Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Rezonans Kanunu
Rezonans Kanunu

Rezonans Kanunu

Pierre Franckh

Size bu yazıyı martılarla ve dört tane tavşanla göz göze, bir adanın kıyısında, üzerim deniz suyu, üç arkadaşımla beraber ahtapot ve denizkestanesi yerken yazıyorum.

Size hep ulaşılmaz görünen mutlu anları özlüyorsunuz. Evrendeki sonsuz zenginliğin bir parçası olmak ve onunla uyum içinde kalmak istiyorsunuz. Artık hayatın gerçek, bilgece sırlarından birini keşfetme zamanı geldi: Hissettiğiniz ya da düşündüğünüz her şey, bir rezonans alanı oluşturur ve hem sizi hem de çevrenizdekileri kalıcı olarak değiştirir.

Kuantum düşünce tekniğinin temelinde yer alan Rezonans Kanunu’na göre sizi isteklerinizi gerçekleştirmekten alıkoyan sınırlar yalnızca kalbinizdedir. Pierre Franckh bu kitapta arzularınızı bloke edebilme potansiyeline sahip iç ve dış etkileri nasıl ortadan kaldıracağınızı, hedeflerinize dair pozitif bir imgelemeyi nasıl yapacağınızı, nasıl güçlü rezonans alanı kuracağınızı, düşünce gücünüz ve hislerinizle hayatınızda olmasını istediğiniz değişiklikleri nasıl elde edeceğinizi anlatıyor.

*

Kim Olmayı İsterdiniz?

Hayatta çözümler yoktur.

Hareket halindeki güçler vardır:

Bunları yaratmalısınız ki çözümler de peşinden gelsin.

ANTOINE DE SAINT-EXUPÉRY

Eğer istediğiniz kişi olabilseydiniz, kim olmayı isterdiniz? Ya hiçbir sınır, hiçbir engel olmasaydı? Ya da hiç kimse size isteklerinizin gerçek dışı, aşırı, saçma ya da fazla iddialı olduğunu söylemeseydi? İstediğiniz kişi olabilseydiniz, bütün yollar ve kapılar önünüzde açık olsaydı, kim olmak isterdiniz?

Bu soru ilk gençlik yıllarımdan beri aklımı kurcalamıştır. Arkadaşlarım için de ne olmak istediklerini bilmek önemliydi. Bu çok da şaşırtıcı bir ayrıntı değil çünkü o zamanlar hepimiz tam da hayatımızın yönünün belirleneceği yola çıkacağımız yaştaydık.

O yaşlardayken aynı soruyu yetişkinlere sorduğumda çoğu zaman neyi kastettiğimi anlamadıklarımı ve şaşırdıklarını fark ettim. Demek ki insanlar belli bir yaştan sonra kendilerine ‘kim olmak istediklerini sormayı bırakıyordu.

Öte yandan benim için bu soru hiçbir zaman önemini kaybetmedi. Şu an bu soruyu kendime hiç olmadığı kadar çok soruyorum. Çünkü bu soruya verdiğim cevap hayatımı tamamen etkiliyor. Bu cevap isteklerimi, kararlarımı, yargılarımı, inançlarımı ve gelişimimi belirliyor. Hatta çevrem bile bu soruya göre değişiyor; sonuçta tüm hayatım bu sorudan hareketle şekilleniyor.

Bugün bile, bu soruyu yetişkinlere sorduğumda sadece anlamsız bakışlar ve şaşkınlıkla karşılaşıyorum ve bu bana tuhaf geliyor. Bu konu hakkında düşünme fikri bile birçok kişi tarafından aptallık olarak görülüyor. İnsanların çoğu bu konuya artık kafa yormuyor bile. Peki neden? Ne olursa olsun hayatımızı değiştiremeyeceğimize ikna olduğumuzda bu konuda düşünmek de anlamsız hale geliyor.

Ne yazık ki, bu düşünceyi bir kere kanıksadıktan sonra hayatımızı değiştiremeyecek duruma geliyoruz ve kaderimiz belirlenmiş oluyor! Çünkü hayatımızın senaryosunu yazan işte tam da bu düşünceler!

Kuantum fiziğinin, kuantum biyolojisinin, modern matematiğin ve epigenetiğin’ bulguları sayesinde, istediğimiz kişiye dönüşmemizi sağlayan etkinin, inancın gücü olduğu gittikçe daha belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır: Sağlıktan hastalığa, bağışıklık sisteminden hormon metabolizmasına, kendi kendimizi iyileştirme gücümüzden mutluluğa ne kadar yatkın olduğumuza kadar her şey bu şekilde belirlenir.

Gerçek sınırlar sadece kafamızın içindedir. Geri kalan her şey için önümüzde sonsuz olasılıklar uzanır. Bu durumun asıl muhteşem yanı ise bu aydınlanma sayesinde bu düşüncenin sadece bizim inancımızdan veya bir meydan okumadan ibaret olmadığının anlaşılmasıdır. Burada da göstereceğimiz gibi bu fikir sadece bir inanç olmaktan çıkıp bilimsel bir hale bürünmektedir.

Araştırmalar, inançlarımızın sadece kendi hayatımızı değil, etrafımızdakilerin hayatını bile etkilediğini göstermektedir. Düşüncemizin ve hislerimizin gücüyle hayatımızda görmek istediğimiz bütün değişimleri gerçekleştirme imkanına sahibiz.

Yeni inancımız sayesinde DNA’mızı bile değiştirebilir, kendi kendimizi iyileştirme gücümüzü tetikleyebilir, hayatımıza mutluluk ve neşe getirebilir ve bize mümkün görünen her şeye ulaşabiliriz.

İmkansız, sadece onu kabullendiğimizde var olur.

Belki şu an siz de sınırsız imkanların imkansız olduğuna ikna olmuş durumdasınız. Bu doğru veya yanlış, iyi veya kötü bir şey değil. Bu sadece sizin inancınız ve hayatınız da işte tam olarak bu doğrultuda gelişecek.

Ama ya inançlarınız ve dünya algınız yanlış olgu ve bilgiler üzerine kuruluysa?

En yeni bilimsel bulgular düşüncelerimiz, duygularımız ve inançlarımız sayesinde her şeyi yapabileceğimizi kesin olarak kanıtlıyor. Çünkü zamanla artan ve duygularımızla desteklenen inançlarımız güçlü bir rezonans alanı oluşturuyor. Ve bu dünyada bu rezonans alanıyla uyumlu bir şekilde titreşen her şey bu titreşimin etkisi altında kalarak en sonunda ona uyum sağlıyor.

O zaman asıl soru şu: Siz nasıl bir rezonans alanı oluşturuyorsunuz? İşte, konunun merkezi tam olarak burası.

İstediğiniz kişi olabilseydiniz kim olmayı isterdiniz? Ve sizi bundan alıkoyan nedir?

Her Devrin Kendine Özgü Bir Gelişimi Vardır

Ya bütün inançlarınız yanlış olgu ve bilgiler üzerine kuruluysa?

Kitabın bu ilk bölümü, sağduyunuza bir meydan okuma gibi görünebilir, çünkü burada açıklanacak fikirler şimdiye kadar iddia edilenden tamamen farklı bir gerçeklik algısına dayanır. Bu yüzden bu fikirlere ilk başta direnç gösterecek olursanız şaşırmayın. Bu direnç ortaya çıktığında, burada anlatılacak olanlara inanmayabilir, bunları anlamayabilir ya da kayıtsız şartsız görmezden gelebilirsiniz. Mantığınızın hangi tepkiyi vereceği aslında hiç önemli değil. Önemli olan, şimdi okuyacaklarınızın uzun zamandır bilimsel olarak kanıtlanmış olması.

Sizi rahatlatacaksa şunu söyleyeyim: Benim bile bu düşünme biçimini özümsemem uzun zaman aldı.

Eğer mantığınızla bu yeni bilimsel bulguları kavramakta zorlanırsanız, sabırsız davranmayın.

Her devir kendine özgü bir şekilde gelişir ve yeni sınırlar keşfeder. Bizim yapacağımız da tam olarak bu sınırları bulmak.

Sonuçta, bilinçteki bu dönüm noktasında yer almak oldukça heyecan verici. Çünkü yeni bulgular Rezonans Kanunu’nun neye dayandığını ve amaçlarımıza ulaşmak için etkili bir şekilde nasıl istekte bulunabileceğimizi açıkça ortaya koymaktadır.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Kişisel Gelişim
  • Kitap AdıRezonans Kanunu
  • Sayfa Sayısı206
  • YazarPierre Franckh
  • ISBN9786057572189
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 19.5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviKoridor Yayıncılık / 2019

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur