Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Modern Türk Vatandaşının İnşası
Modern Türk Vatandaşının İnşası

Modern Türk Vatandaşının İnşası

Özge Baykan Calafato

1920’ler ve 1930’larda çekilmiş altmıştan fazla fotoğraftan yola çıkan bu çalışma, şehirli orta sınıfın öz temsillerini mercek altına alıyor. Kitap fotoğrafın cinsiyet, beden, mekânla…

1920’ler ve 1930’larda çekilmiş altmıştan fazla fotoğraftan yola çıkan bu çalışma, şehirli orta sınıfın öz temsillerini mercek altına alıyor. Kitap fotoğrafın cinsiyet, beden, mekânla olduğu kadar dil ve maddesellikle olan ilişkisini de inceleyerek vernaküler fotoğrafın üretimi ve dolaşımının modern Türk vatandaşının inşasına nasıl katkıda bulunduğunu araştırıyor. Erken Cumhuriyet’in modernlik ve sekülerlik vurgusuyla Cumhuriyet kadını ve erkeği ideallerini oluşturmasının izini sürüyor.

Dönemin stüdyo fotoğrafları ve amatör karelerinin sınıfsallığına dikkat çeken Modern Türk Vatandaşının İnşası, erken Cumhuriyet’in hızla değişen siyasi ve sosyal ikliminde üretilen yeni benlik temsillerine dair kıymetli bir eser.

İçindekiler
Teşekkür……………………………………………………………………………………..11
Giriş…………………………………………………………………………………………….15
Erken Cumhuriyet döneminde kimlik ve ulus inşası……………….23
Kitaptaki fotoğrafların seçimi ve metodoloji…………………………….36
Kuramsal çerçeve …………………………………………………………………….41
Bölümlerin ana hatları……………………………………………………………..51
I
Fotoğraf, Toplumsal Cinsiyet ve Modernite
1 Yeni Türk Kadınının İnşası ………………………………………………………65
Tebaadan vatandaşa: Modern Türk kadınının inşası ………………67
Kamusal alanda kadın……………………………………………………………..76
Çözümlenememiş kadınlık: Bir güzellik kraliçesi örneği …………87
Toplumsal cinsiyeti okumak ……………………………………………………96
Sonuç……………………………………………………………………………………..101
2 Modern Türk Erkeklikleri……………………………………………………….103
Neşeli asker……………………………………………………………………………105
Beyefendi……………………………………………………………………………….114
Modern koca, modern baba……………………………………………………128
Cinsiyetle oynama biçimleri…………………………………………………..138
Sonuç……………………………………………………………………………………..144
II
Modern Bedenin İnşası
3 Poz, Duruş ve Aksesuvar: Fotoğrafla Yapılan Dünyalar…………149
Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e
modernleşen poz …………………………………………………………………152
Pozla oynamak ………………………………………………………………………161
Sonuç……………………………………………………………………………………..168
4 Cumhuriyet’in Bedenleri ………………………………………………………..171
Spor fotoğrafları: Cumhuriyet’in yeni beden estetiği……………..173
Bedenleri eğitmek: 19 Mayıs kutlamaları ……………………………….178
Türk kadınlık ve erkekliğinin çerçevesi: Lohusa ve sünnet…….183
Sonuç……………………………………………………………………………………..189
III
Fotoğraf ve Mekân İnşası
5 Fotoğrafın Evcilleştirmesi……………………………………………………….193
Fotoğraf, kentsel hafıza ve ulus inşası: İzmir’in Hamza
Rüstem Stüdyosu ………………………………………………………………..199
Stüdyo mekânını demokratikleştirmek: Alaminüt fotoğraf ……211
Sonuç……………………………………………………………………………………..222
IV
Fotoğraf, Maddesellik ve Dil
6 Vatandaşlığın Neşri………………………………………………………………..227
Şükrü Bey’in ilginç hikâyesi …………………………………………………..228
Fotoğraflarla dolaşan hafıza …………………………………………………..237
Dürüst, samimi ve nazik: Cansız gölgelere düşülen notlar…….245
Sonuç……………………………………………………………………………………..256
Sonuç…………………………………………………………………………………………259
Kaynakça…………………………………………………………………………………..261
Dizin………………………………………………………………………………………….307

Giriş

Her şey bu fotoğrafla başladı. Fotoğrafı İzmir’in tarihi Kızlarağası Hanı’nın karşısındaki antikacıda görür görmez satın almak istediğimde, dükkân sahibi kibirli bir bakışla fotoğrafı bana satmayı neredeyse reddetti. Fotoğrafı bir müzayedede satın almıştı ve onun yeni sahibi olmayı gerçekten hak edip etmediğimi anlamak istiyordu. Fotoğrafa öyle hayran olmuştum ki tartışmayı uzatmak istemedim. O gün ondan satın aldığım tek şey buydu. Bu alışverişin tesadüfi keşifler ve akademik mücadelelerle dolu uzun bir yolculuğun ilk adımı olacağını henüz bilmiyordum.

Utangaç genç bir kadının elini tutan genç adamın naif, mahcup gülümsemesi, kameraya bakarken kadının yüzünde beliren zarif tebessüm, arka planda dört genç hanımefendiden oluşan izleyici topluluğu, renkli camlarla donatılmış boş bir salon, dışarıda güneşli bir bahçe ve mükemmel bir kompozisyon yaratabilmek için onları ortalamaya çalışan fotoğrafçının bakışı beni adeta cezbetmişti. Ancak beni bu fotoğrafa asıl çeken, gözler önüne serdiklerinden çok, arka yüzdeki el yazısıyla yazılmış kısa ve öz nottu: “Hayatın en tatlı günleri.” Dönemin yaygın kullanılan markası Ferrania kartpostal kâğıdına basılmış fotoğraf 1 Mayıs 1941 tarihini taşıyordu. Fotoğrafın arkasında “Gezim” yazan ek bir not (Resim 0.2) da göze çarpıyordu.

Fotoğrafın çekildiği günden yıllar sonra, ben bu kişinin hayatındaki “en tatlı günleri” yakalayan görüntüye bakıyordum. Bu fotoğraf benim için çekilmemişti; bana onu görme izni verilmemişti. Ben iyi niyetli, davetsiz bir misafir, onaylanmamış bir seyirciydim. Fotoğrafı incelerken fotoğrafın kahramanları, hayatları ve fotoğraftaki mesaj hakkında varsayımlarda bulunduğumu fark ettim. Bu “en tatlı günler”in fotoğrafın tam merkezinde, kameraya/ fotoğrafçıya bakarak bir film yıldızı misali özenle poz veren genç adama ait olduğunu varsaymıştım. Genç kadınsa ya kameraya bakamayacak kadar utangaçtı ya da sahnelediği estetik duruşunun tamamen farkındaydı. Ancak bu durum, hayatın en tatlı günlerini tanımlayan bu kelimeleri onun yazdığı ihtimalini ortadan kaldırmıyordu.

Bu erkekle kadın arasındaki ilişki neydi? Genç adamın sol yüzükparmağında parlak bir nokta görünüyor. Bu bir alyans olabilir. Bu kadın ve erkek geziye çıkmış yeni evli bir çift olabilir mi? Fotoğraf İzmir’de veya İzmir’in dışında çekilmiş olabilir. Dışarıdaki masalara bakılırsa mekân muhtemelen bir çay bahçesiydi. Sağdaki küçük sahne burada zaman zaman canlı müzik yapıldığının işareti olabilir. Burası Osmanlı köşklerinden birinin taraçası mıydı? Yoksa özel bir kulüpte miydiler?

Notta “hayatımızın” değil de “hayatın”, “gezimiz” yerine “gezim” ifadelerinin kullanılması dikkat çekici. Benzer şekilde diğer aile üyelerine, özellikle de kayınvalidelere, kayınpederlere hitaben yazılmış o döneme ait pek çok fotoğrafın aksine, bu fotoğraftaki not neredeyse bir “kendine not”, özel bir hatıra gibi. Herhangi bir anı, hayatımızın “en tatlı günleri” olarak belirleyen nedir? Fotoğraflanan bir anı bu şekilde tanımlamamıza sebep olan nedir ve bunu kim için yaparız? Bu fotoğrafın seyirci kitlesini sorgularken onu İzmir’deki bir antikacı dükkânına getiren koşulları da merak ettim. Bu fotoğraf, onu satın aldıktan aylar sonra akademik araştırmamın itici gücünü oluşturdu. Bunun arkasındaki motivasyon, daha en başında fotoğrafın cazibesine kapılma sebebimden çok farklı değildi: Fotoğrafı hem estetik çekiciliği hem de işaret ettiği tarihsel andan dolayı seçmiştim.

1941 yılına ait bu fotoğraf, dönemin sosyal ve siyasi ortamının gerilimleriyle yüklü. Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden üç yıl sonra Türkiye hâlâ tek parti rejimi altında, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından yönetilmekteydi. İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığında, İkinci Dünya Savaşı’nın son dönemlerine kadar tarafsızlığını koruyan Türkiye güçlü bir siyasi ve ekonomik baskı altına girmişti; bir yandan Kemalist reformların korunması için çaba gösterilirken diğer yandan da ülkede artan muhalefete karşı koymaya çalışılıyordu. Bu gerilimlere rağmen Kemalist ideoloji Batılılaşma, laiklik, bilim ve modern eğitimin gelişmesine odaklanarak siyasi gündemi belirlemeyi sürdürdü.

Resim 0.1’deki kadınlar son moda döpiyesleri, uzun inci kolyeleri ve zarif saç modelleriyle Kemalistlerin ulaşmayı amaçladığı modern görünümü yansıtıyorlar. Cumhuriyet’in ilk yıllarının popüler sloganıyla vatanı “muasır medeniyetler seviyesi”nin üzerine çıkarmayı hedefleyen Kemalist devrim, kadının özgürleşmesini özellikle önemsiyordu. Rejim için kadının özgürleşmesi demek, (zaman zaman zorunlu olarak) kamusal alana katılımı anlamına geliyordu. Göle’nin (2011: 101-102) açıkladığı gibi, ilkokuldan itibaren kız-erkek karma eğitimle “kadınların okuyarak meslek sahibi olmaları, kadınlara verilen siyasi haklar, kadınların peçe ve çarşaftan sıyrılması, tüm bunlar kadının gövdesel, kentsel ve kamusal görünürlüğünü sağlayarak, kadının tecridi üzerine kurulu Müslüman toplumu karşısında Batıcı medeniyet projesini pekiştirmiştir.”

Resim 0.1’deki çiftin balo salonundaki dans pozu bana, Mustafa Kemal Atatürk’ün 1929’da manevi kızı Nebile’nin (Bayyurt) Ankara Palas’taki düğününde onunla dans ederken çekilen ikonik bir fotoğrafını hatırlattı (Resim 0.3).2 Erken Cumhuriyet döneminde salon dansları modernliğin, nezaketin ve toplumsal ilerlemenin bir işaretiydi. Kadınlı erkekli sosyalleşme ve eğlence yaygınlaştıkça Cumhuriyet Baloları’na ve dans partilerine katılım yeni orta sınıf için bir statü sembolü haline gelmişti.

Resim 0.1’deki dans pozuna ne ilham vermiş olabilir? Fotoğraf muhtemelen kentte çekilmiş ve yeni oluşmaya başlayan Türk kentli orta sınıfının sosyal hayatına bir bakış sunuyor. Fotoğraftaki insanlar belki de, bunu karşılayabilecek imkânları yoksa bile teşvik edildikleri bu Avrupai yaşam tarzına öykünüyorlar sadece. Ancak öyle bile olsa yeni Cumhuriyet’in desteklediği ideallere uygun bir görüntü için poz veriyorlar. Modern kent manzarası ile yeni sosyal yaşam biçimleri ve âdetlerinin yanı sıra değişen toplumsal cinsiyet rollerini de gözler önüne seren bu kare, birçok açıdan modernliğin ve mutluluğun sahnelenmesi olarak görülebilir. Gerçekten de, Cumhuriyet seçkinleri mutluluğun ancak kadın ve erkeğin görü….

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Araştırma/İnceleme Sosyal Tarih Tarih
  • Kitap AdıModern Türk Vatandaşının İnşası - Erken Cumhuriyet Döneminde Vernaküler Fotoğraf
  • Sayfa Sayısı320
  • YazarÖzge Baykan Calafato
  • ISBN9786256198999
  • Boyutlar, Kapak13.5 x 19.5 cm, Karton Kapak
  • YayıneviDoğan Kitap / 2024

Yazarın Diğer Kitapları

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur