Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Ne Çok gelecek Ne Az Zaman – Yirminci Yüzyıl Trajedileri
Ne Çok gelecek Ne Az Zaman – Yirminci Yüzyıl Trajedileri

Ne Çok gelecek Ne Az Zaman – Yirminci Yüzyıl Trajedileri

İlyas Tunç

İlyas Tunç, yirminci yüzyılda dünyanın dört bir yanında siyasi, etnik ya da dinsel nedenlerle işlenmiş cinayet, katliam veya kırımlara odaklanıyor. Bir kısmını hiç bilmediğimiz,…

İlyas Tunç, yirminci yüzyılda dünyanın dört bir yanında siyasi, etnik ya da dinsel nedenlerle işlenmiş cinayet, katliam veya kırımlara odaklanıyor.

Bir kısmını hiç bilmediğimiz, bir kısmını unuttuğumuz bu olayları dikkatli bir dille anlatan Tunç özellikle devletlerin ya da devlet gibi davranmak isteyen hareketlerin karanlık tarihine ışık tutuyor. Yakın geçmişte de olsa geride kaldığını düşünmeye meylettiğimiz bu tür örgütlü şiddet eylemlerinin yaşadığımız dünyayı şekillendirmekte rolü olduğuna şüphe yok.
Ne çok gelecek, ne az zaman bizi bir kez daha, uygarlığın içinde saklı duran barbarlığı ve ona karşı koyma gücümüzü düşünmeye çağırıyor. Yüzleşmek pişmanlık duymayı, pişmanlık duymak ise söz konusu kötülükleri bir daha yapmamayı sağlayabilir. Kitabın diri tutmak istediği bu umuda, bölgesel savaşların sürdüğü, küresel bir savaş tehdidini hissettiğimiz şu yirmi birinci yüzyılda çok ihtiyacımız var.

İÇİNDEKİLER
Önsöz: Yaralarımızı İyileştirmek
Kongo: Hüzünlü Bir Kongo Türküsü
Meksika, Mazocoba: Yuvarlanan Taş
Çin, Taiyuan: Ruhları Kurtarmak
Rusya, Biagoveşçensk: Amur Leoparı
Kosova: Parçalanma
Filipinler, Samar Adası: Samar’ın Issızlığı
Güney Afrika, Kuzey Burun: Ölüm Tanrısı Gaunab
Moldavya, Kişinev: Kan İftirası
Alman Güneybatı Afrikası: Namibya Çölünden Auschwitz’e
Tibet, Chumik Shenko: Bahane
Tanzanya: Kurşunlara Karşı Mızraklarla
Rusya, Petersburg: Kıvılcım ve Kan Gölcükleri
Kenya, Sotik: Gerekçe mi Amaç mı
Filipinler, Bud Dajo: Fotoğraflar Yalan Söylemez
Şili, Iquique: Yoksa
Bali, Klunkgung: Puputan
İran, Tahran: Sultan ya da Şah
Türkiye, Adana: Düğmeye Basanlar
İspanya, Barselona: Trajik Hafta
ABD, Slocum: Beyaz Histeri
Meksika, Torreon: Koruyucu Derisi Yüzülmüş
Libya, Trablusgarp: Çöl Aslanı
Rusya, Lena: Devrime Giderken
Küba, Oriente: Baba, Oğul ve…
Kuzey Makedonya, Ustrumca: Ya Raporlara Geçmeyenler
Türkiye, Tekirdağ, Yukarı Kılıçlı Köyü: Kaz Vakası
ABD, Kolorado, Ludlow: Patronun Zırhlı Aracı
Belçika, Flaman Brabant: Aerschot Kasabası’nda
Türkiye, Orta ve Doğu Anadolu: Deyre’z-Zor’a Doğru
İngiltere, Kingston upon Hull: Zeplin ya da Bebek Katili
Avustralya, Mowla Bluff: Terra Nullius
ABD, Illinois, Doğu St. Louis: Simge ve Gerçeklik
Çad, Abeşe: Mezbahatü’l Kub Kub
Azerbaycan, Bakü: Petrol Tutkusu
Hindistan, Amritsar: Kuyu
ABD, Arkansas, Elaine: Elaine’deki Kızıl Yaz
İrlanda, Dublin: Croke Park Stadyumu’nda
ABD, Tulsa: Asansörde Ne Oldu
Ekvador, Guayaquil: Huzur, Haz ve Acı
İtalya, Torino: Gramsci’nin Kaygısı
Japonya, Kanto Bölgesi: Yanlış Telaffuz
Karadağ, Şahoviçi: Babasından Dinledikleri
Şili, Tarapaca Bölgesi: Görevin Özeti
Çin, Guanco, Şamian Adası: Serbest Bölgeye Yürüyüş
Fas, Şafşavan: Gezi Broşüründe Bulamadığımız
Avustralya, Kimberley: İnsan Avı
Çin, Şanghay: İttifak Bozulunca
ABD, Kolorado: On Altı Ton
Kolombiya, Cienaga: Tatlı Meyvenin Acı Gerçeği
Filistin, Hebron: Bir Kapıdan Ötekine
Nijerya, Aba: Palmiye Yaprakları Elden Ele
Pakistan, Peşaver: Kurtlara Yem Olmak
İsveç, Adalen: Suçluluk Ölçütü
El Salvador: Eski Şarkılar Zamanı
İsviçre, Cenevre: Anarkosendikalist Mücadele
Kuzey Irak, Simele/Sumail: İngilizlerin Verdiği Cesaret
Şili, Ranquil, Itata: Kötülüğe Devam Etmek
İspanya, Turon: Sadece Misket Tüfeği
Porto Riko, Rio Piedras: El Chupacabra
İspanya, Badajoz: Falanjistler
Etiyopya, Addis Ababa: Ölümün Kolonyal Şapkası
Porto Riko, Ponce: Çiçekli Bahçe ve Kan Gölü
İspanya, Guernica: Tablonun Arkasındakiler
Dominik Cumhuriyeti, Dominik-Haiti Sınırı: Perejil
Çin, Nanking: Vahşetin Sınırsızlığı
Türkiye, Tunceli, Hozat: Dünyadaki Sesleri
Almanya: Soykırıma Doğru
Hindistan, Amko-Simko, Surdargarh Bölgesi: Kumpas
Polonya, Katyn Ormanı: Yanlışlıklar
Polonya, Auschwitz: İnsanlığın Sıfır Noktası
Ukrayna, Kiev, Babi Yar: Ölümün Zihinsel Boyutu
Belarus, Minsk, Slutsk: Mektup
Türkiye, Şile Açıkları: Struma ve Sovrino
Burma, Arakan, Minbya Kasabası: Gerekçe Başka
Türkiye, Van, Özalp: Otuz Üç Kurşun
Senegal, Dakar, Thiaroye Kampı: Kırmızı Çekirge Yağmuru
Yunanistan, Atina: Hem Partizan Hem Şair
Macaristan, Budapeşte: Tuna Nehri Kıyısında
Cezayir, Setif: Ağdan Kurtulmak
Japonya, Hiroşima: Çekirdek
Hindistan, Kalküta: İkilem
Tayvan, Taipei: Bulaşma
Filistin, Hayfa, Tatura Köyü: Tantura Plajı’nd
Malezya, Batang Kali: Ağlayan Ağaçlar
Güney Kore, Jeju Adası: Sineklerden Uzun Yaşamak
Kuzey Kore, Sinchon: Korkunç İtiraf
Arnavutluk, Tiran: Sınıf Arkadaşları
Güney Afrika, Duncan Village: Yasaların Adaletsizliği
São Tomé ve Principe, Batepa: Gri Papağan ve Özgürlük
Kenya, Chuka: Mau Mau
İsrail, Necef Çölü, Ma’ale Akrabim: Ölü Kalkanın Arkasında
Ürdün, Madaba: Yapan da Bozan da
Türkiye, İstanbul: Amaca Ulaşmak
İsrail, Kefr Kâsım Köyü: Yalvarış
Cezayir, Mesi’e, Meluza: Çirkin Tezahürat
Vietnam, Chau Doc: Savaşta Yitirilen İlk Şey
Tunus, Sakiyet Sidi Yusuf Köyü: Cehennemi Resmetmek
Kenya, Hola: Uhuru
Gine-Bissau, Pindjiguiti: Cabral’ın Göremediği
Güney Afrika, Sharpeville: Doğru Tahmin
Mozambik, Cabo Delgado, Mueda: Oğuldan Armağan
Fransa, Paris: Duvar Yazısı
Sovyetler Birliği, Novoçerkassk: Seçenek
Dominik Cumhuriyeti, San Juan: Liborio Baba’nın Mirası
Brezilya, Mato Grosso: Söylem
Pakistan, Sindh, Tehirhi Köyü: Tahrip
Kongo, Stanleyville: Operasyon Başlamadan
Türkiye, Zonguldak, Kozlu: Karanlığa Hükmedenler
Fas, Kazablanka: Cehalet ve Devlet
Endonezya: Kahramanlığın Koşulu
Vietnam, Bin Dinh, Tay Vinh Köyü: Yeraltından Yerüstüne
Çin, Pekin: Ölsem Bile
Bolivya, Çatavi: Latin Amerika’nın Kesik Damarları
Nijerya, Asaba: Barış Yürüyüşüne Rağmen
Paraguay: Buzdağının Görünen Yüzü
Vietnam, Quang Ngai, My Lai Köyü: Kodlama
Meksika, Tlatelolco: Olimpiyat Değil Devrim İstiyoruz
Kenya, Kisumu: Ağız Kavgası
ABD, Ohio, Kent: Çiçekler Kurşunlardan İyidir
Bangladeş: Hükümet Yolcuları
Burundi: Listelemek
Kuzey İrlanda, Derry: Görüp de Bilmediğimiz
Yunanistan, Atina: Yeterli Olmayan
Portekiz, Lizbon: Şarkılar, Karanfiller ve Devrim
Kuzey Kıbrıs, Mağusa, Muratağa Köyü: Korku İmgeleri
Kamboçya: Halkın Düşmanları
El Salvador, San Salvador: Eleştiri
Güney Afrika, Johannesburg: Soweto
Tayland, Bangkok: Terzi Dükkânında
Mısır, Kahire: Ekmek İsyanları
Türkiye, İstanbul: Sabahın Sahibi
Angola, Luanda: Trafik Kazası
Guatemala, Panzos: Amanita’dır Adı
Türkiye, Kahramanmaraş: Soru
Hindistan, Sundarbans: Dandakaranya’ya Dönmektense
Bolivya, La Paz: Kiralık Helikopter
Guatemala, Rio Negro: Ya Fasulye ya Kurşun
Guatemala, İspanya Büyükelçiliği: Siz Gidin
El Salvador, San Salvador: Kurtuluş Teolojisi ve Oscar Romero
Türkiye: “Asmayalım da Besleyelim mi?”
El Salvador, El Mozole: Hijo de Puta!
Suriye, Hama: Ressamın Travması
Lübnan, Sabra-Şatilla: Anahtarlar ve Sahipleri
Zimbabve, Matabeleland: Gukurahundi
Sri Lanka: Kara Temmuz
Kenya, Wajir: Kayırmak ve Kıymak
Güney Afrika, Doğu Burun, Langa: Geçiş İzni
Peru, Ayacuchu, Accomarca Köyü: Yüzleşme Korkusu
Surinam, Albina, Moiwana Köyü: Kötülük Tanrısı Seyrediyor
Darfur, Ed-Diein: Cancavidler
Suudi Arabistan, Mekke: Şiddetin Dini İmanı
Irak: Halepçe’de
Venezuela, Karakas: Karina’nın Dinlediği…
Çin, Pekin, Tiananmen Meydanı: Tank Adam’dan Joan Baez’e
Liberya, Monravio, Aziz Petrus Kilisesi: Şeytan Etkisi
Türkiye, Diyarbakır: Kum Fırtınası
Doğu Timor, Dile, Santa Cruz Mezarlığı: Çiçekler ve Uluslar
Dağlık Karabağ, Hocalı: Tuzaklı Koridor
Bosna-Hersek, Saraybosna: Ekmek Kuyruğunda
Türkiye, Sivas: Kundaklama
Brezilya-Venezuela Sınırı, Haximu Köyü: Yarım Kalan Söylence
Ruanda: Hamamböcekleri
Uganda, Atiak: Ngoma Davulundan Postal Seslerine
Bosna-Hersek, Srebrenitsa: Umutsuz Bekleyiş
Brezilya, Parana, El Dorado dos Carajas: Her Ne Pahasına
Cezayir, Bentalha Köyü: Bentalhalı Meryem
Mısır, Luksor: Kraliçeler Vadisi’nde
Afganistan, Mezar-ı Şerif: Önemli Biri Olmamak
Sierra Leone, Freetown: Geriye Kalanlar
Sri Lanka, Ampara: Savaşın İçindekiler
Kaynakça

Önsöz, Yaralarımızı İyileştirmek, s. 7-8

“Yaşamayı seviyorum!”

Böyle söylüyor Amazon Ormanları’nda şifalı otlar toplayan bir Cinta Larga yerlisi. Amazon Ormanları’ndan Namibya Çölü’ne, Namibya Çölü’nden Amritsar kentine varıncaya kadar herkesin yaşamayı sevdiği bir dünyada ölmek de maalesef bir gerçeklik. Ölümün doğal bir biçimde gerçekleşmesi ya da yaşama sevinci kalmamış bir insanın bu doğal gerçekleşmeyi beklemeksizin kendi canına kendi iradesiyle kıyması karşısında yapılacak bir şey yok. Ancak, insanların birbirlerinin canına kıymasına gelince, orada durup düşünmek zorundayız.

İster bir tek kişiye ister bütün topluma yönelik olsun, hiçbir öldürme eylemi, geçerli hiçbir gerekçeye dayanmaz.

Elinizdeki kitap savunmasız insanlara yapılan katliamlara ilişkindir. Metinler boyunca nasıl bir ruh haline gireceğinizi kestiremiyorum. 20. yüzyılla sınırladığım bu trajedileri yazarken benim nasıl bir ruh haline girdiğimi belki tahmin edersiniz. Yaşamayı seven o Cinta Larga yerlisinin şifalı otlardan birini tam koparacağı anda helikopterden atılan bir dinamit lokumuyla yere yüzükoyun kapaklandığını, ırkçı Hitler faşizmine deneysel bir araç olsun diye Namibya Çölü’ nden Auschwitz’e kafataslarından bir yol döşendiğini, Rowlatt Yasalarını protesto etmek üzere Amritsar kentinde toplanan binlerce insanın İngiliz sömürge ordusu tarafından Müslüman, Hindu, Sih ayrımı gözetilmeksizin yaylım ateşine tutulduğunu ve daha nice kötü şeyleri yazmaya değer miydi, bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa ki bu, din, dil, ulus, ırk, töre gibi kavramlarla insanları kışkırtan iktidar odaklarının katliam olgusuyla, dolaylı ya da dolaysız, bir bağı bulunduğudur. Sosyoekonomik temelli bu kötü şeyleri siyasi bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla değil, yüzleşmek amacıyla kaleme aldım. Yüzleşmenin pişmanlık duymaya yol açabileceği, pişmanlık duymanın da aynı kötü şeyleri bir daha yapmaktan bizi alıkoyabileceğini düşünmek, toplumsal düzlemde olmasa da, bireysel düzlemde iyimser ve huzur verici bir duygudur. İntikam alma duygumuzu frenleyebilecek şeyin biraz da bu olduğunu ileri sürenlere katılmak, bana kalırsa, anlamlı bir tercihtir. Anlamlı bir tercihtir; çünkü savunmasızlık, masumiyetin ta kendisidir. Masumiyeti, buradaki anlamıyla bize zararı dokunmayacak bir bedeni, akıl almaz işkencelerle öldürmek, insanlık dışı bir davranıştan başka nedir ki!

“Onlar için yeterli sayıda hapishanemiz yoktu.”

Kent halkının dörtte birinin yok edildiği Sinchon Katliamı’na katılan Güney Koreli Amiral Sang Nam-hui söylüyor bunu. Amiralin onlar dediği insanlar, ötekiler; kendilerinden olmayan Bodo İttifakı üyeleri. Yeterli sayıda hapishaneniz yoksa ötekileri infaz edip cesetlerini denize atabilir misiniz? Yaşamayı sevdiklerini düşünmeksizin… Ortak paydası katliam olgusu olan bu metinlerden yola çıkarak yine paydaları ortak bir katliam tanımı beklentilerimizi bir kenara bırakalım şimdilik; tarihsel bir bakış açısıyla yazılmış akademik bir alan çalışmasından değil, bir deneme kitabından söz ettiğimize göre… Kaldı ki tarihçilere, sosyologlara, psikologlara; hatta sokaktaki sıradan insana sorulsa her birinden farklı bir tanım duyacağımız kesindir. Ama dikkatli okur, metinler arasında organik bir bağ kurduğunda bir katliamın hangi koşullarda, ne zaman ve kimler tarafından nasıl yapıldığının ortak paydalarını yakalayacaktır.

Katliamların 20. yüzyılla sınırlanması, bunların o yüzyıl diliminde daha yoğun yaşandığı anlamına gelmiyor. İnsanlık tarihi boyunca yaptığımız kötülüğün sayısal verilerini ortaya koyan istatistiklerden yoksun oluşumuz, bize, bir güç göstergesi olarak güçsüzlere bahşettiğimiz iyiliği göklere çıkarma cesareti vermemeli. Tamamen başaramasak bile, yaralarımızı iyileştirmeye çalışmak erdemli bir davranıştır. Daha erdemli davranış ise, yara açmamak, şifalı otlar toplayan Cinta Larga yerlisinin savunmasız bedenine dokunmamaktır.

“Yaşamayı seviyoruz!”

İlyas Tunç

20 Mayıs 2024, Ordu

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur