Bu yıl, Oktay Rifat, doğumunun 100. yıldönümünde anılıyor. Enis Batur, yıllar önce “Türkçe Şiirin Doruğunda” konumladığı Oktay Rifat’ın şiirini bir defa daha okumaya girişti. Bu girişimden birkaç yeni yorum ipucunun doğduğuna inanıyor.
Oktay Rifat’a Doğru’nun “ek”leri çok önemli: Garip üçlüsünün yeniyetmelik ürünleri ilk kez burada kitaplaşıyor. Ve Oktay Rifat’ın kitaplarına girmemiş bazı yazıları onları bütünlüyor.
Büyük ustaya bir saygı duruşu.
İÇİNDEKİLER
SUNU ………………………………………………………………… 7
TÜRKÇE ŞİİRİN DORUĞUNDA:
OKTAY RİFAT ……………………………………………….. 11
NECE: “YENİ ŞİİRLER”DE ATMOSFER
VE ZAMAN HAREKETLERİ ………………………. 21
UZATMALI BİR GARİP ………………………………. 35
OTOMATİK LİRİK YAZI …………………………….. 73
KİTAPLAŞAMAMIŞ METİNLER ………………. 81
OKTAY RİFAT’IN
ESİ DERGİSİNDEKİ YAZILARI ………………. 109
SUNU
“İki elle” (İlhan Berk), “dört kolla” (Ece Ayhan) yazdığıma ilişkin görüşlerin bende yarıyarıya sinsi bir keyiflenme duygusu yarattığını hiçbir zaman saklamadım; buna karşılık, yazan kollarımdan birinin aslında borçlarımı ödemeyi üstlendiğini dile getiren olmadı: Yetişme yıllarımdan başlayarak beni beslemiş, etkilemiş bütün şairleri, yazarları konu edinen denemeler kaleme aldım. Bazılarına borçlarım şüphesiz daha büyüktü, ödenmesi geniş zamanlar, emek ve yatırım gerektirmiştir, onların başında geliyor Oktay Rifat.
Kimileri, uzaktan, oğul Samih Rifat’la derin dostluğumuzun bir payını görebilir o etkilenmede, hayır: Oktay Rifat, Yeni Şiirler’iyle (1973) beni yaşadığım söz kilitlenmesinden kurtardığında tanışmıyorduk — yollarımız çok sonra kesişecekti.
Büyük şairler, insanlar arasında olmadık köprüler kurar. Selçuk Altun’la dostluğumuzun başlangıcında ortak Oktay Rifat tutkumuz rol oynamış, YKY’nin de tohumunu atan Oktay Rifat Kitabı’nı hazırlamam önerisi 1996 yılında kendisinden gelmişti. Bana kalırsa ortaya oldukça nitelikli bir kitap çıkmıştı, bugün neden sırra kadem bastığı konusunda hiçbir fikrimin olmadığını belirtmeliyim.
Selçuk Altun’un Oktay Rifat tutkusu, romanlarının başlığını şairin dizelerinden seçmesiyle sınırlı kalmadı: Kişisel olanaklarıyla Seçme Şiirler’inin Richard Mc.Kane-Ruth Christie ikilisi tarafından çevrilmesini, sonra da Anvil Press yayınevinden İngiltere’de çıkmasını sağladı. Bu kitabın gerçekleşmesini de onun maddî-manevî desteğinin belirlediğini vurgulamak isterim: Oktay Rifat’ın 100. yıldönümü 2014 yılına denk geldiği için, bir yıl öncesinden tatlı diliyle beni deliğimden çıkardığını, içimde yeniden ustanın şiir dünyasına yolcu çıkma isteğini tetiklediğini eklemeliyim burada.
Kitabın güzergâhına ilişkin birkaç noktaya ışık tutmam gerekiyor. Öncelikle, Oktay Rifat Kitabı’nda yeralmış “Türkçe Şiirin Doruğunda” başlıklı yazımla, 1998 yılında YKY tarafından düzenlenen Oktay Rifat Sempozyum’u için kaleme aldığım, Yeni Şiirler’i kuşatan okuma denememi bu toplama almamam düşünülemezdi, çatıyı onlara göre çattığımı söylemeliyim: “Uzatmalı bir Garip” ile “Otomatik Lirik Yazı”, Oktay Rifat şiirinin bütününü ele almamı sağlayan yeni bölümler oldu. ‘Görsel malzeme’yi bir süsleme ögesi olarak seçmediğime inanıyorum, işlevsel yanı ağır bassın istedim, ikonografyanın.
1991, 1998, 2013: Bu kitabı ören denemelerde, kaçınılmazdı, ‘tekrar’ların ortaya çıkmış olmasından tedirginlik duymadım diyemem. Gelgelelim, zorlama yoluyla ‘tekrar’lardan kurtulmak bana uygun görünmedi: Tutarlılık peşinde olduğumdan değil, kimi nüans kaygıları adına onları korumayı yeğledim. Bu açıdan bakıldığında, kitap 1991 denemesini açan bir çalışma olarak değerlendirilebilir.
Oktay Rifat’ın kendisi de, ailesi de “yaşamöyküsel veriler” konusunda her vakit duyarlılık göstermişlerdir; bu tavra saygı göstermek kaydıyla şiir-yaşam ilişkisini örtüştürmeye çalıştım. Kimi ayrıntıları Samih Rifat’tan tanıyordum, kimileri için Nesrin Rifat’tan yardım aldım — “özelin özeli”ne fazla sokulmadım metinde. Zaman içinde, Oktay Rifat’ın yapıtıyla ilgili pek çok yazı okudum şüphesiz, onlardan ne ölçüde yararlanmışımdır kestiremem; bu kitabın hazırlanış sürecinde, yarıyarıya amatör bir yaklaşım olarak görülebilir belki, kendi payıma Dr. Selahattin Tuncer’in kitabı Şair Oktay Rifat’tan nektar topladığımı belirtmem gerekir.
Kitaba “ek”lediğim ‘gençlik ürünleri’nin izine Turan Tanyer‘in Taş Mektep’inde rastladım, dostum Faruk Alpkaya ricamı kırmayıp ‘malzeme’yi Ankara’dan, Milli Kütüphane’den kotarıp iletti. Yanılıyor olabilirim, o parçalar üç çeyrek yüzyıldır okurdan uzak kalmışlardı. Esi dergisindeki, Oktay Rifat’ın kitaplarına girmemiş parçaları ise Selçuk Altun bulup teslim etti bana.
Kitabın, Oktay Rifat’ın yazın adamı kimliğini bütünüyle kuşatmadığını hemen altını çizmeliyim: Oyunlarına, romanlarına sokulmadım hiç, yalnızca şiiri üzerinde odaklandım, bunu yaparken de, bilmem söylemek fazla mı, hepten öznel bir okuma merceği kullandım — ötesi edebiyat tarihçilerinin, eleştirmenlerinin alanına giriyor, diye düşünüyorum.
Her öznel okuma için geçerlidir: Poetika zemininden genelde kopmaksızın kimi savlar getiriyor yazdıklarım. Şüphe mi var: Hepsi tartışmaya, tartılmaya açıktır.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Edebiyat İnceleme/Araştırma
- Kitap AdıOktay Rifat'a Doğru
- Sayfa Sayısı128
- YazarEnis Batur
- ISBN9789755707006
- Boyutlar, Kapak13.5x21 cm, Karton Kapak
- YayıneviSel Yayınları / 2014
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Bilgiden Kurmacaya – Bir Çağdaş Edebiyat Çözümlemesi ~ Gürsel Aytaç
Bilgiden Kurmacaya – Bir Çağdaş Edebiyat Çözümlemesi
Gürsel Aytaç
Bir edebi eser nasıl oluşur? Edebi eserde bilimin ve felsefenin rolü nedir? Bu sorular, edebiyatın diğer alanlarla bağlantı kurduğu noktalarda güncel olarak varlığını sürdürmektedir....
- Köroğlu Destanı – Türk Dünyasının Köroğlu Fenomenolojisi ~ Fuzuli Bayat
Köroğlu Destanı – Türk Dünyasının Köroğlu Fenomenolojisi
Fuzuli Bayat
Köroğlu, Türk destan geleneğinde mitolojik kahramandan destan kahramanına, “vergi almış şaman’dan Hakk’tan gönlüne ilham düşen âşık’a, karanlık güçlerle savaşan alp’ten, insanları haksızlıktan koruyan kahraman’a,...
- Babil’deki Türkiye ~ Ekrem Tahir
Babil’deki Türkiye
Ekrem Tahir
Bizim Edebiyatımız,19.Asır sonuna kadar burcu burcu islam kokar..Yani hınca hınç düşünce,musikı,aşk ve sonsuza kanat çırpan rüya düşünceler.. Şimdi ,daha çok iğdişlik kokar,”Çağdaş”edebiyatımız..Biz ki,hazinelerimizden ve...