Birazoku

PKK neden ortaya çıktı ve tarihsel kökeni var mı ? PKK’nın stratejisi ne? PKK ile mücadelede sorumluluk kimindir? PKK ile mücadele de başarısız mıyız? PKK askeri harekâtla çözülemez mi? PKK sorununda dost ve müttefiklerin rolü nedir? ABD, PKK’yı kullanıyor mu ?

Türkiye’de genelde sorun üzerinde kalem oynatan, fikir üreten çoğu insan, istisnaları dışında olayın tarihsel kökeninden ziyade, kişinin ait olduğu siyasi kampa uygun söylemlerle ortaya çıkmakta ve sadece yabancı araştırmacıların ürettiği fikirlerin yayılmasına aracılık etmektedir.

Araştırmacılarımızın ve bilim adamlarımızın birçoğu sorunun parametrelerini inceleyerek kendine özgün çözümler ortaya koymadığı gibi, okuduğu kaynakların mutlak doğruluğu üzerinden hüküm tesis etme yanlışına düşmektedir.

Bölgeyi yakından bilen ve bu alanda yıllarını veren Emekli Tümgeneral Alaettin Parmaksız PKK’nın ne olduğunu, bu soruna nasıl yaklaşılması gerektiğini örneklerle anlatıyor.
PKK Gerçeği çözüm önerileri sunan ve üzerinde düşünülmesi gereken çarpıcı bir eser

İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
BİRİNCİ BÖLÜM PKK TERÖR ÖRGÜTÜNÜ TANIYALIM
ÖRGÜTÜN KURULUŞU.
ÖRGÜTÜN AMACI
ÖRGÜTÜN SON DURUMU
ÖRGÜTÜN STRATEJİ VE HEDEFLERİ.
PKK’NIN KANLI YÜZÜ VE KATLİAMLAR
PKK’NIN KÖKLERİ.
DEĞERLENDİRME.
İKİNCİ BÖLÜM SORUNUN POTRESİ
KİMLİK SORUNU.
AZINLIKLAR KONUSU.
PKK’NIN ŞİDDETE BAŞVURMASININ NEDENİ
PKK İLE MÜCADELE SORUMLULUĞU
KAYBEDİLEN ALTIN YILLAR.
ÜÇÜNCÜBÖLÜM PKK TERÖR ÖRGÜTÜ NEDEN YOKEDİLEMEDİ?
SORUNUN DOĞRU İSİMLENDİRİLMESİ .
TEŞHİS VE TEDAVİDE DEVLETİN STRATEJİSİ.
DEVLET TERÖR YERÎNE TERÖRİSTLE
MÜCADELE ETMİŞTİR
DIŞ DESTEĞİN ÖNLENEMEMESİ
İSTİHBARATIN TAM YAPILAMAMASI
VE KOORDİNASYON SORUNU.
KARAKOLLARIN MEVCUT DURUMU
VE DÜZENLENMEMESİ.
TERÖRLE MÜCADELE HUKUKUNUN
OLUŞTURULAMAMASI.
MÜCADELE YETENEĞİNE
SAHİP KUVVETİN OLUŞTURULAMAMASI
BASIN DESTEĞİNİN SAĞLANAMAMASI
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TEDBİRLER İÇİN KAPSAMLI BİR ARŞTIRMA YAPILMASI
ÖZGÜRLÜKLE BÖLÜCÜLÜK ARASINDAKİ FARK
YERLEŞİM POLİTİKASI: KÖYLER VE MEZRALAR
PSİKOLOJİK HAREKÂTIN ETKlN KULLANILAMAMASI
OTORİTENİN TEK ELDE TOPLANAMAMASI .
EHİLYÖNETÎCİLERIN ATANAMAMASI.
YATIRIM MODELİ GELİŞTÎRİLEMEMESi
VE MEVCUT YATIRIMLAR.
SEÇİM KANUNU VE BÖLGENİN TEMSİLİ .
TERÖRLE MÜCADELEDE HALK DESTEĞİ.
TERÖRLE MÜCADELEDE BARZANİ’YE VERİLEN DEĞER
TÜRK AYDINLARININ KÜRT DEVLETİ VE PKK’YA BAKIŞI.
YABANCI ÇÖZÜM MODELLERİ
BEŞİNCİ BÖLÜM NERDE DURUYOR, NASIL GÖRÜYORUZ?
KÜLTÜREL HAKLAR KONUSUNDA YAPILAN HATALAR.
ULUSLARIN KENDİ KADERİNİ TAYİN HAKKI VE DTP.
KUZEY IRAK CAZİBE MERKEZÎ OLABlLlR Mi?
ABDULLAH ÖCALAN AŞILMALIYDI
SİYASI İRADENİN KİMLİK BUNALIMI.
TÜRKİYE’DE BİR İÇ SAVAŞ ÇIKAR MI?
YAŞANANLAR DÜŞÜK YOĞUNLUKTA ÇATIŞMA MI? . PKK’NIN SİYASALLAŞMASI.
ALTINCI BÖLÜM 24 YILDIR BİTMEYEN MÜCADELE
TÜRKİYE’NİN TERÖRLE MÜCADELEDE BAŞARISI
BUGÜNLERE NEREDEN VE NEDEN GELDİK
DAĞLICA BASKINI’NDAN GÜNEŞ HAREKATI’NA.
ACI HABER ŞIRNAK’TAN GELDİ.
BÖLÜCÜ TERÖRLE MÜCADELENİN TEMEL TAŞLARI
PKK DESTEKLEYEN DEVLETLER.
NATO’NUN DEĞERLENDİRİLMESİ
YEDİNCİ BÖLÜM SORUNUN ULUSLAR ARASI BOYUTU
TERÖRÜN ULUSLAR ARASI HUKUK
AÇISINDAN İNCELENMESİ.
KOMUTANLAR CEPHESİ HATALAR ZİNCİRİ Mİ?
KOMUTANLARA GÖRE PKK SORUNU.
SINIR ÖTESİ OPERASYONLAR.
BEN DE TESKEREYE KARŞIYDIM! .
HANGİ ZİHNİYETLE MÜCADELE EDECEĞİZ?.
ÇÖKÜŞÜN BAŞLANGICI   .
ÇEKİÇ GÜÇ
ÇEKİÇ GÜÇ’ÜN FONKSİYONLARI
CEVABINI ARAYAN SORU
IRAK’IN PARÇALANMASI NEDEN TEHDİTTİR?
AB POLİTİKALARININ ANALİZİ
YAZILAN VE OYNANMAK İSTENEN SENARYO.
GELİNEN SON DURUM.
DAĞLICA VE AKTÜNÜN’ÜN SIRRI,
ERGENEKON’A GİDEN SÜREÇ
ABD’DE DEMOKRATLARIN KAZANMASI
ve TERÖRLE MÜCADELE.
SEKİZİNCİ BÖLÜM TERÖRLE MÜCADELEDE ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER
TEHDİTLERE VE ETNlK TERÖRE KARŞI
ALINACAK ÖNLEMLER
TERÖRLE MÜCADELE İÇİN SİYASÎ İRADE KOYMAK
POLİTİK ASKERİ TEDBİRLER
DIŞ DESTEĞİN KESİLMESİ.
KUZEY IRAK’TAKİ OLUŞUMLA İLGİLİ
ALINACAK TEDBİRLER
PKK İLGİLİ ALINACAK TEDBİRLER
DIŞ DESTEĞİN KESİLMESİ İLE İLGİLİ DİĞER TEDBİRLER
DOKUZUNCU BÖLÜM ÖRGÜTLE MÜCADELE
ÖRGÜTÜN SİLAHLI KANADI İLE MÜCADELE
CEPHE TEŞKİLATI İLE MÜCADELE.
SİYASİ KANADI İLE MÜCADELE.
TERÖR ORTAMININ DEĞİŞTİRİLMESİNE
YÖNELİK ÖNLEMLER.
TAMPON BÖLGE OLUŞTURULMASI.
BAŞKA NELER ÇÖZÜM OLAMAZ?.
ONUNCUBÖLÜM SON SÖZLER
ONURLARINI SONSUZA KADAR KORUMAK BORCUMUZ
OLAN ŞEHİTLER VE AİLELERİ ŞEHİTLER AĞLAMAZ
ŞEHİT KİMDİR?
TARİHTE TÜRK ANASI NE DÜŞÜNÜYORDU?.
TÜRK ANALARI ŞlMDl NE DÜŞÜNÜYOR?
GERİDE KALANLAR ANLATMAYA DEVAM EDİYOR
OPERASYON, KlME NE İFADE EDER?

“20. yüzyıl Osmanlı İmparatorluğu’nun kararlarına göre şekillenmiştir, 21. yüzyıl da Türkiye’nin alacağı kararlara göre şekillenecektir.”
Bili CLINTON
ABD BAŞKANI
YER       :TBMM TARİH    : KASIM 1999

“PKK Amerika’nın düşmanıdır, PKK Irak’ın düşmanıdır, PKK Türkiye’nin düşmanıdır, PKK ortak düşmanımızdır.”
George W. BUSH
ABD BAŞKANI
YER        : BEYAZ SARAY TARİH    : 5 KASIM 2007

“PKK, ‘düşman’ değil, ‘suçlu’. Terör örgütü askere, polise düşman gözüyle bakıyor. Biz demokrasi gereği, onlara suçlu gözüyle bakıyoruz.”
Recep Tayip ERDOĞAN
TÜRKİYE BAŞBAKANI
YER        : TBMM AKP GRUP TOLANTI SALONU TARİH     : 15 EKİM 2008

Yukarıda son iki ABD Başkanının ülkemizle ilgili sözleri yer almaktadır. Kitabın ilerleyen sayfalarında ABD  Türkiye ilişkileri çeşitli boyutlarda incelenirken bu sözleri hatırlayın ve bu sözlerin ne kadar ehemmiyetsiz olduğunu anlayın.

SORULAR.. SORUNLAR..
Doğru cevaplara ulaşmak için doğru sorularla başlamak gerekir. Bir çoğumuzun kafasından geçen sorulan soralım önce ve bu sorulara cevap vermeye çalıştım.
PKK neden ortaya çıktı?
PKK’nın amacı nedir?
PKK’nın stratejisi nedir?
PKK’nın tarihsel misyonu nedir?
PKK neden şiddete başvuruyor?
PKK ile mücadelede sorumluluk kimindir?
PKK ile mücadelede hatalar yapılıyor mu?
PKK ile mücadele de başarısız mıyız?
PKK askeri harekâtla çözülemez mi?
Demokrasi teröre geçit verir mi?
PKK’ya kim, nasıl bakıyor?
PKK’yı kimler destekliyor?
PKK sorununda dost ve müttefiklerin rolü nedir?
ABD, PKK’yı kullanıyor mu?
ABD, PKK’dan vazgeçer mi?
PKK bağımsızlık senaryosu nedir?
Türkiye iç savaşa mı sürükleniyor?
PKK sorunu çözülebilir mi?
Çözüm için neler yapılmalı?
Sorular çoğaltılabilir… Türkiye, cumhuriyet tarihinin en kritik safhasına, diğer bir ifadeyle en hassas on yıllarına girerken, belki doğru sorular sorup doğru cevaplar veremediğimiz için, açık denizlerde dümeni kırılmış yelkenli gibi, bir taraftan küreselleşmenin yarattığı ekonomik dalgaların diğer taraftan terörün yarattığı umutsuzluğun önünde rast gele sürüklenmeye başlamıştır.
Yukarda sıraladığımız her soru, bir sorunu ortaya koymaktadır. Sorular aynı olmakla birlikte, soruya verilen cevaplarda yani çözümlerde farklılık söz konusudur.
Türkiye’de sorun üzerinde kalem oynatan, fikir üreten çoğu insan, istisnaları dışında, olayın tarihsel kökeninden ziyade, kişinin ait olduğu siyasi kampa uygun söylemlerle ortaya çıkmakta ve sadece yabancı araştırmacıların ürettiği fikirlerin yayılmasına aracılık etmektedirler.
Araştırmacıların ve bilim adamların birçoğu sorunun parametrelerini inceleyerek kendine özgün çözümler ortaya koymadığı gibi, okuduğu kaynakların mutlak doğruluğu üzerinden hüküm tesis etme yanlışına düşmektedir. Kendi muhakemeleri doğrultusunda fikir üretenlerin, bu konuya emek ve zaman harcayanların sesleri de genellikle duyulmamaktadır.
İddialar çoktur.
Bölge geri kalmış, doğru ama neden?
Bölgede işsizlik çok fazla, doğru ama neden?
Bölgeye devlet bilinçli olarak yeterince yatırım yapmamış, bölgeye veya bölge insanlarına ayrımcılık uygulanıyor iddialarının bilimsel bir temeli var mıdır?
Bu konuda daha sonra devleti yönetenlerin fikirleri ortaya konacaktır.
Aslında acı olan, bölgeyle ilgili araştırmalara şöyle bir göz atıldığında görülecektir ki, yapılan araştırmaların %8o’den fazlası yabancı araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Yapılan bu araştırmalarda ortaya konan bilgilerin ne kadarının bilimsel etiğe uyduğu ayrı bir tartışma konusudur.
Herhangi bir gazetecinin abartarak verdiği bir haber, bir kitabın veya olayın kaynağı olarak alınıp ona bağımlı hüküm tesis ediliyorsa, ulaşılan sonuçlar da hatalı olmayacak mıdır?
Siyasal Kürtçülere göre ülkede 20 milyon Kürt var, Siyasal Kürtçülüğü destekleyen bilim adamlarının dışındaki kalemlere göre 12 milyon civarında Kürt var. Türkiye’de Kürt sorunu diyenlerin iddiasına göre de 12 milyon Kürt var. Bilimsel veriler bu rakamları doğrulamıyor.
Hangisi doğru? Herkes kendi rakamının doğruluğunu iddia ederek bu kadar uçuk rakamlarla nasıl hem fikir olunacaktır?
Devletin buralara yatırım yapmadığı veya bilerek asimilasyon uyguladığı savına gelince, incelenen değişik belgeler bunun ne Osmanlı’da, ne Cumhuriyetin ilk yıllarında, ne 19501984 arasında, ne de silahlı terörün başladığı 1984’ten günümüze devletin bu şekilde bir politikası olmadığı yüzlerce belgeye dayanılarak açıklanmıştır.
Devletin yatırım yapmadığı iddiası da bilimsel temele dayanmadığı gibi, gerçeklere tamamen ters düşmektedir. Gerek İsmet İnönü zamanında kendisinin gözlemlerine dayanan gerekse ilgililerin hazırladığı raporlarda bölgedeki asayişsizliğin önlenmesi için halkın fakirliğinin önlenmesi, eğitim seviyesinin artırılması maksadıyla okullar açılması öngörülmüştür.
Celal Bayar’ın gerek Başbakanlığı zamanında, gerekse Cumhurbaşkanlığı zamanında bu bölgede tarımın gelişmesine makinazisyonuna özel bir önem verdiği devletin belgelerine geçmiştir.
Demirel, cumhuriyet tarihinin en büyük ekonomik ve kalkınma projesi olan Güneydoğu Anadolu Projesini başlatan devlet adamıdır.
Daha sonra işbaşına gelen Özal, her ne kadar bölgeye aktarılan kaynakların verimsizliğinden şikâyet etse de, bölgenin alt yapı hizmetleri artarak devam ettirilmiştir.
Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit de bu bölgeye özel önem vererek kaynak aktarmıştırlar.
Mevcut hükümetin de en büyük iddiası bölgede bütün cumhuriyet tarihinden fazla yatırım yaptığı ve kaynak ayırdığıdır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesine 19842008 yılları arasında Türkiye’nin diğer bölgelerinden daha fazla mali kaynak aktarılmasına rağmen terör bitmemiştir.
Bu nedenle ekonominin etnik milliyetçiliği önlemedeki rolü, sanıldığı kadar büyük değildir. Ayrıca aktarılan kaynakların ne kadar verimli olduğu da uygulanan ekonomik model nedeniyle ayrı bir araştırma konusudur.
Önemle üzerinde durulması gereken diğer bir konu da, bölgedeki endüstriyel faaliyetlerin bölgenin coğrafyası nedeniyle sınırlı olması, bölgelerin kalkındırılmasının ve işsizliğin azaltılmasının emek yoğun iş kollarının geliştirilmesine tarım ve hayvancılığa ayrı bir önem verilmesine bağlıyken, yanlış özelleştirme politikaları nedeniyle bölgedeki et ve süt mamullerini işleyen birimler de devre dışı bırakılmıştır.
Bölgenin geri kalmışlığının önlenmesi için mutlaka eğitim sorunu öncelikle çözülmelidir. Ancak eğitilmiş insanlarda özelikle yaratılan orta sınıfta, etnik milliyetçilik duygularının daha da yükseleceği bilimsel gerçeği de unutulmamalıdır.
Bu gerçeğe rağmen eğitilmiş insanların mücadeleyi silahla değil fikirle çözme yolunda çalışacakları var sayılmalıdır.
Sorunun temelinde fakirlik ve işsizlik yattığı iddia edilirken kimse bu işsizliğin nedenlerinden birinin de burada yaşanan çok eşlilik ve doğum oranlarının çok yüksek olduğu konusuna hiç girmemekte, bu konuda plan ve projeler geliştirilmemektedir.
Diğer önemli bir konu da bireysel kalkınmalarını sağlayan insanların batıya göç etmesi nedeniyle bölgenin sürekli fakirleşmesi ve insanların yoksulluktan kurtulamamasıdır.
…