Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Mutluluk
Mutluluk

Mutluluk

Daniel M. Haybron

Mutluluk tanımlarınız nelerdir? Mutluluğu nasıl ölçersiniz? Mutluluğun kaynakları nelerdir? Bu soruların yanıtlarını vermek basit gibi görünse de gerçekte mutluluğu tanımlamak biraz güçtür. Evet, mutluluk…

Mutluluk tanımlarınız nelerdir? Mutluluğu nasıl ölçersiniz? Mutluluğun kaynakları nelerdir? Bu soruların yanıtlarını vermek basit gibi görünse de gerçekte mutluluğu tanımlamak biraz güçtür. Evet, mutluluk sık kullandığımız bir terimdir ve elbette çoğumuz mutlu olmak için didiniriz. Ancak mutluluğun ne olduğunu ve onu nelerin sağladığını göz önünde bulundurabilmek, insanların uğruna didinip durdukları şeyi kavramak adına başlı başına yeterli olmayabilir. Aynı zamanda mutluluğun ahlaki bir yaşamla nasıl bağdaştığı üzerine düşünmeyi de ihmal etmemek gerekir.

Yazar Daniel M. Haybron bu kitapta mutluluğun mahiyetini araştırırken, kavramı felsefi ve psikolojik yönlerden ele alarak, aynı zamanda onun hakkında tarihsel ve çağdaş düşüncelere genel bir bakış atma fırsatı sağlıyor. Mutluluğun ne anlama geldiğini, yaşamımızdaki önemini, onun peşinde nasıl koştuğumuzu ve neden koşmamız gerektiğini inceleyerek çeşitli disiplinlerde mutluluk üzerine geliştirilen güncel düşünceleri özlü şekilde irdeliyor. Mutluluğa giden değişik yolları gösteren Haybron, iyi bir yaşam arayışıyla ilgili fikirlere kafa yoruyor, sosyal bağlamın memnuniyetimiz ve iyi oluşumuz üzerindeki etkisini değerlendiriyor.

1. BÖLÜM

Dikkate Değer Bir Gerçek

Huzurlu uykularını merak ediyordum ve bu yüzden uyandırmadım seni; çünkü acıdan kurtulmanı istedim. Sakin mizacınla hep mutlu bildim seni; ama bu felakete katlandığın rahat, neşeli halin bir benzerini hiç görme- dim.

Kriton’un idam edilmeyi bekleyen Sokrates’e söyledikleri. Platon’un Kriton’undan

İlk misyonerlik yıllarımda Piraha’lara neden orada olduğumu bilip bilmediklerini sordum. “Güzel bir yer olduğu için buradasın. Su güzel. Burada yenecek güzel şeyler var. Piraha’lar iyi insanlardır.” Piraha’ların bakış açısı buydu ve hâlâ böyle. Hayat güzel. Yetiştirilme tarzları, herkesin kendi payına düşeni erken yaşta öğrenmesi, hoşnut üyelerden oluşan bir toplum yaratıyor. Buna itiraz etmek zor.

Daniel Everett, Don’t Sleep, There Are Snakes

Umulmadık Yerlerde Mutluluk

Tüm insanlık tarihinde, hayatta olmak için daha iyi bir zaman olmayabilir. Aslında ekonomist Charles Kenny, 2000-2010 dönemini “şimdiye kadarki en iyi on yıl” olarak ilan etti. Dünyanın çeşitli yerlerinde devam eden savaşlarda bile, insanların başkalarının elinde ölme olasılığı her zamankinden daha az. Geçen yüzyıla kadar olan herhangi bir nesilden onlarca yıl daha uzun yaşa- mayı bekleyebiliriz. Dünya çapında ortalama yaşam süresi 68 yıl, 1900’dekinin iki katından fazla. Korkunç yoksulluk ve birçok baskı türü düşüş gösteriyor. Dahası sen ve ben, insanlık tarihinin büyük çoğunluğu için hayal bile edilemeyecek maddi ve kültürel bir bolluğun tadını çıkarıyoruz. Tarihsel standartlara göre zenginiz.

O kadar şanslıyız ki bu kadar bolluk içinde olmayanların son derece mutsuz olması gerektiğine kolayca inana- biliyoruz. Ya da en azından bizden çok daha az mutlu.

Bu düşüncenin doğru olmadığı gün gibi ortada. Yunan düşünürü Sokrates’i ele alın. Evet, felsefeyi ve bu arada Batı medeniyetini aşağı yukarı o icat etti. Ama televizyonu, bulaşık makinesi, fırını, kliması, vantila- törü, telefonu ve saati yoktu. Mister Steamy Kurutma Topları yoktu, Xbox’ı yoktu, iPod, iPad veya iHerhangi- birşey’i yoktu. Sokrates, günümüzde olsa “az gelişmiş” bir kent diyeceğimiz, kimsenin bunlardan hiçbirine sahip olmadığı Atina adında bir yerde yaşıyordu. Onlara baraj yapacak bir Dünya Bankası bile yoktu. En zengin Atinalıların köleleri vardı ki bu muhtemelen bir artıydı (köleler için değil, onlar için).

Ancak maddi açıdan, bugünün standartlarına göre fakirdiler. Buzdolabı yok, tuvalet yok, tuvalet kâğıdı yok, antibiyotik yok ve doğru düzgün anestezik yoktu. Akşamları yapacak bir şey yoktu, bu yüzden diğer insanarla konuşmaktan başka seçeneğiniz yoktu. Şarap içip Yunan yemeği ye. Birkaç şarkı söyle, birkaç espri yap.

Yıldızlı gökyüzüne bak. Ve ten zevklerini keşfetmek için en iyi partner türüne ilişkin teorileri test et (bkz. Platon, Sempozyum). İyi tarafından bakarsak, Sokrates yaşlan- mayı başardı. Baldıran zehirli bardaktan içmeseydi daha da yaşlanacaktı.

Ne yani, Sokrates için üzülmüyor musunuz? Belki de aslında oldukça mutlu olduğu izlenimine kapıldınız. Esasen bu standart hikâye. Sokrates’in ölüm karşısında bile süren bitip tükenmez neşesi ve soğukkanlılığı efsane- viydi ve onu takip eden hemen hemen tüm büyük felsefi ekoller, onu mutlu, gelişen bir insan paradigması olarak kabul etti. Sokrates hakkında pek çok şey söylendi ama “acınası” bunlardan biri değil. Tüm karinelere göre, bugünün keyfi yerinde okurunun dahi harika bir hayat olarak kabul edeceği bir hayatı vardı. Sokrates hayatı sonuna kadar yaşadı.

Birkaç bin yıl ileri saralım. Psikologlardan oluşan bir ekip geleneksel ve küçük ölçekli üç toplumdaki iyi oluşu incelemek için yola çıkıyor: Amişler, Masailer ve İnuitler. Amişler topluluk ve alçakgönüllülük değerlerini tehdit etmeyen yeni teknolojileri benimsemekten mutlu olsalar da, geleneksel tarım topluluklarında birkaç yüzyıl önce- kine çok benzer bir şekilde yaşıyorlar. Masailer çoban; kabile üyeleri tezekten yapılmış kulübelerde yaşıyor ve erkeklerinden, erkekliklerini gerçekten kanıtlamaya niyetleri varsa mızrakla bir aslanı öldürmeleri bekle- niyor. İnuitler Grönland’da avcı-toplayıcı bir yaşam tarzı sürdürüyor, üstelik burası avcı-toplayıcı olmak için muhtemelen en cazip olmayan yerlerden biri.

Araştırmacılar bu toplumların her birinde, olumlu ve olumsuz duygu ölçümleri de dahil olmak üzere, bir dizi mutluluk ve yaşam memnuniyeti ölçümü uyguladılar. (Az buz bir iş değildi bu: Başaraştırmacı Masaileri bu aşağılık şehir züppeleriyle konuşturabilmek için çok ama çok acı verici bir dağlama törenine gönüllü olarak katıl- mayı çaresizce kabul etti; bu ritüel esasen göğsünüzün bazı kısımlarının, kaslarınızın filan kızgın bir çubukla yakılmasını içerir. Çıt çıkarmak bile, pısırık sayılmaya yeter.) Tablo 1, kendi bildirdikleri yaşam memnuniyeteri temelinde çeşitli grupların kıyaslanmasını yansıtıyor.

Olumlu ve olumsuz duygu ölçümleri de her üç grup için, özellikle de cesur Masailer için epey tatminkârdı. Birçok kişi sonuçların, bu “fakir” toplulukların hepsinin ortalama bir üniversite öğrencisinden daha mutlu oldu- ğunu ve iki grubun da en zengin Amerikalılar kadar mutlu olduğunu gösterdiğini düşünecektir. Göreceğimiz üzere bu aşırı aceleci bir sonuç çıkarma olacaktır. Ama eğer hayat bu insanlar için bir çile dünyası diye düşünüüyorsa, görünen o ki onlar bunu fark etmemişler.

Tablo 1 Çeşitli grupların yaşam memnuniyeti

Pozitif gruplar

YM

Forbes’in en zengin Amerikalıları

5,8

Pensilvanya’daki Amişler

5,8

İnuitler (Kuzey Grönland’dan İnuit grubu)

5,8

Doğu Afrikalı Masailer

5,4

Uluslararası üniversite öğrencileri (47 ülke)

4,9

Kalkütalı gecekondu sakinleri

4,6

Ölçeğin nötr noktası= 4,0

Nötrün altındaki gruplar

YM

Kalkütalı seks işçileri

3,6

Kalkütali evsizler

3,2

Kaliforniya’daki evsizler

2,9

….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur