MİLDEKİ YOLCULUĞA KATILANLAR
Linnet Ridgeway
Joanna Southwopd Chartes Widlesham Jacqueline de Bellfort Simon Doyle Tim Allerton
Mrs. Allerton Cornelia Robson
Laura Van Schuyler Miss Bowers
Andrew Pennington Jim Fanthorp
Guido Richetti Terguson
Salome Otterbourne Rosalie Otterbourne Louise Bourget Albay Race
Genç bir kız. Çok güzel ve pek zengindi.
Bir ‘Lady.’ Biraz sivri dilliydi. Genç bir Lord. Linnet’e âşıktı. Linnet’in arkadaşı.
Ona
güveniyordu. Jacqueline’in
nişanlısı.
Yakışıklı
bir
gençti.
Genç
yazar.,
Hayatından
hoşnut
değildi.
Tim’in annesi. Hoş bir kadındı. Fakir ‘bir kız. Ama mutlu olmasını biliyordu.
Cornelia’nın akrabası. Fazla kurumluydu.
Hemşire. Görevi Miss Van Schuyler’e bakmaktı.
Linnet’in
vasisi.
Kurnaz
bir adamdı. Genç bir avukat. Aklı başında bir insandı.
Arkeolog. Çabuk öfkeleniyordu. Esrarlı bir yolcu. Çok küstahtı. Yazar. Kendisini çok akıllı sanıyordu. Salome’nin kızı. Aksi ve somurtkandı. Linnet’in oda hizmetçisi.
Bazı şeyler biliyordu. İngiliz Gizli İstihbarat servisindendi.
ve
HERCULE POİROT
«Linnet Ridgeway!» Üç Taç hanının sahibi Mr. Burnaby arkadaşını dürttü.
«Ta kendisi!»
Gözleri iyice irileşmiş, ağızlan hafifçe açılmış olan iki adam sahneyi ilgiyle izliyorlardı.
Büyük, kırmızı bir Rolls Royce araba köy postanesinin önünde durmuştu.
Otomobilden genç bir kız fırladı. Şapkasız, yalnız görünüşte sade bir elbise giymiş bir genç kız. Saçları altın gibi, yüzündeki ifade azametli, vücudu da çok güzeldi. Yani Malton köyünde kolayca rastlanacak tiplerden değildi o.
Genç kız, çabuk, fakat mağrur tavırlarla postaneye girdi.Mr. Burnaby tekrar, «Ta kendisi,» dedi. Alçak sesinde iyimserlik seziliyordu.
«Milyonları var onun… Malikâneye de bol para dökecekmiş. Yüzme havuzu, îtalyan bahçeleri, balo salonu yaptıracakmış. Evin yarısı yıkılarak, yeniden yapılacakmış…»
Arkadaşı, «Köye para getirecek…» dedi.
Mr. Burnaby başını salladı. «Evet, Malton için fevkalâde birşey bu. Fevkalâde bir şey.» Sonra memnun memnun ekledi. «Bizi de iyice canlandıracak.»
Beriki, «Sir George’un zamanından biraz farklı olacak,» dedi.
Mr. Burnaby hoş görüyle, «Onun başını atlar derde soktu,» diye cevap verdi. «Hiç şansı yoktu.»
«Malikâne için kaç para aldı?»
«Tam iki buçuk milyon. Ben öyle duydum.»
Hancının arkadaşı bir ıslık çaldı.
Mr. Burnaby sözlerini zaferle sürdürdü. ((Söylediklerine göre malikânenin tamiri için de bir iki buçuk milyon harca-yacakmış.»
Sıska bir adam olan ahbabı, «Günah,» dedi. «Bu parayı nereden bulmuş o?»
«Amerika’dan. Ben öyle duydum. Annesi o Amerikalı milyonerlerden birinin tek kızıymış. Tıpkı filmlere benziyor değil mi?»
Genç kız postaneden çıkarak arabasına bindi.Bir gazetenin dedikodu sütunundan :
«Chez Ma Tante’da akşam yemeği yiyenler arasında güzel Linnet Ridgeway’in de bulunduğunu gördüm. Yanında Lady Joanna Southwood, Lord Windlesham ve Mr. Toby Bry-ce vardı. Herkesin de bildiği gibi Miss Ridyeway’e büyük babası Leopold Hartz’den pek büyük bir servet kaldı. Güzel Linnet bu ara sosyetenin en beğenilen ve heyecan yaratan kızı. Yakında onun nişanını ilân edeceği kulağımıza geldi.. Gerçekten de Lord Windlesham pek mutlu gözüküyordu.»
Lady Joanna Southwood, «Hayatım bence pek şahane olacak burası,» dedi.
Linnet Ridgeway’in Wode malikânesindeki yatak oda-smdaydılar. Pencereden geniş
bahçenin gerisindeki kırlar ve mavi gölgeli korular gözüküyordu.
Linnet, «Pek güzel, değil mi?» diye mırıldanarak kollannı pencerenin pervazına dayadı. Yüzü canlı ve çekiciydi.
Onun yanında Joanna Southwood nedense biraz silik duruyordu. Joanna yirmi yedi yaşlarında uzun boylu, zayıf bir kızdı. Uzun yüzü zekâ doluydu. Kaşlarını iyice almıştı. «Bu sürede çok şey başarmışsın! Mimar filân mı getirttin?»
«Üç mimar.»
«Mimarlar nasıl kimseler? Şimdiye kadar bir mimarla tanıştığımı sanmıyorum.»
«İyi insanlar. Ama bazen hiç de pratik değiller.»
«Hayatım, sen bunu çabucak düzeltirsin! Senin kadar pratik bir insan olamaz!»
Joanna tuvalet masasından bir dişi inciyi aldı. «Bunlar herhalde sahici, Linnet.»
«Tabii.»
«Senin için “‘tabii’ olduğu muhakkak, hayatım. Ama çok kimse için toöyle değil.
Onlar kültür inci alıyorlar. Hattâ en ucuzunu. Şekerim, bu inciler inanılacak gibi değil! Boylan ne kadar uygun! Herhalde bu gerdanlık bir servet eder!»
«Biraz bayağı değil mi?»
«Hayır, hayır, hiç de değil. Çok güzel bu. Değeri ne kadar?»
«Elli.bin sterlin sanırım.»
«Doğrusu güzel para! İncinin çalınmasından korkmuyor musun?»
«Yo! O gerdanlığı daima takarım. Zaten sigortaU bu.» «Hayatım, gerdanlığı yemeğe kadar takabilir miyim? Bu beni öyle heyecanlandıracak ki.»
Linnet güldü, «Tabii, madem istiyorsun…» «Linnet, biliyor nrusun, seni gerçekten kıskanıyorum. Her şeyin var senin. Daha yirmi yaşındasın ve kendi ıbaşma buyruksun. Paran ‘bol. Güzelsin, sağlığın gayet yerinde. Hattâ akıllısın da! Yirmi birine ne zaman basıyorsun?»
«Gelecek Haziranda. Londra’da şahane bir parti vereceğim.»
«Ondan sonra da Charles Windlesham’la mı evleneceksin? O korkunç dedikodu yazarları bu yüzden lena halde heyecanlanıyorlar.
Charles da gerçekten sana çok bağlı.»
Linnet omuzunu silkti. «Bilmem ki… Ben henüz evlenmek istemiyorum.»
«Çok haklısın, Linnet!» Sonradan durum hiç de eskisi gibi olmuyor, değil mi?»
Telefon tiz bir sesle çalmaya başlamıştı.
Linnet, telefona gitti. «Evet? Evet?»
Ona uşak cevap verdi. «Miss de Beîlefort sizi arıyor, efendim. Onunla konuşacak mısınız?»
«Belief ort mu? Ah, tabii. Hemen bağla onu!»
Bir şıkırtı, sonra da heyecanlı, yumuşak bir ses duyuldu.
«Allo? Miss
Ridgeway’le mi konuşuyorum? Linnet!»
«Biliyorum. Ne feci değil mi? Linnet, seni görmeyi çok istiyorum.»
«Hayatım, buraya gelemez misin? Yeni oyuncağımı sana göstermeyi istiyorum.»
«Benim istediğim de bu.»
«Öyleyse hemen bir trene veya arabaya atla gel.»
«Olur. Gayet eski iki kişilik bir arabam var. Bazı günler iyi çalışıyor ama fazla kaprisli. Eğer çay zamanına kadar ge-lemezsem o zaman arabanın tutarağının tuttuğunu anlarsın. Şimdilik hoşçakal, şekerim.»
Linnet, telefonu kapayarak tekrar Joanna’nm yanına döndü. «En eski arkadaşlarımdan o. Jacqueline de Beîlefort. Onunla Paris’teki manastır okulunda birlikte okuduk. Şansı hiç yok zavallının. Babası bir Fransız Kontu, annesi Amerikalıydı. Bir Güneyli. Babası bir kadınla kaçtı. Annesi servetini yönetemeyip, bütün parasını kaybetti. Jackie beş parasız kaldı. Bilmiyorum şu son iki yıl nasıl geçinebildi?»
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Polisiye Roman (Yabancı)
- Kitap AdıNil' de Ölüm
- Sayfa Sayısı191
- YazarAgatha Christie
- ISBN9789754059618
- Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
- YayıneviAltın Kitaplar / 2003
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Anton’un Maceraları: Arkadaş Canlısı ~ Meike Haberstock
Anton’un Maceraları: Arkadaş Canlısı
Meike Haberstock
Ortalık oldu yine sütliman Zaman alır dost dediğini bulman Bir kere bulduğunu bile sansan En çok iki saat yanında durur, inan! Gerçek arkadaşlar hep...
- Beyaz Diş ~ Jack London
Beyaz Diş
Jack London
Gece karanlığı bastırıyordu. Kampın gürültüsüne ve telaşına alışık olan duyuları körelmişti. Ne görülecek, ne duyulacak, ne de yapılacak bir şey vardı burada. Sessizliğin bozulduğunu...
- Erebos ~ U. Poznanski
Erebos
U. Poznanski
Bu bir oyun, Seni izliyor, Seninle konuşuyor, Ödüller dağıtıyor, Seni test ediyor, Tehditler savuruyor, Onun tek bir amacı var: Seninle oyun oynamak istiyor. Oyuncularıyla...