Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Moğollar Dünyayı Nasıl Değiştirdi?
Moğollar Dünyayı Nasıl Değiştirdi?

Moğollar Dünyayı Nasıl Değiştirdi?

Marie Favereau

Moğollar tarihe savaş ve fetihlerle geçmişlerdir. Ancak Cengiz Han’ın ölümünden sonra ortaya çıkan Moğol İmparatorluğu’nun batı kısmı olan Orda’nın bu kapsamlı tarihinde Marie Favereau,…

Moğollar tarihe savaş ve fetihlerle geçmişlerdir. Ancak Cengiz Han’ın ölümünden sonra ortaya çıkan Moğol İmparatorluğu’nun batı kısmı olan Orda’nın bu kapsamlı tarihinde Marie Favereau, bizi dünya tarihindeki en güçlü ekonomik entegrasyon modellerinden birinin içinde yolculuğa çıkararak, Moğolların başarılarının savaş alanının çok ötesine uzandığını gösteriyor.

Bu devlet modeli birbirinden uzak medeniyetleri ilk kez birbirine bağlayan olağanüstü ticari ağın merkezinde konumlanmıştır. Ayrıca yetenekli yöneticileri ödüllendiren ve yenilikçi bir ekonomik düzeni teşvik eden benzersiz bir siyasi rejime sahipti. Moğollar, Volga Nehri’nin aşağısındaki başkentlerinden Rusya’daki ve İslam dünyasındaki devlet formlarını etkilemiş, dünya hakkında sofistike teoriler yaymış ve kozmopolit pek çok şehri barış içinde yönetebilmiştir.

Moğollar Dünyayı Nasıl Değiştirdi?, göçebelerin tarihin periferisinde olduğu varsayımlarımıza meydan okuyor ve Moğollar tarafından şekillendirilmiş bir dünyada yaşadığımızı ortaya koyuyor.

İÇİNDEKİLER

7 TAKDİM / Altay Tayfun Özcan
13 GİRİŞ: YENİ BİR TÜRÜN GÜCÜ
47 1: KEÇE ÇADIRLARIN MUKAVEMETİ
50 Bozkırda Yaşam
56 Timuçin’in Yükselişi
61 Moğol Ulusunun Doğuşu
69 Muhalefeti Ezmek
77 Çin’e Doğru
79 Şehir Terk Edilmiş Bir Harabeye Dönüşmüştü
95 2: BATI’YA DOĞRU
101 Topraklarımız Bugün Elimizden Alındı, Yarın Sizinkiler de Alınacak
113 Cuçi ve Cengiz’in Ölümleri
115 Kıpçak Gerillaları
119 Rus Topraklarına, Kara ve Çamura Doğru
126 Macaristan Seferi
135 Kıpçak Bozkırındaki Yurt
138 3: YENİ ORDALAR
146 Cuçioğullarının Doğuşu
148 Muhafız Kıtası
154 Hanın Mevsimleri
160 Yaşamın Kaynağı
163 İmparatorluktan Paylarını Almalarına İzin Verin
167 Moğollaşan Saha
169 Oturan Şehir
172 Hareketli Şehir
180 Büyük Nehir Vadileri
183 Kesişen Hareketlilikler
187 Dışarı Çıkın ki Sizi Geleneklerimize Göre Sayabilelim
196 Rusya’da Moğol Hakimiyetinin Başlangıcı
198 4: BÜYÜK BAŞKALAŞIM
201 Berke
204 Merkezi İslâm Topraklarının Parçalanması
209 Asfiksi
216 Memlük İttifakı
222 Ekonomik Bağımsızlık İçin Mücadele
228 Hepimiz İslâm’ı Kabul Ettik
231 Birlik
234 5: MOĞOL TAKASI
236 Orda’da Barış
245 Güç Dengeleme
252 Jeopolitik Bir Lider
268 Cuçioğullarının İç Savaşı
288 Tahtın Ardındaki Güç
290 6: KUZEY YOLU
294 Tokta Gücünü Pekiştiriyor
303 Rekabeti Kontrol Etmek
308 Tüm Ordalar Bir Arada
314 Moskova’nın Zorlu Yükselişi
323 Uzak ve Geniş Ticaret
331 Yeni Şehirler
336 Dünyanın Efendileri
339 İlhanlıların Çöküşü
345 7: GERİ ÇEKİLME
350 Kara Ölüm Yayılıyor
359 Güçlüyken İstila Edebiliriz, Zayıfken Geri Çekilebiliriz
364 Anarşi
371 Beyler İdareyi Devralıyor
380 Parçalanma
382 8: KÜÇÜK KARDEŞLER
383 Ordayı Tekrar Bir Araya Getirmek
394 İltica
401 Toktamış’tan Sonra
406 Yeni Bir Nesil
415 SONSÖZ: ORDA’NIN AYNASI
429 SÖZLÜK
433 TEŞEKKÜR
437 DİZİN

TAKDİM
Altay Tayfun Özcan

Altın Orda Hanlığı’nın tarih sahnesinden çekilmesinin üzerinden beş yüz yıldan fazla zaman geçmiş olmasına karşın tarihte bıraktığı iz, üzerinde kurulu bulunsun bulunmasın pek çok devletin tarihi hafızasında varlığını koruyor. Kazakistan’da Altın Orda Hanlığı’nın kurucularının atası Cuçi üzerinden bir tarih tasavvuru ortaya konuyor ve Kazakistan, bu devletin varisi olarak konumlandırılıyor. Benzer şekilde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsunda da Altın Orda Hanlığı 16 yıldızdan biri olarak simgeleniyor ve bu yolla devletin tarihi köklerinin içerisine yerleştiriliyor. Rusya’da ise Altın Orda mirası çeşitli yönleri ile tartışılıyor. Son bir makalesinde Sergey Lavrov Rus siyaset kültürünü ele alırken Altın Orda geçmişini Ruslar için “korkunç bir sınav” olarak değerlendirmişti. Elbette bu yorum, Orta Çağ’daki Rus kronik yazarlarının hissiyatına ve yorumlarına kadar uzanan bir geçmişe sahip. Ancak nereden gelirse gelsin, ister tarihi kökleri olsun, isterse yoktan yere kendisini göstersin devlet adamlarının tarihi konuları kendi siyasi cepheleri açısından ele almaları ve hatta bu yönde çizdikleri perspektifi eğitim müfredatına sokarak tasavvurlarını toplumlarına yaymaları yeni bir durum değil. Tarih biraz da bir hissiyat meselesidir. Ve Sergey Lavrov, bu değerlendirmelerini paylaşırken bir yandan siyaset yapıyor, diğer taraftan da hislerini dışarıya vuruyor. Ancak yine de ortada buluşmamızın daha doğru neticeler vereceğini, doğruları sadece kendi cephemizden değil, tüm aidiyetleri mümkün olabildiğince bir tarafa bırakarak görmemiz gerektiğini de unutmamamız gerekiyor. Tarihi ancak bu yolla, olabildiğince gerçek hâli ile yeniden ayağa kaldırmamız mümkün olabilir.

Altın Orda Hanlığı, büyük bir yıkımın sonrasında kuruldu. 1235’te başlayan Moğolların Batı seferi hiç şüphe yok ki bu zamana kadar Moğol harekatları içerisinde en görkemlisi ve en iddialısıydı. Moğollar daha önce Çin’e ve Harezm’e sefer düzenlemişlerdi. Ancak şimdi hayalleri çok daha ötedeki topraklara, ötedeki bir kıtaya uzanıyordu. Moğollar İtil Bulgar Hanlığı’nı bir çırpıda yok ettikten sonra 1238’de Kuzey Rusya’daki kentlerin neredeyse tamamını ele geçirdiler. 1240’ta Kiev’i zapt ettikten sonra 1241’de dört kol hâlinde Orta Avrupa’ya girdiler. Bu harekât neticesinde Polonya’dan Avusturya’ya, Macaristan’dan Hırvatistan’a ve Bulgaristan’a varıncaya kadar pek çok bölge Moğol saldırısına uğradı ve çok sayıda kent yakılıp yıkılırken sakinleri de katledildi. Bu korku dolu dönem sanki hiç bitmeyecekmiş, hatta Avrupa’nın diğer kesimlerine de yayılacakmış gibi görünüyordu. Fransa Kralı ile annesi arasındaki bir yazışmada kullanılan vedalaşmaya benzer ifadeler bu ortamı iyi şekilde yansıtır. Bununla birlikte Moğollar beklenmedik şekilde Avrupa’yı terk ederek doğuya doğru harekete geçtiler. Bundan birkaç sene önce Moğolların topraklarından çekildiğini gören Rusların sevinci şimdi de Avrupalıların üzerine doğmuştu. Ancak Moğolların aslında çekilip gitmediklerini, sınırlarının hemen eşiğinde yeni bir devlet kurduklarını anlamaları uzun sürmeyecekti.

Moğolların Batı seferinin fiili olarak başkomutanlığını üstlenmiş olan Batu, 1243’te İtil merkezli yeni bir Moğol devletinin temellerini attı. Tarih araştırmalarında Altın Orda olarak anılan bu siyasi yapı, bu yıllarda her ne kadar hukukî olarak doğrudan Karakorum’daki Moğol Büyük Hanlığa bağlı bir valilik benzeri bir konumda bulunuyorsa da Batu adeta bağımsız bir hükümdar gibi davranıyordu. Rus knezlerini huzuruna kabul edip onlar arasından birisini Büyük Knezlik makamına getirerek Rusya’yı egemenliği altına alıyor, karargahında 1243’te Baycu’ya yenilerek Moğollarla kalıcı bir anlaşma yapmak isteyen Anadolu Selçuklu bürokratlarını ağırlayıp tâbiyeti altına alıyor ve Kafkasya’daki siyaseti tanzim ediyordu. Batu’nun görevlileri Rusya’da, Kafkasya’da, Anadolu’da ve Türkistan’da vergi topluyorlardı. Hazar Kağanlığı’nın 965’te tarih sahnesinden çekilmesinin üzerinden neredeyse üç yüzyıl geçtikten sonra İtil Irmağı boyları yeniden Rusya’dan Kafkasya’ya ve Çin’e uzanan sahada bir merkez hâline gelmeye başladığı bir ana tanıklık ediyordu. Kısa süre içerisinde Altın Orda Hanlığı, İtalyan tüccarların faaliyetleri neticesinde İtalya ile Çin arasında kurulan ticaret yolunun ana bir istasyonu hâline de gelecekti. 1250’li yıllarda başlayan bu süreç 1330’lu yıllara gelindiğinde ticaret ilişkilerinin zirveye çıktığı bir anı yaşıyordu. İtalyan tüccar Francesco Balducci Pegolotti tarafından 1330’larda yazılan La Pratica Della Mercatura adlı eser, Altın Orda topraklarının bu kıtalar arası ticaret hayatında ne kadar önemli bir noktada bulunduğunu ortaya koyar. Ancak bu gelişmeler elbette sadece İtalyan tüccarların gözü karalıkları sayesinde ortaya çıkmıyordu. Altın Orda hanları da ticaretin gelişmesi yönünde çeşitli düzenlemelerde bulunuyorlardı. Özbek Han zamanına ait olup Venediklilere bahşedilen bir belgede (1333) tüccarların %3 oranında vergi vermeleri, mallarını satamamaları durumunda ise herhangi bir verginin talep edilmeyeceği ifade edilmiştir. Yine aynı belgede çeşitli mücevher ve kıymetli taşlarla kaplanmış eşyalardan vergi alınmaması istenmiştir. Bu hüküm, Özbek Han’ın halefleri Canıbek (1342–1357) ve Berdibek (1357–1361) zamanında da devam edecekti. Diğer taraftan Altın Orda hükümdarları Rusya’daki ticaret hayatında kendisini gösteren riskleri de bertaraf etme yoluna gidiyorlardı. Mengü Timur Han’ın, Büyük Knez Yaroslavl Yaroslaviç’in Novgorod ile yaşadığı sorunların bölge ticaretini olumsuz etkilediği günlerde anlaşmazlığa müdahale ederek Novgorod merkezli ticareti kendi koruması altına alması dikkat çekicidir. 1304–1305 ve 1326–1327’ye ait iki belgede de Novgorodluların, tüccarlarının Suzdal topraklarında “Çar’ın fermanına göre”, yani Altın Orda hanının fermanına göre özgürce ticaret yapabileceklerini Tver Knezi Mihail Yaroslaviç’e hatırlatıyorlardı. Bu vesikalara bakıldığında Mengü Timur’un kanununun uzun bir süre Rusya’daki ticaret hayatını etkilediğini söylemek mümkündür.

Tüm bu manzara, karşımıza, Moğolistan’dan Macaristan’a ve Balkanlara kadar yaklaşık 8.000 kilometrelik bir hat dahilinde büyük bir yıkımın neticesinde kurulan bir devletin, Altın Orda’nın sonunda egemenlik kurduğu alanda ticaret hayatını destekleyen ve olası tehlikeleri bertaraf eden bir devlete dönüşümünü sunmaktadır. Altın Orda bu yönü ile yepyeni bir dünyanın kurulduğu bir aşamada bir dinamo vazifesi gören bir devlet olarak kendisini gösteriyordu. Altın Orda’nın diğer Moğol devletlerine göre bozkır geleneklerine daha sıkı sıkıya bağlı kalmış olmasına karşın uluslararası ticaret hayatında diğerlerinden çok daha ileri gitmiş olması ilgi çekicidir. Bu, elbette ki üzerinde kurulu bulunduğu bölgenin geniş bir iktisadi havuzun tam ortasında yer almasıyla yakından ilişkiliydi. Bununla birlikte bu ortamdan faydalanmak en temelde güçlü bir iletişim ağına, huzurlu bir siyasi hayata ve tehlikeleri bertaraf edebilecek güçlü bir orduya bağlıdır. Altın Orda Hanlığı, üzerinde kurulu bulunduğu coğrafyanın sunabileceği iktisadî yararları gücü ile desteklemiş bir devletti. Bugün tarihçiler Pax Mongolica’dan, yani Moğol Barışı/Huzuru’ndan bahsediyorlar. Kıtalararası ticaretin güvenli bir şekilde yapılabilirliğini ifade eden bu kavramın ortaya çıkmasında her şeyden önce etkili olan güç Altın Orda Hanlığı’ydı. Bu açıdan bakıldığında Moğol Barışı’nı ortaya çıkaran bir Altın Orda Barışı’ndan da bahsetmemizin zamanının geldiğini düşünüyorum.

Altın Orda Hanlığı bir dönüşümün tarihi. Bir bozkır devleti olarak kurulmasının ardından bir ticaret devletine dönüşmesi veya bir Moğol devleti olarak kurulmasına karşın zaman içerisinde başkalaşarak bir Türk devletine evrilmesi, başlangıcındaki Altın Orda ile tarih sahnesinden çekildiği yıllardaki Altın Orda’nın birbirinden farklı olduğunu gösteriyor. Ancak bu dönüşüm sadece kendisi ile sınırlı değil. Altın Orda idaresi, üzerinde kurulu bulunduğu Rusya gibi ülkeleri de dönüştürdü ve devlet teşkilatından ekonomiye ve diplomasiye varıncaya kadar pek çok alanda Moskova Rusyası’nı etkiledi. Diğer taraftan Altın Orda, Moğol Barışı içerisindeki önemli konumuyla Avrupa’nın uluslararasılaşmasının da temellerini attı. Avrupa’nın Asya’yı keşfi Moğolların Çin’den Dinyeper’e kadar uzanan sahadaki egemenliğinin ve güvenlik politikalarının bir eseriydi. Bu keşfe katkısı olan kimselerin önemli bir kısmının yolunun Altın Orda topraklarından geçmesi önemlidir.

Marie Favereau tarafından kaleme alınan Orda, Altın Orda Hanlığı tarihine ilişkin en güncel incelemelerden birisi. Bu eserde Altın Orda Hanlığı’nın ortaya çıkışına zemin hazırlayan hadiselerden yıkılışına kadarki tarihinin genel bir anlatısı yanında küresel düzeyde etkisine dair tespitler de sunuluyor. Bunu Altın Orda’yı tarihten kesip çıkarmadan, Altın Orda Hanlığı’nın başta diğer Moğol devletleriyle ilişkilerinden etrafındaki diğer devletlere uzanan ilişkiler ağını ortaya koyarak yapmaya teşebbüs ediyor.

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yazarın Diğer Kitapları

Men-e-men Birazoku

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur