Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Osmanlı Tarihine Ait Takvimler
Osmanlı Tarihine Ait Takvimler

Osmanlı Tarihine Ait Takvimler

Hüseyin Nihal Atsız

Atsız’ın Osmanlı tarihçiliği alanında en önemli çalışmalarından sayılabilecek Takvimler, onun tanımladığı şekilde, umumiyetle müneccimler tarafından padişahlara takdim olunup o yıl neler olacağını, yıldızların tesirini,…

Atsız’ın Osmanlı tarihçiliği alanında en önemli çalışmalarından sayılabilecek Takvimler, onun tanımladığı şekilde, umumiyetle müneccimler tarafından padişahlara takdim olunup o yıl neler olacağını, yıldızların tesirini, seğirmelerin mânâsını bildiren eserlerdir.

Bu arada bir de tarih bölümü içerirler ki bu bölümler dünyanın veya Âdem’in yaratılışından başlayarak takvimin tertip olunduğu yılın hemen yakınına kadar gelmektedir. Çengiz ve Hülegü gibi İslam ve Osmanlı tarihçiliğinde lanetle anılan isimlerin, yine Osmanlılarla hasım olan Karaman beylerinin saygılı bir dille yad edildiği Takvimler, Atsız açısından, 15. asır Anadolu Türklerindeki tarih telakkisini göstermesi noktasında önem arz etmektedir. Latin literatüründeki fasti ve annales tarzı kayıt tutma faaliyetinin ve evrensel tarih geleneğinin bir parçası sayılmaları da mümkün olan ve bizdeki örnekleri Osmanlı tarih yazıcılığının erken dönemleri için kaynak vazifesi de gören bu tür takvimlerin bir kısmı Prof. Dr. Osman Turan tarafından yayımlanmıştı. Elinizdeki kitap ise, bu sahaya Atsız tarafından yapılan katkıların tamamını içermektedir.

Kitapta, Atsız’ın, 1961 yılında neşredilen Osmanlı Tarihine Ait Takvimler I: 824, 835, 843 tarihli takvimlerbaşlıklı müstakil çalışması ile Selçuklu Araştırmaları Dergisi’nin 4. sayısında neşrettiği “Hicrî 858 Yılına Ait Takvim” ve İstanbul Enstitüsü Dergisi’nin 3. sayısında neşrettiği “Fatih Sultan Mehmed’e Sunulmuş Tarihî Bir Takvim” başlıklı makalelerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuştur. Ayrıca “Fatih Sultan Mehmed’e Sunulmuş Tarihî Bir Takvim”e, bir İsimler Cetveli de ilave edilmiştir.

İÇİNDEKİLER
EDİTÖRÜN NOTU…………………………………………………………………………7
OSMANLI TARİHİNE
AİT TAKVİMLER
824, 835 ve 843 Tarihli Takvimler
Tarihi Kaynak Olarak Takvimler………………………………………………………11
Padişah Listeleri ……………………………………………………………………………13
Metin…………………………………………………………………………………………..16
824 Tarihli Takvim ………………………………………………………………….17
Selçukoğulları Tarihi ve Devletin Başlangıcı …………………………….27
Karamanoğulları Tarihi ve Karamanlı Beğliğinin Başlangıcı ……….31
Osmanoğulları Tarihi ve Osmanlı Beğliği Devletinin Başlangıcı….33
Din Bilginlerinin Tarihi…………………………………………………………37
Büyük Bilgin ve Filozofların Tarihi………………………………………….37
Ulu Hakanların Tarihi…………………………………………………………..39
Olayların Tarihi……………………………………………………………………39
Metnin İsimler Cetveli………………………………………………………….41
Tercümenin İsimler Cetveli……………………………………………………46
824 Tarihli Takvim’in Kronolojisi …………………………………………..51
835 Tarihli Takvim ………………………………………………………………….66
±ikr-i TevārĊÌ-Ċ §l-i SelçuΔ raÊimehumu’llāhi Taʿālā …………………73
±ikr-i TārĊÌ-i ʿO³māniyān-i Mā˝Ċ raÊimehümu’llāh ………………….75
Metnin İsimler Cetveli………………………………………………………….80
Transkripsiyonun İsimler Cetveli …………………………………………..83
835 Tarihli Takvim’in Kronolojisi …………………………………………..86
843 Tarihli Takvim ………………………………………………………………….92
Cedvel-i TevārĊÌ-i Enbiyā ʿAleyhümü’ÒÒalāti Ve’sselām …………….95
±ikr-i TevārĊÌ-i Eyimme-i DĊn ve ʿUlema Rı˝vāna’llāhu
ʿĀleyhim EcmaʿĊn ………………………………………………………………..99
±ikr-i TevārĊÌ-i Íükemā-i MüteΔaddĊmin ve Müte’aÌÌirĊn
RaÊimehümu’llāh ………………………………………………………………..99
TevārĊÌ -i Mülūk-i ʿ¡@ām RaÊimehümu’llāh ʿAnhüm ………………101
TevārĊÌ-i İbtidā-i Düvel-i ËavāΔĊn-i ʿİ@ām RaÊimehümu’llāh……101
±ikr-i TevārĊÌ-i Vefāt Ve Cülūs-i SelāÔĊn
Ve Ëānān RaÊimehümu’llāh………………………………………………..101
±ikr-i TevārĊÌ-i ÍavādiÒ-i ʿ¡@ām Der ʿĀlem…………………………….103
Cedvel-i TevārĊÌ-i Evliyā ve Mülūk-i İslām RaÊimehümu’llāh…..105
±ikr-i TevārĊÌ-i Āl-i SelçuΔ RaÊimehümu’llāh ………………………..105
±ikr-i TevārĊÌ-i Āl-i ʿO³mān RaÊimehümu’llāh
RaÊmeten Vāsiʿa ……………………………………………………………….109
±ikr-i FütūÊāt-i SulÔān-i Meðkūr ‘A@@ama’llāhu
Celālehu ve Medde ʿAlā’lʿālemĊne ¯ilālehu …………………………… 111
Metnin İsimler Cetveli………………………………………………………..114
Transkripsiyonun İsimler Cetveli …………………………………………118
843 Tarihli Takvim’in Kronolojisi …………………………………………122
HİCRÎ 858 YILINA
AİT TAKVİM
Hicrî 858 Yılına Ait Takvim ……………………………………………………..135
Hicrî 858 Yılına Ait Takvim Metinleri………………………………………..139
Bu cedvelde §l-i SelçuΔ … Êāllerin ðikr ëtdük ……………………………163
Bu cedvelde ¢araman … Êāllerin ðikr ëtdük………………………………167
Bu cedvelde ʿO³man … Êāllerin ðikr ëtdük………………………………..173
Metnin İsimler Cetveli …………………………………………………………..186
Transkripsiyonun İsimler Cetveli…………………………………………….194
FATİH SULTAN MEHMED’E SUNULMUŞ
TARİHÎ BİR TAKVİM
Fatih Sultan Mehmed’e Sunulmuş Tarihî Bir Takvim………………….205
Bu Cedvel Osman Padişahlarınun Tarihlerin
Bildürür İcmâl ve Tafsil ………………………………………………………….207
[Metnin İsimler Cetveli] ………………………………………………………..213

OSMANLI TARİHİNE AİT
TAKVİMLER
824, 835 ve 843 Tarihli Takvimler

TARİHÎ KAYNAK OLARAK TAKVİMLER

Şimdiye kadar, Osmanlı tarihinin kâğıda yazılı başlıca kaynakları olarak arşiv vesikaları ile türlü tarih eserleri biliniyordu. Şimdi bunların arasına takvimler de katılmıştır. Takvimler, umumiyetle müneccimler tarafından padişahlara takdim olunup o yıl neler olacağını, yıldızların tesirini, seğirmelerin mânâsını bildiren eserlerdir. Bu arada bir de tarih bölümü vardır ki dünyanın veya Âdem’in yaratılışından başlayarak takvimin tertip olunduğu yılın hemen yakınına kadar gelmektedir. Bizi ilgilendiren bölüm budur. Takvimlerin özelliği, anlattığı olayların yılını hicrî tarih ile göstermeyip, olaydan takvimin yazılışına kadar kaç yıl geçtiğini söylemesinden ibarettir. Bunun hangi hicrî yıla rasladığını hesaplamak okuyucuya düşmektedir. Takvimin tertip olunduğu yıl bilindiği için, bir olaydan beri kaç yıl geçmişse, onu tertip yılından çıkarmakla istenilen hicrî tarih bulunmaktadır. Meselâ, takvim 900’de tertip olunmuşsa ve herhangi bir olaydan beri bilfarz 215 yıl geçtiğini kaydetmişse, o olayın yılı 900 – 215 = 685 demektir. Takvimlerde bu usulün seçilmiş olmasını, hicretten önceki olayların da anlatılmış bulunmasıyla ilgili görüyorum. Bununla beraber bazı takvimlerde doğrudan doğruya hicrî yıl kullanılmıştır. Takvimlerin birçoğunda telif veya tertip yılı ayrıca açıklanmamıştır. Fakat Peygamber’in hicretinden beri kaç yıl geçtiğini kaydetmekle takvimciler, telif yılını, dolayısı ile, söylemiş olmaktadırlar. «Hicretten beri 850 yıldır» cümlesi, o eserin hicrî 850’de yazıldığının kesin delilidir.

Bizde ve aldanmıyorsam dünyada, takvimleri ilk yayınlayan Profesör Osman Turan’dır1 . Turan’ın yayınladığı beş takvimden 848 ve 849 tarihli olan ikisinde Osmanlılara ait bölümler de vardır. İkinci olarak ben, İstanbul Enstitüsü Dergisi’nin 1957’de çıkan III. sayısında «Fatih Sultan Mehmed’e Sunulmuş Tarihî Bir Takvim, başlığı altında 856 tarihli bir takvimi ortaya koydum. Fakat, Bağdat Köşkü Kütüphanesinde, 309 numarada bulunan bu mühim takvimin asıl metnini ve transkripsiyonunu teknik sebepler dolayısıyla veremeyerek yalnız resmî alfabemizle yayınlamak zorunda kaldım. Şimdi tarihçilerin ve belki de aynı zamanda dilcilerin istifadesine koyduğum bu bir sıra takvimi, bütün hurafe ve İsrâiliyat bölümleriyle birlikte yayınlıyorum. Bu kadarının lüzumsuz ve faydasız olduğunu söyleyenler bulunacaktır. Ben böyle düşünmüyorum. Bir işi eksiği, gediği ile birlikte tam olarak yapmak, yalnız gerekli taraflarını alıyorum diye eksik yapmaktan daha iyidir. Bundan başka bu hurafeler atalarımızın nelere inandığını göstererek tarihî bir gerçeği ortaya koyacağı gibi takvimlerin birbirlerine ve belli Osmanlı tarihlerine kaynak olup olmadıklarını öğrenmek bakımından da bize ışık tutacaktır. Yayınladığım takvimleri, üzerinde çalışacaklara kolaylık olsun diye paragraflara ayırıp numaraladım. Her paragraf bir yıla ait olayları göstermektedir. Takvimleri birbirleriyle karşılaştırırken asıl metindeki veya bu neşirdeki sayfa ve satırlara atıf yapmaktansa paragrafları göstermeyi daha pratik buldum. Metinlerin imlâsı muhafaza olunmuş, ancak yanlışlığı muhakkak olan kelimeler düzeltilerek aslındaki yanlış imlâları haşiyede gösterilmiştir. Mânâya ve anlayışa zarar vermeyen imlâ yanlışları düzeltilmeyerek olduğu gibi bırakılmıştır. Türkçe metinlerde b= (ب (ve c = (ج (ile yazıldığı halde p ve ç ile okunduğu kesin olarak bilinen kelimeler transkripsiyonda p ve ç ile gösterilmiştir. Türklere ait Arapça özel isimlerde bu isimlerin Türk söyleyişi dikkate alınmış, fakat harekeli olduğu zaman daima Muhammed= ( ْ ّ ــد َ م ُح م (diye yazıldığı için (محمــد (ismi, harekesiz olduğu yerlerde de Muhammed imlâsıyla kaydedilmiştir.

Türk asıllı olmayan yer isimlerinin transkripsiyonunda ise onların bugünkü söylenişine bakılmayarak daima metne uyulmuştur. Takvimler, sol sayfada Türkçe veya Farsça metin, karşısındaki sağ sayfada da metnin transkripsiyonu veya tercümesi olmak üzere yayınlanmış, gerekli notlar karşılıklı her iki sayfada birden verilmiştir. Olayların hangi hicrî yılda geçmiş olduğu, tercüme ve transkripsiyonlarda, parantez içinde olarak, paragrafların sonunda gösterilmiştir.

Padişah Listeleri

Takvimler dolayısıyla bazı yazmaların şurasına burasına kaydedilmiş bulunan Osmanlı padişahları listelerinden de bahsetmek yerinde olacaktır. Bu listelerde yalnız her padişahın cülûs veya ölüm tarihleri, yahut cülûs tarihiyle saltanat süresini bildiren rakkamlar verilmiştir. Takvimlerden alındığını kuvvetle tahmin ettiğim bu listelerin en mühim noktası, Osmanlı padişahlarından ilk ikisi için verilen rakkamların klâsik bilgiye aykırı olmasıdır. Bu aykırılık, Osman Gazi ile Orhan Gazi arasında Ali Erden adında bir beğin, yani tarihlerimize Alâaddin Paşa diye geçen şahsiyetin de hükümdarlık ettiğini iddia eden merhum Amasyalı Hüseyin Hüsameddin’in iddiasını1 destekler mahiyettedir. Karşılaştırılmalarını sağlayabilmek için görebildiğim listelerdeki tahta çıkış yıllarını işaret etmekle iktifa edeceğim. Şimdilik görebildiğim listeler sekiz tanedir :

1) Hacı Mahmud Kütüphanesindeki 6321 sayılı derginin 16b yaprağındaki liste.

2) Reşid Efendi Kütüphanesindeki 1036 sayılı derginin 64a yaprağındaki liste.

3) Arkeoloji Müzesi Kütüphanesindeki 862 sayılı derginin 191a yaprağındaki liste.

4) Esad Efendi Kütüphanesindeki 2422 sayılı, Eyyûbî’nin manzum Kanunî Sultan Süleyman tarihinin sonundaki boş yaprakta bulunan liste.

5) Hacı Mahmud Kütüphanesindeki 6310 sayılı derginin 111b – 112 a yapraklarındaki liste.

6) Hacı Mahmud Kütüphanesindeki 2017 sayılı derginin 104 a yaprağındaki liste.

7) Râgıb Paşa Kütüphanesindeki 981 sayılı Peçevî tarihinin başındaki numarasız yaprağın b yüzü ile 1’inci yaprağının a yüzündeki liste.

8) Arkeoloji Müzesi Kütüphanesindeki 862 sayılı derginin 175b -176a yapraklarındaki liste (yani yukardaki 3 numaralı listeyi alan dergideki ikinci bir liste).

Bu sekiz listeyi aşağıda cetvel halinde veriyorum. Râgıb Paşa nüshasında II. Süleyman’dan itibaren başlayan tarihlerin sonradan eklenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Rakkamlar padişahların cülûs yıllarıdır. Bu sekiz nüshanın tam olarak birbirine benzeyeni yoktur, ilk beşinin Osman Gazi’yi 641’de cülûs ettirmesine karşılık bu tarihi, klâsik 699 yılına götüren son üçü bile Orhan, Birinci Murad, Yıldırım, Çelebi Mehmed ve İkinci Murad’ın tahta çıkış tarihlerinde birbirlerinden ayrılmaktadır. Sekizinin de doğru olarak birleştikleri tarihler İkinci Bayazıd’ın 886’daki ve Kanunî’nin 926’daki tahta çıkış tarihleridir. Fakat bu kadar yanlışla dolu olmalarına rağmen bu listelerde, meselâ Orhan Gazi’nin 700, 701, 711, 717, 720, veya 722’de tahta geçmiş gösterilmesinin bir mânâsı olsa gerektir. Bu listeleri kaydedenler, demek ki bugün klasikleşmiş olan tarihlerden ziyade takvimlere dayanıyordu.1 Bu listelerin 11 veya 12’nci hicret yüzyıllarında yazılmaları da mühimdir. Demek ki bir asır öncesine kadar İstanbul’da, klâsik kaynakların dışındaki eserler elde ve revaçta idi. Listelerin yedincisinde, yani Râgıb Paşa nüshasında, listeden önce bir kaç satırlık bir takvim taslağı olduğu gibi liste başındaki «Osman Gazi adının üstünde de «Vilâdet-i şerîfe der karye-i Küncuk» kaydı vardır. Osman Beğ’in doğum yeri olarak gösterilen bu Küncuk (كونجــق (köyünün neresi olduğunu bilmiyorum. Takvim taslağını da ehemmiyeti bakımından buraya alıyorum:

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Türk Tarihinde Meseleler ~ Hüseyin Nihal AtsızTürk Tarihinde Meseleler

    Türk Tarihinde Meseleler

    Hüseyin Nihal Atsız

    Türk tarihi henüz tedvin edilmemiştir. Bu kadar büyük ve mühim bir milletin tarihi için “henüz tedvin edilmemiştir” demek ilk bakışta insana imkânsız gibi görünse...

  2. Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar ~ Hüseyin Nihal AtsızTürk Tarihi Üzerinde Toplamalar

    Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar

    Hüseyin Nihal Atsız

    Bu kitap H. Nihal Atsız hocanın 1933-1936 yılları arasında yazdığı makalelerin yine kendisi tarafından toplanıp yayınladığı bir “toplama”dır. Hocanın bunları, yaptığı çalışmalar henüz olgunlaşmadığı...

  3. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler ~ Hüseyin Nihal AtsızEvliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler

    Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nden Seçmeler

    Hüseyin Nihal Atsız

    Evliya Çelebi, Osmanlı tarihinde istisnaî bir şahsiyettir. O’nun istisnaîliği, hem uğraştığı sahanın Osmanlı tarihi bakımından orijinalliği hem de usta bir nesir yazarı olmasından gelir....

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur