Her geçen gün hızlanan hayatlarımızda, bugün artık sakinliğe yer yok. Sükûnet modern dünyanın kuralları altında ezilen günlük yaşamımızın kurbanı oldu desek yeridir. Peki sakinlik kavramını, hayatı kolaylaştıran ve zenginleştiren bir kaynak olarak görmek mümkün değil midir?
Wilhelm Schmid, Sakin Olmak’ta işte bu sorunun cevabını tartışıyor. Yaşadığımız çağın hararetli ve telaşlı temposuna kapıldığımızdan beri sükûnet hayatımızdan çekildi. Sakin olmayı kolayca, kendiliğinden başaramıyoruz. Oysa modernlik insanları öylesine savuruyor ki, sükûnete duyulan özlem ve ihtiyaç büyüyor. Peki sakinliği nasıl geri kazanabiliriz? Onu bir erdem olarak görmek, hayata bakış açımızı nasıl genişletir? Sükûnette pratik bir yaşam yolu bulmak mümkün müdür? Sükûnete ermek, ancak yaşlanma sürecinde mi mümkündür? Yaşamla barışık olmak, dengede yaşamak, hayata şükran duygusuyla yaklaşmak, sakinliğin kazanımları olabilir mi?
Mutsuz Olmak ve Aşk adlı kitaplarıyla tanıdığımız felsefeci Wilhelm Schmid, Sakin Olmak’ta hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sakinlik kavramını ele alıyor ve onu doygun bir yaşamla ilişkilendiren önemli ipuçları veriyor.
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ……………………………………………………………………………………………………………………………………..7
BİRİNCİ BÖLÜM
YAŞAMIN MEVSİMLERİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER…………………………………17
İKİNCİ BÖLÜM
YAŞLILIĞIN VE YAŞLANMANIN HUSUSİYETLERİNE
ANLAYIŞ GÖSTERMEK ……………………………………………………………………………………………..25
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
YAŞAMI KOLAYLAŞTIRAN ALIŞKANLIKLAR……………………………………………35
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
HAZLARIN VE MUTLULUĞUN TADINA VARMAK …………………………………43
BEŞİNCİ BÖLÜM
AĞRILARLA VE MUTSUZLUKLA BAŞ ETMEK…………………………………………..53
ALTINCI BÖLÜM
YAKINLIK HİSSETMEK İÇİN TEMAS ………………………………………………………………61
YEDİNCİ BÖLÜM
BİR AĞA BAĞLI KALMAK İÇİN, SEVGİ VE ARKADAŞLIK………………..69
SEKİZİNCİ BÖLÜM
ŞEN VE SAKİN OLMAK İÇİN KENDİNİ DİNLEMEK……………………………..77
DOKUZUNCU BÖLÜM
ONUNLA BERABER YAŞAYABİLMEK İÇİN,
ÖLÜMLE İLİŞKİ KURMAK……………………………………………………………………………………….85
ONUNCU BÖLÜM
ÖLÜMDEN SONRA OLASI BİR YAŞAMA DAİR
DÜŞÜNCELER ………………………………………………………………………………………………………………….95
ÖNSÖZ
Başlangıçta beni hayrete düşüren bir olguydu sadece, uzun süre meşgul eden bir gözlemdi. Ellinci doğumgünüm yaklaşırken, beni düşündüren bu konu hakkında, yani yaşlanma üzerine ilk defa bir tebliğ sundum. Benden yaşlı insanlar gelip bana şöyle dediler: “Güzel bir tebliğdi, genç adam, fakat siz bütün bunları nereden bileceksiniz ki!” Gerçekten de düşüncelerim kendi yaşlanmama değil, anneminkine dayanıyordu. Onun bunu nasıl sakin yaşadığına hayranlık duyuyordum, birçoklarından bariz biçimde farklıydı, olabildiğince fazla şey öğrenmek için dikkatle izliyordum onu, ola ki günün birinde ihtiyaç duyabilirdim. Bu sakinliği nereden geliyordu? İleride bir gün ben böyle bir sükûnete nasıl erişebilirdim? O tebliğde, “ihtiyarlamaktan” söz edilmesiyle dalga geçmiştim: İhtiyar, yaşlının artırımlı ifadesi değil midir? Yani insanlar ihtiyar olmaktansa yaşlanmayı mı tercih eder? 60’ıma geldiğimde kendimi “ihtiyar” olarak tanımlamayacağımı beyan etmiştim kabara kabara, “yaşlı” olmanın bana yeteceğini söylemiştim. Zaten yaşlanmayla nasıl baş edileceği meselesi,pek yakında, yaşın yok oluş anının tarihsel hatırasına dönüşecekti, tüm dünyada araştırmacılar canla başla bunun üzerinde çalışıyorlardı: Ben, yaşlanma tecrübesini yaşayabilecek son insanlardan biriydim. Ne olacaksa olsun, öylece kabul etmeye memnuniyetle hazırdım, tüm gücümü bunu olabildiğince sükûnetle yaşamaya verecektim.
Olduğu gibi kabullenecek, karşı koymayacaktım, ne güzellemeye kalkacak ne karalayacak, ferahlıklardan müşküllere, güzelliklerden korkunçluklara bütün uçların idrakinde olacaktım, ne pembe ne kara gözlükle bakacak, mümkün olduğu kadar berrak görüşlü bir mercek kullanacaktım; çünkü olaylara itidalle bakmak yaşlanmanın herhalde en büyük imtiyazıdır! Bu arada iş oraya geldi, altmış oldum, yani yaşlı. Hakikat şu ki, kolay gelmiyor bu bana. Sakin değilim. Altmışıncı doğum günümde, çok güzel geçen ve bir daha asla yaşayamayacağım ellili yaşlara veda etmenin hüznüne kapıldım. On yıl önce, kırklı yaşlara veda etme burukluğuna kapılmıştım, kırkların bir kıymet-i harbiyesi vardı, gelecek yıllarsa hiç güven vermiyordu.
Elbette, bunlar rakamlardır sadece ama sinsice yaklaşıp birden bilince sıçrayıveren gerçekleri haber verirler: Geçmiş zaman süner, gelmekte olan zaman büzülür, ölüm yaklaşır. Hiçbir düşünsel hazırlık, bu deneyimle, iş ciddileştiğinde nasıl hissedeceğinizle ilgili ön almanızı sağlayamaz. Yaşlanmayı bertaraf etmeye dönük sözlerin etkileri sınırlıdır. İnsan hissettiği yaştadır, öyle mi? Öyledir ama genellikle hissettiğinden daha yaşlıdır.1 Duygunuz bu vakıayı değiştiremez, tam tersine: Gerçeği görmezden gelen bir yanılsamaya sebep olur. Her yanılsama kötü değildir fakat burada, fiyakalı laflar hakikate çare olmadığında, eninde sonunda sadece hayal kırıklığı büyür.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Psikoloji
- Kitap AdıSakin Olmak
- Sayfa Sayısı102
- YazarWilhelm Schmid
- ISBN9789750525315
- Boyutlar, Kapak13x19,5 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2023