Dünyanın gelmiş geçmiş en kapsamlı kültür fenomeni olan şamanlık birçok yerde pratikten çıkmış, mana ve şekli değişmiş, diğer kültürel olgularla birleşmiş, sentezlenmiş ancak hiçbir yerde ve hiçbir zaman tamamen yok olup gitmemiştir.
Orta Asya, Kafkaslar ve Sibirya Türklerinin topraklarının işgalinden sonra daha çok Sibirya’da varlığını koruyan şamanlığa karşı önce Ortodoks Hristiyanlık ve Lamaizm, daha sonra ise o zamanki yönetim savaş açtıysa da son darbeyi Sovyet siyasi rejimi indirdi. Şamanlara karşı takınılan sert tutumun tek sebebi Çarlık Rusya’sının, özellikle de Sovyetler Birliği’nin Türk kimliğini yok etme siyasetiydi. Türk varlığına karşı savaşın başarılı olması da şamanları yok etmek, şamanlığı belleklerden silmek, Hristiyanlaştırmak, Ruslaştırmakla mümkün idi. Ancak yok edilen yalnızca şamanlar oldu, şamanlıksa (şamanizm) Sovyetlerin çöküşüne kadar varlığını sürdürebildi. Bugün ise yeni bir aşamaya geçti.
Geleneksel şamanın son haykırışlarının işitildiği XX. yüzyılın 90’lı yıllarında dünyanın siyasi haritası değişti; çöken komünist rejimin baskılarından kurtulan Sibirya Türkleri millî kimliklerinin, geleneklerinin ve eski dinlerinin inşasına şamanlığı yeniden inşa etmekle başladılar.
Tüm dünyada olduğu gibi XX. yüzyılın sonlarında ve XXI. yüzyılın başında Sibirya Türk şaman geleneğinin canlanması, yeniden aktifleşmesi ve modern koşullara adapte olması süreci başladı. Neo-şamanik kültürleri inceleyen bilim adamları (folklorcular, antropologlar, etnologlar, psikologlar, nörofizyologlar vb.) konuyla ilgili çeşitli araştırmalar yaptılar.
Büyük şamanların işlevlerini yerine getirenler yeniden ortaya çıktılar; ancak eski şaman folklorunu, mitolojisini, ritüellerini büyük ölçüde unuttuklarından yeni bir yapılanma içine girdiler; Yeni Çağ’a uyum sağlamak için “neo-şamanlık” diye adlandırılan olgunun çok sayıda unsurunu da benimsemiş oldular.
Bu kitap, canlanmakta olan Sibirya Türk neo-şamanlığının oluşum sürecini, Amerika, Afrika ve Avrupa’nın neo-şamanik kurumlarından farklı taraflarını, kendine özgü felsefesini, inanç sistemini, aksiolojisini, pratik ve teorik yönlerini ele almıştır.
İÇİNDEKİLER
Ön Söz…………………………………………………………………………………………… 11
BİRİNCİ KISIM
NEO-ŞAMANLIK VEYA BUNALIMDAN KURTULUŞA
1. BÖLÜM: KAVRAMSAL BAĞLAMDA NEO-ŞAMANLIK VEYA
TERİMİN TANIM ALANI ………………………………………………………………… 15
1.1. Neo-Şamanlığın Ortaya Çıkış Nedenleri veya Kısa Giriş …………… 15
1.2. Neo-Şamanlığın Serüveni veya Kısa Tarihçe……………………………… 20
2. BÖLÜM: NEO-ŞAMANLIĞIN TEORİK ALT YAPISI VEYA
BAZI TARTIŞMALI NOKTALAR ………………………………………………………. 34
3. BÖLÜM: GELENEKSEL ŞAMANLIKLA NEO-ŞAMANLIĞIN
AYRIŞMA NOKTALARI…………………………………………………………………… 43
4. BÖLÜM: ŞEHİR ŞAMANLIĞI VEYA ŞAMANLIĞIN TAŞINMASI……… 54
5. BÖLÜM: NEO-ŞAMANLIĞIN FELSEFESİ VEYA SEZGİSEL İÇGÖRÜ….67
5.1. Şamanlığın Felsefesi veya Şaman Ezoterizmi ……………………………. 67
5.2. Küresel Fenomenolojik Durumu Kabüllenme ve Sonuç Yerine……. 81
İKİNCİ KISIM
SİBİRYA TÜRK GELENEKSEL ŞAMANLIĞINDAN
NEO-ŞAMANLIĞA GEÇİŞ VEYA GELENEĞİN İNŞASI
1. BÖLÜM: GELENEKSEL ŞAMANIN GÖREVİ VEYA
TOPLUMSAL SORUMLULUK …………………………………………………………. 85
1.1. Kısa Açıklama veya Genelleştirilmiş Şamanizm Kavramına
Eleştirel Bakış ……………………………………………………………………………. 85
1.2. Görev ve Yükümlülük veya Toplumsal Sorumluluk …………………… 86
2. BÖLÜM: ŞAMAN ARAŞTIRMALARI SERÜVENİ VEYA
NEO-ŞAMANLIĞIN TEMEL BİLEŞENLERİ……………………………………….. 95
3. BÖLÜM: GELENEKTEN MODERNLİĞE AK VE KARA ŞAMANLAR
VEYA ŞAMANLARIN KATEGORİZE EDİLMESİ………………………………. 110
4. BÖLÜM: YENİ BİR ŞAMANLIK GELENEĞİ VEYA
BATI NEO-ŞAMAN KAVRAMINDAN FARKLI BİR YORUM …………….. 119
4.1. Sibirya Türk Neo-Şamanlığı veya Özgün bir Yaklaşım …………….. 119
4.2. Neo-Şamanlık Kongreleri, Kurultayları veya Şaman Etkinlikleri… 126
5. BÖLÜM: NEO-ŞAMANLIKTA DİNÎ HAREKETLER VEYA
ESKİ TÜRK DİNİ TANRICILIĞIN/TENGRİANİZM’İN İNŞASI …………. 134
5.1. Eski Türk Millî Dinine Dönüş veya Uyanış Başlamıştır …………… 134
5.2. Şaman Dini Adıyla Örgütlenme veya Neo-Şamanlığı
Dine Çevirme Çabaları ………………………………………………………………. 141
6. BÖLÜM: SİBİRYA TÜRK NEO-ŞAMANLARI VEYA
ŞAMANLIĞIN CANLANDIRILMASI……………………………………………….. 147
6.1. Özgün Bir Türk Neo-Şamanlığı veya Şamanların İslam ve
Hristiyanlık Bağlamında Modifikasyonu……………………………………….. 147
6.2. Şaman Teknikleri ve Aksesuarlarının Modifikasyonu veya
Değişen Dinî Konjonktürde Şaman ……………………………………………… 162
6.3. Bir Soruya İki Cevap ve Sonuç ……………………………………………… 166
ÜÇÜNCÜ KISIM
ŞAMANLIĞI YOK ETME POLİTİKASI VEYA ŞAMANLIĞA KARŞI
AÇIK VE GİZLİ MÜCADELE
1. BÖLÜM: SOVYET YÖNETİMİNE KADARKİ ANTİŞAMAN
TUTUM VEYA TOPLUMSAL DEVŞİRME SİYASETİ ………………………… 171
1.1. Üçüncü Kısmın Değerlendirilmesi ……………………………………….. 171
1.2. Antişamanlık veya Şamanlığı Yok Etme Politikası……………………. 172
2. BÖLÜM: SOVYET DÖNEMİ POLİTİKASINDA ŞAMANLIK VEYA
ATEİST PROPAGANDADA ŞAMANA AYRILAN YER………………………. 183
3. BÖLÜM: ŞAMANLIK GELENEĞİNİN MAHVI VEYA
YOK EDİLME POLİTİKASINA KARŞI İSYANLAR…………………………….. 195
4. BÖLÜM: SAYAN-ALTAY TÜRKLERİNE SUNULAN YENİ
DİN VEYA ŞAMANLIĞIN İÇTEN TASFİYE SÜRECİ ……………………….. 204
4.1. Ak Dinin Ortaya Çıkma Sebepleri veya Lamaizm Yeni Donunda…..204
4.2. İlk Haberciler, Yeni Dinin Dogmatik Özellikleri veya
Beklenen Kurtarıcı …………………………………………………………………….. 207
5. BÖLÜM: ŞAMAN KÜLTÜNDEN UZAKLAŞMA ÇABALARI
VEYA ŞAMAN EKSENİNDE BURHANİZM……………………………………… 217
5.1. Suni Dinî Hareketler……………………………………………………………. 217
5.2. Şamanlarla Mücadeleden Çıkarılan Sonuçlar ………………………….. 220
GENEL SONUÇ VEYA SON SÖZ……………………………………………………. 225
THE SHAMAN’S LAST CRY OR TURKISH NEO-SHAMANITY…………. 228
ПОСЛЕДНИЙ КРИК ШАМАНА ИЛИ ТЮРКСКИЙ НЕОШАМАНИЗМ … 233
KAYNAKLAR ……………………………………………………………………………….. 238
DİZİN………………………………………………………………………………………….. 256
ÖN SÖZ
Değişen dünya konjonktüründe geleneksel, semavî ve felsefi dinler, inançlar, inançsal pratikler ile ilgili tutum ve bilimsel yaklaşım da değişmiştir. Dünyanın gelmiş geçmiş en kapsamlı kültür fenomeni olan şamanlık da birçok yerde pratikten çıkmış, mazmun ve şekli değişmiş, diğer kültürel olgularla birleşmiş, sentezlenmiş ancak hiçbir yerde ve hiçbir zaman tamamen yok olup gitmemiştir. Ne dinlerin baskıları ne siyasi yönetimler ne ideolojik yaklaşımlar ne teknolojik gelişmeler şamanlığı belleklerden silmeye yetmiştir. Şamanlığın bileşenleri bu veya diğer formda kültürün üst veya alt düzeyinde, direkt veya dolaylı, şekilde varlığını günümüze kadar taşıyabilmiş, yarınlara da götürmeyi düşünmüştür. Şamanlık klasik dönemini bitirse de geleneğin alt düzeyine itilse de her zaman insanların ilgi odağında olmuştur. XX. yüzyılın küreselleşen dünyasında, kültürlerin harmanlanmaya çalışıldığı, tek kutuplu dünya düzeyi oluşturulmaya doğru gidildiği bir zamanda, insanlığın bireysellikle başbaşa bırakıldığı, yapay zekâyla kuşatıldığı, yeni kurtuluş doktrinlerinin ortaya çıktığı, elektronik çağın başladığı bir devirde şamanlığa geri dönüş de başlamıştır. Bunalım yaşayan insanlık artık bilimin, ideolojik üst kurumların, New Age ve Wiccanlık (Vika) vb. hareketlerinin derde çare olmağının farkındadır. Diğer taraftan eski ideolojiler gibi yeni yapay dinlerin, yeni dünya düzeninin, mistik düşüncelerin de ölmek üzere olduğu aşikârdır. İnsanlık tüm bunların farkında olduğu içindir ki bir doğa dini niteliğinde olan ve bütün alanlarda -doğa ile toplum, insan ile Tanrı, evren ile dünya vs. arasındaki- harmoniyi gözetleyen şamanlığa geri dönüşü başlatmıştır. Her dönüş gibi bu dönüş de yeni bir algılama, yeni bir yaklaşımla izlenilir. Bu yenilik XX. yüzyılın 80’li yıllarında neo-şamanizm (neoshamanism) adı altında başladı. Türk kültüründe, biz buna şamanlığın yeniden diriltilmesi veya şamanlığın canlandırılması deriz. En tehlikeli olanı da neo-şamanlığın etnik, millî, coğrafi özellikleri sıfırlayıp yeni bir dünya şamanizmi oluşturmak gayreti içinde olmasıdır. Orta Asya, Kafkaslar ve Sibirya Türklerinin topraklarının işgalinden sonra daha çok Sibirya’da varlığını koruyan şamanlığa karşı önce Ortodoks Hristiyanlık ve Lamaizm, daha sonra ise o zamanki yönetim savaş açtıysa da son darbeyi Sovyet siyasi rejimi indirmiş oldu. Şamanlara karşı bu kadar sert tutum takınılmasının tek sebebi Çarlık Rusya’sının, özellikle de Sovyetler Birliği’nin Türk kimliğini yok etme siyasetiydi. Türk varlığına karşı savaşın başarılı olması da şamanları yok etmek, şamanlığı belleklerden silmek, Hristiyanlaştırmak, Ruslaştırmakla mümkün idi. Ancak yok edilen yalnız şamanlar oldu, şamanlıksa (şamanizm) Sovyetlerin çöküşüne kadar varlığını sürdürebildi. Bugün ise yeni bir aşamaya geçti. Geleneksel şamanın son haykırışlarının işitildiği XX. yüzyılın 90’lı yıllarında dünyanın siyasi haritası değişti; çöken komünist rejimin baskılarından kurtulan Sibirya Türkleri millî kimliklerinin, geleneklerinin ve eski dinlerinin inşasına şamanlığı yeniden inşa etmekle başladılar. Bu kitapta da şamanlıkla ilgili yayımlanan önceki kitaplarımızda olduğu gibi şaman, şamanlık terimleri kullanılmıştır. Şamanlık üzerine araştırma yapmayan bazı bilim adamları Türkçe kam/kamlık/kamizm kavramlarını neden kullanmadığımı soruyorlar. Cevap çok basittir; unutmayalım ki Sayan-Altay Türkleri kam/gam/ham ve kamlık derler, Yakut Türkleri oyun, Orta Asya Türkleri ise baksı/ bakşı, falbin, perihan derler. Buraya Eskimoların, Nentlerin, Kamçatkalıların, Buryatların, Moğolların, Korelilerin, Japonların, Afrika halklarının, Kızılderililerin vb. kullandığı terimleri de ilave etsek fenomenolojik bir olgu olan şamanlıktan söz etmek mümkün olmaz. Şamanlığı terim bağlamında “Babil Kulesi”ne çevirmeye ne lüzum var? Şamanlıkla ilgili önceki kitaplarımızda olduğu gibi bu kitap da Türk şamanlığını konu almaktadır. Kitabın yayın zahmetini üzerine alan ve kültürümüze, tarihimize, kimliğimize önem vermesiyle öne çıkan Ötüken Neşriyat’ın tüm çalışanlarına, başta Ertuğrul Alpay ve Ayşegül Büşra Paksoy olmak üzere teşekkürü borç bilirim.
BİRİNCİ KISIM
NEO-ŞAMANLIK VEYA BUNALIMDAN KURTULUŞA
1. BÖLÜM
KAVRAMSAL BAĞLAMDA NEO-ŞAMANLIK
VEYA TERİMİN TANIM ALANI
1.1. Neo-Şamanlığın Ortaya Çıkış Nedenleri veya
Kısa Giriş
XX. yüzyılın sonlarından kültürel alanda ve ilmî literatürde neo-şamanlık, deneysel şamanlık, temel şamanlık, post şamanlık adları ile bilinen yeni bir olgu ortaya çıktı. Oldukça farklı biçimlenme sonucunda oluşan bu yeni şamanlık fenomenolojisi, medeni dünyanın büyük bir kısmını etkisi altına aldı. Yeni şamanlık, geleneksel kültürlerinde şamanlık olan, ancak objektif ve sübjektif sebeplerden dolayı şamanlığın yok olduğu veya yok olmakta olduğu kültürlerde ortaya çıktığı gibi, şamanlıkla hiçbir bağlantısı olmayan veya bağlantısı kalmayan halklarda da görülmeye başladı. Birinciler, özellikle Türk, Buryat, Moğol, Kızılderili, Afrika ve Avustralya yerlileri arasında görülen ve kendi kültürel değerlerini ihya etmeye çaba gösterenlerdir. İkinciler, son dönemlere kadar şamanlık geleneğini yaşatan halklardan şaman tekniklerini, metotlarını, ritüellerini öğrenmekle şaman olanlardır. Buna diğer halkların geleneksel şamanlığının orijinal biçimlerini, şaman tekniklerini ve metotlarını kullanmakla oluşan neo-şamanizm denilir. Neo-şamanlık artık uygarlığın bir parçası hâline gelmiş küresel bir kültür fenomenine dönüşmüştür. Modern şamanlık Batı’da ve Sibirya’da, Amerika ve Afrika’da çeşitli düzeylerde ve farklı versiyonlarda temsil edilen uluslararası bir fenomen hâline gelmiştir. Yeni Çağ’da neo-şamanlık genel olarak psikolojik ve psikoterapötik çalışma yöntemlerini bir dizi şamanik metotlarla harmanlayarak manevi bunalımı ve fiziki ağrıları gidermeye çalışan ve farklı kültür ve inançlara sahip insanları birleştiren bir fenomen olup iki etmenle birbirine bağlıdır.
Birincisi eğitimli, farklı mistik akımları, büyüleri ve özellikle de şamanlığı öğrenen antropolog, yazar, psikolog, tıp doktoru vs. insanların kendilerini şaman olarak adlandırmasıdır. İkincisi, istisnasız olarak bu insanların hepsinin, ruhlar tarafından seçildiklerini söyleyerek şamanlığı bir öğretmenin, usta konumunda olan bir şamanın kılavuzluğunda deneyimlerden ve kitaplardan öğrenmelerdir. Oysa geleneksel şamanların kanısına göre şamanlık öğrenilmez verilir, şaman olunmaz, şaman doğulur. Doğal olarak neo-şamanları şartlı olarak bin yılların geleneğini bozup, yeni gelenek yaratanlar şeklinde adlandırmak doğru olacaktır. Neo-şamanlığın ortaya çıktığı XX. yüzyılın sonları ile XXI. yüzyılı “küreselleşme”, “dijitalleşme”, “bilimsel ve teknolojik ilerleme”, “yüksek teknolojiler çağı”, “elektronik çağ”, “nanoteknoloji asrı” terimleriyle karakterize etmek mümkündür. Bu olumlu çağrışımı olan ifadeler ne yazık ki kendisiyle beraber olumsuz tanımlamaları, örneğin “dünya görüşü gerilemesi”, “arkaikleştirme”, “erime, yok olma”, “ahlaki dejenerasyon”, “millî-manevi değerlerin yıpranması” vs. adı verilen süreçlerin başladığı gerçeğini de ortaya çıkarmıştır. Neo-şamanlık yeni biçimlenmedir, eski tasavvurların ve ritüellerin yeni bir yorumudur. Neo-şamanizm, New Age1 (Yeni Çağ) hareketinin bir çıkış, kurtuluş kodudur. Burada neo-şamanlığın postmodern kültürün açıklayıcı bir fenomeni olduğunu ve post-endüstriyel uygarlığın koşulları ve teknolojileri ile belirli bir simbiyoza2 giren arkaik dinî inançlardan ve kültlerden bir şeyler alarak ortaya çıktığını da hatırlatmak gerekir. Neo-şamanlık gibi New-Age (Yeni Çağ), neo-arkaik, neo-paganizm, neo-ezoterizm, yeni dinî hareketler adlarıyla bilinen tüm bu fenomenlerin neo/new (yeni) ön eki, modern ve hatta postmodern biçimlerin temelde orijinallerinden farklı olduğunu gösterir. O hâlde neo-şamanlık farklı bir yapılanma olup eski kültür olgularının en seçkin “iyi” unsurlarını kabul etmesi gibi anlaşılmalıdır. Bununla birlikte neo-şamanlığın gündeme gelmesine 1960’larda yaygın bir hâle gelen ve Batı dünyasında kurtuluş arayan New Age gibi yeni dinî akımlarla beraber dinsizliğin, Satanizmin ortaya çıkmasının da büyük katkısı olmuştur. The New Age (Yeni Çağ) hareketi, maddiyatçı Batı kültürüyle Doğu dinlerini, özellikle Hinduizm’i, Budizm’i, Taoizm’i ve şamanlığı sentezleyerek felsefe ve din karışımı yeni bir akım yarattı. Küresel sermaye, tek devlet ve tek din ideolojisinin çocuğu olan New Age, Yeni Çağ’ı dizayn etmekle aslında insanı tek Tanrı inancından uzaklaştırıp “Herkesin tanrısı kendisidir” düşüncesini aşılamakla görevlidir. Wicca3 uygulamaları veya neopaganizm de başka bir taraftan insan ırkını küresel gücün kölesi hâline getirme görevini üstlenmiştir. Aynı şekilde neo-şamanlık da geleneksel şamanik uygulamaların yeniden yorumlanmasına dayanan ve bazen kentsel alanlarda uygulanan bir senkretizm hâline geldi. Şöyle ki neo-şamanlık, Amerika’da, Meksika’da, Afrika’da, Avrupa’da olduğu gibi Yakutistan (Saha), Tuva, Hakasya ve Altay’daki Sibirya şaman okullarının, geleneklerinin, mistik ve ritüel deneyimlerin Yeni Çağ’da yeni bir yorumla birleştirerek biçimlenmesidir. Bir insanın kendisiyle uyum içinde olması, doğa ve kültürle olan kayıp bağlarının çoğunu yeniden inşa etmesi için bir yol bulma, sadece şamanistik dünya görüşünün değil, aynı zamanda modern insanın kişisel arayışının da temel unsurudur. Bu durumda neo-şamanlık bir ihtiyacın, bir gereksinimin sonunda ortaya çıkmıştır. İnsan kendi dünyasını bulmak için geçmişin saf olarak kabul ettiği manevi dünyasına retrospektif (geriye bakarak) bir yolculuk gerçekleştirir. Bu yolculukta o dönemlerin en etkili araçlarını modernize etmekle kendini bunalım yaşayan dünyadan kurtarmaya çalışır. Altay’da, Yakutistan’da şamanlığın tamamen kaybolmanın eşiğinde olduğu Sovyet dönemi sonrasında, Hristiyanlık ve Burhanizm hakkındaki fikirlerin de bulanık ve istikrarsız olduğu bir zamanda neo-şamanlık sahneye çıktı. Arkaik dinî inançların, ayrıca heterojen dinî bileşenlerin Sibirya karakterinin hayatta kalan kombinasyonu olduğu da vurgulanmalıdır. Tüm bu karmaşıklığın sonucunda geleneksel ritüeller Altay’da, Yakutistan’da neo-şamanlığın halk dini temeli adı altında oluşumunu sağlamış olur. Bileşenler sadece heterojen olanlar değildir, birleştirildiklerinde hatta bazen birbiriyle çelişen nesnelerdir. Bu olgu Sayan-Altay ve Yakut Türklerinin geleneksel dünya görüşüne bir bütün olarak uyan karmaşık bir yapının ortaya çıkmasına neden olur. Ancak Sibirya Türk neo-şamanlığının gele
….
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Araştırma/İnceleme Tarih
- Kitap AdıŞamanın Son Haykırışı - Türk Neo-Şamanlığı
- Sayfa Sayısı262
- YazarFuzuli Bayat
- ISBN9786254086670
- Boyutlar, Kapak13,5 cm x 21 cm, Karton Kapak
- YayıneviÖtüken Neşriyat / 2024