Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Büyük Sorgu / Otel Gören Defterler 3
Büyük Sorgu / Otel Gören Defterler 3

Büyük Sorgu / Otel Gören Defterler 3

Nuri Pakdil

Güneşli bir “nöbet günü”nde bir daha okudum Büyük Sorgu’yu, soluk soluğa. ‘Aşil noktasına dokunmalı sürekli’ diyor ve ‘Haşmeti Tevazuda O Yeşil Yüce Mevlana’yı,‘Büyük Efendi’yi…

Güneşli bir “nöbet günü”nde bir daha okudum Büyük Sorgu’yu, soluk soluğa. ‘Aşil noktasına dokunmalı sürekli’ diyor ve ‘Haşmeti Tevazuda O Yeşil Yüce Mevlana’yı,‘Büyük Efendi’yi uzaktan fark ettiği an önünü ilikliyor. “Dikkat bitti mi her şey gitti” diyen yazarın beni cezbeden rikkati. Her kitabında kentleri, en başta da Kudüs’ü somutlaştıran, tarihe giden değil, tarihi kalbiyle-aklıyla-kelimeleriyle-duyarlılığıyla Müslümana getiren büyük emekçi.

Onun Edebiyat Dergisi Yayınları’na giren, ‘hayatı yaşanılası kılacak yiğitliklere’ şahit olacaktır. İnsanın her gün, her an yeni bir muamma olduğunu diri bir bilinçle farkedecektir. Kimliğinin her noktasında nöbet tutmaya azimli, geceleri Türkiye için uykusu kaçanlara bir ‘dipses’le, ‘vicdan’la hatırlatıp duruyor: Cesaret ve azimle ilk basılacak yer bamteli! / Mustafa Nezihi

Otel Gören Defterler serisini oluşturan 6 kitap:
1- Çarpışan Sesler
2- Yazının Epik Resmi Çekildiği Sırada
3- Büyük Sorgu
4- Simsiyah
5- Ateş Hattında Harf Müfrezeleri
6- Yazmak Bir Mûcize

Tutkulu dağlanmış zangırdamalı azgın çokmetinsel sürümlü odaksal belgelendirici iyi kalite Önduyu İşaretleri ki Renkcümbüşü yolundaki direnişçiler gibi şavkıdığı besbelli hani o tanıklarıyız ya aynı ritmiçinde hepsi de efendi mi efendi ateşleri alnında sergileyen sonsuz dönerci ete sürte sürte Elifini çeker ya baştanbaşa sülüs sâfi mek kararı yazıyor âdeta insan demek emek demek her ülkede her tür üretimde her durumda her konumda her koşulda emek tek elbet yalın yakıcı yaman yavuz bağıntısal yüklendiricilikli ölçek durmadan çek bu kokuyu bilincine sorumluluk iliklerine sinir nahiyelerine değil mi ki özü de bu koku döldamlasının ve dölyatağının teri bak bak dereleşmiş dönercinin bir fiil tırmanıyor duvarı insan vicdanı içi dışına çevrilmiş şemsiyeye döndüğünde tüm molekülleri altüst olduğunda kavranabilir sadece tılsımı sarsılmazlığının insanoğlunun haa geldik şimdi dağların en heybetlisine has mi has köklerin her kımıltısında Büyük Sorgu yeniden yeniden yazılıp duruyor insanla ilelebet var var Varoluş Soati Buyurun Düşünmeye söylenecek de burda bilmiyormuş gibi sanki dayanıklı sabırların arkasında dâima zaferler okunduğunu hhh hhh hhhwhhh.

I

İnsanın gözü kavrulur mu? “Durkarşı!” kımıl kımıl neyse ki.

Ayriyeten de “Olkarşı! “yı harekete geçirdi: işte, bu iki ünlemi camda izliyorum.

Şu yan oda sussa bâri.

Karmaşık cisimleri birden kavramak zordur: bir ünlem daha net değil; görünüyor gibi oluyor da, siliniyor hemen.

Uyku, sessizliksizlikle boğuşurken, gecenin mayası da kabardıkça kabarır.

Gece, gecece der ki: “Uyu, insanoğlu!” İnsanoğlu, gecece de öğrendiğinden, der ki hemen: “Kulağını uzat hele de.”

Gecece çok tatlı bir dildir.

Kesilir konuşma.

Çünkü, ortalık ağardı ağaracak. Gecece kaçma işaretleri yapar gece.

İçses ayrışması.

Yerli yerine koyamadan tam bir panik; içeriye kurşun gibi bir duman çöktü diyeceğim ya artık o da bu odada birşey çekmiyor, gelse gelse … neyse; içinde derin bir cümle, suçlarından kesin arınış kararlılığı büyütebiliyorsa insan, bunu, bu gizli süsünü geleceğinin adı olarak herhalde okuyabilir; o zaman da, sanırım, tek virgül bile yakaya takılabilir artık.

Aaa!

O ünlem de belirmeye mi başlıyor ne? “Daha dik!” iki elimle tuttum comi. Biraz Afrika, biraz Avrupa.

Dağ gibi yığılık geceler.

Yanan zaman.

Koşan zaman.

Gümbür gümbür bulutların yürüdüklerini bir de ben bilirim Haydarpaşa’dan Sultanahmet’e bakarken.

Kudüs eleğimsağması altında.

Bitlis balını ekmeğe sürercesine Kanlıca’da güneş doğar.

Yüzde kırk kadarı yırtık bir geceyarısı sonrasında.

Uyuz dalgaları, baka baka huylandırdıkça, bu dalgalar da varıp vakitlerin çeperlerini oymaya başlıyor.

Saatları elekte sallıyorsunuz üstte ne kalıyor, alta ne düşüyor?

Nöbet tutuyorum ben: her noktasında: kimliğimin.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Deneme
  • Kitap AdıOtel Gören Defterler 3: Büyük Sorgu
  • Sayfa Sayısı96
  • YazarNuri Pakdil
  • ISBN9789757013167
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 21 cm, Karton Kapak
  • YayıneviEdebiyat Dergisi Yayınları / 2014

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Çarpışan Sesler / Otel Gören Defterler 1 ~ Nuri PakdilÇarpışan Sesler / Otel Gören Defterler 1

    Çarpışan Sesler / Otel Gören Defterler 1

    Nuri Pakdil

    İstanbul dönüşü kaldığı Keçiören’deki evden otele çıkışını, Otel Gören Defterler serisinin ilk kitabı ‘Çarpışan Sesler’e şöyle not düşüyor Pakdil: “Evden çıkmak gerekliydi de, âniden...

  2. Biat – I ~ Nuri PakdilBiat – I

    Biat – I

    Nuri Pakdil

    Nuri Pakdil, ‘Biat’ adlı kitabında, Cumhuriyet dönemi edebiyatını ve yerli düşünceyi değerlendirir: “Cumhuriyet dönemi edebiyatı, Asya’dan, Afrika’dan, Ortadoğu’dan kopuk bir edebiyattır. Daha da kötüsü,...

  3. Simsiyah / Otel Gören Defterler 4 ~ Nuri PakdilSimsiyah / Otel Gören Defterler 4

    Simsiyah / Otel Gören Defterler 4

    Nuri Pakdil

    ‘Otel Gören Defterler’ Nuri Pakdil’in salt ‘otel’ serüvenini anlattığı kitaplar değil. O, hangi mekânda olursa olsun, zihinsel üretimi, bilinçsel duruşu, mekan ve zaman ötesi...

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

  1. Fırtınayı Kucaklamak ~ Mustafa KutluFırtınayı Kucaklamak

    Fırtınayı Kucaklamak

    Mustafa Kutlu

    Gidiyorlar, ağıt yakalım arkalarından. Çünkü gitmek var, dönmek yok. Bağırlarına basmışlar çocuklarını ve dişlerini sıka­rak. Yağmura, kara, dipçiklere ve saat kulelerine aldırmayarak. Tel örgüleri...

  2. Düştüğün Yerden Kalkacaksın ~ Yusuf Özkan ÖzburunDüştüğün Yerden Kalkacaksın

    Düştüğün Yerden Kalkacaksın

    Yusuf Özkan Özburun

    Düştüğün yer burası. Cennetin asudeliğinden dünyanın kesafetine, karmaşasına, maddiliğine, perdeliliğine düştün. Kalbin cennetinden kopuk aklın kıskacına sıkıştın. Ruhun cennetinden gövdenin bataklığına saplandın. Düştüğün yer...

  3. Çarpışan Sesler / Otel Gören Defterler 1 ~ Nuri PakdilÇarpışan Sesler / Otel Gören Defterler 1

    Çarpışan Sesler / Otel Gören Defterler 1

    Nuri Pakdil

    İstanbul dönüşü kaldığı Keçiören’deki evden otele çıkışını, Otel Gören Defterler serisinin ilk kitabı ‘Çarpışan Sesler’e şöyle not düşüyor Pakdil: “Evden çıkmak gerekliydi de, âniden...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur