Üniversite yurdunun tuvaletinde, aynı anda hem bir hayat hem de bir ölüm doğurmuştum. İlk defa kendimi nesillerin içinden geçtiği bir kadınlar zincirinin parçası hissettim.
Sene 1963, Rouen. Fransa’da kürtaj hâlâ yasadışı, telaffuz bile edilemeyen bir kelimedir; dilde dahi yeri yoktur. Ernaux o sırada yirmi üç yaşında bir üniversite öğrencisidir, hamile olduğunu öğrenir ve dünyası başına yıkılır: Bu hamilelik, kendisinin ve ailesinin toplumsal başarısızlıklarının damgası olacaktır. Buna engel olmak isteyen genç kadın, hamileliğini yakınlarından gizleyerek çaresizce bir çözüm yolu aramaya girişir.
Daha önce Kürtaj adıyla yayımlanan bu kitapta Ernaux, bireysel ve politik açıdan dönüştürücü bir “olay”dan, tarihin dışlanmış kadınları için edebî bir tanıklık alanı açan son derece kesin, kısılması mümkün olmayan bir ses çıkarıyor.
“Evrensel, kadim, cesur ve sarsıcı.” Financial Times
“Yankı uyandırıcı, önemli bir çalışma.” Publishers Weekly
Barbès’te indim. Geçen sefer olduğu gibi, erkekler metro durağında ikili-üçlü gruplar halinde bekleşiyordu. İnsanlar, ellerinde Tati mağazasının pembe poşetleriyle kaldırımda yürüyordu. Magenta Bulvarı’na saptım, dışarıda asılı anoraklardan Billy mağazasını hatırladım. Karşıdan bir kadın geliyordu, sağlam yapılı bacaklarında iri desenli, siyah bir külotlu çorap vardı. Ambroise-Paré Sokağı hastane civarına kadar neredeyse ıssızdı. ELISA1 bölümünün kemerli uzun koridorunu geçtim. İlk geldiğimde, camlı koridor boyunca uzanan avluda küçük bir orkestra sahnesi olduğunu fark etmemiştim. Bütün bunlar acaba çıkarken gözüme nasıl görünecek diye geçiriyordum içimden. 15 numaralı kapıyı ittim, iki kat yukarı çıktım. Tarama servisinin hasta kabul birimine, üzerinde numaramın yazılı olduğu kartı teslim ettim. Kadın bir dolabı karıştırdı ve içinde birtakım kâğıtlar bulunan bir karton dosya çıkardı. Elimi uzattım ama dosyayı bana vermedi. Masanın üzerine koydu; gidip oturmamı, beni çağıracaklarını söyledi.
Bekleme odası bitişik iki bölmeye ayrılmıştı. Doktorun kapısına en yakın ve daha kalabalık olanı seçtim. Yanımda getirdiğim sınav kâğıtlarını okumaya başladım. Benim ardımdan, çok genç, uzun sarı saçlı bir kız numarasını uzattı hemen. Baktım, ona da dosyasını vermediler, onu da çağıracaklarmış. Bizden önce gelmiş, otuzlu yaşlarda, saçları hafiften dökülmüş, şık giyimli bir adam; walkman’li genç bir siyah; koltuğuna gömülmüş, yüzü çökmüş, ellili yaşlarda bir adam birbirlerinden uzakta oturmuş bekliyorlardı. Sarışın kızdan sonra, dördüncü bir adam geldi, kararlılıkla oturdu, çantasından bir kitap çıkardı. Sonra bir çift, kadın tayt giymiş, karnı burnunda, erkek takım elbiseli, kravatlı. Sehpanın üzerinde gazete, dergi yoktu, sadece, süt ürünleri tüketmenin faydaları ve “AIDS’le yaşamak” konulu broşürler vardı. Kadın, eşine bir şeyler söyledi, kalktı, kollarını ona doladı, okşadı. Adam ellerini şemsiyesine dayamış, sessiz, kıpırtısız duruyordu.
Sarışın kız gözlerini yere dikmiş, neredeyse kapatmıştı, kucağında deri montuyla heykel gibiydi. Ayak ucunda büyük bir seyahat çantası ve bir de küçük sırt çantası vardı. Kaygılanmak için diğerlerinden daha fazla nedeni olup olmadığını düşündüm. Hafta sonu tatile çıkmadan ya da taşradaki anne babasının yanına gitmeden önce test sonucunu almaya gelmişti belki. Doktor odasından çıktı, siyah külotlu çoraplı, pembe etekli, zayıf, cıvıl cıvıl, genç bir kadın. Bir numara söyledi. Kimse kıpırdamadı. Yandaki bölmeden birisiydi; hızla geçen bir oğlan, sadece gözlük ve atkuyruğu gördüm.
Sonra genç siyah çağrıldı, ardından, yandaki bölmeden başkaları. Çiftin kadını dışında, kimse ne konuşuyor ne kıpırdıyordu. Doktor muayenehanesinin kapısında belirdiğinde ya da odadan biri çıktığında hepimiz başımızı kaldırıp bakıyorduk sadece. Gözlerimizle onu izliyorduk. Telefon birkaç kez çaldı. Randevu ya da çalışma saatleri hakkında bilgi istiyorlardı. Bir keresinde, telefonlara bakan kadın, arayan kişiye cevap vermesi için gidip laborantlardan birini çağırdı. O da, “Hayır, normal miktarda, kesinlikle normal miktarda,” dedi ve sonra aynı şeyleri tekrarladı. Sözleri sessizliğin içinde çınladı. Hattın ucundaki kişi HIV pozitifti herhalde. Sınav kâğıtlarını okumayı bitirmiştim. Hep aynı bulanık sahne gözümün önüne geliyordu; temmuz ayında bir cumartesi ya da pazar, sevişme hareketleri, boşalma.
Aylardır aklımdan silinmiş olan bu sahne yüzünden buradaydım. Çıplak bedenlerin birbirine dolanması ve hareketleri bir ölüm dansını çağrıştırıyordu. Bıkkınlıkla tekrar görüşmeyi kabul ettiğim bu adam, sanki İtalya’dan sırf bana AIDS bulaştırmak için gelmişti. Yine de bunların arasında, hareketler, tenin, spermin ılıklığı ve burada bulunuşum arasında bir bağlantı kuramıyordum. Cinsellik ile başka bir şey arasında asla bir bağlantı olamaz diye düşündüm. Doktor benim numaramı okudu. Ben daha içeri girmeden, samimi bir ifadeyle gülümsedi. Bunu hayra yordum. Kapıyı kapatırken, “Sonuç negatif,” dedi hemen. Yüksek sesle güldüm. Sonrasında söyledikleri artık ilgimi çekmiyordu. Neşeli ve sırdaş bir hali vardı. Merdivenleri son sürat indim, hiçbir şeye bakmadan geldiğim yoldan geri döndüm. Bir kez daha paçayı kurtardım diye geçiriyordum içimden. Sarışın kızın da akıbetini öğrenmek isterdim. Barbès İstasyonu’nda, insanlar peronlarda sıkış tıkış, orada burada pembe lekeler halinde Tati poşetleri.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Roman (Yabancı)
- Kitap AdıOlay
- Sayfa Sayısı80
- Yazar Annie Ernaux
- ISBN9789750760587
- Boyutlar, Kapak12,5x19,5 cm, Karton Kapak
- YayıneviCan Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Benim Küçük Gözlerimden ~ Emilio Ortiz Pulido
Benim Küçük Gözlerimden
Emilio Ortiz Pulido
“Bu kitabı diğerlerinden ayıran noktalardan biri, sevgisini hayvanlara cömertçe verebilenler için yazılmasıdır.” Dünyamıza kendi küçük gözlerinden bakıp bize bizi anlatan Cross’un insanların dünyasındaki maceralarının mizahi bir...
- Rosie Black Günlükleri – Yaratılış ~ Lara Morgan
Rosie Black Günlükleri – Yaratılış
Lara Morgan
Beş yüz yıl sonra, geleceğin dünyası... Erime adındaki çevresel felaket sonucunda Newperth şehri üç sınıfa bölünmüştür: Merkez'de yaşayan varlıklılar, Kıyı'da yaşayan yoksullar ve şehrin sınırlarında yaşayan Vahşiler.Rosie Black, Kıyı'da yaşamaktadır ve bulduğu sıradışı bir kutunun ölümcül sonuçlar doğuracağından habersizdir. Gizemli bir örgüt bu kutunun peşindedir ve ona ulaşmak için insanları öldürmekten çekinmemektedir.
- Hayvan Çiftliği – Bir Peri Masalı ~ George Orwell
Hayvan Çiftliği – Bir Peri Masalı
George Orwell
İngiliz yazar George Orwell (1903-1950), ülkemizde daha çok Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş ikinci...