Ben, gönüllü köprü bekçisi,
Gece gündüz burada…
Gündüz Vassaf, Mostar Köprüsü’ne ilk görüşte âşık olur.
Aylar geçer.
Köprünün geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında almaya başladığı notlar, “bir köprü bekçisinin günlüğü” haline gelir.
Gündüz Vassaf, Mostari’de bir yandan dünyayla hesaplaşıyor, öte yandan da samimiyetle kendini sorguluyor. Günlüklerinde Mostar Köprüsü’ne duyduğu tutku tüm yalınlığıyla ortaya çıkıyor.
UNESCO tarafından “Dünya Kültür Mirası” ilan edilmiş, Evliya Çelebi’nin “16 imparatorluk dolaştım, böyle köprü görmedim!” dediği Mostar Köprüsü’nün bu gönüllü bekçisinden şiir tadında, renkli ve bir o kadar da hüzünlü bir günlük…
Mostar’da eve geliş
Giriş arka sokaktan. Araba kapının önünde durdu. Önce alışveriş dedim. Beni otogarda karşılayan Adnan, “Mercator Süpermarket”te California’dan gelen dondurulmuş uskumruyu aldırtmadı. Dilimiz kaş göz İngilizcesi. Evde balkona çıktık. Gece. Mostar Köprüsü aydınlatılmış. Elimle tutabilirim. Gözlerim yaşardı. Hayatımda önceden bu kelimeyi kullanmış mıydım? “Allahım!” dedim. Adnan, “İnşallah.” Ben, “Maşallah.” Mostar Köprüsü karşısında inşallahlarla maşallahlaştık.
Köşeyi dönüverince gördüğüm köprü önünde şaşakaldım. Taşrada kalmış minik yetim evlat gibiydi. Önce farkına varamadım başka bir köprü olduğunun. Mostar’ın köprüsü değil, köprüleri var. Gece. Hindi Han lokantasına gittim. Kaymak eşliğinde Puşkin votkası. “Ben burada ne arıyorum?”
Üstünden geçmeye hazır hissetmediğim Mostar Köprüsü’nde adımlarım ileri gidemedi, “Buraya gelmeyen yaşamamıştır” yazdım not defterime. Durakaldım. Aklımda Köprü’de akıp giden tarih, altında akıntının sesi. Sudan bitercesine nehrin yamaçlarına yaslanmış ağaçlar. Gecenin gölgeleri. Köprü’nün üstünde:
Yüzyılların alışılmış ayak sesleri.
Gençlerin yan yanalık heyecanı.
Kedi.
Bisiklet tekerleklerinin sessiz dönüşü.
24 Ekim 2011, Pazartesi
Köprüye günaydın derken,
“Mostar’da ne yaşamaya acelem var, ne de ölmeye.”
Mahallem
Mezarlık
Mezarlık
Mezarlık
Erkeklerin başında sarık
Kadınlar lale
Mostar’da yeni hayat
Mezarlıklar arasında.
Kahvaltı sonrası evimin balkonundan:
Mostar Köprüsü’nde turistler.
Köprüaltında öpüşen çift.
Aşklarının bihaberliğine Nikon’la saldırdım.
İsmeta Pihe Krese 11 numarada oturuyorum.
Mehmet Fransa’dan sordu.
“İçki içilecek yer var mı?”
“Çok!”
“Başörtülü kız?”
“Görmedim.”
Yerli gibi görünme alışverişi.
Lacivert, %100 polyester eşofman. (5 Euro/10 Konvertable Mark)
Lacivert, %100 acrylic eşofman üstü. (6 Euro/12 KM)
Siyah plastik pabuç (11.50 Euro/23 KM)
Hepsi, “Made in China.”
(Eşofman etiketi-Zhe Jang Pu Jiang Hai Yuan Fu Shi Pu Jang
Ren Ming Dong Lu 166 Hao- Tel 0579 84087806)
Meşhur köprü
Yaşlı (benden yaşlı) Alman çifti.
Meşhur müptelaları.
Erkek,
“Meşhur köprü nerede?”
Ben,
“Meşhur köprü?”
Kadın,
“Evet, çok meşhur köprü!”
Mostar’da yaşayan bilirkişi havasında gösteriyorum.
Önümüzde nehir. 20 metre ileride Köprü.
Soyut yalınlığını şark şöhretiyle bağdaştıramadılar.
Akşama doğru.
Hava kararıyor.
Sabah sahilde öpüşenlerin yerinde, dört kişi.
Balık tutuyorlar. Hepsi erkek.
Gece Köprü’de
Kahvede kara gözlüklü kör. Sohbette.
Mostar sokaklarına soruyorum.
Savaş ölüleri mezarlarda. Sakatlar nerede?
Defterimi Köprü duvarına koydum.
Bakmakla bakınmak arasındayım.
Bir o yana, bir bu yana, gelip geçiyorlar.
Bana bakan yok.
Yazıyorum.
Birileri fotoğraf çekiyor.
Kelimelerimle, kameraları farklı yerlere bakıyor.
Gökyüzünde annemin Zühre’si Venüs.
Aşksaldır zührevi hastalıklar.
Yıldızlar henüz yok.
Köprü’ye gelmeden telefon.
Londra’dan Richard.
Babasının 98. doğum günü.
Bankalarda kâğıt para sayan makinenin mucidi.
“Köprüden geçtin mi?” diye sordu.
“Kıyamadım.”
“Geçecek misin?”
“Yarın. Öbür gün. Her iki ucundan yaklaştım. Geçenlerle
geçmedim.”
Susan James’in Passion and Action: Emotions in Early Modern
Philosophy kitabını okuyordum. Düşünce tarihimizde duygularımıza yer verilmediğini yazıyor.
Ona, “Ravenna Bizans mozaiklerine neyse, Mostar Köprüsü
Osmanlı mimarisine o” diye yazdım.
Altlı üstlü kelimeler.
Defterimde benim kelimelerim.
Altında başkalarının.
İsimlerini Köprü’nün duvarında ebediyete kazımışlar.
Arno Meli
Dama Cena
Elo Eko
Mia Vila
Osmanlı İmparatorluğu’nda 1556’da yaptırılan, ulus-devletleşme vahşetinde 1993’te bombalanıp yıkılan, 2004’te yenilenen Mostar Köprüsü’nde yeni isimler.
Belki lazım olur. Defterime kayda geçtim.
Köprü gene yıkılıp yapılırsa, restorasyon ustaları orijinaline
benzesin diye bu isimleri de duvara kazırlar mı?
Mostar’da altı köprü var nehrin üstünde.
Lucki Most Köprüsü 200 metre ötemde.
…
Bu kitabı en uygun fiyata Amazon'dan satın alın
Diğerlerini GösterBurada yer almak ister misiniz?
Satın alma bağlantılarını web sitenize yönlendirin.
- Kategori(ler) Öykü
- Kitap AdıMostari
- Sayfa Sayısı355
- YazarGündüz Vassaf
- ISBN9789750530593
- Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
- Yayıneviİletişim Yayınları / 2024
Yazarın Diğer Kitapları
Aynı Kategoriden
- Küçük Harfli Mutluluklar ~ Haldun Taner
Küçük Harfli Mutluluklar
Haldun Taner
“Böylece yaz geçti, güz geçti, kış geçti. İlkbahar gelip de mayıs güneşi bir genç kızınkine benzeyen ılık nefesini tabiata hohlayınca bademler birden beyazlara büründü....
- Nefeshane ~ B. Nihan Eren
Nefeshane
B. Nihan Eren
Nihan Eren, nefes almayı bambaşka açılardan ele alıyor Nefeshane’de. Yazarın iyice olgunlaşan, lezzetini derinleştiren ama yeni arayışlardan da vazgeçmeyen bir dille kaleme aldığı sekiz...
- Doğu, Batı ~ Salman Rushdie
Doğu, Batı
Salman Rushdie
Salman Rushdie, bu kitap hakkındaki bir söyleşisinde şöyle diyor: “Bu hikâyeleri Doğu, Batı ismi altında yayımlamayı düşünürken en önemli konunun virgül olduğunu gördüm. Zira...