Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Mutfak
Mutfak

Mutfak

Murathan Mungan

Mutfak Murathan Mungan’ın yeni oyun kitabı. İstanbul’un Cihangir’e benzeyen bir semtinde, çevre işyerlerine ev yemekleri yapan kadınların işlettiği küçük bir lokantanın mutfağında geçen yirmi…

Mutfak Murathan Mungan’ın yeni oyun kitabı. İstanbul’un Cihangir’e benzeyen bir semtinde, çevre işyerlerine ev yemekleri yapan kadınların işlettiği küçük bir lokantanın mutfağında geçen yirmi sahnelik roman tadında bir oyun. Tek mekânda geçen oyunda ikisi erkek olmak üzere on karakter yer alıyor.

**

s. 9-12.

Bu oyun, Istanbul’un Kabataş, Fındıklı, Cihangir gibi semtlerinin birinde, çevredeki işyerlerine ev yemekleri yapan küçük bir işletme sayılabilecek mütevazı bir lokantanın mutfağında geçer.

Oyun alanı bu çeşit bir mutfakta bulunması gereken araç gereçle donatılmış ve iyi aydınlatılmıştır. Ortalık tertemiz görünmekte; her yerin özen ve titizlikle elden geçirildiği belli olmaktadır.

Oyun, seyircilerin oturmuş olduğu bölümü, mutfağın açıldığı arka bahçe olarak kabul eder. Bu bahçenin bir yanında, mutfağı arkadaki caddeye bağlayan apartmanlar arasında kestirme yol olarak kullanılan dar bir geçit ve mutfağın bu geçide açıldığı yerde demir parmaklıklı, mandallı bir yarım kapı yer alır. Çöpler buradan dışarı çıkarılır. Oyunda bazı kişiler tarafından kimi zaman kullanılacak olan bu kapı, her açılıp kapanışında hafifçe gıcırdamalı, geçmiş zaman duygusu uyandırmalıdır. Kapının sırasına evle bahçeyi ayıran bir hat olarak saksılar yerleştirilebilir.

Mutfağın bir yanında binanın üst katına çıkan dar bir merdiven; arkada mutfağı lokantanın salonuna bağlayan iki yöne işleyen çift kanatlı bir yarım kapı yer almalıdır. Oyun boyunca zaman zaman iki eli dolu kadınların bu kapıları bir gövde hareketiyle açarak girip çıktıkları görülecektir. Kapının ardında lokanta ile mutfak arasında bir bölme bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu bölmenin diyelim solunda lokantanın tuvaletlerinin, sağında da dolapların bulunduğu varsayılmıştır. Oyunun bazı anlarında tuvalete gidip gelenlerin başları belli belirsiz görünebilir. Sağdaki duvarın arka yüzüne sabitlenmiş bir telefonun zaman zaman sesi duyulacak, konuşanın ileri geri hareketiyle bazen telefonun uzayan kordonu ve konuşanın başı bu yarım kapının üzerinden gözükecektir. Oyun ilerledikçe buradaki telefonun daha çok dışarıdan gelen siparişleri almakta kullanıldığını anlarız. Oyun alanının derinliği ya da genişliğine göre, bu çift kanatlı kapının iki tarafından birinde yapılacak bar tezgâhı benzeri bir açıklıkla, seyircinin kapının arkasındaki bölmeyi daha fazla görmesi sağlanabilir.

Arkada ve önde birbirine dirsek yapan tezgâhlar, ocak, lavabo, fırın, derin dondurucu, çay ocağı, kahve makinesi, blender; duvarlarda raflar; tavan askılarında kepçe, tava, süzgeç asılı durmaktadır. Ortadaki ve sahne önündeki tezgâhlar, oyun içinde yatay ve dikey yerleştirmelere uygunluk gösteren hareket edebilir parçalar olarak tasarlanmalıdır. Böylelikle bazı sahnelerin düzenlenmesinde bir filmde aynı mekânın farklı açılardan görünüşü etkisi yaratılabilir. Seyircilerin bulunduğu yere, arka bahçeye baktığı kabul edilen, tiyatro dilinde “dördüncü duvar” diye tanımlanan boşlukta geniş bir pencere olduğu varsayılır.

Oyun boyunca bu mutfakta gerçek ateşte gerçek yemekler pişirilir, musluklardan gerçek su akar, ocaklarda gerçek buhar tüter. Kadınlar gerçekten terler.

Oyun başlamadan bir–iki dakika önce, Mediha Demirkıran’ın sesinden “Rüzgâr söylüyor şimdi o yerlerde bizim o eski şarkımızı / Vazgeç söyleme artık hatırlatma mazideki aşkımızı” şarkısı salona verilir. Işıklar yandığında ya da oyun başladığında şarkı sahnedeki radyodan kısık olarak duyulmaya devam eder.

Oyun alanının önündeki tezgâhta Servet, ayıkladığı ıspanak ya da semizotu demetini suya tutmaktadır. Kendini iyice işine kaptırmış görünmektedir. Hemen yanı başındaki rafta sesi kısık tutulmuş radyodan duyulan şarkıya alçak sesle eşlik etmektedir.

Geride sırtı seyirciye dönük olarak duran Defne, arkadaki tezgâhta bir şeyler doğramaktadır. Mutfağı lokantanın salonuna bağlayan çift kanatlı yarım kapıda Feryal belirir. Girer, kucağındaki kutuyu bırakır, bir şey unutmuş gibi bir an kalır, sağına soluna bakınır, konuşmadan çıkar.

Defne bir süre sonra ardına döner, seyircinin bulunduğu boşluğa konuşur:

–Bu tür geçişlerde asla ışık değişikliği, müzik yükselmesi ya da herhangi bir efekt vurgusu yapılmaması gerekir.

Seyirciyle aynı uzam, aynı zaman parçası paylaşılmalı, her şey aynı düzlemde gerçekleşmelidir. Seyirciye konuşulması özel olarak belirtilen sahnelerin dışında, bundan sonraki benzeri “tekli konuşmalarda” ne karşıdaki seyirci yok sayılmalı, ne de doğrudan seyirciye seslenilmelidir. Bu durumlarda oyuncu daha çok bir metin okur gibidir.–

DEFNE (Seyirciye değil, boşluğa konuşarak,)– Bu yakınlarda okuduğum bir romanda yazarın bir gözlemi pek hoşuma gitmişti: Kimi kadınların ıspanak, semizotu gibi çamuru bol sebzeleri yıkarken, başlarda tane tane ayıklayıp her yaprağı özenle suya tuttuklarından, sonlara doğru sıkılmaya başlayınca işi çabuk çabuğa getirip son tutamları çöpe attıklarından söz ediyordu. (Duraklar, gülümser.) Servet Abla’nın ıspanağı, semizotunu nasıl ayıklayıp yıkadığını gördüğümde, bu lokanta işinde ona güvenebileceğimi anlamıştım. Her yaprağa sonuna kadar aynı özeni, sabrı gösteren kadınlardandı o. “Tamamdır,” dedim. “Bu işte ben de varım kızlar!”
(Kendisi hakkında söylenenleri –durum gereği– duymayan Servet, elindeki son yaprağa da ilkine gösterdiği özeni ve dikkati gösterir. Onları, geniş kevgirin içine, sularını süzmeye bırakırken musluğu kapatıp ellerini kurular. Tezgâhın üzerinden aldığı kol saatini takacakmış gibi davranıp neden sonra yeniden yerine bırakır.)

DEFNE (Boşluğa,)– Servet Abla bu işin içinde olmasaydı, girmeye çekinirdim doğrusu. Onunla uzun yola çıkılabileceğine o gün inanmıştım.

SERVET (Hemen söze girmelidir,)– Şu Selma da nerde kaldı?

DEFNE (Hemen söze girmelidir,)– Tabak çanak eksiği için gönderdiydim.

SERVET– Becerebilmiş midir dersin

DEFNE– Niye beceremesin ki Servet Abla? Elindeki liste belli, alacağı yer belli.

SERVET– Aman ne bileyim, ben pek güvenemedim bu kıza.

DEFNE– Sana kalsa kimseyle iş yapamayacağız.

SERVET– Biliyorsun, başta da gözüm tutmamıştı bu kavruk Kürt güzelini.

DEFNE– Ne alakası var şimdi kızın Kürtlüğünün?

SERVET– Aman siz solcular da kimselere laf söyletmezsiniz!

DEFNE– Solculuğumuz mu kalmış bizim Allah aşkına Servet Abla! İdareten sürdürüyoruz işte.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Oyun-Tiyatro
  • Kitap AdıMutfak
  • Sayfa Sayısı160
  • YazarMurathan Mungan
  • ISBN9789753429108
  • Boyutlar, Kapak, Karton Kapak
  • YayıneviMetis Yayınları / 2013

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Işığına Tavşan Olduğum Filmler ~ Murathan MunganIşığına Tavşan Olduğum Filmler

    Işığına Tavşan Olduğum Filmler

    Murathan Mungan

    Sinemaya gerçekten tutkuyla bağlı bir edebiyatçı Murathan Mungan. Sinema yazılarını derli toplu bir araya getiren ilk kitap 2007 tarihli Kullanılmış Biletler’di. Şimdi de tutkusunu...

  2. Küre ~ Murathan MunganKüre

    Küre

    Murathan Mungan

    “Şiir sanatı üzerine görüşlerimi içeren poetik kitapçıklar dizisinin ilk kitabı… Şiirin tükenmez kıvılcım ocağından aklımın payına düşenleri paylaşmak istedim. Bunun için de birçok düşünce...

  3. Oda, Poster ve Şeylerin Kederi ~ Murathan MunganOda, Poster ve Şeylerin Kederi

    Oda, Poster ve Şeylerin Kederi

    Murathan Mungan

    … arklarda yitiyor sular gölgeli sundurmalara vardık: akşamüstü içgüdümüzün yiten gücü… sürek avı varolmanın ve ayakta kalmanın kılıcı kırpıntılarım, sürçmelerim, loş kavramlar bir çömlek...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Mahmud İle Yezida ~ Murathan MunganMahmud İle Yezida

    Mahmud İle Yezida

    Murathan Mungan

    Murathan Munganın yazarlığında tiyatro özel bir yere sahip. Mahmud ile Yezida, yazarın hem yayımlanan ilk kitabı, hem de yazdığı ilk oyun. Daha sonra yazdığı...

  2. …Ve Değirmen Dönerdi – Lütfen Dokunmayın ~ Haldun Taner…Ve Değirmen Dönerdi – Lütfen Dokunmayın

    …Ve Değirmen Dönerdi – Lütfen Dokunmayın

    Haldun Taner

    …Ve Değirmen Dönerdi Haldun Taner’in üçüncü oyunudur. Üç perde ve yedi tablodan oluşan oyun ilk kez 1958’de Devlet Tiyatroları’nca sahnelenmiştir. Ayşegül Yüksel’in “Haldun Taner...

  3. Akif Bey ~ Namık KemalAkif Bey

    Akif Bey

    Namık Kemal

    “Namık Kemal’in gerek mevzuu, gerek karakter itibarıyla en dikkate değer piyesi şüphesiz Akif Bey’dir. Akif Bey, sadece herhangi bir fikrin muhtelif ağızlara taksim edilmiş...

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    ×
    Yukarı
    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur