Birazoku

Mert, okuldan arkadaşlarıyla kurduğu müzik grubunu çok sevmektedir. En büyük eğlenceleri ise her cumartesi günü yaptıkları müzik çalışmalarıdır. Ta ki Mert’in küçük kız kardeşi Ada dünyaya gelene dek… Ada, hiç dinmeyen ağlamasıyla evi birbirine katıp dururken, Mert’in müzik grubunda çatışmalar boy göstermeye başlamıştır… Müziğin birleştirici gücü, tüm bu sıkıntıların üstesinden gelinmesini sağlayabilecek midir?

Gillian Cross’un yazıp, Marta Kissi’nin resimlediği Mutluluk Şarkısı, Tudem’in, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocuklar için özel olarak hazırladığı SEN de OKU koleksiyonundaki yerini alıyor!

Kelimelerle mücadele eden çocuklar, kendilerini müziğin büyülü kollarına bırakıp neşeli bir mutluluk şarkısı mırıldanırken, okuma sevgisi kazanıyor!

Kelimelerle mücadele eden çocuklar, SEN de OKU koleksiyonu ile okuma sevgisi kazanıyor!

Tudem’in, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocuklar için özel olarak hazırladığı SEN de OKU koleksiyonu, kitapları eğlenceli kılan yepyeni bir okuma deneyimi vadediyor.

SEN de OKU koleksiyonu, kitaplara mesafeli duran çocukların rahat okuyabilecekleri metinsel ve fiziksel özelliklere sahip, ilgilerini çekecek güncel konulara ve temalara değinen resimli kitaplardan oluşuyor.

Sade, kolay anlaşılır dili; okuma akışına yardımcı olması için özel olarak tasarlanmış yazı tipi; göz yorgunluğunu azaltıp, metnin rahat algılanmasını sağlayan hafif renklendirilmiş, kalın kâğıdı ve rahat okumayı üst düzeye taşıması için harfler, satırlar, paragraflar arası geniş boşluk kullanımıyla fark yaratan SEN de OKU koleksiyonu, okumaya isteksiz ve okuma güçlüğü çeken çocukları kitapların renkli dünyasıyla buluşturuyor.

İlk okuma seviyesinden başlayarak kolaydan zora doğru aşama aşama ilerleyen bir okuma yelpazesi sunan SEN de OKU koleksiyonu, çocuklara okuma zevkini yaşatıp onları yetkin okur olma yolunda cesaretlendiriyor.

İlgi yaşı ve yıldızlarla belirtilen okuma seviyesi bilgileri sayesinde, çocuklarına uygun kitap seçiminde kararsız kalan ebeveynlere kılavuzluk edecek SEN de OKU koleksiyonu, her ay yeni kitaplarla zenginleşmeye ve büyümeye devam edecek!

Birinci Bölüm
Vampir Reçeli ve Bebek

Mert müziği çok severdi. En sevdiği şey de gitar çalmaktı. En iyi üç arkadaşıyla birlikte bir müzik grubu kurmuşlardı. Grubun adı Vampir Reçeli’ydi. Her hafta toplanıyor, müzik yapıyorlardı. Toprak şarkı söylüyordu. Damla klavye çalıyordu. Nil de davulcuydu. Her cumartesi, Nillerin garajında buluşuyor, üç saat boyunca çalıyorlardı. Arada yarım saatlik bir sıcak çikolata molası veriyorlardı. Harika vakit geçiriyorlardı. Mert, cumartesi sabahı çalışmalarını hiç kaçırmazdı.

Ta ki, küçük kız kardeşinin doğduğu cumartesiye kadar… Mert’in kız kardeşi, beklenenden bir hafta erken, sabaha karşı ikide doğmuştu. Mert ve ablası Janset uyandıklarında, büyükanneleri mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. “Anneniz ve babanız siz uyurken hastaneye gitti,” dedi. “Artık minik bir kız kardeşiniz var. Kahvaltımızı bitirir bitirmez onu görmeye gideceğiz.” “Yaşasın!” dedi Janset. Bebekleri çok severdi.

Mert de heyecanlanmıştı. Ama günlerden cumartesiydi. “Müzik grubu ne olacak?” dedi. “Biz her cumartesi çalışma yaparız.” Büyükannesi gülümsedi. “İnsanın kardeşinin doğumu, müzik çalışmasından daha önemlidir,” dedi. “Bugün çalışmaya gidemeyeceksin.” Mert, Nil’e mesaj attı.

Bu sabah gelemiyorum. Yeni doğan
kardeşimizi görmeye gidiyoruz.
Harika! diye cevap yazdı Nil. Çok
şanslısın!

Mert ofladı. Nil’in bir sürü küçük kuzeni vardı. Nil, bebekleri Janset’ten bile daha çok severdi. Reçelli ekmeklerini ve yumurtalarını yediler. Sonra, büyükanneleri onları arabasıyla hastaneye götürdü. Doğum bölümüne gittiler. Anne ve babaları küçük bir beşikte yatan bebeği izliyordu. “Çok güzel değil mi?” dedi anneleri. “İsmini Ada koyduk.”

Mert, yeni doğan kız kardeşine baktı. ‘Hmm,’ diye düşündü. ‘Çok güzel derken?’ Kız kardeşi küçük ve pembeydi. Kızıl saçları ve küçük, komik bir suratı vardı. Hemen uykuya dalmıştı. “Ay, çok tatlı!” dedi Janset. Eğilip bebeği öptü.

İşte bu BÜYÜK BİR HATA idi. Bebek gözlerini açtı. Janset’in kocaman gülümseyen yüzüne baktı ve çığlık çığlığa ağlamaya başladı. “Ağlama Ada Bebek,” dedi anneleri. “Ablan seni öptü. Şşşşşt.” Anneleri bebeği beşikten aldı, ona sarıldı. Ama tüm bu pışpışlamalar ve kucaklamalar işe yaramamıştı. Ada Bebek daha da yüksek sesle ağlıyordu. “Canınızı sıkmayın,” dedi babaları. “Eve döndüğümüzde kendini daha iyi hissedecek.” Ama yanılıyordu. Eve döndüklerinde Ada Bebek daha da çok ağladı. O kadar yüksek sesle ağlıyordu ki küçük suratı morarmıştı. Anneleri Ada’yı beslemeyi denedi. Babaları onu kucağına alıp sallamayı denedi. Büyükanne de başını okşamayı denedi. Ama hiçbiri işe yaramadı.

…