Birazoku.com sitesinde de kitapların ilk sayfalarından biraz okuyabilir, satın almadan önce fikir sahibi olabilirsiniz. Devamı »

Yazar ya da yayınevi iseniz kitaplarınızı ücretsiz yükleyin!

Mezarlarınıza Tüküreceğim
Mezarlarınıza Tüküreceğim

Mezarlarınıza Tüküreceğim

Boris Vian

Otuz dokuz yıllık renkli ve verimli yaşamı boyunca romanlar, şiirler, şarkı sözleri yazan, trompetten ve cazdan vazgeçmeyen, oyunculuk, şarkıcılık, mucitlikten de geri kalmayan ve…

Otuz dokuz yıllık renkli ve verimli yaşamı boyunca romanlar, şiirler, şarkı sözleri yazan, trompetten ve cazdan vazgeçmeyen, oyunculuk, şarkıcılık, mucitlikten de geri kalmayan ve doğal bir oyunbozan olan Boris Vian’ın meslek hayatında Fransız Standartları Enstitüsü’nü seçmiş olması belki de sanat dünyasının en parlak ironilerinden biridir. Dönemin diğer bazı isimleri gibi doğaçlama yaşayıp eser veren Vian bugün asıl olarak yazar kimliğiyle ve antimilitarist bakış açısıyla tanınıyor.

Vernon Sullivan müstearıyla kaleme alınan ve bir “beyaz zenci”nin intikam öyküsünü anlatan Mezarlarınıza Tüküreceğim, hakkında net bir yoruma varılması zor, açık uçlu yapıtlardan biri. Şiddet ve erotizm duvarını aşarak bir rehabilitasyon, bir katharsis yaşamak mümkün mü? “Her şey”i görüp tanık olduğu için bir omuz silkme refleksi geliştirmiş olan günümüz insanı bu soruya ne yanıt verirse versin, kitaptan uyarlanan filmin galasında hayal kırıklığına kapılarak kalp krizinden ölen Vian’ın yapıtına sahip çıktığı ortada.

“Mezarlarınıza Tüküreceğim meşhur Amerikan pulp’ıyla Fransız sado-erotizminin hararetli bir birleşimi.” -The Guardian

“Boris Vian eşi benzeri olmayan bir yazar.” -James SallIs

*

1

Buckton’da beni kimse tanımıyordu. Clem, şehri bu yüzden seçmişti ve zaten korkudan altıma yapıyor olsam bile, daha yukari, kuzeye doğru devam etmek için yeterince benzinim kalmamıştı. Ancak beş litre vardı… Cebimde Clem’in mektubuyla dolarlarımın dışında başka bir şey yoktu elimde. Valizime gelince. ondan hiç bahsetmeyelim; içindekiler beş para etmezdi. Ha unutuyordum; arabanın arka bagajında çocuğun küçük tabancası vardı: Basit ve ucuz bir 6,35’lik… Şerif bize cesedi görmemiz için goturmemizi söylediginde hâlâ cebindeydi. Dogrusu her şeyden çok Clem’in mektubuna güvendiğimi söyleyebilirim. Bu iş olmalıydı, bu mutlaka olmalıydı. Direksiyonun üzerindeki ellerime bakıyordum. parmaklarıma, tırnaklarıma… Gerçekten kimse söyleyecek söz bulamazdı. Bu yandan hiçbir tehlike yoktu. Bakalım işin içinden çıkabilecek miydim…

Kardeşim Tom, Clem’i üniversitede tanımıştı. Clem ona diğer öğrencilere olduğu gibi davranmıyordu. Onunla severek konuşuyordu, beraber içki içer, Clem’in Caddy’siyle dışarı çıkarlardı. Zaten Clem’in yüzünden Tom’a hoşgörülü davranırlardı. Clem babasının yerine fabrikanın başına geçmeye gittiği zaman. Tom da çekip gitmesinin iyi olacağını düşünmüş olmalıydı. Bizimle birlikte geri geldi Çok şey öğrenmişti ve yeni okula öğretmen olarak atanması ona zor gelmedi. Sonra çocuğun anlattıkları her şeyi altüst etti. Ben bir şey dememek için yeterince riyakardım, ama çocuk degildim O bunda hiçbir kötülük görmüyordu. Kızın babası ve erkek kardeşi onunla ilgilenmişlerdi.

Erkek kardeşim işte bu nedenle yazmıştı mektubu Clem’e. Bu ülkede daha fazla kalamazdım ve Clem’den bana birşeyler ayarlamasını istemişti. Fazla uzaklarda değil; beni zaman zaman görebilmesi için, ama yeterince de uzak; kimsenin bizi tanımaması için. Benim yüzüm ve kişiliğimle tehlikeye atılmadığımızı düşünüyordu. Belki de haklıydı, ancak ben çocuk dahil hepsini hatırlıyordum.

Buckton’daki bir kitabevinde yöneticilik; işte yeni işim buydu. Eski yöneticiyle temasa geçmek ve üç günde işi öğrenmek zorundaydım. Yönetimi değiştiriyordu. Yükseliyordu ve para kazanmak istiyordu. Hava güneşliydi. Sokağın ismi şimdi Pearl Harbor Street olmuştu. Clem bunu büyük bir olasılıkla bilmiyordu. Levhaların üzerinde eski ismi de okunuyordu. 270 numarada mağazayı gördüm ve kapının önünde Nash’ì’ durdurdum. Yönetici kasanın arkasında oturmuş bordroların üzerine rakamları yeniden yazıyordu; kapıyı açarken gördüğüm kadarıyla soluk sarı saçlı, keskin mavi gözlü, orta yaşlı bir adamdı. Ona “günaydın.” dedim.

“Günaydın. Ne istemiştiniz?”

“Sizin için bir mektup var.”

“Ya! Siz miydiniz değiştireceğim kişi? Şu mektuba bir bakayım.”

Mektubu aldı, okudu ve bana geri verdi. “Bu zor bir şey değil.” dedi. “İşte stokumuz,” eliyle dairevi bir hareket yaptı”hesap bu akşam bitecek. Satış, reklam ve geri kalan için işyeri deneticilerinden alacağımız talimatlara göre hareket edersiniz.” “Bunun gibi boş kitabevleri de mi var?” “Evet, kitabevi zincirleri.”

“Güzel, en çok neler satıyorsunuz?”

“Ah, romanlar. Kötü romanlar, ama bu sizi ilgilendirmez. Dini kitaplar, okul kitapları da. Çocuk kitaplarından fazla satmıyor, ciddi kitaplar da öyle, işin bu yönunu geliştirmeye hiç çalışmadım.”

“Dini kitaplar, sizin için yeterince ciddi değil mi?” Dilini dudaklarının üzerinde gezdirdi. “Söylemediğim şeyleri bana söyletmeyin.” İçtenlikle güldüm.

“Bunu kotu algılamayın, ben de çok fazla inanmıyorum.” “Öyleyse size bir öğüt vereceğim. Bunu insanlara belli etmeyin ve her pazar papazı dinlemeye gidin, obür türlü sizi çabuk kapı dışarı ediverirler.”

“Ah, tamam,” dedim. “Gidip papazı dinlerim.”

“Alın.” dedi bana bir kâğıt uzatarak. “Bunu inceleyin. Bu geçen ayın muhasebesi. Çok basit. Bütün kitapları ana merkezden alınız. Sadece giriş ve çıkışların üç örnek şeklinde hesabını tutmak gerekir. Her on beş günde bir parayı toplamaya gelirler. Size çekle ödeme yapılır, ayrıca küçük bir yüzde de alırsınız” “Şuna bir bakayım.” dedim.

Kağıdı alıp alçak tezgahın üzerine oturdum, üstü müşterilerin raflardan çıkarıp muhtemelen yerine koymaya vakit bulamadığı kitaplarla doluydu. “Bu ülkede neler yapılır?” diye yeniden sordum.

“Iliç,” dedi. “Karşıdaki drugstore’da kızlar bulunur, iki blok otede Ricardo’nun Yeri’nde bourbon var, içilir.” Kaba saba haline rağmen hiç de sevimsiz değildi.

“Ne kadardır buradasınız?”

“Beş yıl.” dedi. “Ve önümde beş yıl daha var.”

“Sonra?”

“Amma meraklısınız.”

“Sizin hatanız. Neden hala beş yıl diyorsunuz? Size bir şey sormadım ki.”

Ağzının kenarı biraz yumuşadı ve gözlerini kıstı.

“Haklısınız. Beş yıl daha çalışıp bu işten çekileceğim.” “Ne yapmaya?”

“Yazmaya,” dedi. “Bestseller romanlar yazmaya… Sadece bestseller. Tarihi romanlar, zencilerin beyazlarla yatacagı ve linç edilmeyecekleri, kenar mahallelerdeki igrenç serserilerin arasında el sürülmeden büyümeyi becerecek salt genç kızların romanları.” Alayla güldü.

“Bestseller yani! Sonra son derece orijinal ve cesur romanlar. Bu ülkede gözüpek olmak kolay; zahmet edip herkesin görebilecegini aktarmak yeterli.”

“Başarırsınız.” dedim.

“Mutlaka başarırım. Şimdiden hazırda altı tane var zaten.” “Onları yayınlamayı denemediniz mi?”

“Ben bir yayıncının kız veya erkek arkadaşı değilim ve buna yapacak yeterince param yok.”

“O zaman?”

“O zaman beş yıl içerisinde yeterince param olacak.” “Mutlaka becerirsiniz,” diye konuyu kapattım.

Birbirini takip eden iki gün boyunca ve mağazanın yalın ça-…

Eklendi: Yayım tarihi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Kategori(ler) Roman (Yabancı)
  • Kitap AdıMezarlarınıza Tüküreceğim
  • Sayfa Sayısı136
  • YazarBoris Vian
  • ISBN9786053758600
  • Boyutlar, Kapak13,5 x 21 cm, Karton Kapak
  • Yayıneviİthaki Yayınları / 2018

Yazarın Diğer Kitapları

  1. Yürek Söken ~ Boris VianYürek Söken

    Yürek Söken

    Boris Vian

    Otuz dokuz yıllık renkli ve verimli yaşamı boyunca romanlar, şiirler, şarkılar yazan, trompetten ve cazdan vazgeçmediği gibi oyunculuk, şarkıcılık, mucitlikten de geri kalmayan ve...

Bebhome Kahve

Aynı Kategoriden

  1. Uçurtma ~ Laetitia ColombaniUçurtma

    Uçurtma

    Laetitia Colombani

    Yaşadığı trajediden sonra tüm geçmişini ardında bırakarak yeni bir başlangıç yapmak için Hindistan’a giden Léna, etrafındaki her şey uykudayken okyanus kıyısında yüzmeyi alışkanlık hâline...

  2. Oblomov ~ İvan GonçarovOblomov

    Oblomov

    İvan Gonçarov

    İvan Aleksandroviç Gonçarov, Oblomov’u otuz iki-otuz üç yaşlarında, orta boylu, hoş görünümlü, koyu gri gözlü ama yüz hatlarında herhangi bir fikir, herhangi bir yoğunluk...

  3. Hasat Avı ~ Yasmine GalenornHasat Avı

    Hasat Avı

    Yasmine Galenorn

    Seattle’da işler beklenmedik şekilde karışır… D’Artigo kardeşler, Gölge Kanat’ın ordusunu Öteki Dünya’yı ele geçirmeden durdurmaya çalışırken, kurt adamlar esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmaya başlar....

Haftanın Yayınevi
Yazarlardan Seçmeler
Editörün Seçimi
Kategorilerden Seçmeler

Yeni girilen kitapları kaçırmayın

Şimdi e-bültenimize abone olun.

    Oynat Durdur
    Vimeo Fragman Vimeo Durdur