İlk baskısı 1940 yılında yapılan Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri, Türk Tarihinin Anahatları serisi içinde kuruluş, imparatorluk, inhitat ve inkıraz başlıkları altında dört fasıl halinde ele alınması planlanan Osmanlı tarihinin Yusuf Akçura’ya ısmarlanan kısmıdır.
Eser, Akçura tarafından neşredilmek üzere hazırlanmaya başlamış; fakat kendisinin vakitsiz ölümüyle yarım kalmıştır. Yine de bu haliyle, III. Selim döneminin çözülüş ve idarî meseleleri ile bunlara yönelik ıslahat girişimleri, Fransız İhtilâli’nin Türkiye’ye tesirleri, değişen dengelerin ağında bir taraftan İhtilâl Fransası bir taraftan Rusya ve İngiltere’yle yaşanan gerilimleri titiz ayrıntılarla ele alan bir monografi olarak değeri takdir edilmiş, tadili ve tamamlanması gereken kısımları düzeltilip noksanları giderildikten sonra Türk Tarih Kurumu tarafından eserin neşrine nezaret etmek üzere görevlendirilen Faik Reşit Unat’ın seçtiği haritalarla beraber basılmıştır. Osmanlı Devleti’nin Dağılma Devri, bize, inhilal tarihimizin köklerine geçen asrın en büyük aydınlarından birinin gözüyle bakma imkânını veren mühim bir eser olarak değerini hâlâ korumaktadır.
İÇİNDEKİLER
Başlangıç………………………………………………………………………………………………….13
1- XVIII. Asır Sonu ile XIX. Asır Başlarında Osmanlı Devleti………………………………..15
2- Osmanlı Devleti’nin Dağılmasında Başlıca Âmiller…………………………………………..22
3- Osmanlı Devleti’nin XIX. Asır Başında Dağılması……………………………………………28
A – Kırımın Ayrılması………………………………………………………………………….29
B – Türk ve Müslüman Olmayan Kavimlerin Ayrılmaya Başlamaları………….31
a) Bağdan ve Eflâk’ın ayrılmasını hazırlayan âmiller ………………………..31
b) Sırbistan ve Karadağ’ın ayrılmasını hazırlayan âmiller …………………35
c) Yunanistan’ın ayrılmasını hazırlayan âmiller ……………………………….37
d) Ermenilerde ayrılma hareketinin mebdei ……………………………………43
C – Türk Olmayan Müslüman Kavimlerin Ayrılmaya Başlamaları……………..45
a) Arabistan kavimleri Vehhabî hareketi………………………………………….45
b) Mısır eyaleti ve Garp Ocakları …………………………………………………..50
c) Bazı Suriye kavimlerinin, Kürt aşiretlerinin ve Arnavut
kabilelerinin ayrılmaya müteveccih hareketleri …………………………..59
d) Bazı valilerin merkezi tanımamak arzuları; bu hareketlerde gayr-ı
Türk kavimlerin rolü; Osmanlı mparatorluğu’nda anarşi; her tarafta
eşkıya çetelerinin zuhuru ………………………………………………………..63
4- Vaziyetin Islahı İçin Aranan Çareler……………………………………………………………..71
A- Islahat Layihaları……………………………………………………………………………71
B- Askerî ve malî ıslahat teşebbüsleri: Nizam-ı Cedid……………………………..76
C- Islahatın başarılabilmesi için Osmanlı Devleti’nin
sulhperverliğe ihtimamı ……………………………………………………………….85
5- Fransa İhtilâlinin Osmanlı Memleketlerine Tesiri……………………………………………..89
A- Osmanlı-Fransa tarihî münasebâtı; htilal fikirlerinin Şark’taki
serpintileri, htilal harplerinin ilk tesirleri, Lehistan’ın
ikinci ve üçüncü taksimleri. ………………………………………………………….89
B – Fransa htilal hükûmetlerinin Şark siyasetleri……………………………………96
a) General Bonapart’a kadar Fransa htilâl hükûmetlerinin
Şark siyasetleri ………………………………………………………………………96
b) General Bonapart’ın tesiri altında Fransa’nın şark siyaseti ve Fransa
Cumhuriyeti’nin Mısır’a bir heyet-i seferiye göndermesi …………….97
6- Fransızların Mısır’a Taarruzu Üzerine Osmanlı Devleti’nin
Fransa Aleyhindeki İkinci İttifak’a Girmesi………………………………………………..103
A – Osmanlı-ngiliz, Osmanlı-Rus ve Osmanlı- Napoli
ittifakı muahedeleri. …………………………………………………………………..103
B – Osmanlı Devleti’nin Fransa Cumhuriyeti’ne ilân-ı harbi ………………….109
7- Osmanlı Sultanlığı ile Fransa Cumhuriyeti Arasında
Mısır ve Suriye Harbi ve Neticeleri…………………………………………………………..111
A– Bonapart’ın Mısır’a asker ihracı, Mısır’da Kölemen kuvvetlerinin
mağlubiyeti ve Mısır’ın Fransızlar tarafından işgali; Bonapart’ın
Osmanlı Sultanı’na ve Mısır ahalisine karşı tuttuğu siyaset …………….111
B – Bonapart’ın Suriye’ye doğru hareketi, Akkâ müdafaası ve
Bonapart’ın Mısır’a ric’ati; Osmanlıların Mısır’a sevkiyatı ve
Osmanlı-Fransız muharebeleri. ……………………………………………………118
C- General Bonapart’ın Mısır’dan Fransa’ya dönüşü, Mısır’ın Osmanlı
ve ngiliz kuvvetleri tarafından istirdadı; Kölemenler meselesi;
Mısır’da Osmanlı-ngiliz münasebâtı. …………………………………………..122
D – Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın türemesi. ………………………………………..139
8- Avrupa Siyasetinde Değişmeler………………………………………………………………….156
A- Fransa aleyhine kurulan ittifakta tebeddüller ve Osmanlı Devleti’nin
Fransa ile barışması. …………………………………………………………………..156
B- Osmanlı, Rusya ve Fransa münasebâtı; Rusya ile harp;
ngilizlerin stanbul’a taarruzları ve ric’atleri. ………………………………..160
9. – Osmanlı Devleti’nde Esaslı İlk Askerî Islahat Teşebbüsünün
Muvaffakıyetsizliğe Uğraması ………………………………………………………………..198
A- Edirne Vak’ası………………………………………………………………………………198
B- Kabakçı Mustafa kıyamı ve III. Selîm’in hal’i ……………………………………206
C- rticaın sebepleri ve III. Selîm’in şahsiyeti. ………………………………………220
Bibliyografya…………………………………………………………………………………………..234
Dizin……………………………………………………………………………………………………..235
[Türk Tarih Kurumu’nun Notu]
Türk Tarih Kurumu tarafından Türk Tarihinin Anahatları adıyla yazılması kararlaşan eserin, Osmanlı Devleti’nin dağılma devrine ait kısımlarını bugün fani hayattan çekilmiş bulunan eski Başkanımız Ord. Prof. Yusuf Akçura hazırlamaya başlamış bulunuyordu. Kendisinin ölümü ile yarım kalan, fakat mevzuu itibarıyae bu devrin III. Selîm zamanı gibi mühim bir faslını toplu bir şekilde gözden geçirmiş olan bu tetkikin de Türk Tarihinin Anahatları için hazırlanıp neşredilen materyaller arasında umumî istifadeye konulması uygun görüldü. Eserin Kurumumuzca tetkiki sırasında tadile muhtaç veya noksan görülen kısımlarını kararlaşan şekilde düzelterek ve tamamlıyarak basım işine nezaret etmeye, üyelerimizden Maarif Vekilliği Neşriyat Müdürü Faik Reşit Unat memur edildi.
Sunuş
Biz elinizdeki bu kitabı Yusuf Akçura serisinde yayın listemize aldık. Kitabın tashihe muhtaç yerlerini düzelttik. Bugün kullanımdan düşmüş olan bazı kelime ve tabirleri açıklamak maksadıyla [..] köşeli parantezler içinde açıklamalar yaparak serinin diğer kitaplarındaki usulümüzü bunda da devam ettirdik. Kısa ve muhataralı bir devreyi konu alan kitabın Yusuf Akçura’nın külliyatında önemli bir yer işgal edeceğini düşünüyoruz. (TTK. Basımında kitaba ilâve edilen resim ve haritalar Kurumun karar ve tasvibiyle yine F. R. Unat tarafından seçilip ilâve olunduğu belirtilmiş idi; biz de o resim ve haritaları ait olduğu bahislerdeki yerlerinde kullandık; F. R. Unat’ın vârislerine ulaşamadığımız için herhangi bir izin talebinde bulunamadık. Ama rahmetli hocamızın emek ve katkısını kitabın yayınında ihmal edilmesini de uygun bulmadık.) Eserin faydalı olması dileğiyle.
Hazırlayan: Erol Kılınç
Başlangıç
Tarih yazanlar, umumî ve hususî tarihleri, mümeyyiz vasıflarına bakarak, birtakım devirlere ayırırlar. Osmanlı Tarihini de bazı müverrihler, “Teessüs ve Tezelzül” [Kuruluş ve Sarsılış], “İntibah ve Teeyyüt”[Uyanış ve Güçleniş], “Şükûh ve İkbal” [Büyüyüş ve İkbal], “Tevakkuf ve Teşettüt” [Duraklayış ve Dağılış], “Teceddüt” [Yenileşme] gibi parçalara bölmüşlerdir. – Cemiyetimiz mekteplere mahsus Osmanlı Tarihini, “Osmanlı Devleti’nin Kuruluşu”, “Osmanlı İmparatorluğu”, “İmparatorluğun İnhitatı” ve “İmparatorluğun İnhilâl ve İnkırazı” diye dört kısma ayırmıştı. Biz burada aynı taksimi, pek az değiştirerek kabul ettik; Cemiyetimizin mekteplere mahsus kitabında “İmparatorluğun İnhilâl ve İnkırazı” denilen devreye “İmparatorluğun Dağılma Devri” dedik.
1- XVIII. Asır Sonu ile XIX. Asır Başlarında Osmanlı Devleti
A) Devletin hududu ve nüfusu kavmî teşekkülâtı, siyasî ve idarî sistemi, iktisadî ve malî ahvali, iktisaden geri, mâliyece zayıf olması;
B) Merkez-i siyasinin zaafı, Yeniçerilerin itaatsizliği, mağlûbiyetle biten XVIII. asır harplerinin fena tesirleri, vilâyetlerin ahvali;
C) Osmanlı Devleti’nin başka devletlerle münasebâtı.
A. — XVIII. asır sonlarında, yani Küçük Kaynarca Muahedesi (1774) akdolunduktan sonra, Osmanlı Devleti Karadeniz şimal sahillerini elden çıkarmış olmakla beraber, Asya’da hududu Kafkasya dağlarının hayli şimalinden geçiyor ve Kafkasya kıt’asının küllî kısmını Osmanlı Devleti’ne bırakıyordu. ran’la olan şark hududu, IV. Murad’dan; “Kasr-ı Şirin Muahedesi, 1639”dan beri resmen değişmemişti; bu hudut Basra körfezine kadar iniyordu. Bütün Arap Yarımadası, Şap Denizi’nin her iki sahili, Palestin ve Suriye Osmanlıların hükmü altında idi. Mısır, Trablusgarp, Tunus, Cezayir memleketleri Osmanlılara tâbi olduğu gibi, Fas Emâreti dahi Osmanlı Sultanına hürmet ve bir nevi itaat göstermekte olduğundan Akdeniz’in bütün cenup sahilleri, dâhilî hudutları pek de muayyen olmamak üzere Osmanlı tabiiyetinde addolunuyordu. Balkan Yarımadası Tuna ırmağından Mataban burnuna kadar, tamamen Osmanlıların mülkü idi. Tuna şimalindeki Eflâk ve Buğdan Voyvodalıkları Sultan tarafından mansup [tayin edilmiş] Fenerli Hıristiyan beyleri ile idare olunan Osmanlı memleketlerinden madut [sayılır] idi; ancak Kaynarca Muahedesi’nin bazı maddelerinde bu iki Beylikten bahsedilmiş olmaktan nâşi [dolayı] Rusların burada diplomasi tarikiyle müdahalelerine, darsa bile, bir yol açılmıştı. O zamanlar bu Beyliklerin hududu, Dinyeper munsabına [denize döküldüğü yere] kadar uzanıyordu. Akdeniz’in şarkındaki Kıbrıs ve Girit büyük adaları ile, Adalar Denizi’nin büyük ve küçük bütün adaları Osmanlı memalikinden madut [memleketlerinden sayılır] idi. Hâsılı Osmanlı mparatorluğu, vüs’at [genişlik] itibarıyla o zamanki Avrupa devletlerinin – Rusya müstesna – en büyüğü idi.
Bu geniş ülkede yaşayan muhtelif kavimlerin hakikî miktarını tayin etmek imkân hâricindedir; çünkü bütün mparatorluğa şâmil, muntazam bir tahrir-i nüfus [nüfus yazımı/sayımı] yapılmış değildi; bu nüfus umumî bir surette 35-50 milyon tahmin olunabilir. Osmanlı mparatorluğu’nda sâkin ahalinin ekseriyetini müslüman tebaa teşkil ediyordu; bütün ahalinin 1/3’ü gayrimüslim kavimlerdi. Gayrimüslim kavimlerin nüfus itibarıyla sırası şöyle gösterilebilir: Rumlar, Ulahlar, Sırplar, Bulgarlar, Ermeniler, Yahûdiler, Anadolu Irak ve Suriye’de bulunan mütenevvi [çeşit çeşit] hıristiyanlarla Mısır Kıptîleri. Devletin merkezî teşkilâtında en yüksek makam Padişahtı. Sadrazam onun vekil-i mutlakı sayılıyordu. Divan-ı hümayun Sadrazamın riyaseti altında toplanırdı. Bu divana bazan bizzat padişahın da geldiği olurdu. Müslümanların dinî, adlî ve harsî meselelerinde Şeyhülislâm, en yüksek makamı işgal ederdi; mertebelerin teselsülünde Şeyhülislâm, Sadrazama hemen müsavi addolunur. Hattâ bazı hususlarda ona takaddüm [öncelik] dahi ederdi. Rum Patrikliği, hıristiyan tebaanın, küçük mikyasta bir nevi Meşihat makamı gibi bir şeydi. Padişahın veya Sadrazamın emriyle, mutat olan Divan-ı hümayun âzasından fazla olarak bazı büyük rütbeli ulemadan ve paşalardan terekküp eden [oluşan] meşveret meclislerinin toplanıp mühim meseleleri müzakare ettikleri de olurdu. Ne Patrik efendi, ne de hıristiyanlardan başka bir zat Divan-ı hümayuna veya büyük meşveret meclislerine dâhil değildi; Divan-ı hümayunda vazifesi bulunan gayrimüslimler, münhasıran Divan-ı hümayun tercümanı denilen kimselerdi ki bunlar da umumiyetle ecnebi lisanlarına vâkıf Fenerli beylerden tayin olunurdu. Bunların vazifesi, ecnebi devletlerle münasebâtta tahrirî veya şifahî tercümanlık etmekten ibaret olup, divan âzasından madut değillerdi [sayılmazlardı].
Osmanlı Devleti’nin esas teşkilâtınca mutlak veya mukayyet [kayıtlı] bir devlet olup olmaması, hayli münakaşaları celbetmiştir. Bu mesele, şeriatin imam, emîr veya sultanlara verdiği hukukun derecesini sarih tayin edebilmekle, nazarî olarak halledilmiş olursa da bu hallin amelî hiçbir kıymeti yoktur, fiilen Osmanlı Padişahları mutlak ve müstebit birer hükümdardı; ancak bu istibdada karşı, fetva makamının da nazarî bir silâhı, hal’ fetvası vardı. Fetva makamı, bu silâhı müessir kılabilmek için, Osmanlı Saltanatının ancak inhitat devrinde hakikî bir istinat kuvveti bulabilmiştir ki o da itaati gevşetmiş olan Yeniçeri ordusudur. Bu cihetle, Osmanlı Padişahlarının mutlak iktidarı, Meşihat makamının hal’ fetvası ve bu fetvayı tatbik edebilmek iktidarını haiz asker kuvvetiyle tahdit edilmiş demek olur. Bundan başka Padişah, çok mühim addolunan meselelerde, Divan-ı hümayun kararlarını nazardan uzak tutmamakta idi; maamafih, kat’î kararı vermek hakkını bizzat kendisi haizdi. Bütün bu hususlarda en müessir âmil, padişah olan zatın seciye ve iktidar derecesi olmuştur.
…..
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Araştırma/İnceleme Popüler Tarih Siyasal Tarih Tarih Türk-Osmanlı
- Kitap AdıOsmanlı Devleti'nin Dağılma Devri (XVIII. ve XIX. Asırlarda)
- Sayfa Sayısı246
- YazarYusuf Akçura
- ISBN9786051556550
- Boyutlar, Kapak12x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviÖtüken Neşriyat / 2023