Bu kitapta aktarılanların tümü, şahitler ve belgelere dayalı 19 yıllık bir araştırmanın ürünüdür. Türkiye´de bu kapsamda yapılan ilk ve tek araştırmadır: Türkiye genelinde meydana gelen ve normal yollarla açıklanamayan olayların Parapsikoloji ile olan bağlantıları da açıklamalı olarak aktırılmıştır.
Kitabın tamamı bir belge niteliğindedir. Meydana gelen tüm olaylar, SINIR ÖTESİ ARAŞTIRMA EKİBİ´nce yerinde incelenmiş ve kayıtlara geçirilmiştir. Olayların tüm görüntüleri Beta-Cam kameralarla tespit edilmiş olup, halen bünyemizde saklanmaktadır.
***
Sunuş
1.BÖLÜM
ÖLÜM ÖTESİ
Ölümden Sonra Yaşam Devam Ediyor mu?…15
Bilimsel Araştırmalar Konuya Işık Tutuyor..6
Çağdaş Araştırmalar Başlıyor..8
Ölümü Yaşayanlar..9
Farklı Araştırmalardan Benzer Sonuçlar Çıkıyor..20
Sonuçlar Basına Açıklanıyor..21
Ölümü Yaşayanların Ortak Özellikleri..23
Vücuttan İlk Ayrılışta Yaşananlar..24
Ayrılıştan Sonra Yaşananlar..24
Bedenin Bilinçli Olarak Terkedilmesi..25
Bütün Bunlar Ne Anlama Gelir?..26
Türkiye’de Yaşanan Ölüme Yakın Deneyimler..27
Kuş Gibi Hafif ve Özgürdüm..27
Ölümü Yaşadım..28
Hastahanede Her Şeyi Yukarıdan İzledim..29
Ülkeler Farklı Yaşananlar Aynı..31
2.BÖLÜM
PARAPSİKOLOJİ
“GİZEMLİ OLAYLARA IŞIK TUTUYOR”
Parapsikoloji Nedir?..33
Parapsikoloji’nin Tarihi Gelişimi..34
Parapsikoloji’nin Direnişi..35
Düşünce Enerjisi’nin Maddeler Üzerindeki Etkisi..36
Ve Sonunda Parapsikoloji Bilimselleşiyor..38
Doğu Bloğu Ülkelerindeki Parapsikoloji Çalışmaları..38
Neyi Bekliyoruz?..40
Bazıları Geldikleri Gibi Gitmediler..41
Londra’daki Tekinsiz Ev..46
3.BÖLÜM
BİR BAŞKA ALEME AÇILAN KAPI “UYKU ÖTESİ ve RÜYALAR”
Rüyalar Alemine Kısa Bir Yolculuk..53
Rüyada Yaşanılan Ölüme Yakın Deneyim..59
Birden Ortaya Çıkan ve Sonra Kaybolan Fincanların Sırrı..64
Rüyasında Ayağı Yandı..66
Rüyalarında Gelecekten Haber Alıyor..67
Gece Uyurken Sünnet Oldu..70
4.BÖLÜM
GARİP YETENEKLERİ OLAN İNSANLAR
Duyular Dışı Algılamalar ve Parapsikoloji..73
Radyestesi ile Su Bulanlar..78
İnsanların Düşüncelerini Okuyor..81
Eşyaları Havada Uçuruyor..86
Kendini Bedeninin Dışında Buldu..88
Bedenimden Dışarı Çıktım..90
Rihter Hüsamettin..91
Altıncıhissi Ona Sesleniyor..94
Telefonları Çalmadan Önce Hissediyor..96
Fal ve Falcılık..99
Fallar ve Bedensiz Varlıklar..101
Bedduası Tutuyor..105
Nazar ve Beddua Nedir?..106
Yazdığı Roman Gerçekleşti..107
Titanic Faciası da Daha Önce Yazılmıştı..109
Astral Seyahat ve Telekinezi..111
Annesi Hayal Görmüyordu..112
5.BÖLÜM
TEKİNSİZ EVLER
İzmir’deki Tekinsiz Ev’in Sırrı Çözüldü..115
Olayların Ardındaki Gerçekler..118
Telekinezi Nedir?..119
Bedensiz Varlıkların Bu Olaylarda Etkisi Olabilir mi?..121
Mezardan Çıkarak Kendi Kendine Yükselen Tabut..122
Evlerde Dolaşan Hayaletler..124
Görülmeyen Ellerin Yardımı..128
Kendi Kendine Hareket Eden Eşyalar..130
Ak Sakallı Bir Dede Evi Terketmiyor..133
Taşlanan Evin Sırrı..135
34 Yıldır Çözülemeyen Sır..137
Zonguldak’ta Gökten Taş Yağdı..138
Evde Meydana Gelen Esrarengiz Yangınlar..142
Korku Evi..145
Şakacı Ruhlar..147
Uzaylılar mı? Ruhlar mı?..148
Uzaylılarla İrtibata Girdiklerini İddia Edenler..151
Camdan İçeri Giren Esrarengiz İşık Topu..156
6.BÖLÜM
RUHSAL BEDENSİZ VARLIKLAR HAYALETLER
Hayaletler Gerçek mi?..161
Fotoğraf Stüdyosundaki Hayalet..163
Hayalet Kendi Resmini Yaptırdı..164
Hayaletin Duvardaki Resmi..165
Ölen Annesini Aynada Gördü..166
Ölen Oğlu Geri Geldi..170
Ölen Babasından Yardım Gördü..173
Bir Kaktüs Ruhlardan Mesaj İletti..175
Oğlu Ölen Bir Annenin Yaşadığı İnanılmaz Olaylar..180
Ölen Babası Geri Geldi..185
Mezarlıktaki Gelin..188
Oğlunu Kaybeden Bir Anne Sesleniyor..190
Turgut Özal’ın Ruhu Yaşıyor..191
Ölen Annesiyle Minibüste Seyahat Etti..192
Bedensiz Bir Varlık Tarafından Korunuyorum..[93
Mezarın İçinden Sesler Geliyor..194
Ruhlarla İrtibat Şakaya Gelmez..196
Ruh Çağırma Seansında Yaşanan Esrarengiz Olaylar..198
Ruhlar Ölmüyor..201
Fizikle Metafizik Arasında İnce Bir Sınır Vardır..202
Ölen Kocasının Ruhu Soba Yaktı..204
Kömürlükteki Şehit..205
Türbeler Yatırlar ve Yaşanan Garip Olaylar..210
Esrarengiz Bir Şekilde Yıkılan Bina..211
Kameramanımızın Yaşadığı Esrarengiz Olay..212
Türbeden Çıkarak Gökyüzüne Uçan Askerler..215
Kıbrıs Barış Harekat’nda Yaşanan İnanılmaz Olay..216
Türbeler Yatırlar Açıklanamayan Olaylar..219
Parapsikolojnin Işığında Türbeler ve Yatırlar..222
7.BÖLÜM
KORKUTAN TEHLİKELİ İLİŞKİLER
Yaşayan Ölüler Vampirler..225
Yeniliklerin Önündeki Engeller..227
Aramızdaki Vampirler..229
Bedensiz Vampirler..230
Bedensiz Bir Varlığın Cinsel Tacizi..230
Ruh mu Cin mi Karışık Bir Hikaye..232
Tehlikenin Farkında Değil..234
Garip Olaylar Yaşamını Altüst Etti..240
Evin İçinde Dolaşan Hayalet..243
Ermişlik Nedir?..245
Bir Yaşam Böyle Geçti..247
Muskalar ve Hocalar Soruna Çare Oluyor mu?…250
En Güzel Yıllarım Kabus Oldu..253
Her Mustafa Kemal, Atatürk Değildir..256
Bedensiz Bir Varlık Peşlerini Bırakmıyor..258
Gördüğü Varlığın Resmini Yaptı..260
8.BÖLÜM
ATATÜRK’ÜN BİLİNMEYEN YÖNLERİ
İlk Baş Kaldırışı..263
15 Yıl Hüküm Süreceksin..264
Atatürk’ün Gerçekleşen Rüyası..265
Seccade Üzerindeki Kehanet..266
Atatürk’ün Önsezileri..267
Atatürk’ün Gördüğü Son Rüya..268
9.BÖLÜM
ÖLÜM ÖTESİ YAŞAM ve ÖTE ALEM
Ölüm ve Ölüm Ötesi ne Giriş..272
Spatyom’un Genel Özellikleri..274
Son Söz Kamuoyunundur..282
SUNUŞ
Bu kitapta akatrılarıların hepsi Şahitler ve Belgelere dayalı bir araştırmanın ürünüdür.
Son yıllarda Türkiye genelinde meydana gelen ve normal yollarla açıklanamayan olayların anlatıldığı bu kitap, bizzat yaşayanların kendi anlatımlarından oluşmuştur.
Şahitlere ve belgelere dayalıdır…
Olayların Parapsikoloji ile olan bağlantıları, açıklamalı olarak aktarılmıştır. Kitapta yer alan olayların küçük bir kısmı Kanal D’de yayınlanmış olan “SINIR ÖTESİ” programında sunulmuştur.
Türkiye’de bu kapsamda yapılan ilk ve tek araştırmadır.
Kitabın tamamı bir belge niteliğindedir. Meydana gelen tüm olaylar, SINIR ÖTESİ Araştırma Ekibi’nce yerinde incelenmiş ve kayıtlara geçirilmiştir. Olayların tüm görüntüleri, Beta-Cam kameralarla tespit edilmiş ve halen bünyemizde saklanmaktadır…
Uzun yıllardır Dünya’nın dört bir köşesinde, Üniversitelerde bilimsel çevrelerce araştırılmakta olan bu konularla ilgili gelişmeleri yakından takip etmekteyiz. Yurtdışı’ndaki 200’ü aşkın bilimsel merkezle sürekli irtibat halindeyiz. Parapsikoloji’nin araştırma sahasına giren konularda, dünya üzerinde son derece önemli gelişmeler meydana gelmesine rağmen maalesef yurdumuzda bu konularda ciddi hiç bir çalışma yapılmamaktadır. Bundan duyduğumuz sıkıntıyla, büyük zorluklara göğüs gerekek, Yurdumuz’da böyle bir araştırmayı gerçekleştirdik. Daha önce hiç bir şekilde kayıtları tutulmayan bu tür olayları teker teker arşivledik.
Kitap bir tez niteliğindedir.
Bu konuların bir an evvel, bilimsel çevrelerce tarafsız olmak kaydıyla, ele alınmasını talep ettiğimiz için, şimdiye kadar yapılmamış bu çalışmayı bir kitap haline getirerek kamuoyuna duyuruyoruz.
Şimdiye kadar Yurdumuz’da bu konlarla ilgili yayınlanan kitapların çoğu Yurtdışı’nda yaşanan örneklerin tercümelerinden ibaretti. Yurdumuz’da yaşanan ve Parapsikoloji’nin araştırma sahasına giren olayların sayısı yok denecek kadar azdı. Oysa ki Yurdumuz’da yaşanan “Esrarengiz 01aylar”ın sayısı Yurtdışı’ndaki arşivlere geçen raporlardan çok daha fazladır. Ne var ki, şimdiye kadar böyle bir araştırma yapılmadığı için konunun bu yönü gündeme getirilememişti…
SINIR ÖTESİ Araştırma Ekibi’nce İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere, Anadolu’nun hemen hemen tüm yöreleri teker teker gezilerek olaylar bizzat yerinde incelenmiştir.
Hiç bir resmi ya da özel kuruluştan maddi – manevi desdek görmeden, tamamiyle kendi imkanlarımızla sürdürdüğümüz bu araştırma, bin bir güçlükler ve baskılar altında gerçekleştirilebilmiştir. Örneğin Televizyondaki programımız, insanların dini inançlarını azaltıyor iddiasıyla, ancak farklı bir neden gösterilerek, yayından kaldırılması için baskılara uğramış ve sonunda da yayından kaldırılması sağlanmıştır.
Ancak, karşılaştığınız ve karşılaşmakta olduğumuz tüm güçlükler karşısında, şimdiye kadar kamuoyuna açıklanmayan gerçeklerin su üstüne çıkacağına olan inancımızı yitirmedik.
Yurtdışı’nda uzun yıllardır konuşulan gerçeklerin, Yurdumuz’daki insanlardan saklanmaması ve bu konuda kamuoyuna gerekli olan açıklamaları yapabilmek için elimizdeki tüm imkanları bu yolda seferber ettik.
Yılgınlığa ve karamsarlığa düşmedik…
SINIR ÖTESİ YAYINLARI’nın kurulması işte bu düşünceye dayanır.
Önümüzde uzanan uzun ve zorlu yolun henüz daha başında olduğumuz bilinciyle, hiç bir baskı ve eleştiriden korkmadan, şu ana kadar açıklığa kavuşturulamayan konuları gündeme getirmeye devam edeceğiz…
Yıllar süren araştırmalarımızdan elde ettiğimiz sonuçları ve belgeleri sizlere ulaştırabilmek için, yoğun bir çalışma içindeyiz. Elimizdeki tüm bilgileri ve belgeleri kısa aralıklarla çıkartacağımız kitaplarımızla sizlere ulaştıracağız… Şu anda hazırlanmakta olan ve yakın bir süre sonra baskıya girecek çok sayıda kitap sırada beklemektedir.
Şimdi sizlere, Türkiye’de “YAŞANMIŞ ESRARENGİZ OLAYLAR” ile ilgili yıllar süren bir araştırmanın sonuçlarını aktarmaya başlıyoruz. Umarız bizden sonra gelecek genç araştırmacılara küçük de olsa bir başlangıç teşkil edebilmişizdir…
Işık ve sevgiyle…
Önemli Not: “Işık ve Sevgiyle” Radyo Kulüp’te yaptığım program sırasında dinleyicilerimizle birlikte kullanmış olduğumuz bir slogandır. Nurculuk Tarikatı’nın kullandığı “ışık’ sözüyle uzaktan yakından bir ilgisi ve irtibatı yoktur. (Ergun Candan)
I. BÖLÜM
ÖLÜM ÖTESİ
Yurtdışında konuyla ilgili çalışmalarını sürdüren doktor ve psikiyatristler’den şok açıklama:
“Ölümden sonra sizi büyük bir sürpriz bekliyor…”
ÖLÜMDEN SONRA YAŞAM DEVAM EDİYOR MU?
Ölüm nedir?
Ölüm sonsuz bir karanlık ve ebediyen hiçlikte yok olup gitmek midir?
Ölümden sonra bizi nasıl bir son, ya da nasıl bir başlangıç bekliyor?
Ölümden sonra neler olacak?
Ölümden sonra varlığımız devam ediyor mu?
Tekrar doğuş mümkün mü?
Doğumla sevinen, ölümle üzülen insanoğlu için belki de ilk bilinmeyen: Ölüm olmuştu…
Dünya üzerinde gelmiş geçmiş en eskisinden, en yenisine kadar tüm dinsel metinler, ölüm ve ölümden sonraki yaşamdan bahsetmişlerdir. Ancak anlatım üsluplarının sembolik ve içerdikleri bilgilerin üstü örtülü – şifreli olmasından dolayı, ölümden sonra insanı nasıl bir son beklediği, geniş halk kitlelerince tam olarak anlaşılamamıştır.
Toplumumuzda bu mesele sadece Tasavvufi Sufi Okulları gibi özel eğitimlerde bir açıklık kazanabilmiş, ancak belirli sebeplerden dolayı dışarıya bu sırlar açık bir şekilde aktarılmamıştır. Dünya üzerindeki diğer toplumlarda da aynı süreç yaşanmış ve bu tür bilgiler “Gizli Sırlar Öğretileri”nin içinde saklı kalmıştır.
Bilim adamları ölüm konusuyla ilgilenip, bu yönde araştırmalar yapmaya başlayıncaya kadar, ölüm olayı genellikle dinsel bir çerçeve içinde kalmıştı. Daha sonraları bazı spiritüalist dernekler tarafından, kısıtlı bir şekilde de olsa, incelenmeye çalışıldı.
Yurdumuz’da 1950’li yıllarda Dr. Bedri Ruhselman tarafından başlatılan bu alandaki araştırmalar, ne yazık ki kendisinin ölümünden sonra aynı ciddi bilimsel çizgide yürütülememiştir.
Fakat zaman ilerledikçe Yurtdışı’nda Parapsikoloji’nin Üniversiteler’e girişiyle birlikte, konu Dünya çapında çok daha geniş bir platforma taşınarak, bilimsel çevrelerce ele alınmaya başlandı…
Artık mesele ciddi ellerdeydi…
Soruna ışık tutacak ilk ipuçlarının elde edilmesi çok uzun sürmedi…
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONUYA IŞIK TUTUYOR
Ölüm ve ölüm ötesi ile ilgili konuların araştırılması, insanlık için yeni dünyasal anlayışları da beraberinde getirmiştir. Ölüm sorununun bilimsel boyutta araştırılması; insanların bilgi ile yaşadıkları bu çağda, bilim dışı prensiplerle çalışmalarını yürüten “Ruhçu – Spiritüalist Dernekler”in yapmaya çalıştıkları birbirleriyle çelişkili ve tutarsız çalışmalara nazaran, çok daha gerçekçi ve tutarlı belgelerin ortaya çıkmasına sebebiyet vermiştir.
Ölüm olayı çağlar boyunca, değişik inanç ve kültürler tarafından yorumlanmaya çalışılmıştı. Günümüzde ise, ölüm olayı artık bilimsel inceleme alanına girmiş durumdadır. Özellikle Parapsikoloji Biliminin son elli yıldır yapmış olduğu çalışmalar, ölüme büyük bir açıklık getirmiştir. Böylelikle ölüm yavaş yavaş bir bilinmeyen olma özelliğini kaybetmeye başlamış ve ölümden sonra insanı neler beklediği sorusu büyük bir oranda cevap bulmuştur. Bu çalışmalar aynı zamanda dinsel metinlerde anlatılanların da, daha kolay anlaşılabilmesine yaramıştır.
Ölüm anında ve ölümden sonra insanların neler yaşayacağı aslında binlerce yıl öncesine dayanan bazı gizli yazıtlarda anlatılmış durumdaydı. Eski “Gizli Öğretiler”e ait günümüze kadar gelebilen bazı kayıtlardaki bilgilerin değeri, çok daha sonraları anlaşılabildi. Bu belgelerin başında Mısır’ın ve Tibet’in Ölüler Kitapları gelmektedir.
Dünya üzerindeki en eski kutsal metinlerden biri olan Tibet’in Ölüler Kitabı’nda ölüm hakkında anlatılanlarla, günümüzde yapılan en son araştırmalar arasında, hayret verici büyük bir benzerlikler bulunmaktadır… Tibetlilerin inançlarına göre, ölüm bir sanattır. Ve bu sanatın öğrenilebilmesi için de “Ölüler Kitabı”nın okunması gerekiyordu.
Peki Tibet’in Ölüler Kitabı”na göre ölüm anında neler yaşanıyordu?
“Şuur bedeni terk eder ve şafağın gri çevresinin hükiim sürdüğü farklı bir mekana gider. Bu arada çan ya da zil seslerine benzer sesler duyar. Büyük bir şaşkınlık içinde, dünyasal bedenini ve bedeninin yanındaki akrabalarını görür ve onların seslerini duvar. Fakat onlara görünemez ve sesini işittiremez. Eğer ölüm hakkında önceden bir bilgisi yoksa, bütün bu olup bitenleri anlayamadığı için ne olduğunu farkedemez. Anlayamadığı için de kendi kendisine: ‘Ölü müyüm, yoksa değil miyim?’diye sorar durur.”
Ölümle ilgili bu anlatımlar, “Tibet’in Ölülür Kitabı’ndandı… Buna benzer anlatımları diğer kutsal metinlerde ve eski uygarlıkların kültür ve inançlarında da görebiliyoruz…
Biz şimdi, günümüze geri dönelim…
ÇAĞDAŞ ARAŞTIRMALAR BAŞLIYOR…
Ölüm ve Ölüm Ötesi yaşamla ilgili, ilk olarak önemli çalışmalar yapan kişilerin başında Psikiyatrist Dr. Elisabeth Kübler Ross gelir. Aslen İsviçreli olan araştırmacı, Zürih Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra, Chicago yakınlarındaki Flossmorda çalışmalarını sürdürmüştür.
“Ölüm diye bir şey yoktur. Bu bir inanç ve ümit değildir. Ölümden sonra hayatın var olduğunu muhakkak surette biliyorum. Ölüm sadece fiziksel bedenin terk edilmesidir. Bedenin terk edilişinden sonra da, insan varlığın sürdürmektedir. Bunun sayısız örnekleriyle karşılaşmış bulunmaktayız” diyen Elizabeth Kubler Ross ve kendisinden sonra gelen araştırmacılar, ölüm ve ölüm ötesi yaşamla ilgili çok önemli kanıtları bir araya getirebilmişlerdir.
Dünya çapında geniş yankılara sebebiyet veren bu konuyla ilgili basına ilk bilgilerin yansıması 1974 yılında gerçekleşti…
“Doktor, Ölümden Sonra Hayat Olduğunu İddia Ediyor…”
Bu başlık, 1974 yılı Ekim Ayında ABD basınında Ön sayfalarda yer alınca, bir anda ortalık karışıverdi. Ve bu alandaki araştırmalar birbirini izledi…
ÖLÜMÜ YASAYANLAR
Bu araştırmaların belli bir bölümü, ölmekte olan hastaların son anlarında anlattıkları izlenimlere, diğer bir bölümü ise; tıbben öldü denildikten sonra tıbbi müdahelelerle yeniden hayata döndürülen hastaların anlattıkları bilgi ve deneyimlere dayanır.
Yapılan araştırmalar, özellikle ikinci grup olaylarda, bazı hastaların geçici olarak bedenlerini terk ettiklerini ve daha sonra yeniden bedenlerine döndüklerini göstermiştir. Geçici olarak, ölüme yakın bir deneyim yaşayan binlerce hastanın anlatmış oldukları arasında, son derece büyük benzerlikler bulunduğunu gören araştırmacılar, bu anlatılanları bir araya getirdiklerinde, ölümle ilgili sonderece ilginç bazı bulguları ortaya çıkarttılar.
Artık ölümle ilgili sırlar su üstüne çıkmaya başlamıştı…
Psikiyatrist Dr. Raymond A. Moddy’nin 1975’de yayımlanan, “Ölümden Sonra Hayat” adlı kitabında, bu tür çok sayıda olaylara yer verilmiştir. Kitapta, Dr. Moody ile görüşen hastalardan biri başından geçen “ölüm deneyimini” şöyle anlatıyor:
“Bedenimin dışındaydım. Kendi bedenimi, oradaki ameliyat masasının üzerinde yatarken görüyordum. Bedenimin dışında olmak bana ilk anda çok tuhaf gelmişti. Bedenim aşağıda, ben ise yukarıdan onu seyrediyordum. Ne olduğunu anlayamamanın sıkıntısını yaşıyordum. İşte o sıra parlak bir ışık yanıma geldi, inanılmayacak derecede parlak; çok açık sarı, hemen hemen beyaza çalan ışığı tarif etmek olanaksızdı. Bütün oda, o ışıkla pırıl pırıl aydınlanmıştı. Bu esnada ben kendi bedenimi, doktoru ve hasta bakıcı kadını görebiliyordum Kendi kendime ne olup bittiğini soruyordum. Sonra sanki o ışığın içindeki bir varlık, bana şu soruyu sordu: ‘Ölmeye hazır mısın?’ Görünürde kimse yoktu ama bu soruyu çok net duymuştum. İçimden ‘Hayır’ diye cevap verdim. O ışığın gelmesiyle birlikte kendimi anlatılamayacak derecede huzurla kuşatılmış, sonsuz bir güvencede hissetmeye başlamıştım. Ölümün sınırında olduğumu farkediyordum. Bu mutlu bir başlangıçtı…”
FARKLI ARAŞTIRMALARDAN BENZER SONUÇLAR ÇIKIYOR
Günümüze kadar konuyla iligili yapılan çeşitli araştırmalar ölümdan sonra da yaşamın devam etmekte olabileceği fikrini kuvvetlendirmiştir.
Farklı ülkelerde birbirlerinden habersiz çalışan birçok araştırmacının elde ettikleri bilgilerin, birbirleriyle büyük bir parelellik göstermiş olması da, konuyu daha ilginç bir hale getirmiştir. Bedenini hastalık ya da bir kaza sonucu geçici bir süre terk ederek yeniden bedenine dönenlerden işte bir başka örnek:
Cornwall’lı telefon mühendisi Ivon Potter 26 yaşındayken geçirmiş olduğu bir motosiklet kazasından sonra başından geçenleri şöyle anlatıyordu:
“Kendime geldiğimde hastahanede olduğumu fark ettim. Fakat yatmakta olan vücudumu havadan seyrediyordum. Sarı – turuncu bir ışıkla çevriliydim. Yukarılara doğru çıkmaya devam ettim.”
Margaret Tavaner, mide kanamasından dolayı hastaneye zor yetiştirilmişti:
“Doktor, kocam Brain’a durumumun ne kadar kritik oldğunu izah etmeye çalışırken, ben, bir yükselme hissiyle vücudumdan ayrılıverdim. Konuşulanların hepsini işitiyordum. Ayrıca, her şeyi bırakıp gitmekte olduğumu yani ölmekte olduğumu da hissediyordum. Buna rağmen, içimi büyük bir mutluluk ve huzur kaplamış durumdaydı. Yalnız kalmayacağımı ve beni binlerinin karşılayacağını hissediyor ve korkmuyordum. Her şeyi çok net ve açık olarak görüyordum. Doktoru, kocamı ve hepsinden de bana ilginç geleni, yatakta yatmakta olan bedenimi yukarıdan izliyordum…”
SONUÇLAR BASINA AÇIKLANIYOR
Yurtdışında 1950’li yıllardan günümüze kadar sürdürülen bu ve buna benzer alanlardaki çalışmaların sonuçları; her yıl düzenlenen uluslararası panel, sempozyum ve konferanslarla, tüm dünya kamuoyuna duyurulmaktadır. Bu toplantılara çeşitli ülkelerden gelen psikolog ve parapsikologların yanı sıra, tıp alanından da, çok sayıda araştırmacı çağdaş bilim adamları katılmaktadır.
Bütün bu gelişmelerin yurdumuzda yeteri kadar duyurulmamış olması da, üstünde düşünülmesi gereken ayrı bir meseledir…
Tıp bilimi artık ölüm olayını yeni boyutlarda ele almaya başlamış durumdadır. Psikiyatrist Dr. Elizabeth Kübler Ross, öldükten sonra yeniden yaşama döndürülen yüzlerce kişi üzerinde yıllarca sürdürmüş olduğu çalışmalarının sonuçlarını, bir basın toplantısıyla gazetecilere aktarırken şunları söylüyordu:
“Ölen bir hasta, tıbben öldüğü ilan edildikten sonra da yaşamaya devam etmekte ve bunun bilinci içinde varlığını sürdürmektedir. Ölümü bir son olarak düşünenleri, öldükten sonra büyük bir sürpriz beklediğini söyleyebilirim.”
Bu açıklamalarının üzerine gazeteciler kendisine birbiri ardına sorular yönelttiler:
“YAŞANMIŞ ESRARENGİZ OLAYLAR”
–Ne zamandan beri, ölümden sonra yaşamın olduğunu anlamaya başladınız?
–Ölümden sonra ilginç bir şeyler’in olduğunu hepiniz duymuşsunuzdur… Bazıları ölüm döşeğindeyken, bizlerin görmediği biriyle konuştuğunu biliyoruz. Bu konuda benden önce de araştırma yapanlar olmuştu. Benden sonra da olacaktır. Ama sonuçlar değişmeyecektir…
–Bundan nasıl emin olabiliyorsunuz? Bu görülenler halisinasyon olamaz mı?
–Bu hastalar hayal görmüyorlar… Herhangi bir zihni bozukluklarının olması da mümkün değil… ilaçların etkisi ya da yüksek ateş gibi etkenlerin de bulunmadığı, yüzlerce olayla karşılaşmış durumdayız. Ölümden kıl payı kurtulan bu hastaların anlattıklarından, algılama kabiliyetlerinin o anda büyük bir oranda artmakta olduğunu gözlemliyoruz. Daha sonra yaşama geri döndüklerinde her şeyi net bir şekilde hatırlayabildi birçok hastayla yaptığımız çalışmalar, bütün bu anlatımların rüya olamayacağını göstermiş durumdadır, insan uykuda rüya görürken çevresinde olup bitenleri farkedemez… Oysaki koma halinde yatarken, çevresinde neler olup bittiğini, hastanede kendi üzerinde nasıl tıbbi çalışmalar sürdürüldüğünü, yakınlarının koşuşturmalarını ve hepsinden de önemlisi kendisini bedeninin dışından izlediğini ifade eden, sadece benim elimde yüzü aşkın insanın anlatmış olduğu raporlar bulunmaktadır.
–İlk pozitif deliliniz ne olmuştu?
–Bir hastamız, tıbben öldü ilan edildikten üç buçuk saat sonra dirildi ve neler olduğunu, tüm ayrıntılarıyla anlatmaya başladı. Bedeninden uçarcasına çıkmıştı. Kendi bedeni üzerinde çalışmakta olan doktorları görmüş. Hatta ameliyat sırasındaki gergin havanın yatışması için yapılan bir şakayı hile hatırlıyordu, işte bu olaydan sonra, bu konuyu araştırmaya karar verdim. Her yaş dilimenden değişik insanların anlattık…
“Şahitler ve Belgelerle Türkiye’de Yaşanmış Esrarengiz Olaylar” için 2 yanıt
Bir yanıt yazın
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Paranormal Parapsikoloji-Gizem Parapsikoloji-Gizem
- Kitap AdıŞahitler ve Belgelerle Türkiye'de Yaşanmış Esrarengiz Olaylar
- Sayfa Sayısı282
- YazarYasemin Candan; Ergun Candan
- ISBN9799758312008
- Boyutlar, Kapak13,5 X 21,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviSınırötesi Yayınları / 1999-8
Bu konular hakkında enteresan bir sayfa var.
http://www.angelfire.com/ri2/ruhiselman/
veya
“BİR SPİRİTUALİSTİN DÜNYASI” yazıp arayın.
tabiki ölümden sonra hayat devam ediyor insanoğlu bir rüyadadır ölünce uyanır ve herşeyi o zaman idrak eder ve tüm hakikatı görürler fiziksel bedenlerini geride bıraksalar bile şuurlu bir şekilde yaşamlarına devam ederler…