyor.
Asıl önemli olan, Mungan’ın altını çizdiği “zihniyet”. Yüzleşilmesi gereken o. Ve o zihniyet her iktidar döneminde değişik biçimlerde karşımıza çıkıyor. Dönem yaşanırken yapılan eleştiriler, o dönemin zihniyetiyle hesaplaşmaktan başka bir şey değil.
Mungan’ın söylemiyle, edebiyat gibi, yüzleşmek de, kin tazelemek için değil, hafıza tazelemek için yapılmalı. Bir daha aynı acıların yaşanmasını önlemek adına.
Ben sizi hafıza tazelemeye, yüzleşmeye davet ediyorum.
BÖLÜM I
BAYAR’IN VE ORBAY’IN EVLATLIKLARI
Saray aşağıya, Saray yukarıya. Emine’nin adı artık Saray’dı. Başbakan Celal Bayar’ın evine besleme olarak verildiğinden beri, o artık Saray’dı.
Emine 1938’de 15-16 yaşlarında genç bir Kürt kızı. Yanında iki amca çocuğu var; askerler Dersim’in Aşkirik Köyü’nü kuşatıyor, kadınlar ve çocuklar amcalarıyla kaçmaya çalışıyor. Askerler kadınları ve çocukları yakalıyor. Emine’nin amcası Rıza mağarada saklanıyor. Asker yakalayınca, çocuklardan küçük olanı amcasına sesleniyor, büyük olan uyarıyor: “Sesini çıkarma, amcamı öldürürler.”
Dördüncü Umumi Müfettiş Vekili Fuat Baturay’ın 6 Ekim 1938’de Dahiliye Vekâleti’ne 2017/4152 şifre numarasıyla çektiği telgrafta, “sekiz kadın ve dört çocuğun diri olarak ele geçirildiği” yazıyor.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Araştırma/İnceleme Hatırat Kültürel Tarih Önemli Olaylar Siyasal Tarih Sosyal Tarih Tarih Türk-Osmanlı
- Kitap AdıSavrulanlar: Dersim 1937 - 38 Hatta 1939
- Sayfa Sayısı288
- YazarYalçın Doğan
- ISBN9786055340797
- Boyutlar, Kapak14x20 cm, Karton Kapak
- YayıneviKırmızı Kedi / 2012